Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/13 E. 2020/402 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/13 Esas
KARAR NO : 2020/402
DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 08/01/2019
KARAR TARİHİ : 07/10/2020

Mahkememize …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/10/2019 tarih 2019/96 Esas 2019/295 K. sayılı görevsizlik kararı ile dava dosyası mahkememize tevzi edilmekle; yapılan açık yargılaması sonucunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında imzalanan Gayrimenkul Satış Vaadi ve İnşaat sözleşmesi uyarınca tanzim ve teslim edilen bonolar, ABD Doları cinsinden düzenlendiğini, sözleşmeye konu bağımsız bölümlerin tapularının da müvekkili tarafından devir alındığını, vadeleri gelen ABD Doları cinsinden bir kısım bono bedellerinin ödendiğini, bu noktaya kadar taraflar arasında hiçbir ihtilaf olmadığını, bononun Türk parası kıymetini koruma hakkında 32 sayılı karara ilişkin tebliğ’de değişiklik yapılmasına dair tebliğin 21. Maddesi uyarınca 32 sayılı kararın geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenmiş olmasına rağmen dolaşıma girmediğini, dava dışı … A.Ş.’ye yapılan cironun tahsil cirosu olduğunu, tahsil cirosunun dolaşıma girme manasına gelmeyeceğini, bu nedenle fazladan ödenen tutarın davalıdan tahsili gerektiğini, dava konusu bononun 300.000,00 ABD Doları tutarında olduğunu bedelinin tamamıyla ödendiğini, 32 sayılı kararın emredici hükümleri çerçevesinde 254.274,00 TL’nin davalıya fazladan ödendiği için bu tutarın müvekkiline faizi ile birlikte iadesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında uyuşmazlığın … A.Ş.’ye yapılan cironun tahsil cirosu olup olmadığı ve ilgili tebliğin 21. Maddesi uyarınca dava konusu bononun dolaşıma girip girmediği noktasında toplandığını, uyuşmazlığın bonodan kaynaklanması nedeniyle davanın Ticari dava olduğunu, görevli ve yetkili mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu savunmuştur.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; ihtilafın bonodan kaynaklanmadığını, bonoya bağlı ödemenin, bono tanziminden sonra yürürlüğe giren mevzuata bağlı olarak kısmen iadesine ilişkin olduğunu, davanın açılmasından sonra 27/02/2019 tarihli Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (2018-32/52) Kapsamında Hazırlanan Sıkça Sorulan Sorular” Başlıklı Açıklama Notunun 38. Maddesi gereği bononun 16/11/2018 tarihinden önce düzenlenmiş olmasının yeterli görülmediği, buna ek olarak bononun hamiline düzenlenmesi veya hamiline yazılı hale gelip başkasının eline geçmesi şartı arandığını, bononun tahsil amacıyla devredildiği ve dolayısıyla dolaşıma girmediği gerçeği karşısında fazla ödenen 254.274TL’nin faizi ile birlikte müvekkiline iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; Davanın, bono nedeniyle yapılan ödemenin sebepsiz olduğu iddiasına dayandığını, uyuşmazlığın bonodan kaynaklandığını, mutlak ticari dava olduğunu ve görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, uyuşmazlık mutlak ticari dava olduğundan davacının arabulucuya başvurmaması sebebiyle dava şartı yokluğundan esas girilmeden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının dayanak olarak sunduğu “Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (2018-32/52) Kapsamında Hazırlanan Sıkça Sorulan Sorular” Başlıklı Açıklama Notunun 38. Maddesinin savunmalarını ispatlar nitelikte olduğunu, zira bakanlığın, tahsil cirosu ve beyaz ciro olarak bir ayrım yapmadığını, kıymetli evrakın hamiline verilmiş olmasını yeterli kıldığını, hamilin ilgili evrakı tahsil için veya temlik için alabileceğinin sayın mahkemenin malumu olduğunu, dava konusu bononun dolaşıma girdiğini, kabul manasına gelmemekle birlikte ilgili tebliğin tahsil cirosunu ayrı tuttuğu düşünülse dahi TTK 668 uyarınca yapılan ciro, “bedeli tahsil içindir”, “vekâleten” veya bedelin başkası adına kabul edileceğini belirten bir şerhi ya da sadece vekil etmeyi ifade eden bir kaydı içermediğinden cironun temlik cirosu olarak kabulü zorunlu olduğundan huzurdaki davanın yine reddinin gerektiğini belirtmiştir.
….Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/… esas 2019/… karar sayılı kararı ile Davacı tarafça, kambiyo senedine dayalı olduğu için davalı aleyhine alacak davası açıldığı, TTK’nın 4/1-a maddesinde, “TTK’da öngörülen” hususlardan kaynaklanan hukuk davaları, mutlak ticari davalar arasında sayıldığı, kambiyo senetlerinin, 6102 sayılı TTK’nın 670 ve devamı maddelerinde düzenlendiği ve TTK 5. maddesi aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlemlerine bakmakla görevlidir hükmünün düzenlendiği, açılan alacak davasına konu dayanağın senet olduğu, TTK’da düzenlenmiş olan kambiyo senedinden kaynaklanan hukuk davaları, mutlak ticari dava olup, aynı Kanunun 5/1. maddesi gereğince kambiyo senetlerinden kaynaklanan ihtilafların çözümünde görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğu gerekçesi ile Mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, 17/10/2019 tarihli hüküm tarafların kararı istinaf etmemesi nedeniyle 03/01/2020 tarihinde kesinleşmiş ve Mahkememize tevzi edilerek 2020/13 esas sırasına kaydedilmiştir.
Davanın, … Mahallesi … pafta … ada … parselde kayıtlı gayrimenkulün 167 ve 172 numaralı bağımsız bölümlerinin devri için düzenlenen 19/08/2016 tanzim tarihli 15/12/2018 vade tarihli 300.000 ABD doları bedelli 18/12/2018 tarihinde ödenen bonoda 16/11/2018 tarihli Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ uyarınca fazla ödenen bedelin iadesine ilişkin alacak davası olduğu anlaşılmıştır.
Dosya içeriği ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Bono emre yazılı senetlerdendir. Dolaşım (tedavül) özelliği mevcuttur. Başka bir anlatımla bono, belli miktardaki bir paranın koşulsuz ödeme vaadini içeren hamile karşı kendisinden önceki tüm imza sahiplerine sorumluluk yükleyen bir senettir.
Bononun dolaşım (tedavül) özelliği ciro edilmekle başlar yani bono ciro edildiğinde dolaşıma çıkmış olur.
Dava konusu alacak talebine dayanak olan ve dava dilekçesi ekinde yer alan bono incelendiğinde; bononun arka yüzünde lehtar … A.Ş.’nin beyaz cirosu bulunduğu, bononun lehtarın beyaz cirosu ile tedavüle (dolaşıma) çıktığı görülmektedir.
Bonoda, cironun TTK 688 maddesine göre tahsil cirosu sayılabilmesi için ” Bedeli tahsil içindir”, ” Kabz içindir” , ” Vekaleten” ibaresini veya sadece tevkili ifade eden diğer harhangi bir kaydı içermesi gerekir. Bonoda bu ifadelerden herhangi biri yer almadığında, ciro temlik cirosu olarak kabul edilir.
Davacı tarafın rücuen alacak talebine dayanak yaptığı 16/11/2018 tarihli Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ incelendiğinde; dolaşıma girmiş bulunan kıymetli evrakların istisna tutulduğu, yani düzenlemenin, dolaşıma girmiş kıymetli evraklar için uygulamayacağı, dava konusu bononun da bononun lehtarın beyaz cirosu ile tedavüle (dolaşıma) çıktığı anlaşılmakla düzenleme kapsamına girmediğinden davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 54,40-TL’nin harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 4.342,37-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 4.287,97-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı yanca yapılan tüm yargılama giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 26.249,18-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/10/2020

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.

¸”5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