Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/9 E. 2019/731 K. 26.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/9 Esas
KARAR NO : 2019/731
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 29/02/2016
KARAR TARİHİ : 26/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacıların davalı şirketin kurucularından … ‘nın mirasçıları olduğunu ve davalı şirketin sermayesini oluşturan 500.000,00-TL’nin 1/10’ini oluşturan azınlık pay sahipleri olduğunu, davalı şirketin aile ortaklığı ile kurulmuş bir şirket olduğunu, davacıların şirket hisselerini miras edindikleri 2009 yılından bu yana şirketin işleyişine ilişkin hiçbir bilgi alamadıklarını, davalı şirket yetkililerinin verdikleri bilanço ve mizanların ise gerçeği yansıtmadığını, davalı şirketin 01.12.2015 tarihli olağan genel kurul toplantısında aldıkları kararların durüstlük kuralına ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, 5. no.lu “…til…Ltd.Şti.’de bulunan davalı şirketin % 84 hissesinin paraya çevrilmesi için …til…Ltd. Şti..’nin tasfiye edilmesine” ilişkin alınan kararın davalı şirketin genel kurulda oylanmasına yer olmadığı gibi, hukuka aykırı olduğunu, 7 no.lu ” Yeni Tasfiye Memuru olarak …’nın seçilmesi ve azınlık pay sahibi temsilcisi olarak … ‘ın ikinci tasfiye memuru olarak seçilmesi önerilerinin reddedilmesine” ilişkin kararın eski tasfiye memurunun kanunda öngörülen işlemleri gereği gibi yapmamasına, tasfiye sürecinde tüm pay sahiplerinin menfaatlerini korumamasına, tasfiye işlemlerinde tarafsız olarak davranmamasına, tasfiye süreci ile ilgili kendisinden istenen bilgi ve belgeleri vermemesine göre iptali gerektiğini, 8 no.lu ” … Noterliği’nin 11.11.2015 tarihli ihtarnamesine konu olan bilgi ve belge taleplerinin karşılanmaması ve talep edilen bilgilerin açıklığa kavuşmasının reddedilmesi nedeniyle özel denetçi atanması talebinin reddine” ilişkin kararın, şirketin zarara uğratılması ve malvarlığının eksiltilmesi sebebiyle genel kurul toplantısında cevabı alınmayan soruların özel denetçi tarafından incelenerek açıklığa kavuşturulmasının zaruri olmasına göre iptali gerektiğini, 6 no.lu “…til Ltd. … Pazarlama Ltd.. … A.Ş., … ve … şirketleri arasındaki ticari alışverişlerin boyutunun tespiti için özel denetçi atanması talebinin reddine” ilişkin kararın defaten bilgi alma ve inceleme hakkı taleplerinin reddedilmiş olması nedeniyle bilgi alınmasının zaruri olmasına göre iptali gerektiğini beyanla, davalı şirketin 01.12.2015 tarihli genel kurulunda alınan 5, 6, 7 ve 8 numaralı kararlarının iptaline, dava konusu genel kurul kararlarının icrasının geri bırakılmasına, davalı şirketin tasfiye memuru …’nın azline, davalı şirket tarafından bilgi alma ve inceleme hakkı talepleri reddedildiğinden talep edilen bilgilerin alınması için özel denetçi atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı şirket ortaklarının tasfiye halinde olan vekiledeni şirket aleyhine 15.03.2013 günü yapılan 2009-2010-2011 yılları ertelenmiş olağan genel kurullarında alınan kararların, 18.04.2014 günü yapılan 2012-2013 yılları ertelenmiş olağan genel kurullarında alınan kararların, 06.05.2015 günü yapılan 2014 yılına ilişkin ertelenmiş olağan genel kurul toplantısında alınan kararların iptali, özel denetçi atanması, tasfiye memuru …’in azli ve yönetim kurulu üyeleri aleyhine tazminat istemiyle davalar açtıklarını, 2009 – 2010 ve 2011 yıllarında alınan genel kurul kararlarının iptali için açılan davanın kısmen kabul edildiğini, ancak kararın henüz kesinleşmediğini, 2012 ve 2013 yıllarında alınan genel kurul kararlarının iptali için açılan davanın reddine karar verildiğini, tasfiye memurunun azli istemiyle açılan dava da ise esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, diğer davalarda ise halen yargılamaların devam etmekte olduğunu, davalı şirketin 01.12.2015 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının gündeminin tasfiye memuru ve şirket yönetim kurulu tarafından belirlenerek tüm ortaklara duyrulduğunu, toplantıya tüm pay sahiplerinin asaleten yada vekaleten katıldıklarını, toplantıda alınan kararların ana sözleşmeye, usule, yasaya ve dürüstlük kurallarına uygun olduğunu, 5 no.lu tasfiye halinde davalı şirket, …til … LTD ŞTİ’nin hisselerinin % 84 üne sahip olduğundan, söz konusu şirket paylarının tasfiye halindeki davalı şirket aktifinde kayıtlı olduğundan ve davalı şirketin tasfiye süresinde olması nedeniyle bu hisselerin paraya çevrilmesi zorunlu olduğundan alınan kararın usule, yasaya ve dürüstlük kuralına uygun olduğunu, 6 no.lu özel denetçi atanması önerisinin reddine yönelik kararın iptali isteminde TTK 438. maddesi uyarınca hukuki bir yarar bulunmadığını, davacı şirket ortaklarının özel denetçi atanması için zarara uğradıklarını ispat edemediklerini, 7 no.lu TTK’nun 537. maddesindeki tasfiye memurlarının genel kurul tarafından her zaman görevden alınabileceği ve yerine yenisinin atanabileceği düzenlemesi karşısında yasaya ve usule uygun olduğunu, 8 no’lu özel denetçi atanması önerisinin reddine yönelik kararın talebin reddi yönündeki kararın iptali isteminde TTK 438. maddesi uyarınca hukuki bir yarar bulunmadığını, zira davacıların huzurdaki davada özel denetçi atanmasını talep etmeleri nedeniyle genel kurul kararının iptali isteminde bir yararları olmadığın, azınlık pay sahipleri olarak özel denetçi atanması istemiyle dava açma haklarının bulunduğunu ve huzurdaki davada Mahkemeden özel denetçi atanmasını da talep ettiklerini, ancak davacı şirket ortaklarının özel denetçi atanması için zarara uğradıklarını ispat edemediklerini, dava dışı … A.Ş ve …til … LTD ŞTİ. ile davalı şirketin pay sahiplerinin aynı kişiler olduğunu ve bu şirketler arasındaki ticari ilişkilerde rekabet değil karşılıklı yarar bulunduğunu, şirketler arasındaki ticari ve hukuki ilişkilerin yasa ve mevzuata uygun olduğunu, davacıların son 4 genel kurulda alınan kararların iptali istemiyle davalar açmalarının ve şirkete karşı uyuşmazlık çıkarmalarının tamamen hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; TTK 445 maddeye dayalı olarak 01.12.2015 tarihli genel kurul toplantısının 5,6,7,8 nolu kararlarının iptaline ve TTK 439 maddeye dayalı özel denetçi tayinine ve tasfiye memurunun azline ilişkindir.
Mahkememizce verilen 2016/212-2017/672 E. K. sayılı, 21/09/2017 tarihli karar ile
“… 01/12/2015 tarihli genel kurul toplantısının 5 no’lu maddesinin iptaline, ancak diğer 6,7,8, no’lu maddeler yönünden iptal koşulları oluşmadığından talebin reddine” ilişkin karar verilmiş,
Davacı ve davalı vekillerinin istinaf talebi üzerine Mahkememiz kararı … Hukuk Dairesi … E K sayılı, 30/11/2018 tarihli ilamı ile;
“….Dava dilekçesinin sonuç ve talep bölümünde davalı şirketin 01.12.2015 tarihli genel kurulunda alınan 5,6,7 ve 8 nolu genel kurul kararlarının iptali ile birlikte Özel denetçi atanması ve tasfiye memurunun azline karar verilmesinin talep edildiği, gerekçeli kararda bir kısım değerlendirmeler yapılmış olsa da tasfiye memuru …’nın azli ve davalı şirkete özel denetçi atanması talepleri yönünden hüküm kurulmadığı anlaşılmaktadır. Davadaki taleplerden bir kısmı hakkında karar verilmemesi halinde, istinaf mahkemesince denetlenecek bir kararın varlığından söz edilemez.
HMK’nın 297/2. maddesindeki “Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir ” yasal düzenlemesi de gözetildiğinde, davacının dava dilekçesi kapsamında hüküm fıkrasının tüm taleplerini karşılaması gerekeceğinden; taraf vekillerinin sair istinaf nedenleri incelenmeksizin, kamu düzeni yönüyle resen dikkate alının bu husus yönüyle İDM’ nin istinafa konu kararının HMK. 355- 353/1.a.6. maddeleri uyarınca kaldırılmasına….” karar verilmiş, dosya mahkememize gönderilmiştir.
Davacı vekili eksiklikler hususunda BAM kararı gereğince işlem yapılmasını talep etmişler, davalı vekili ise davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bu kez incelenen dosyada mahkememizce daha evvelce verilen 16/06/2016 tarihli “davacı yanın özel denetçi tayini talepleri yönünden davanın tefriki taleplerinin reddine” dair ara kararının 3.maddesinden rücu ile, davacıların, özel denetçi tayini ve tasfiye memurunun azli talepleri yönünden davanın ayrı ayrı esaslara kaydedilmesine karar verilmiş ve mahkememizin … ve … Esasına kaydedilmiştir.
