Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/751 E. 2023/492 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/751 Esas
KARAR NO:2023/492

DAVA:Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/12/2019
KARAR TARİHİ:20/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket ile davalı arasında imzalanan 25.05.2012 tarihli destek hizmetleri sözleşmesi ve temizlik teknik şartnamesi başlıklı sözleşmeler kapsamında davalı şirketin işyerlerinde temizlik, yükleme boşaltma hizmetlerinin yapılması amacıyla destek hizmetleri verdiğini, destek Hizmet Sözleşmesinin 11. maddesine göre sözleşmenin 01.06.2021- 01.06.2013 tarihleri arasındaki dönem için imzalandığını, taraflar sözlü olarak kararlaştırma neticesinde kendiliğinden uzayarak – 01.06.2014-01.06.2015 tarihleri arasında geçerliliği olacak şekilde taraflarca uygulandığını, müvekkilinin tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini ve davalı şirketin de hizmet alımına devam ettiğini, davalı şirket ile müvekkili şirket arasında yazışmaların genellikle mail ortamında gerçekleştirildiğini, davalı şirket yetkilisi … tarafından 20.06.2014 tarihli maili ile “yönetim kurulunca alınan karar doğrultusunda 1 Temmuz 2014 tarihi itibari ile firmanızla çalışmayacağımızı bildirmek istiyoruz” şeklinde mailin müvekkili şirkete gönderildiğini, müvekkili şirketin tüm edimlerini yerine getirdiğini, davalı şirketin neye istinaden bu karara vardığını anlamadıklarını, Sözleşmenin 11.2 maddesi uyarınca 2 ay önceden yazılı fesih ihbarında bulunmak şartıyla sözleşmenin feshedilebildiğini, davalının hem süreye uymadığı hem de yazılı olarak ihbarda bulunmadığını, davalı şirket tarafından yapılan feshin sözleşmeye aykırı olduğunu, bu nedenle müvekkilinin zararının tazmin etme zorunluluğu hasıl olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirkete en son 2014 yılı Haziran ayına ilişkin toplam 88.742,58 TL bedelli fatura kesmiş olup, 30.08.2014 tarihinde asgari ücret farkı için 14.803,94 TL bedelli fatura kestiğini, bahsi geçen faturaların davalı şirket tarafından ödendiğini, davalı şirketin usulünce fesih yapılmaması sebebiyle işçilerin projenin aniden sona ermesi sebebiyle işsiz kaldıklarını, o dönemde işçilerine yeni iş sağlanamadığı için maaş ve tazminatlar ödemek zorunda kaldığını, ayrıca kâr kaybına uğradığını, sözleşmeye aykırılıktan dolayı doğan zararın tazmini için şimdilik 10.000 TL’nin davalı tarafından ödenmesini talep ettiklerini, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve mahkemece resen tespit edilecek hususlarla birlikte şimdilik 10.000 TL zararın(alacağın) dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderinin davalıya yükletilmesine, karşı taraf ücretinin avukat olarak adına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin talep sonucunun HMK’nın 119. maddesi uyarınca davacıya açıklattırılması gerektiğini, davacı tarafın hangi zarar iddiasına istinaden hangi miktarda alacak talep edildiğini açık bir şekilde ifade etmesi gerektiğini, davacının istihdam ettiği işçiler bakımından 4857 sayılı iş kanununa aykırı iş ve eylemleri nedeniyle taraflar arasında akdedilen destek hizmetleri sözleşmesinin taraflarınca noter ihtarı ile haklı olarak feshedildiğini, davacı şirket tarafından istihdam edilen personellerin sigorta primlerinin eksik ödendiğine dair davacı şirket çalışanının müvekkili şirket personeline gönderildiği mailde ikrar edildiğini, işçinin sigorta primlerinin hiç yatırılmaması veya eksik bildirilmesinin sözleşme hükümlerinin ihlal niteliğinde olduğunu, bu nedenle haklı olarak fesih olduğunu, haklı sebeple fesih beyanı karşı tarafa ulaştığı andan itibaren sonuçların doğuracağını ve taraflar arasındaki sözleşmeyi ileriye etkili olarak sona erdireceğini, sözleşme feshinin mail ortamına değil aksine Bakırköy …noterliği 26.06.2014 tarih ve… yevmiye no.lu ihtarname ile 30.06.2014 tarihi itibariyle haklı feshedildiğini, davacı tarafından zarar kalemi olarak müvekkili şirketten talep edilen “işçilere ödenen ücret ve kıdem tazminatı” tutarlarının müvekkilinden talep edebilmesinin mümkün olmadığını, sözleşmenin 6.1 ve 6.4 maddesi uyarınca ücret ve tazminat alacaklarından sorumluluğu olmadığını, davacı tarafından müvekkili şirketten alacaklı olduğu iddia edilmişse de müvekkili şirketin davacı firmaya herhangi bir borcu bulunmadığını, bununla birlikte bir davada zarar gören zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altında olduğunu, davacının hem zararın varlığını hem de kapsam ve miktarını ispat etmesi gerektiğini belirterek, öncelikle davacıya talep sonucu açıklamak üzere 6100 sayılı HMK’nın 119. maddesi tahtında bir haftalık kesin süre verilmesine, verilen süre içerisinde talep sonucu açıklanmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına, nihayetinde davacının davasının reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Davanın; Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği iddiasına dayalı iş bu fesihten kaynaklı oluşan zararların davalıdan tazmini isteminden ibaret olduğu görüldü.
Bilirkişi heyeti tarafından 10/11/2022 tarihli alınan raporda; taraflar arasında akdedilen Destek Hizmet Sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedilip edilmediği hususundaki takdirin tamamen Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, sayın Mahkemenin davacının işçilere elden ödeme yaptığı kanaatinde olması halinde; bu durum sözleşmeye ve Kanunlara aykırılık teşkil ettiği için davalının, sözleşmenin 11.4. maddesi uyarınca sözleşmeyi yazılı bildirimde bulunarak derhal fesih hakkını haiz olacağı; davalının bu hususta yazılı bildirimde de bulunduğu ve fakat derhal feshe dayanak teşkil eden sebebin 11/02/2014 tarihinde öğrenilmesine karşılık fesih iradesinin 30/06/2014 tarihinde gerçekleştirilmesinin TMK m. 2 kapsamındaki değerlendirmenin tamamen Sayın Mahkemeye ait olduğu, Sayın Mahkemenin davacının işçilere elden ödeme yapmadığı kanaatinde olması halinde; davalının derhal fesih hakkını haiz olmayacağı ve bu durumda davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiği sonucuna ulaşılabileceği, davacı tarafından fesihten sonra, davalı şirket için istihdam ettiği işçilere maaş ve tazminat ödeyip ödemediğinin dosyadaki belgelerden tespit edilemediği, davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiği kanaatine ulaşılması halinde davalının kâr kaybına uğradığı sonucuna ulaşılacağı ve bu kapsamda 2 aylık kâr mahrumiyetinin 17.349,90 TL olarak hesaplandığı, tespit ve rapor edilmiştir.
Taraflar arasında 25.05.2012 tarihinde Destek Hizmetleri Sözleşmesi imzalandığı ; akdedilen sözleşme hükümleri gözetildiğinde sözleşmede birtakım fesih halleri düzenlendiği , buna göre davalı, sözleşmeyi davacıya 2 ay önceden yazılı fesih ihbarında bulunmak şartıyla sözleşmeyi her zaman ve tek taraflı tazminatsız feshetme hakkına sahip olduğu ; davacının sözleşmede yazılı hükümlere aynen uymayı peşinen kabul ve taahhüt ettiği gibi sebepsiz ve mazeretsiz olarak işi terk etmesi, işi gerektiği şekilde yapmaması ile yüklendiği yükümlülüklerden herhangi birini yerine getirmemesi sözleşmede açıkça belirtilen hususlara riayet etmediği tespit edildiğinde davalı sözleşmeyi yazılı ihbarda bulunmak kaydı ile tek taraflı derhal feshe yetkili olduğu ; mahkememizce yapılan yargılama davacının dava dilekçesi ve aşamalarda sunulan beyanlarında davacının; davalının sözleşmesi 2 ay önceden bildirimde bulunmak suretiyle feshedebileceği ancak bu süreye uyulmaksızın, gerekçe gösterilmeksizin ve yazılı olmaksızın derhal feshettiği iddiasında bulunduğu ; davalının ise; davacının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle derhal fesih hakkının doğduğu ve sözleşmenin bu kapsamda feshedildiği savunmasında bulunduğu ;
Dosya kapsamında davalı tarafça iddia edilen derhal feshe dayanak teşkil eden durumun öğrenilme tarihi ile fesih tarihi arasında geçen zaman, dinlenen davacı tanıklarının işçilere elden ödeme olmadığı yönünde beyanda bulundukları , davacının işçilere yaptığı gayriresmi ödemeye ilişkin herhangi bir belge bulunmadığı , dosya kapsamında toplanan deliller ve aldırılan rapor da göz önüne alındığında davacının işçilere elden ödeme yapmadığı kanaatine ulaşıldığı dolayısıyla davalının sözleşmeyi derhal fesih hakkının doğmadığı ancak sözleşmede öngörülen 2 aylık süreye uyularak sözleşmenin feshedilebileceği, ancak bu süreye de uyulmadığı davalının sözleşmeyi haksız feshettiği anlaşılmış olup bu kapsamda hükme dayanak bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere ; davalının 2 aylık kâr mahrumiyetinin 17.349,90 TL olduğu tespit edilmiş olmakla davacı vekili tarafından sunulan ıslah dilekçesinde 10.000,00-TL alacak talebini 7.349,90-TL artırılarak 17.349,90 -TL’ye yükselttiği anlaşılmış olmakla , 06/10/2020 tarihli talep sonucunu açıklar beyan dilekçesinde fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 9.000 TL müspet zararın (mahrum kalınan karın) ve 1.000 TL menfi zararın (işçilik alacakları ile temizlik ürün ve ekipmanlarına ilişkin harcamaların) tazminine karar verilmesini talep ettiği ; kar mahrumiyeti yönünden 9.000 TL üzerinde davasını açmış olmakla yoksun kalınan kar talebi yönünden davacı vekilinin talep sonucunu açıklar 06/10/2020 tarihli beyan dilekçesi ve ıslah dilekçesi dikkate alınarak toplam 16.349,00-TL üzerinden davanın kısmen kabulü ile ; 9.000,00-TL nin dava tarihinden, 7.349,00-TL’nin ise ıslah tarihinden (17/04/2023) itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile birlikte davacıya verilmesine, işçilik alacakları ile temizlik ürün ve ekipmanlarına ilişkin harcamaların tahsili istemli açılan davanın ispatlanamadığından reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-)Yoksun kalınan kar talebi yönünden davacı vekilinin talep sonucunu açıklar 06/10/2020 tarihli beyan dilekçesi ve ıslah dilekçesi dikkate alınarak 9.000,00-TL nin dava tarihinden, 7.349,00-TL’nin ise ıslah tarihinden (17/04/2023) itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile birlikte davacıya verilmesine, işçilik alacakları ile temizlik ürün ve ekipmanlarına ilişkin harcamaların tahsili istemli açılan davanın REDDİNE;
2-)Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 1.116,80-TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 170,78-TL harcın ve 125,21-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 820,51-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00- TL arabuluculuk ücretinin red ve kabul oranına göre hesaplanan;
-1.243,91-TL’sinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-76,09-TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacının yaptığı 44,40-TL başvuru harcı, 170,78-TL peşin harç, 125,51-TL ıslah harcı, 6,40-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 427,09-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı tarafından yapılan toplam 1.700,00-TL bilirkişi ücreti ile 221,00-TL müzekkere /davetiye giderin olmak üzere toplam 1.921,00-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.810,27-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/(2) maddesi uyarınca 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-)Tarafların gider avansından artan bakiyenin re’sen taraflara/vekillerine iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 6100 sayılı HMK nın 341/2 maddesi gereği karar tarihi dikkate alınarak miktar yönünden kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır