Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/76 E. 2021/491 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/76 Esas
KARAR NO:2021/491

DAVA:Tespit
DAVA TARİHİ:08/02/2019
KARAR TARİHİ:24/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; … Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/07/2018 tarih ve … – … E.K.sayılı ilamı ile yeniden ihyasına karar verilen …. A.Ş.’nin 24/08/2001 tarih ve 18 nolu Yönetim Kurulu kararının ve iş bu karar konusu usulsüz yapılmış pay devir sözleşmelerinin ve devamında yapılan tüm genel kurullar ve alınmış kararların, yapılan pay devirlerinin mutlak butlanla malul bulunması nedeniyle (yok hükmünde olması nedeniyle) usulsüz olduklarının tespiti ile bahse konu kararların iptalini talep edttiklerini, sahte ve usulsüz belgeler ile yapılan hisse devirleri ile şirketin ünvan değişikliğinin ipatilini talep ettiklerini ayrıca şirket hisselerinin davacılar adına tescili talebinde bulunduklarını,
Müvekkilinin ortağı ve yetkilisi olduğu …. A.Ş. adına kayıtlı olup da …. Ağır Ceza Mahkemesinde … Esas sayısında açılan ceza davasının yargılaması sonucunda 27/04/2010 tarih ve … sayılı kararı ile; karar kesinleştiğinde sanıklar hakkındaki kamu davasının dava zamanaşımının geçmiş olması sebebiyle düşmesine karar verildiğinden karar kesinleştiğinde, bizatihi suç teşkil etmeyen … Gemisinin yargılama süreci içerisinde tasfiye edilmiş olduğu dikkate alınarak TASFİYE BEDELLERİNİN TASFİYEDEN ÖNCEKİ haklarının kullanılabilmesi ve taleplerinin mahkemelerde dava konusu edebilmemiz için zamanaşımı hükümleri yönünden herhangi bir hak kaybı yaşamamamız amacıyla mahkemece müvekkili … …’nun tasfiye memuru olarak atanması ve şirket lehine olan tüm iş ve işlemler ile dava açabilme yetkisi verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı … ve … vekilinden soruldu: 29.08.2001 tarihinde gerçekleşen olağan genel kurul ile 06.09.2001 Tarih ve … sayısı ile tescil ve ilan edilen şirket unvanının … …. A.Ş. ‘den … … …. A.Ş. olarak değiştirilmesinden günümüze neredeyse 19 sene geçmesinin üzerine işbu davanın açılması hukukun temeli sayılan 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunun 2. Maddesinde yer alan “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.” Hükmünde de açıklandığı üzere dürüstlük kuralına ve aynı zamanda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 18/2. maddesinde yer alan “Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.” Hükmüne aykırı olduğunu, aynı zamanda davacıların …. Ağır Ceza Mahkemesi …E. Sayılı dosyasındaki ikrarı sebebiyle dava açmada hukuki yararı bulunmadığından usul ekonomisi gereği de davanın reddi gerektiğini, müvekkili, … …. A.Ş.’ nin ücreti karşılığında mali müşavirlik ve şirketin murakıplığını yaptığını, müvekkilinin şirket hisselerinde herhangi bir payı bulunmadığı gibi olağan mali müşavirlik hizmetleri dışında başkaca bir yetkisi de bulunmadığını, bu nedenle husumet itirazları olduğunu, ayrıca davada zamanaşımı itirazları olduğunu, şirket ile ilgili yapılan tüm işlemlerin ilan edildiğini, 24.08.2001 tarih 18 numaralı karar ile yönetim kurulu kararına bağlanarak şirket defterine kaydedilen pay devrindeki imzaların kendisine ait olmadığını beyan edilmişse de karardaki imzalar davacılara ait olduğunu, tespit isteminde müvekkilin taraf olarak gösterilmesinin hukuka ve usule aykırı olduğunu, bu nedenle husumet yönünden ve dürüstlük kuralına TMK 2 maddeye aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesini, tespiti talep edilen işlemlerin bizzat davalılarca ikrar edilerek ve hukuki işlemlerin tamamının davalılarca yapılması nedeni ile ise esastan reddedilmesini talep etmişlerdir.
Davalı …’dan kendi adına asaleten, … …A.Ş’ ni temsilen cevap dilekçesinde: Zamanaşımı itirazını tekrar ettiğini, şirkete 2001 yılı tahminen Aralık ayında 140.000-USD ödeyerek davacı …’in hisselerini aldığını, parayı … … verdiğini, kendisinin teyzesinin oğlu olduğunu, hemde şirketin yetkilisi ve muhasebecisi idi, ayrıca … ve … şirketin ortakları idi, o nedenle şirketin sağlam olduğuna güvendiğini … beyinde çok iyi olduğunu söylediklerini, parayı yatırdığını, böylelikle hissedarı olduğunu, hisseleri devralırken işlemlerin büroda yapıldığını ve … beyi hiç görmediğini, işi olduğu için imza atıp gittiğini söylediklerini, Noterden hisse devri yapılmadığını, daha sonra şirket genel kurullarının yapıldığını ve bütün işlemlerin genellikle …’in yaptığını ve genel kurulda kendisinin hissedar olduğunun kabul edildiğini, ayrıca 2002 yılında 80.000-USD karşılığı … da hisselerini devraldığını, … beyin bundan 6 – 7 ay yada en fazla 1 yıl sonra haberi olduğunu, davalar açılana kadar ben … … hiç görmediğini, tanımadığını, hisseleri aldığında 2001 yılında şirket yetkilisi … olduğunu, sonra şirkete ait gemide kaçak mazot bulunması sebbeiyle cezada yargılamaların sürdüğünü, zamanaşımı nedeni ile beraat kararı verildiğini, tahminen 2005 yılında … ile müştereken şirket yetkilisi olduklarını, ancak şirketin mahkeme kararı ile tasfiye edildiğini beyanla, davanın reddini talep etmişlerdir.
Davalı … cevap dilekçesinde; Davacı olan … … ve …’in yakın arkadaş oldukları, … ‘nun geçmiş de bir miktar hissesini …’in üzerine verdiğini, …’nun büyük işler yapacağını anlatarak kendisi, …, … ve abisi …’dan dolar bazında paralar aldığını, hatta o dönem şahsına … tankeri üzerine 30.000.-TL değer üzerinden … de bulunan Gemi Sicil Kütüğünde Gemi üzerine ipotek yaptırdığını, ayrıca … … AŞ. ‘den şahsına ve …’a hisseler verdiğini, söz konusu bu hisse durumu için … …’nun evrakları hazırladığını ve … …’İN iş yeri olan … ye gönderdiğini, …’in altın ticareti işi yaptığını, işinin öneminden dolayı, iş yerinin korumalı bir İş hanında ve işyerinde de asıl altın işi yapılan imalat odası olduğunu, kendilerini oturma ve misafir karşılama odasında bekletirken acil altın işliyorum diye evrakları içeri istediğini, akıllarından hiç bir tereddüt geçmediğini ve hisse devir evraklarını içeri verdiklerini ve kendisinin imzaladığını söyleyerek geri getirdiğini, burada … ile anlaşarak ileriye doğru bir sorun olursa imzadan dolayı bu işi bozarız mantığı ile planlanmış olduğunu düşündüğünü, bu hisse devirleri tek başına sadece devir sözleşmesi ile geçerli olmadığını, Yönetim kurulunun Kararı ile onaylayarak ortaklar pay defterine kayıt yapılması gerektiğini, 24.08.2001 Tarih ve 18 Numaralı karar incelediğinde …’nun herkesin gözü önünde imzalayarak hisse devirleri onaylayıp ortaklar pay defterine işlenmesini sağladığını, daha sonra o dönemi … … AŞ’nin (… … san ve ticaret Aş) 2000 Yılına ait Olağan Genel Kurulunu, Sanayi Ve Ticaret Bakanlığı Komiseri Sn. … Huzurunda 29.08.2001 Tarihinde yaptığını, daha sonra kendilerinin de dava dilekçelerinde yazdığı üzere her şeye sebep olan 2001 yılının aralık ayında şirkete ait olan …tankeri ile … kaçak mazot satarken yakalandığını ve gemiye el koyulduğunu, … kaçtığını, … Jandarma Karakolu’nun … ulaştığını, … üzerindeki hisseleri … … nun gönderdiği kişilere devir ettiğini, devir ettiği kişilerin isimlerini hatırlamadığını, kendisinin … …. AŞ. şirketi ile bir alakasının kalmadığına dair ifade verdiğini, kaçakçılık ile ilgili … Ağır Ceza Mahkemesinde …Esas davası açıldığını, bu dosyada geminin liman işlemlerini yapan 1 kişi tutuklandığını, daha sonra … duruşmaya katıldığını ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığını ve tüm olayların bundan sonra başladığını, bütün yapılan olayları ve işlemleri tarayıp eksikler aramaya başladığını ve şirket Mali müşaviri … …, Şirket Ortaklarına, mali polise suç duyuruları dahil sahtecilik dolandırıcılık suçları dahil bir sürü davalar açtığını, …, … ile Şirketin Mali Müşaviri olan … ….’nin teyzesinin oğlu olan ve kendisinin aynı mahallede oturduğu çocukluk arkadaşı … ile birlik olup menfaat anlaşması yaparak 20 nin üzerinde küçüklü büyüklü davalar ve şikâyetler de bulundular en son devam eden … ağır ceza davası, Yargıtay 11 ceza dairesi …. Esas Numaralı … Karar numaralı kararı ile zaman aşımı ile 24.12.2018 tarihinde kapandığını, bu sırada şirket tamamen atıl kaldığını, vergi dairesi ve ilgili kurumlara hiç bir beyanname verilmediğini ve hiç bir faaliyetide bulunulmadığını şimdi durup gemin parasını almak için tekrar davalar zincirine başladığını, burda asıl gerçek mağdurların kendileri olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.

Davalı … … tebligatın ilanen yapıldığı, duruşmaya katılmadığı, davaya cevapta verilmediği görüldü.
DELİLLER
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; … … … San ve Tic A.Ş ticaret sicil dosyasına, … Asliye Ticaret Mahkemesi …-… E K sayılı ilamı, … Ağır Ceza Mahkemesi’nin …-… E K sayılı ilamına, bilirkişi incelemesine dayanmışlardır.
Getirtilip incelenen ticaret sicil kayıtlarına göre … sicil noda kayıtlı TASFİYE HALİNDE … … ANONİM ŞİRKETİ’nin “… Mah … Sk … Apt A Bl. N:5/4 …” adresinde faaliyet gösterdiği, Şirketin 26/03/1992 tarihinde sicile tescil edildiği, bu hususun Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı, şirket yönetim kurulu üyelerinin …, …, … olduğu, şirket yetkililerinin … ve … olduğu, şirketi müştereken temsile yetkili oldukları, şirketin son tescilini 18/03/2019 tarihinde yaptırdığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları, …’dan gelen cevap, eklenen Ağır Ceza Mahkemelerine ilişkin kovuşturma dosyaları ile yargılama dosyamız kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle ve vakaların krolonojik tespit ve açıklamaları yapılarak alınan 14.12.2020 tarihli raporda:
”…Sicilin aleniliği ilkesi gereği, ticaret siciline tescil ve ilan edilen bir kaydın bilinmediği hususunun, şirket ortakları bir yana, üçüncü kişiler tarafından dahi ileri sürülebilmesinin mümkün olmadığı,
Hisse devirlerinin davacıların bilgisi ve onayı dahilinde gerçekleşmiş olduğu, dolayısıyla da hisse devrindeki imzaların geçersiz olduğu kabul edilse dahi bu geçersizlik üzerinden uzun süre geçmiş olmakla bu hususun artık TMK. m. 2 hükmü karşısında ileri sürülemeyeceği…” tespit ve rapor edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/07/2018 tarih ve … E. … K. Sayılı ilamı ile yeniden ihyasına karar verilen …. A.ş.’nin 24/08/2001 tarih ve 18 nolu Yönetim Kurulu kararının ve iş bu karara konu usulsüz yapılmış pay devir sözleşmelerinin, devamında yapılan tüm genel kurullar ve alınmış kararların mutlak butlanla malul bulunması nedeniyle iptali, şirket hisselerinin davacılar adına tescili taleplerine ilişkindir. Davalıların savunması ise yapılan hisse devirlerinin davacıların onay ve rızalanyla gerçekleştiği yönünde olup, taraflar arasındaki ihtilaf, davacıların sahip oldukları hisselerin davacıların rızasıyla devredilmiş olup olmadığı, hisse devir sözleşmelerinin geçerliliğinin bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
TTK’nın batıl kararlar başlıklı 391.maddesi hükmüne göre; Yönetim kurulunun kararının batıl olduğunun tespiti mahkemeden istenebilir. Özellikle; eşit işlem ilkesine aykırı olan, anonim şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen, pay sahiplerinin, özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan ya da güçleştiren, diğer organların devredilemez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin kararlar batıldır.
Yine genel kurul kararlarının iptali başlıklı 445.maddesine göre; kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler. Ancak 447.madde hükmünce, Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır.
Somut olayda, dosya kapsamındaki …. Ticaret Sicili Müdürlüğü tasdikli Genel Kurulu Tutanakları, Yönetim Kurulu Kararlan ve Sicil Gazetelerine göre; davacı …’in 24.08.2001 tarihinde düzenlenmiş “Anonim Şirket Hisse Devir Sözleşmesi” ile hisselerini …, … ve …’a devrettiği anlaşılmaktadır. …. A.Ş. antetli kağıdına düzenlenmiş bila tarihli teslim tutanağında; “…’e verilmek üzere…’ye toplamda 150.000 USD nakit olarak elden teslim edilmiştir” yazılmış olup, teslim alan …, teslim eden … ve şahit …tarafından imzalanmıştır.
Yönelim Kurulu Başkanı … ve Başkan Yardımcısı … ismi ve imzasını taşıyan 24.08.2001 tarih ve 18 nolu Yönetim Kurulu kararında; şirket ortaklarından … şirkette mevcut hisselerini …, … ve …’ye; şirket ortaklarından … şirkette mevcut hisselerini …’ye devir ettikleri, devrin oy birliği ile kabul edilmesine karar verildiği, hisse devirlerinin Ticaret Sicil Müdürlüğünce 06.09.2001 tarihinde tescil ve ilan edildiği anlaşılmıştır.
Davacılar, iddialarına dayanak olarak …. Ağır Ceza Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında verilen gerekçeli kararını göstermişler ise de; anılan dosyada verilen gerekçeli karar incelendiğinde “…Müştekilerden …’nun da sanıkların muhasebe işlemlerini yürüttükleri dönemde müşteki …’ın hissesi bulunan … … A.Ş nin ortağı olan …’in …’ya devrettiği gözüken Hisse Devir Sözleşmesinin (24.08.2001) sahte olduğu, sanıkların bu şirketin de ortağı oldukları ve müşteki …’nun 18.06.2007 tarihli beyanında söz konusu hisse devir sözleşmesini sanık …’nin getirdiğini ve imzalamasını istediğini, onun da …’in bürosunda imzaladığını belirttiği…. Yine …’in hissesini sanık …’ye devreden sözleşmedeki ve müşteki …’a devreden sözleşmedeki imzasının sahte olduğu, ayrıca Yönetim Kurulu Başkan Yard. … yazılı … A.Ş. ye ait belgedeki imzanın müşteki … …’e ait olmadığı… Her ne kadar sanıklar …. hakkında atılı suçlardan dolayı cezalandırılmaları istemi ile mahkememize kamu davası açılmış ise de; sanıkların üzerlerine anlı sahtecilik suçu bakımından suç tarihi itibariyle lehe olan yasanın tespiti bakımından … sanıkların üzerlerine atılı sahtecilik suçunun suç tarihi itibariyle dava zamanaşımına uğraması nedeniyle …. açılan davanın düşürülmesine” karar verildiği ve kararın kesinleştiği görülmektedir. Hisse devirlerinin sahte işlemlerle yapıldığı, bu nedenle devrin geçersiz sayılması gerektiği yönünde somut bir karar oluşturulmadığından dayanak olarak gösterilen mahkeme kararanın HMK. m. 204/1 hükmü anlamında kesin hüküm nedeniyle delil olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Kaldı ki, …’in anılan dosya kapsamındaki 01.12.2001 tarihli karakol ifadesinde hisselerini rızası ile devrettiğini bildirdiği görülmüştür.
Öte yandan TTK. m. 36 hükmünde düzenlenen Ticaret sicilinin aleniliği ilkesi gereği, ticaret siciline tescil ve ilan edilen bir kaydın bilinmediği hususunun, şirket ortakları bir yana, üçüncü kişiler tarafından dahi ileri sürülmesinin mümkün olmaması, hisse devirlerinin yapıldığı tarihlerde davacı …’nun yönetim kurulu başkanı, …’in de başkan yardımcılığı görevlerinde bulunmaları, 29.08.2001 tarihli şirketin genel kurul toplantısı ve alınan 29.08.2001 tarih ve 20 nolu yönetim kurulu kararının tescili için …’nun …. Noterliğinden 05.09.2001 tarih vc … yevmiye no’lu imza beyannamesi düzenleyerek … Ticaret Sicil Memurluğunda 06.09.2001 tarihinde tescil ettirmiş olması, aynı davacının …. Noteriliğinden 02.07.2003 tarih ve … yevmiye no’lu sirküleri düzenlemesi ve hisse devrinden sonraki genel kurullara katılması gibi hususlar birlikle değerlendirildiğinde; hisse devirlerinin davacıların bilgisi ve onayı dahilinde gerçekleşmiş olduğu, dolayısıyla hisse devrindeki imzaların geçersiz olduğu kabul edilse dahi bu geçersizlik üzerinden uzun süre geçmiş olmakla bu hususun artık TMK. m. 2 hükmü karşısında ileri sürülemeyeceği, mahkememizce hükme elverişli bulunan bilirkişi raporunda da aynı sonuca ulaşıldığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla;
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-)Davacı yanca yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalı … tarafından yapılan 70,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı …’ya verilmesine,
5-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-)Davacı / davalı yanca yatırılan gider / delil avansından artan bakiyelerinin talep halinde davacı / davalıya / vekillerine iadesine,
Davacı vekilinin (e-duruşma), davalı … ve … vekilinin ve davalı asil …’ın yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/06/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır