Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/713 E. 2023/802 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/713 Esas
KARAR NO:2023/802

DAVA:Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ:18/09/2014
KARAR TARİHİ:16/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı vekili dava dilekçesinde; vekiledeni şirket nezdinde … sayılı İnşaat Bütün Riskler Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalının … … … A.Ş., sigorta ettireni … … … ve Tic. A.Ş., … … … A.Ş ‘ye ait eski …. Bölge Müdürdüğü arazisi … Caddesi, Beşiktaş/İstanbul adresinde gerçekleştirilecek, … … Projesi kapsamındaki sigorta konusu değerlerin 05/06/2009 – 05/06/2012 vade tarihleri arasında poliçede belirtilen şartlarla sigortalandığını, 07/06/2011 düzenleme tarihli zeyilname ile 09/01/2011-05/12/2012 vade tarihleri arasında vekiledeni … Sigorta A.Ş.’nin jeran sıfatı ile işbu sigorta sözleşmesinde hissesinin %76, … Sigorta A.Ş.’nin %13 … Sigorta A.Ş.’nin %6 ve … A.Ş %5 olarak belirlendiğini, … … Projesi kapsamında 13/11/2011 tarihinde 2 nolu davalı taşeron firma ile sigorta ettiren arasında imzalanan (1.Blok Yapısal Çelik İmalatı ve Montajı İşleri ) konulu yüklenici sözleşmesi ve bu sözleşmeye ait İş Sağlığı ve Çevre Güvenliği Çevre koruma Taahhütnamesi uyarınca Kültür ve Sanat Merkezi Bloğunun yapımının üstlenildiğini, çatı çelik konstrüksiyon kirişlerinin montajı işi için hareketli boomlu kule vincin 19/02/2011 tarihli “Ağır Yük Kaldırma Ekipmanları Kiralama Sözleşmesi” ile 2 nolu davalı tarafından 1 nolu davalıdan kiralandığını, 19/08/2011 tarihinde Wolkrann marka … tipi kule vincin çelik konstrüksiyon ( makasları) kirişleri kaldırdığı sirada devrilmesi sonucu altında kalan 3 adet iş makinesinin hasarlandığını, vekiledeni nezdinde açılan … sayılı hasar dosyasından görevlendirilen Sigorta Eksperi tarafından tanzim olunan Raporda, askıdaki yük ile birlikte devrilen vincin bu sırada … marka vincin boomuna, çelik konstrüksiyon makaslara ve hidrolik beton dağıtıcaya çarparak hasara uğrattığının belirlendiğini, olay nedeniyle 162.830 ton çelik konstrüksiyonun kullanılmayacak hale geldiğini 34.060 kg’nın ise onarılabilir şekilde zarar gördüğünü ve betonarmeye bağlanmış mesnet ankrajlar ile döşemelerine hasarlandığını, poliçe genel ve özel şartları kapsamında ve muafiyet tenzilleri sonrasında 573.967.58 USD inşaat hasarı, … potain marka vinç ile beton dağıtıcı hasarı 143.902.20 Euro, ve 12.985,77 USD olmak üzere 586.683,34 USD ve 143.902,20 Euro hasardan 57.008,24 USD ve 2.000 Euro sovtaj tenzili sonrasında nihai hasar miktarı olarak belirlenen toplam 527.972,21 USD ve 141.902,20 Euro hasardan … Sigorta A.Ş.’nin % 76 hissesine düşen tutarın 401.259,26 USD ve 107.845,67 Euro olduğunu, taraflarından …. Sulh Hukuk Mahkemesi marifetiyle yapılan tespite göre meydana gelen kaza sonucu keşif suretiyle yapılan inceleme sonucu oluşan zarardan her iki davalının sorumlu olduklarının belirlendiğini, … Sigorta A.Ş. tarafından dava dışı sigortalılarına 22/09/2011 tarihinde 190.000 USD karşılığı 339.967,00 TL, 04/11/2011 tarihinde 224.750,00 USD karşılığı 397.380,48 TL, 21/03/2012 tarihinde 61.606,96 USD karşılığı 11.354,58 TL, 21/03/2012 tarihinde 168.001,54 USD karşılığı 303.662,78 TL olmak üzere toplam 1.152,84 TL sigorta tazminatı ödendiğini, T.T.K 1301 maddesi gereğindce yapılan ödeme ile sigortalılarını haklarına halef olduklarından zarardan sorumluluğu bulunan davalılara karşı rücu haklarının bulunduğunu beyanla, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile toplam 1.152.364,84 TL tazminatın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde; davacının davasının dayanağını teşkil eden … nolu İnşaat Bütün Riskler Sigorta Poliçesi ile Sigortalı olarak işveren … … A.Ş ve/veya … … End. VeTic A.Ş. ve/veya bütün tali müteahhit taşeron alt taşeron ve saha faaliyetleri menfaatleri doğrultusunda dizayn firmaları, danışmanlar mühendisler, tedarikçiler, üreticinin sayıldığını Poliçeye ekli (002 Çapraz Sorumluluk klozu) ile müteahhitin altında çalşına taşeronların birbirlerine verdikleri zararlarında teminat altına alındığını, vekiledeni şirketin bu poliçe kapsamında sigortalı olduğunu, davacı şirketin sigortalısının buna göre hem zarar gören hem de zarar sorumlusu taraf olduğunu, bu nedenle davacı Sigorta şirketinin TTK 1301. Maddesi gereği sigortalsına tazminat ödediğini ileriye sürerek düzenlenen poliçe kapsamında rücu hakkını kullanmayacağını, aynı zamanda zarara gören sigorta ettireninde zarar sorumlusunu ibra etmiş olması nedeniyle Yargıtay kararları uyarınca halefiyete dayalı rücu davası açma hakkının ortadan kalktığını, davacı Sigortacının davalılar arasında aktedilmiş kiralama sözleşmesinin tarafı olmadığından bu sözleşmeye dayanarak rücu hakkı bulunmadığını, davalar arasındaki sözleşmeye göre vincin çalışır durumda arızasız ve eksiksiz olması gerektiğini, davalı taraf olarak vincin kurulacağı alanın hazırlanması, montaj işinin gerçekleştirilmesi, montaj ve vinci çalışması sırasında gerekli emniyet tedbirlerinin alnımsı, ve vincin bakım ve onarımlarını yapılması işleri şirketlerine ait olmadığından meydana gelen kaza dolayısıyla sorumluluklarının bulunmadığını, kiralama sözleşmesinin vekiledeni şirket ile sigorta ettiren müteahhit şirketin taşeronu olan … firması arasında aktedildiğini ve dava konusu kazanın 5 ay sonra meydana geldiğini, ….Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyası ile tek taraflı olarak yapılan tespiti ve bu tespitte yer alan aleyhe hususları kabul etmediklerini, vincin yapılacak eşi uygun olup olmadığını denetleyen, ana yapıya montajını yapan, kira süresince bakım ve onarımını üstlenen, vinci kendi operatörü ile çalıştıran, işin sevk ve organizasyonunu üzerine alan firmanın … firması olduğunu, … firmasının sorumluluğunun işin başında montaj faaliyetlerinin yürütüleceği alana vinci eksiksiz ve çalışır halde kurmak ve iş bitiminde yine aynı şekilde teslim almakla sınılı olması dolayısıyla faaliyet sırasında ortaya çıkan zararlardan sorumlulukları bulunmadığını, davalı … sıfatının davacı sigorta şirketinin yaptırdığı Mahkeme tespitinde de gerekçeleri sıralandığı üzere meydana gelen zarardan tek başına sorumlu bulunduğu, davacının sigorta sözleşmesi kapsamında yüklenici ana müteahhit … firmasının tali müteahhit ve taşeronları sıfatıyla ve sigortalı olduklarını belirttikten sonra kusurlu sigortalısına yaptığı tazminat ödemesi dolayısıyla dava hakkının bulunmadığını, talep olunan tazminatın fahiş olduğunu, davacı Sigortacının tek taraflı olarak tayin ettiği Eksper tarafından tanzim olunan Ekspertiz Raporuna dayanılarak ve sigortalının gerçek zararının üzerinden yapılan ödemeye dayalı dava konusu yapılan tutarı kabul etmediklerini, sigortacısının Euro ve USD üzerinden hesap ederek poliçeye göre Türk lirası karşılığı tazmin ettiği tazminatın ve ödemenin kendilerini bağlamayacağını, ödenen KDV ninde talep edilemeyeceğini, ekspertiz sırasında alıan müşavirlik ve danışmanlık hizmetlerinin sigorta kapsamında bulunmadığını ve bunlarla ilgili olarak delil listesi ekinde dosyaya ibraz olunmayan faturalar karşılığı ödemelerde rücu söz konusu olamayacağını, hasara konu vincin … sayılı poliçeyle 3. Şahıs Sorumluluk sigorta poliçesini temin eden … Sigorta A.Ş.ne davanın ihbarını istediklerini belirterek davanın usuli açıdan husumet ve esasa ilişkin olarak davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı … … A.Ş. vekili cevap dileçesinde; davalılar arasında sözleşmeye göre yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunu, davacı sigorta şirketince tanzim olunmuş sigorta poliçesinde tüm alt müteahhit ve taşeronların sigortalı olduğunu, bu nedenle şirketlirinin yüklenici sıfatına istinaden sigortalılar arasında sayılmış olması nedeniyle davacının rücu hakkının doğmadığını, iş sahibi ile vekiledeni şirketin 06/04/2012 tarihinde konuya ilişkin olarak yaptıkları sulh sözleşmesi ile birbirlerini ibra etmiş olmalarını, bu nedenle davacıya karşı bir borçları bulunmadığını, davalı taraf olarak meydana gelen zarardan sorumluluklarını ve kusurlarının olmadığını, asıl zarar sorumlusunun 1 nolu davalı şirket olduğunu, KDV dahil 700.742,81 USD karşılığı toplam zararlarının 385.326,79 USD’lik kısmının davacı sigortacıdan tahsil edilerek … … … A.Ş. tarafından banka hesaplarına gönderildiğini, davacının sunduğu deliller arasında aleyhlerine olan hususları kabul etmediklerini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davaya ihbar olunan … Sigorta A.Ş. vekili dilekçesinde; dava konusu olayın … …. Ltd.Şti’ne ait vincin diğer davalı … … ve Makine … A.Ş.’ ne kiralanması sırasında ve adı geçen kiracının faaliyetleri nedeniyle meydana geldiğini, poliçede sigortalı … İş Mak.Tic. Ltd.Şti. faaliyeti sırasında meydana gelen bir zarar olmadığından 3. şahış sorumluluk Sigorta Poliçesi kapsamında sorumluluklarının bulunmadığını beyan etmişlerdir.
DELİLLER
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada, bilirkişi raporu, hasar ve ödeme belgeleri, kira sözleşmeleri, sigorta sözleşmeleri, …. SHM ‘ nin … D. İş sayılı dosyası içeriği yasal her türlü delile dayanmışlardır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, sigorta rücu davasıdır. Davacı yan, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK.m.1301 gereğince yapılan ödeme ile sigortalılarının haklarına halef olduğundan bahisle zarardan sorumluluğu bulunduğunu iddia ettiği davalılardan rücuen tazminini talep etmektedir.
Mahkememize açılan dava üzerine yapılan yargılama sonunda mahkememizin … sayılı, 25/06/2015 tarihli karar ile: ” … davacı yanca davalı … … … Ltd Şti aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacı yanca davalı … A . Ş. aleyhine açılan davanın kabulüne, 190.000-USD karşılığı 339.967-TL nin 22.09.2011 tarihinden, 224.750-USD karşılığı 397.380,48-TL nin 04.11.2011 tarihinden, 229.608,50-USD karşılığı 415.017,36-TL nin 21.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı … ‘ dan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiş,
Davalı vekilinin temyizi üzerine mahkememiz kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/834 Esas, 2019/6401 sayılı, 09/10/2019 tarihli ilamı ile “… Davalı, … End. A.Ş.’nin yapımını üstlendiği, çatı çelik konstrüksiyon kirişlerinin montajı işi için kiraladığı kule vinçin, çelik kontrüksiyon kirişlerini kaldırdığı sırada devrilmesi sonucu, iş makinaları başka bir vincin bomu, çelik kontrüksiyon makasları ve hidrolik beton dağıtıcı hasara uğramış ve bu hasar sonucu davacı sigorta şirketince dava dışı sigortalıya ödeme yapılmış, bu sigortalıda fatura karşılığı davalı …’a bir kısım ödemeler yapmıştır. Ayrıca davacı sigortacının düzenlemiş olduğu sigorta poliçesine göre, iş sahibi, ana müteahhit ve bütün tali müteahhitlerin sigortalı olduğu poliçede belirtilmiştir. Yine sigorta poliçesi ile Munich Re Klozları özellikle çapraz sorumluluk klozuda poliçeye dahil edilmiştir.
İnşaat sigortalarıyla her bir müteahhidin kendi inşaat edimini himaye kapsamına alınmakla birlikte, bunların bir birinin edimine veya diğer şahıslara verdikleri zararlar inşaat sigortası himayesinin dışında kalır. Dolayısıyla her bir müteahhidin kendi sorumluluk sigortasına sahip olması gerekir. Zira asıl müteahhidin kendisi için ek primle elde ettiği üçüncü şahıs zararlarından dolayı sorumluluk teminatı, alt müteahhidin faaliyetleri esnasında üçüncü kişilerin uğradıkları zararları temin etmez. Ayrıca çözümlenmesi gereken sorunlardan biri de asıl müteahhit ile alt yüklenicilerin bir birine varmış oldukları zararlarda, zarar görenin üçüncü kişi sayılıp sayılmayacağı meselesidir. Sorumluluk sigortalarında sigortacı ile sigorta ettiren/sigortalı dışında kalan kimse üçüncü şahıs kabul edilmektedir. Öncelikle sigortalıya bir hizmet veya vekalet münasebetiyle bağlı kimseler ve sigortalının aile efradı tarafından vaki talepler teminat dışında tutulmuştur. Bunun yanında, alt müteahhitler arasında umumiyetle bir ilişki olmaz. Buna karşılık asıl müteahhitle alt müteahhit arasında bir ilişki mevcuttur fakat bu ilişki bir hizmet veya vekalet ilişkisi olmayıp, istisna akdinden doğan bir ilişkidir. Bu nedenle asıl müteahhidin inşaat faaliyetleri ile alt müteahhite verdiği zararlar üçüncü şahıs mali mesuliyet teminatı kapsamında yer alır. Aynı şekilde alt müteahhitlerin bir birlerine veya asıl müteahhide vermiş oldukları zararlarda bu teminatın kapsamında değerlendirilir. Aynı inşaatın farklı kısımlarının yapımını üstlenmiş birden fazla müteahhidin bir birine verdikleri zararlar için genellikle inşaat sigortası özel şartlarında yer alan çapraz sorumluluk teminatı kabul edilmektedir. Böylece asıl müteahhit sözleşmeye konulan bu özel şarta binaen ek prim ödemek suretiyle, diğer müteahhitlerin üçüncü şahıs zararları sorumluluğunu da teminata dahi etmektedir. Başka bir anlatımla, çapraz sorumluluk teminatı, müteahhidin, sözleşmeye konulan bu özel şartla ve ek prim ödemek suretiyle, diğer (alt) müteahhitlerin üçüncü şahıs zararları sorumluluğunu da teminata dahil eder. Çapraz sorumluluk olarak adlandırılan bu teminat ile inşaat faaliyetlerinde yer alan müteahhitlerin, taşeronların gerek bir birlerine gerek üçüncü şahıslara vermiş oldukları zararlardan kaynaklı sorumlulukları sigorta güvencesine alınmaktadır. Bu teminattan yararlanacak müteahhitlerin isimlerinin poliçedeki sigortalı hanesinde mutlaka yazılmış olması gerekir (MR002/1). Poliçede isimleri yazılı olan şahıs firma ve/veya kuruluşlardan her biri ayrı şahsiyet ve kuruluş olarak kabul edildiğinden ve verilen üçüncü şahıs mali mesuliyet ek teminatının her biri adına ayrı düzenlenmiş addedildiğinden (MR 002/1), birbirlerine verdikleri zararlar da üçüncü şahıs zararı sayılarak teminat kapsamından karşılanır. Dolayısıyla sigortacı karşıladığı zararlar için himaye kapsamındaki müteahhit veya alt müteahhitlere (taşeronlara) rücu edemez. Zira çapraz sorumluluk klozunu kabul etmekle rücu hakkından vazgeçmiş sayılır. (Ayli, Ali, Yard. Doç. Dr. İnşaat Bütün Riskler Sigortasında Riziko, Ankara 2012, Sayfa 61)
Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, davalı … … A.Ş’nin diğer müteahhit ve tali müteahhitlere verdiği makine hasarları yanında çatı çelik konstrüksiyonunun uğramış olduğu hasarlar tek tek ele alınarak, zarara uğrayan kişilerin konumu ve kimin zarara uğradığı belirlenerek, davalı … A.Ş ile dava dışı … … End. ve Tic. A.Ş arasındaki Sulh Sözleşmesi ve davalı …’a düzenlediği fatura karşılığı yapılan ödeme de gözönüne alınarak, davacının sigorta poliçesine göre davalı … A.Ş’ye karşılığı rücu olanağının bulunup bulunmadığının tespiti için, bilirkişi raporuna yönelik itirazları da değerlendirmek üzere ek veya yeni bir bilirkişi kuruldan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu karar verilmesi nedeniyle hükmün bozulması gerekirken onandığı anlaşıldığından Dairemizin 03/11/2016 Gün ve 2016/…-2016/… sayılı kararı kaldırılarak mahkemece kararının bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile bozulmuş, mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce toplanan delillere, iddia ve savunma ve uyulmasına karar verilen ilgili bozma ilamı kapsamına göre bilirkişi …’dan alınan 17/05/2023 havale tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle: ”… 1) … …, … … ve … poliçe uyarınca sigortalı sıfatına sahip olduğu, 07.02.2012 tarihli eksper raporu uyarınca …’ın uğradığı zararın meydana, gelmesinde (vincin işletilmesindeki yetersizlik nedeniyle) sigortalı …’ın, kusurunun bulunduğu, Davacı sigortacının, TTK m. 1472 (eTTK m. 1301) hükmü uyarınca yalnızca zarar sorumlusuna karşı rücu hakkını yöneltmesinin mümkün olduğu, …’ın her ne kadar zararın meydana gelmesinde kusuru bulunsa da “sigortalı” sıfatına sahip oluşu kendisine rücu edilmesine olanak vermediği, dolayısıyla mevcut dava bakımından …’ın taraf sıfatının bulunmadığı, …’ın uğradığı zararın TTK m. 1429 hükmü gereği sigortacı tarafından karşılanması gerektiği, ancak sigortalı …’ın kusuruna düşen zarar bakımından sigortacının …’a rücu edemeyeceği …” tespit ve rapor edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan taraf delilleri, bozma ilamı kapsamı, hükme elverişli bulunan 17.05.2023 tarihli bilirkişi heyeti ek raporu ile tüm yargılama dosyası kapsamına göre; İnşaat/Montaj Sigorta Poliçesi’nde sigortalı, “İşveren olarak … … … A.Ş. ve/veya ana müteahhit olarak … … … ve Tic. A.Ş. ve/veya bütün tali müteahhit, taşeron, alt taşeron ve saha faaliyetlerimenfaatleri doğrultusunda dizayn firmaları, danışmanlar, mühendisler, tedarikçiler, üreticiler” şeklinde ifade edilmiştir. Bu ifadeden açıkça anlaşıldığı üzere, dava dışı … … … A.Ş. (… …) ve … … … ve Tic. A.Ş. (… …) sigortalı sıfatına sahiptir. Buna karşılık, davalı … … İthalat İhracat Ltd. Şti. (…) ile … … A.Ş. (…)’in sıfatları, aralarındaki hukuki ilişkin uyarınca belirlenmelidir. Dava dışı … … ile davalı … arasında 13.01.20011 tarihinde “… … İnşaatı Yüklenici Sözleşmesi” akdedilmiştir. Bu sözleşme ile birlikte davalı … “alt taşeron” sıfatını ve aynı zamanda sigortalı sıfatını kazanmıştır. Netice itibarıyla … …, … … ve … sigortalı sıfatına sahiptir.
Dava konusu uyuşmazlık kapsamında davacının rücuen tazmin talebine konu alacağın davalılardan tahsil edilip edilemeyeceği hususunda sigortacının kanuni halefiyetinin koşullarının değerlendirilmesi gerekmektedir. TTK m. 1472 hükmüne göre, sigortacı sigorta tazminatını ödediğinde sigortalının yerine geçer ve gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa, bu hak tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal eder. Buna göre, sigortacının kanuni halefiyeti için (i) geçerli bir sigorta sözleşmesinin mevcut olması, (ii) gerçekleşen rizikonun teminat kapsamında olması, (iii) sigortacı tarafından sigorta tazminatının ödenmiş olması ve (iv) sigortalının gerçekleşen zarar dolayısıyla sorumlulara karşı dava hakkına sahip olması gerekmektedir. Bu koşulların gerçekleşmesi halinde, sigortacı, ödediği sigorta tazminatı oranında sigortalının sigorta tazminatı ödenmesini gerektiren zararı dolayısıyla sorumlulara karşı sahip olduğu dava hakkına kanunen halef olur.
Dava dosyasında yer alan ve davacı … Sigorta tarafından düzenlenen inşaat/’montaj sigorta poliçesi, taraflar arasında geçerli bir sigorta sözleşmesinin bulunduğuna işarettir. Dava konusu olayda vincin devredilmesi sonucu inşaat ve 3 adet iş makinesinde hasar meydana gelmiştir. Sigorta poliçesi ile söz konusu riziko teminat kapsamında olduğundan kanuni halefiyet için aranan ikinci koşulun da gerçekleştiği sonucuna ulaşılabilir. Meydana gelen hasar nedeniyle sigortalı olan iş sahibi … …’ya 1.152.365 TL. tazminat ödemesi yapılmıştır. Davacı sigortacı ödemiş olduğu tazminat tutarınca zarar sorumlusu olduğunu düşündüğü …’a rücu etmek istemektedir. TTK m. 1472 (eTTK m.1301) hükmü uyarınca sigortacı, kanuni halefiyete dayanan rücu hakkını sadece zarar sorumlusuna yöneltebilir. Bu noktada “zarar sorumlusu” ifadesinden ne anlaşılması gerektiği üzerinde durulmalıdır. Kanaatimizce kimin “zarar sorumlusu” sayılacağı hususunda “sigorta konusu menfaat” unsuru esas alınmalı ve menfaati sigortalanmamış her şahsın “zarar sorumlusu” kapsamında olduğu sonucuna varılmalıdır. Bu esastan hareketle sigorta ettirenin kendi menfaatini sigorta ettirdiği hallerde, zarar sorumlusu sigorta ettiren dışında herkes olabilir. Sigorta ettiren tarafından başkasının (sigortalı) menfaatinin sigorta ettirilmesi halinde ise, zarar sorumlusu, menfaati sigorta edilen sigortalı dışında herkes (sigorta ettiren dahil) olabilir.
… …, … … ve … sigortalı sıfatına sahip, başka bir ifade ile menfaati sigortalanan kişilerdir. Bu durumda, yukarıda bahsettiğimiz esaslar doğrultusunda, poliçede sigortalı olarak belirtilen kişilerden birinin teminat kapsamına giren rizikonun gerçekleşmesine sebebiyet vermesi ve bunun sonucunda zarar meydana gelmesi halinde, sigortacı zarar gören sigortalıya ödeme yapmalı ancak zarara sebebiyet veren sigortalıya “zarar sorumlusu” olarak rücu edememelidir. Dava konusu olayda zarara sebebiyet veren vinç … tarafından alt yüklenici olan sigortalı …’a kiraya verilmiştir. Başka bir ifade ile vinç, sigortalı …’ın himayesinde faaliyet gösterirken zarara sebep olmuştur. TTK m. 1429 hükmü uyarınca rizikonun gerçekleşmesine sigortalının ihmali neden olmuş ise, sigortacı sigorta tazminatını ödemekle yükümlüdür. Nitekim davacı sigortacı sigorta tazminatını ödemiştir. Ancak sigortacı, tazminatı, zarar gören sigortalı …’a değil, bir diğer sigortalı … …’ya ödemiştir.
Dosyada yer alan sulh anlaşmasından anlaşıldığı üzere, … … sigortacıdan aldığı sigorta tazminatının 98.2451,96 USD tutarındaki kısmını 16.08.2012 tarihinde …’a ödemiştir. 07.02.2012 tarihli eksper raporunda, “vincin montajı ve işletilmesi sırasındaki yetersizlikler ve eksiklikler neticesi kaza ve hasar oluştuğu ” kanaatine varılmıştır. … ve … arasındaki kira sözleşmesinde vincin montaj işi …, vincin işletilmesi ise …’a bırakılmıştır. Dolayısıyla hasarın meydana gelmesinde her iki tarafın da kusuru bulunmaktadır. Her ne kadar vinç, davalı …’ın hakimiyetinde faaliyet gösterirken zarara sebep olsa da …’ın sigorta poliçesi uyarınca sigortalı sıfatının bulunması nedeniyle, kanuni halefiyete dayanan rücu talebi bakımından “zarar sorumlusu” sıfatı bulunmamaktadır.
Yukarıda açıklanan somut olay ve hukuksal durumun birlikte değerlendirilmesi sonucunda; … …, … … ve …’ın poliçe uyarınca sigortalı sıfatına sahip olduğu, 07.02.2012 tarihli eksper raporu uyarınca …’ın uğradığı zararın meydana gelmesinde (vincin işletilmesindeki yetersizlik nedeniyle) sigortalı …’ın kusurunun bulunduğu, davacı sigortacının, TTK m. 1472 (eTTK m. 1301) hükmü uyarınca yalnızca zarar sorumlusuna karşı rücu hakkını yöneltmesinin mümkün olduğu, …’ın her ne kadar zararın meydana gelmesinde kusuru bulunsa da “sigortalı” sıfatına sahip oluşu kendisine rücu edilmesine olanak vermediği, dolayısıyla mevcut dava bakımından …’ın taraf sıfatının bulunmadığı anlaşıldığından davanın, davalıların pasif husumet ehliyetlerinin bulunmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın, davalıların pasif husumet ehliyetlerinin bulunmaması nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 269,85-TL harcın, peşin alınan 17.112,65-TL harçtan mahsubu ile bakiye 16.842,80-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … tarafından yapılan 876,20-TL davetiye/tezkere gideri, 3.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.876,20-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı … tarafından yapılan 120,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-)Davalılar duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 17.900,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
7-)-Karar kesinleştiğinde davacının / davalının gider avansından artan bakiyesinin talep halinde iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/11/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır