Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/10 E. 2020/79 K. 07.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/10 Esas
KARAR NO : 2020/79

DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 03/01/2020
KARAR TARİHİ : 07/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasında dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde, vekiledeninin Silivri’de bulunan bir site yöneticiliği olup, sitenin yönetimi için profesyonel bir yönetim şirketinden hizmet alındığını, Beytullah Sinan Bektaş isimli müdürün kaçak su hattı çektirdiğini, … tarafından düzenlenen 12.09.2018 tarihli tutanakla öğrenmeleri üzerine profesyonel yönetim şirketi ile çalışmaya son verdiklerini, davalı tarafından düzenlenen 12.09.2018 tarihli “kaçak su kullanım ile mühürleme tutanağı” üzerine vekiledeni site içerisine bir kaçak su hattı düzeneği oluşturulduğundan haberdar olunduğunu, bu durumdan dolayı … tarafından vekiledeni site yönetimine 853.494,25.TL izinsiz su bedeli tahakkuku yapıldığını, izinsiz su kullanıldığını kabul anlamına gelmemek kaydıyla; …tarafından tanzim edilen 20.09.2018 tarihli 853.494,23.TL bedelli izinsiz su kullanımı tahakkukunun neye göre yapıldığının anlaşılamadığı gibi, yapılan tahakkukun aşırı derecede fahiş olduğunu, vekiledeninin tahakkuk yapılan su bedeline tekabül eden suyu kullanabilmesinin fiilen mümkün olmadığını beyanla sitede yaşayan yüzlerce ailenin mağdur olmaması için, “… tarafından sitenin suyunun kesilmemesi yönünde” ihtiyati tedbir kararının verilmesini ve davalı yanca yapılan, fahiş miktarlı, 20.09.2018 tarihli 853.494,23.TL bedelli tahakkuk sebebiyle borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

Davada tensip aşamasında karar verilmiş olup, davalı yana tebligat çıkarılmamıştır.

GEREKÇE:
Dava; icra takibinden önce açılan İİK 72. maddesine dayalı menfi tespit davasıdır.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115.madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Aynı yasanın 137 ve devam maddeleri gereğince dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir. Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir.
28/05/2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engelleyemeyeceğine değinilmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 73.maddesine göre, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğan uyuşmazlıklara ilişkin davalarda, Tüketici Mahkemeleri görevlidir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 09.12.2016 tarih, 2016/21612 Es. ve 2016/13993 K. sayılı ilamında “….davacı ile davalı arasında, dava tarihinde davaya konu tesisata ilişkin abonelik sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşmenin sitede bulunan meskenlerin doğalgaz ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik aboneliğe ilişkin olduğu, buna göre, davacının 6502 sayılı Yasa kapsamında tüketici olduğu anlaşılmaktadır. Bu duruma göre uyuşmazlığın çözümü Tüketici Mahkemelerinin görevi içerisindedir.” yönünde karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 19.09.2018 tarihli 2018/2358 Es. ve 2018/1511 K. sayılı ilamında ” …Davacı şirkettir ve ticari faaliyette bulunmaktadır. Ancak davalı … tacir değildir. Taraflar arasındaki ilişki de site bahçesi ve çevresinin peyzaj bakımının belirli süre ile yapılmasına ilişkin hizmet alım sözleşmesidir. Davalı … yerleşik yargıtay ictihatlarına göre hizmet alan tüketici mahiyetindedir. Dolayısıyla uyuşmazlığın çözümünde 6502 sayılı yasa gereği tüketici mahkemeleri görevlidir. Dolayısıyla ilk derece mahkemesinin tüketici mahkemelerinin görevli olduğu yönünde hüküm tesis etmesi gerekirken Asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu yönünde hüküm tesisi yasalara uygun görülmemiştir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 08/02/2018 tarih ve 2016/6074 Esas ve 2018/472 Karar sayılı kararı da bu yöndedir. ” yönünde karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 28.05.2019 tarihli, 2017/1482 Es. ve 2019/674 K.sayılı ilamında ” Ticari ve mesleki amaçla hareket etmeyen ve tüzel kişiliği bulunmayan site yönetimi (apartman yönetimi) tüketici konumunda olduğundan, sözleşmeye konu iş tüketici işlemi niteliğindedir. Başka bir anlatımla, iş sahibi olan site yönetiminin taraf olduğu eser sözleşmesi tüketici işlemidir. Bu durumda davaya bakma görevi de Tüketici Mahkemesine aittir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, taraflarca yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi, mahkemesince de re’sen dikkate alınmak zorundadır.Bu itibarla; yerel mahkemece Tüketici Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın esası incelenerek hüküm kurulması doğru olmamış, davalı tarafın diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılarak göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan davanın usulden reddine karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.” yönünde karar verilmiştir.
Somut olayda taraflar arasındaki ilişki kaçak su kullanımdan dolayı davalı tarafından davacı adına tahhakkuk ettirilen faturadan kaynaklı olup yukarıda belirtilen yargıtay ve istinaf kararlarında da belirtildiği üzere davacı … tüketici mahiyetindedir.Davacı tarafın TTK’nun 11. ve 12. maddeleri anlamında ticari işletme yürütmediği, tacir olmadığı anlaşıldığından ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın yukarıda belirtilen Yargıtay ve İstinaf kararından da anlaşılacağı üzere Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya görevli Tüketici Mahkemesi olduğu, mahkememizin görevine girmediği anlaşılmakla, iş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi ile HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-İş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-)H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-)Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda tarafların/vekillerin yokluğunda davacı vekiline ve davalıya gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren; iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle karar verildi. 07/02/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …