Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/115 E. 2020/631 K. 23.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/115 Esas
KARAR NO : 2020/631
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 23/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 19.10.2009 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı bankanın … Şubesi müşterisi olduğunu,elinde tuttuğu çeklerin bir kısmını davalı bankanın … Şubesine günü geldiğinde tahsil edilmesi için müvekkilinin … numaralı hesabına alacak kaydedilmek üzere emanete vermekte olduğunu,davaya konu 9 adet çekin de davalı banka şubesine tahsil için teslim edildiğini,bu çeklerin bazılarının ödeme günleri geçmesine rağmen hesabına geçmediğini öğrenen müvekkilinin bankadan kendisine ödenmesini istediğini,banka yetkililerinin inkara yönelik şüpheli tutumu nedeniyle bu talebini ….Noterliğinden gönderdiği 01.06.2009 tarihli ihtarname ile dile getirdiğini,ihtarnameye rağmen çek bedellerinin müvekkiline ödenmediğini, müvekkili tarafından banka yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı bankanın eyleminin haksız fiil niteliğinde olduğunu,müvekkilinden emaneten alınan çeklerin hesabına işlenmediği gibi müvekkiline iade edilmemiş olması nedeniyle temerrüt tarihinden itibaren reeskont avans faiziyle müvekkiline ödenmesi gerektiğini,temerrüt tarihinin 02.06.2009 olduğunu,…vs.” belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak,müvekkilinden emanet olarak alındığı halde iade edilmeyen toplam 9 adet çek bedeli olan 58.500.00.TL’nin şimdilik 10.000.00.TL’lik kısmının temerrüt tarihi olan 02.06.2009 tarihinden itibaren reeskont avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş,08.06.2012 tarihli dilekçeyle toplam talebini 58.500,00.TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili 07.01.2010 havale tarihli cevap dilekçesiyle özet olarak; “Müvekkili bankanın adresinin Şişli/İstanbul olduğunu,bu nedenle davaya bakmaya İstanbul Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu,davanın yetkisizlik nedeniyle reddi ile dosyanın yetkili İstanbul Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini,davacı …’ün dava konusu çeklerde cirosu bulunmadığını,ciro etmediği çekleri bankaya ettiğini iddia ve dava etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu,dava konusu çeklerin dava dışı … … tarafından ciro edilip, müvekkili bankanın … Şubesine teslim edildiğini,tahsil edilen çeklerin … …’in kredi borcuna mahsup edildiğini,husumetin … …’e karşı ileri sürülmesi gerekirken müvekkiline karşı dava açılmasının yasa ve usule aykırı olduğunu,davacının düzenlenmesi her zaman mümkün olan bir belgeye dayanarak davaya konu çeklerin kendisine iadesini talep etmesinin yasal bir dayanağı bulunmadığını,davacının kredi riskinin 29.05.2009 tarihinde kapatılmasından sonra,hesabına tanımlı tahsili bekleyen çeklerin … Şubesince kendisine teslim edildiğini,davacıya teslim edilen çekler dışında davacı tarafından müvekkili bankaya ciro ve teslim edilmiş çek bulunmadığını,dava konusu çekler üzerinde herhangi bir silinti,kazıntı ve tahrifat bulunmadığını,müvekkili bankaya teslim edildiği gibi muhafaza edildiğini,davacının arkasında cirosu bulunmayan çeklerden haksız kazanç sağlamak için böyle bir yola başvurduğunun açık olduğunu,…v.s” beyanla,yetkisiz mahkemede açılan davanın Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddine, husumet yönünden davanın reddine,esasına girilmesi halinde yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Banka Müdürü Bilirkişi … ‘in 28/05/2012 tarihli raporunda özetle ; Davacı yanın davalı bankaya ibraz ettiği çeklere dayanak olarak gösterdiği aslının kasaya alındığını belge içeriği 9 adet çekin, davacı tarafından değil de dava dışı … … tarafından davalı bankaya ibraz edildiğini, davacının elindeki çekin teslim belgesinin davacıya nasıl ve ne amaçla verildigi izah edilmediğinden, mevcut kayıt ve belgelere göre dava konusu 9 adet çekin davalı bankaya davacı tarafından teslim edildiğini ancak söz konusu 9 adet çekin davacı tarafından ibraz edildiğinin, mevcut kayıt ve belgelere göre yeterli olmadığı kanaatine varılması halinde çeklerdeki son ciranta olan … …’den önceki cirantaların ifadelerine başvurulduğunu veya mevcut ise ticari defterlerindeki kayıtlar ile ilişkinin … … ile mi yoksa davacı … ile mi olduğunun araştırılarak sonucuna göre değerlendirme yapılmasının uygun olacağını, davacının her ne kadar da bir ihtar keşide edildiği bu çekleri istemiş ise de ihtarın tebliğ şerhini sunmadığından, temin edilecek tebliğ şerhi esas alınarak bu tarihten 1 iş günü sonrasında davalının temerrüde düştüğünü, dava konusu çek bedelleri toplamı olan 58.500,00 TL ‘yı aradaki ilişkinin ticari olduğundan avans faiziyle birlikte istemesinin mümkün olduğunu ancak davacının şimdilik kaydıyla 10.000,00 TL lik bir talepte bulunduğunun dikkate alınarak davacının 10.000,00 TL lik talebiyle bağlı olduğunu tarafların masraf, ücreti vekaleti, tazminat ve benzeri diğer taleplerin ise Sayın Mahkeme takdirinde olduğunu tespit ve rapor etmiştir.
Dava, tahsil amacıyla davalı bankaya verildiği iddia olunan çek bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/… esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde; 19/10/2009 tarihinde davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu Alacak davasının HMK 114/1-ç ve HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine, mahkememizin HMK 17 maddesi gereği yetkisizliğine, HMK 20.madde gereği kararın kesinleştiği tarihten 2 hafta içinde mahkememize başvuru yapıldığında dava dosyasının İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, verilen yetkisizlik kararının taraf vekillerince istinaf edilmemesi üzerine kesinleşmesi ile dosya İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilerek Mahkememize tevzi edilmiş ve Kapatılan …Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/… esas sırasına kaydedilmiştir.
Bozma sonrası … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/… esas sayılı dosyasında alınan 28/05/2012 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı yanın davalı bankaya ibraz ettiği çeklere dayanak olarak gösterdiği aslının kasaya alınan belge içeriği 9 adet çekin, davacı tarafından değil de dava dışı … … tarafından davalı bankaya ibraz edildiğini, davacının elindeki çekin teslim belgesinin davacıya nasıl ve ne amaçla verildiği izah edilmediğinden, mevcut kayıt ve belgelere göre dava konusu 9 adet çekin davalı bankaya davacı tarafından teslim edildiğini ancak söz konusu 9 adet çekin davacı tarafından ibraz edildiğinin mevcut kayıt ve belgelere göre yeterli olmadığının kanaatine varması halinde çeklerdeki son ciranta olan … …’den önceki cirantaların, ifadelerine başvurularak veya mevcut ise ticari defterlerindeki kayıtlar ile ilişkinin … … ile mi yoksa davacı … ile mi olduğunun araştırılarak sonucuna göre değerlendirme yapılmasının uygun olacağını, davacının her ne kadar da bir ihtar keşide ederek bu çekleri istemiş ise de ihtarın tebliğ şerhini sunmadığını, temin edilecek tebliğ şerhi esas alınarak, bu tarihten 1 iş günü sonrasında davalının temerrüde düştüğünün kabulünden hareketle, dava konusu çek bedelleri toplamı olan 58.500,00 TL yi aradaki ilişki ticari olduğundan avans faiziyle birlikte istemesinin mümkün olduğunu ancak davacının şimdilik kaydıyla 10.000,00 TL lik talebiyle bağlı olduğunu, tarafların masraf, ücreti vekalet, tazminat ve benzeri diğer taleplerinin ise Mahkeme takdirinde olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
… (Kapatılan) … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/ … esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulüne, 58.500.00TL’nin 10.000.00.TL’sinin 19.10.2009 dava tarihinden, geriye kalan 48.500,00.TL’sinin 08.06.2012 ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davacı yararına davalıdan tahsiline karar verilmiş, kararın davalı vekilince süresi içerisinde temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
Yargıtay … HD 21/11/2012 tarih 2013/… esas 2013/… karar sayılı ilamında; “…mahkemece çeklerin bankaya dava dışı … … tarafından ciro edildiği ve davacı tarafça ibraz edilen belge ile davalı bankaca ibraz edilen belge aynı olmasına rağmen imzalarının farklı olduğu gözetilmeksizin davanın kabulüne karar verilmesi yerinde değildir. Bu durumda, temyize konu işbu karar verilmeden önce açıldığı anlaşılan ceza davasının sonucunun beklenilmesi ve oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamış, davalı yararına bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/… esas 2012/… karar sayılı 21/11/2012 tarihli kararının bozulmasına karar vermiş, bozma üzerine dosya Mahkememizin 2014/… esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin 2014/… Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde; Davanın KABULÜNE, 58.500,00-TL’nin 10.000,00-TL’sinin 19.10.2009 dava tarihinden, geriye kalan 48.500,00-TL’sinin 08.06.2012 ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davacı yararına davalıdan tahsiline karar verilmiş, Mahkememizin 25/05/2016 tarihli 2014/… esas 2016/… karar sayılı kararının süresi içerisinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay ilgili hukuk dairesine gönderilmiştir.
Yargıtay … HD 20/03/2018 tarih 2016/… esas 2018/… karar sayılı ilamında; “…Dava, davalı bankaya tahsile verildiği ileri sürülen çeklerin, üçüncü kişinin kredi hesabına mahsup edildiği iddiasıyla açılan alacak davasıdır. Dava konusu çeklerin ciro silsilesinde davacının meşru hamil sıfatını kabule elverişli unsur bulunmadığı, bu nedenle davacının meşru hamil sıfatını haiz olmadığı anlaşılmaktadır. Bozma ilamında sonucunun beklenilmesi belirtilen ceza davasında uyuşmazlığın hukuki mahiyette ve çeklerin davalı bankaya kimin tarafından verildiğine ilişkin olduğu belirlenmiştir. Bu durumda çeklerin bankaya kimin tarafından teslim edildiği işbu uyuşmazlığın çözümünde esasa etkili olmayıp, davacının meşru hamili bulunmadığı, davalı bankaca meşru hamile yapılan ödeme nedeniyle bir talep yöneltilemeyeceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, davalı yararına bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle Mahkememizin 2014/… Esas 2016/… karar sayılı 20/03/2018 tarihli kararının bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamı üzerine davacı vekilinin süresi içerisinde karar düzeltme isteğinde bulunması üzerine, Yargıtay … HD 07/01/2020 tarih 2018/… esas 2020/… karar sayılı ilamında “…Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE…” karar verilmiş, Yargıtay … HD 20/03/2018 tarih 2016/… esas 2018/… karar sayılı bozma ilamı ve Yargıtay … HD 07/01/2020 tarih 2018/… esas 2020/… karar sayılı karar düzeltme isteğinin reddine dair kararı üzerine dosya Mahkememizin 2020/… esas sırasına kaydedilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Yargıtay … HD 20/03/2018 tarih 2016/ esas 2018/… karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere dava konusu çeklerin ciro silsilesinde davacının meşru hamil sıfatı bulunmadığından davalı bankaca meşru hamile yapılan ödeme nedeniyle davacı tarafından davalıya bir talep yöneltilemeyeceğinden davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 135,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 80,60-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 8.405,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ,
5-Taraflarca yatıralan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde Temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸”5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸
“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”