İş bu davada 01/12/2015 tarihli genel kurul toplantısı 5 – 6 – 7 – 8 nolu kararlarının iptali talep edilmiş olmakla, yapılan incelemede;
Davanın TTK 445 maddeye dayalı olarak, şirketin merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesi, yani yetkili olan Mahkememizde ve genel kurul toplantısından sonra 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizin aynı taraflarla ilgili 2015/1104 esas sayılı, TTK 555 maddesine dayalı şirket zararının tazmini konulu dava dosyası ile paralel incelenmek üzere verilen ara karar doğrultusunda bilirkişiler heyetinden 08/05/2017 tarihli rapor alınmış, raporda;
“… 01/12/2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan gündemin;
5 no’lu “…til… LTD. ŞTİ.’de bulunan davalı şirketin %84 hissesinin paraya çevrilmesi için …til…Ltd Şti’ nin tasfiye edilmesine” ilişkin alınan kararın, geçersiz olduğu iptali şartlarının oluştuğu,
6 nolu ” davacıların diğer yavru şirketlerin hesaplarının incelenmesi için özel denetçi atanması yönündeki taleplerinin oy çokluğuyla reddine” ilişkin kararın, hukuki yarar yokluğundan iptali şartlarının oluşmadığı, esasen bu görüşmelerin yapılma yerinin bu genel kurul toplantısı olmadığı,
7 nolu ” davacıların mevcut tasfiye memurunun değiştirilmesi talebinin görüşüldüğü, davacılar dışındaki tüm pay sahiplerinin oyları ile tasfiye memuru olarak …’nın seçildiği, davacıların ikinci bîr tasfiye memuru atanması önerisinin ise reddine” ilişkin kararın, dürüstlük kuralına aykırılık oluşturması nedeni ile iptali şartlarının oluştuğu,
8 nolu “davacıların tasfiye halindeki davalı şirketin hesaplarının özel denetçi marifetiyle incelenmesi için özel denetçi atanması talebinin reddine” ilişkin kararın, hukuki yarar yokluğundan iptali şartlarının oluşmadığı” tespit ve rapor edilmiştir.
Toplanan delillere ve incelenen dosya kapsamına göre;
01/12/2015 tarihli davalı şirket genel kurul toplantısında 5 no’lu karar ile; davalı şirketin …til Ürünleri Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti’ ndeki %84 hissesinin paraya çevrilmesi ile ilgili olarak adı geçen şirketin tasfiyesinin görüşüldüğü ve davacılar dışındaki tüm pay sahiplerinin olumlu oyu ile adı geçen şirketin tasfiyesine, tasfiye işlemlerinin başlatılması için tasfiye halinde … A.Ş. tasfiye memuruna yetki verilmesine karar alındığı anlaşılmaktadır. Davalı vekilinin, söz konusu kararın davalı şirket genel kurulunda alınan “başka bir şirketin tasfiyesi kararı” olarak değerlendirilmesinin yanlış olduğuna, kararın sadece davalı şirketin dava dışı … Tekstildeki hisselerin paraya çevrilmesi amacı ile adı geçen şirketin tasfiye sürecinin başlatılması ve bu konuda davalı şirket tasfiye memuruna yetki verilmesine ilişkin olduğuna dair itirazları yerinde görülmemiştir. Zira söz konusu karar son derece açık olup, iş bu kararın davalı şirketin genel kurulunda oylanması, TTK 447 madde uyarınca butlanla malul ve hukuka aykırılık teşkil etmektedir. Dava dışı şirketin kendi organları tarafından özellikle tasfiye gibi çok önemli bir konuda karar alınması gerektiğinden, 5 nolu genel kurul toplantısı kararının iptaline karar vermek gerekmiştir.
Dava konusu edilen genel kurul toplantısı 6 nolu karar; davalı şirketin, … A.Ş. , … , … , … Tekstil Ltd. Şti. ve … Pazarlama Ltd. Şti. ile olan muavin ve nizam kayıtlarının incelenmesi amacı ile özel denetçi atanması talebinin reddine ilişkin olup, özel denetçi talebinin hakim davalı şirketin genel kurulunda değil, diğer şirketlerin genel kurulunda alınması zorunlu olmakla, iptal talebi reddedilmiştir. Hernekadar davacı vekili rapora karşı itiraz dilekçelerinde diğer şirketlerin kayıtlarının incelenmesi talep edilmemiştir beyanında bulunmuşlarsa da, toplantı tutanağının 8. maddesinde zaten davalı şirket yönünden özel denetçi tayini talep edilmiş olmakla, davalı yanın itirazları nazara alındığında Genel Kurul kararı mükerrer olmaktadır ki, bunun öngörülmediği açıktır. O halde, toplantının 6 nolu kararının iptali taleplerinin reddi gerekmiştir.
Genel kurul toplantısında 7 no’lu karar ile; davalı şirketin tasfiye memurunun değiştirilmesi talebinin görüşüldüğü davacılar dışındaki tüm pay sahiplerinin oyları ile tasfiye memuru olarak …’nın seçildiği davacıların ikinci bir tasfiye memuru atanması önerisinin ise reddedildiği anlaşılmaktadır.
TTK 537 (1) maddede “Esas sözleşme veya genel kurul kararıyla atanmış tasfiye memurları ve bu görevi yerine getiren yönetim kurulu üyeleri, genel kurul tarafından her zaman görevden alınabilir ve yerlerine yenileri atanabilir.
(2) Pay sahiplerinden birinin istemiyle ve haklı sebeplerin varlığında, mahkeme de tasfiyeye memur kişileri görevden alabilir ve yerlerine yenilerini atayabilir. Bu yolla atanan tasfiye memurları, mahkeme kararına dayanılarak tescil ve ilan olunurlar.
(3) Şirketi temsile yetkili tasfiye memurlarından hiçbiri Türk vatandaşı değilse ve hiçbirinin Türkiye’de yerleşim yeri bulunmuyorsa, mahkeme pay sahiplerinden veya alacaklılarda birinin veya Gümrük ve Ticaret Bakanlığının istemiyle, söz konusu şarta uygun birini tasfiye memuru olarak atar.” hükmü düzenlenmiştir.
Genel Kurulun tasfiye memurlarını görevden alma ve seçme yetkisi bulunduğu, pay sahiplerinin istemi ve haklı sebeplerin varlığı halinde mahkemeninde tasfiye memurlarını görevden alabileceği ve yerlerine yenilerini atabileceği düzenlenmiştir. Tasfiye memurunun her zaman değiştirilmesi ve yeniden seçilmesi mümkün olmakla, davacıların kendi önerdikleri tasfiye memurunun da seçilmediği gerekçesiyle kararın iptalini istemeleri haklı ve yerinde görülmemiştir. Zira mevcut duruma göre birbirine muhalif iki tasfiye memurunun görev yapması imkansız yada zor olacak, tasfiye süreci uzayabilecektir. Bu konuda bilirkişiler heyeti görüşünden ayrılınmış olmakla 7 no’lu kararın iptali isteminin reddi gerekmiştir. Ayrıca davacıların tasfiye memurunun azli talepleri ayrı bir davanın konusu teşkil etmekle, bu talep iş bu davadan tefrik ile mahkememizin … Esasına kayıt edilmiş olup, halen derdesttir.
Genel kurul toplantısında 8. No’lu karar ile; tasfiye halindeki davalı şirketin hesaplarının özel denetçi marifetiyle incelenmesi için özel denetçi atanması talebinin reddine karar verildiği ancak TTK 439 (1) maddede “Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi halinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibari değeri toplamı en az birmilyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye Ticaret Mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilir.
(2) Dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları halinde özel denetçi atanır.” hükmü doğrultusunda davacıların genel kurulda bu talebin reddi halinde bu maddeye dayalı olarak dava açabilecekleri düzenlenmiş olup, zaten davacı yanın iş bu davada özel denetçi talebinde de bulunduğu, hernekadar İstinaf incelemesi öncesi davacı yanın tefrik talebi reddedilmiş ise de, bu ara kararından dönülmekle özel denetçi tayini talebi bu davadan tefrik ile mahkememizin … Esasına kaydedidiği ve derdest olduğu, davacıların bu maddenin iptali talebinde hukuki yararları bulunmadığından, genel kurul toplantısının 8 nolu kararının iptali talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle 01/12/2015 tarihli genel kurul toplantısının 5 no’lu maddesinin iptaline, ancak diğer 6,7,8, no’lu maddeler yönünden iptal koşulları oluşmadığından talebin reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-) 01/12/2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan ;
5 nolu genel kurul kararı yönünden davanın KABULÜNE, KARARIN İPTALİNE,
Dava konusu edilen 6 – 7 – 8 nolu genel kurul kararlar yönünden talebin REDDİNE,
2-) Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-) Davacılar tarafından yapılan 29,20-TL peşin harç, 29,20-TL başvurma harcı, 4,30-TL vekâlet suret harcı olmak üzere toplam 62,70-TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-)Davacılar tarafından yapılan 205,75-TL tebligat giderinin red ve kabul oranına göre 51,44-TL’sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bakiye yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-)Davacılar duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacılara verilmesine,
6-) Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davalıya verilmesine,
7-) Davacı-davalı tarafından yatırılan gider/delil avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacı-davalıya/vekillerine iadesine,
İlişkin, Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/09/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …