Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/745 E. 2020/9 K. 20.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/745 Esas
KARAR NO : 2020/9

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2019
KARAR TARİHİ : 20/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasında dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili … tarafından muhatapın… A.Ş. … Şubesi ,Hesap No … ,Çek No ;… ,Keşide Miktarı 45.000,00 TL ,Keşide Tarihi 30/10/2019 ,Keşidecisi davacı müvekkili … olan çekin şüpheli … ve eşi tarafından çalındığını, 2019 yılı mayıs ayı başında şüpheli …’ün müvekkilin Numunebağ Cad…. Blok.No… BAYRAMPAŞA/İST. Adresindeki işyerine gelerek ‘ 60.000 metrelik bengalin vasıflı kumaş vereceğini,bu kumaşları kendisinin ürettiğini ve sair…’ ifade ettiğini, 60.000 metre kumaş vereceğine dair müvekkiline ait ajandaya …’ün imza attığını, bunun üzerine müvekkilinden …marka …Plaka sayılı aracı müvekkili adına …’na 03.05.2019 tarihinde devrettiğini, bu devri aldıktan sonra telefonlara çıkmamaya ve hileli davranışlar sergilemeye başladığını, müvekkilin sonradan öğrendiğine göre alelacele bir şekilde …plaka sayılı aracı başka bir tanıdığına devrettiğini, kendi işyerini başkası üzerine devrettiğini ve yurt dışına gittiğini öğrendiğini, şüpheli … açıkça dolandırcılık kastı ile hareket ettiği, müvekkilin bu durumdan şüphelendiğini ve şahıs/şahıslar hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığının … Hz. Ve… Hz.Sayılı dosyasında suç duyurusu yaptığını, bu suç duyurusu sürecinde müvekkil işyerindeki çek ve benzeri evrakların yerinde olup olmadığı hususunda araştırma yaparken dört adet çekinde yerinde olmadığını fark ettiğini, bahse konu suç duyurusu kayıtları incelendiğinde ciro silsilesinin koptuğunun açıkça gözükeceğini, davalı tarafın hak sahipliğinin söz konusu olamayacağını, muhatabın …A.Ş. … Şubesi ,Hesap No ;… ,Çek No ;… ,Keşide Miktarı 45.000,00 TL ,Keşide Tarihi 30/10/2019 olan ve Bursa …İcra Müdürlüğünün … E.Sayılı dosyasında haksız ve hukuka aykırı olarak aslı olmadan takibe konulan çek aslının dosya içine alınarak müvekkiline iade edilmesine ve müvekkilinin davalı tarafa borcu olmadığının tespitine, Bursa …İcra Hukuk Mahkemesinin … Es.,… K. sayılı kararından müvekkili lehine karar verilmiş olmakla takibin yürütmesinin ivedi durdurulmasına, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE:
Dava; İİK’nın 72.ci maddesine dayalı icra takibinden sonra açılan Menfi Tespit davasıdır.
Arabuluculuk 6325 sayılı Yasa ile hukukumuza giren “ Mahkeme dışı “ çözüm yollarından birisidir.
19.12.2018 tarihli 30630 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7155 sayılı kanun MADDE 20- 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“3. Dava şartı olarak arabuluculuk
”MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü ile 01.01.2019 tarihi itibariyle ”konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri için” dava şartı olarak arabuluculuk getirilmiş olup,
Mahkememiz tarafından 27.12.2019 tarihli tensip tutanağı ile davacıya arabuluculuk son tutanağı aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış suretini dosyaya sunması için bir haftalık kesin süre verildiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceğinin ihtar edilmesine rağmen davacı vekili tarafından UYAP üzerinden gönderilen 06.01.2020 tarihli dilekçe ile ” menfi tespit ve çek istirdatı konusu ile ilgili olan işbu davada arabuluculuk dava şartı olmayıp, davaya devam ile tensip kararında belirtilen arabuluculuk son tutanağında dair ara karardan rücu edilmesine ve bu hususta ivedi karar verilmesi” talep edilmiştir.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ 26.12.2019 tarihli ve 2019/2253Es., 2019/1641 K. sayılı ilamında “…. Talep veya dava türü ne olursa olsun dava konusu bir miktar para alacağı olan tüm talepler hakkında, davacı ve davalı açısından bir ayırım yapılmadan ve bir sınırlama getirilmeden dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasını, dava şartı olarak düzenlendiği sonucuna varılmaktadır. Menfi tespit talebi ile alacak talebi hukuken aynı kavramlar değildir ve bu davalar sonucunda verilecek hükümler de farklıdır. Ancak uyuşmazlık konusu bir miktar para alacağı ise, açılacak davanın niteliğinin önemi yoktur. İster alacak, ister menfi tespit, ister istirdat, ister itirazın iptali, ister tazminat talebi olsun bu davaların ortak noktası “dava konusunun bir miktar para alacağı” olduğudur.Arabuluculuk dava şartının sadece alacak ve tazminat davalarında uygulanacağını kabulün sınırlayıcı bir yorum olduğu ve menfi tesbit davalarının da istirdada dönüşebileceği gözden uzak tutulmamalıdır. Bu nedenle 6102 Sayılı TTK’nın 5/A maddesi gereğince menfi tespit talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabül edilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. ” yönünde karar verilmiştir.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 15. HUKUK DAİRESİ 28.11.2019 tarihli ve 2019/1989 Es., 2019/1449 K. sayılı ilamında “….Davacının istinaf sebeplerinin incelenmesinde; TTK nun 3.kitabında düzenlenen kıymetli evrakla (TTK madde 645-849) ilgili ticari davalar mutlak ticari dava niteliğindedir. Dava arabuluculuğa el verişli olmakla beraber dava şartı arabuluculuk kapsamında kalabilmesi için uyuşmazlık konusunun para alacağının ödenmesine ilişkin olması ve talep sonucunun tazminat veya alacağa ilişkin olması ya da her ikisini birlikte içermesi gerekir. Davacı menfi tespit davasında zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamında kalmadığını ileri sürmüş ise de, TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile talep sonucuna değil dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartının aranmış olduğu, menfi tespit davalarında temel ihtilafın bir miktar paranın ödemesine ilişkin olması dikkate alındığında dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gerekir. Aksinin kabulü halinde kanun koyucunun amacına aykırı yorum yapılmış olacağından mahkemece taraflar arasındaki davanın zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamında kabul edilerek dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı İstinaf talepleri yerinde görülmeyerek …” yönünde karar verilmiştir.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 19. HUKUK DAİRESİNİN 28.06.2019 tarihli ve 2019/1734 Es., 2019/1521 K. sayılı ilamında ” …Davacının istinaf sebeplerinin incelenmesinde, TTK nun 3.kitabında düzenlenen kıymetli evrakla (TTK madde 645-849) ilgili ticari davalar mutlak ticari dava niteliğindedir. Bu davalar tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak kabul edilir. Kıymetli evrakla ilgili ticari davaların niteliği gereği, taraflar dava konusu hak üzerinde çoğunlukla serbestçe tasarruf edebilmektedirler. Dava arabuluculuğa el verişli olmakla beraber dava şartı arabuluculuk kapsamında kalabilmesi için uyuşmazlık konusunun para alacağının ödenmesine ilişkin olması ve talep sonucunun tazminat veya alacağa ilişkin olması ya da her ikisini birlikte içermesi gerekir. Çek ve bono ile ilgili ticari davalar ise çoğunlukla menfi tespit talepli olarak ortaya çıkmaktadır. Her ne kadar davacı eldeki menfi tespit davasında zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamında kalmadığını ileri sürmüş ise de, TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile talep sonucuna değil dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğu, menfi tespit davalarının esas itibariyle bir miktar paranın ödemesine ilişkin olmaları da dikkate alındığında dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gerekir. Aksinin kabulü halinde hem kanun koyucunun amacına aykırı yorum yapılmış olacak hem de uygulamada büyük bir kargaşa yaşanacağından mahkemece taraflar arasındaki davanın zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamında kabul edilerek dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur.” yönünde karar verilmiştir.
6325 sayılı yasanın 18/A Maddesi- (Ek:6/12/2018-7155/23 md.)
”(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) …Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
HMK 138(1) madde; ”Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir…”
Davacı vekili tarafından kendisine verilen bir haftalık kesin süre içerisinde HUAK’nun 18A/1-2 maddeleri uyarınca arabuluculuk faaliyeti sonrasında anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya Arabuluculuk Dairesi tarafından onaylanmış bir örneğini mahkememize sunmadığı anlaşılmakla yukarıda belirtilen istinaf kararları ve kanun maddeleri uyarınca dosya üzerinden dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-) Mahkememize açılan işbu davanın dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE
2-) Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 54,40-TL maktu red harcının peşin alınan 768,49-TL harçtan mahsubu ile bakiye 714,90 -TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine ,
3-)Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesi uyarınca 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-)Davacının gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacıya/ vekiline iadesine,
Dair davacı/vekilinin ve davalı/vekilinin yokluğunda tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi. 20/01/2020

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.