Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/7 E. 2019/395 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/7 Esas
KARAR NO : 2019/395

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/06/2014
KARAR TARİHİ : 30/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 30.04.2014 tarihinde …Bankası A.Ş. aracılığı ile… sistemi üzerinden Paris/Fransa’dan çekilmek üzere… adına para transferi gerçekleştirdiğini, yapılan havale işleminde 196-€ hizmet bedeli olmak üzere toplam 5.000-€’nun banka tarafından müvekkilinden tahsil edildiğini, … adına sistem üzerinden aktarılmış olan paranın …tarafından verilen dekonttan anlaşıldığı üzere … Paris Hermel adlı banka veya kuruluş tarafından Paris/Fransa da muhtemelen sahte bir kimlik ibraz edilerek ya da hiç bir şekilde kimlik kontrolü yapılmaksızın, üçüncü bir şahıs tarafından çekildiğini, yapılan işlem ve dünya genelinde güvenilir para transferi sloganı ile hizmet veren Western Union’un özen yükümlülüğü ve transfer işlemine gerekli güvenlik öznesinden yoksun bir hizmet sağladığını ileri sürerek 5,000 Euro maddi, 1.000 TL manevi tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; para transferi de dahil olmak üzere tüketici nezdinde hiçbir ticari işlem icra etmediğini, bu hususun para gönderimi sırasında tüketici tarafından doldurulması zorunlu olan “Para Gönderme Formu” üzerinde açıkça belirtildiğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; davacı tarafından dava dışı 3. şahsa… sistemi üzerinden gönderilen paranın alıcıya ulaşmamasından kaynaklı tazminat isteminden ibarettir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda …/… E.K. sayılı 10/05/2016 tarihli kararda ” …. dava konusu havale işleminin niteliği, işleyiş biçimi, tarafların karşılıklı yükümlülükleri ve sorumlulukları göz önüne alındığında, MTCN numarası olmaksızın alıcının para kendi adına gönderilmiş olsa dahi parayı teslim alamamasına, davalı tarafından 3. kişiye ödemenin gereği olan bildirimlerin ve MTCN numarasının verilip hatalı ödeme yapıldığı ve kusurlu bulundukları hususunda kesin ve inandırıcı delil bulunmamasına, para transfer işleminde üretilen MTCN numarasının ve havalenin işleyiş biçiminin davacı tarafça paylaşılmaması halinde 3. kişilerin öğrenmesi imkanının sisteme göre olanaklı bulunmadığı, salt alıcının kimlik fotokopisi sunulmadığı gerekçesiyle davalının sorumlu tutulması olanaklı bulunmadığı, somut olayda davalıya havale işlemine dair herhangi bir kusur yüklenemeyeceği ” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/14659- 2018/5924 E.K. Sayılı 02/10/2018 tarihli ilamı ile “… Dava, … sistemi üzerinden davalı banka aracılığıyla havale edilen paranın alıcısından başkasına ödenmesi nedeniyle tazminat istemine ilişkin olup, dava tarihi olan 05.06.2014 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade edeceği, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanunun 73/1 maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmaya tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hüküm altına alınmış olup, buna göre, mahkemece, tüketici konumundaki davacı tarafından açılan işbu dava, Kanunda “bankacılık ve benzeri sözleşmeler” olarak ifade edilen ve tahdidi olarak sayılmayan bir hukuki işlemine dayandığından tüketici mahkemesinin görevli olduğu nazara alınarak davanın tüketici mahkemesi sıfatıyla görülüp sonuçlandırılması gerekirken ticaret mahkemesi sıfatıyla yargılama yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğu ” gerekçesi ile bozulmuş, Mahkememizce bozma ilamına uyulmuştur.
Bozma ilamında açıkça dayanıldığı üzere; dava tarihi olan 05.06.2014 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade edeceği, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanunun 73/1 maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmaya tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hüküm altına alınmış olup, buna göre, tüketici konumundaki davacı tarafından açılan işbu dava, Kanunda “bankacılık ve benzeri sözleşmeler” olarak ifade edilen ve tahdidi olarak sayılmayan bir hukuki işleme dayandığından tüketici mahkemesinin görevli olduğu nazara alınarak Mahkememizin görevsizliği nedeni ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Bu itibarla,
HÜKÜM:
İş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-)H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-)Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı30/04/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır