Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/702 E. 2020/372 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/702 Esas
KARAR NO:2020/372

DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:10/12/2019
KARAR TARİHİ:29/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından … plakalı aracın …’nolu Bireysel Genişletilmiş Kasko Sigorta poliçesi kapsamında 25.07.2017-25.08.2018 tarihleri arası dönem için sigortalandığını, 17.06.2018 tarihinde sigortalı araçta, davalı vakfa ait … Mahallesinde bulunan otoparkta bulunduğu sırada hasar meydana geldiğini, hasar dosyası ve yazılı belgeler ile sabit olduğu üzere sigortalı aracın otoparkta bulunduğu sırada otoparkta bulunan bacanın patlaması sonucu zarara uğradığını, eksper tarafından hasar sonrası yapılan inceleme sonucu müvekkili şirket tarafından hasar nedeni ile 06.08.2018 tarihinde 14.777,39 TL ödeme yapıldığını, 6102 sayılı TTK md.1472 uyarınca müvekkili şirketin ödemiş olduğu sigorta bedelini sorumlulardan rücuen talep etme hakkına sahip olduğunu, kaza tutanağı ve hasar dosyası belgeleri ile sabit olduğu üzere meydana gelen kazada davalı otopark işletmecisi araçların muhafazası ile korunmasından kusursuz sorumlu olduğunu, davalının bu sorumluluğunu gereğince yerine getiremediğini, hasar nedeni ile kusurlu ve sorumlu olduğunu, ödeme talep edildiğini, ödeme yapılmaması üzerine….İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası ile takibe girişildiğini, başlatılan takibe, davalı tarafından haksız şekilde itiraz edilerek durdurulduğunu beyanla, davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili tarafından süresinde sunulmayan cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu olayın müvekkil vakfın işletmiş olduğu otoparkta meydana geldiğini, davaya konu alanın karayolu olmadığından kasko sigortası kapsamında olmadığını, bu nedenle davacının sigortalısına haksız bir ödemede bulunduğunu, bu ödemeyi müvekkiline rücu edemeyeceğini, meydana gelen kazada …’nin %100 kusurunun bulunduğunu, davaya konu olayın …’nin hizmet kusurundan meydana geldiğinden görevli mahkemenin idare mahkemesi olduğunu beyanla davanın görevsizlik, usulden ve esastan reddine, %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; rücuen tazminat davasıdır.
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan bireysel genişletilmiş kasko sigorta poliçesinin ve … plakalı araca ait ruhsat bilgilerinin incelenmesi neticesinde … plakalı aracın kullanım amacının hususu olduğu ve malikininde gerçek kişi olduğu tespit edilmiştir.
Görev hususu dava şartı olması nedeniyle Mahkeme görev hususunu yargılamanın her aşamasında re’ sen dikkate alabileceği gibi taraflar da her aşamada ileri sürebilir.
HMK.nun 1. Maddesine göre “…..göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” anılan kanunun 114/c maddesinde ise mahkemenin görevi dava şartı olarak gösterilmiş olup aynı kanunun 115.maddesi ile getirilen “Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.” hükmü gereğince re’sen görevsizlik kararı verilebilecektir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
Türk Ticaret Kanunun 3. maddesine göre ise, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” denilmektedir.
Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.hukuk Dairesi 2018/1452 Es. ve 2019/1043 K. sayılı ilamında “… Dava dışı sigortalıya ait araç hususi otomobil olup ticari nitelikteki araçlardan değildir. Dava haksız fiile dayanılarak açılmıştır. Taraflar arasında ticari ilişki veya sözleşme ilişkisi bulunmamaktadır. Bu durum karşısında, görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemeleri davaya bakmakla görevlidir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 20/11/2014 tarih ve 2014/19739 E. 2014/16457 K. sayılı emsal kararı da bu doğrultudadır. ” yönünde karar verilmiştir.
Somut olayda davacı sigorta şirketi vekili kasko sigorta sözleşmesine ve halefiyete dayanarak işbu davayı açmıştır. Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, halefiyete dayandığından mutlak ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigorta şirketi, sigortalının sahip olduğu haktan fazlasına sahip değildir.Dava dışı sigortalıya ait araç hususi otomobil olup ticari nitelikteki araçlardan değildir. Dava haksız fiile dayanılarak açılmıştır. Taraflar arasında ticari ilişki veya sözleşme ilişkisi bulunmamaktadır.İş bu davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak veya nisbi ticari dava niteliğinde bulunmadığı anlaşılmakla ve yukarıda belirtilen İstinaf kararında da belirtildiği üzere iş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)İş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-)H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-)Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/09/2020

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.