Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/695 E. 2023/121 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/695 Esas
KARAR NO :2023/121

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:09/12/2019
KARAR TARİHİ:15/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyasına konu edilen fatura alacağını, dosyasının evvelki alacaklısı dava dışı şirket ile yapmış olduğu 01.04.2019 tarihli protokol uyarınca ve 11.10.2019 tarihinde icra dairesinde yapılan işlemle alacağın temliki yolu ile devralındığını, gerekli harçları ödeyerek dosya alacaklısı sıfatı kazandığını, borca itiraz edildiğini anlaşılması ve taraf değişikliği nedeniyle arabuluculuk başvurusu yapıldığını ve uyuşmazlığın arabulucuda çözümlenmemesi üzerine işbu davayı açtıklarını, yukarıda açıklanan nedenlerle itirazın iptali, alacağın %20sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyarı etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: 02.01.2018 tarihinde davalı ile …. … … Tanıtım Org. Tur. Tic. AŞ. arasında halkla ilişkiler hizmeti verilmesi ile ilgili olarak sözleşme imzalandığını, sözleşme imzalandığı tarihten itibaren davalı tarafından sözleşmeye uygun ve düzenli olarak ödemeler dava dışı alacaklıya yapıldığını, ancak taraflar arasında imzalanan sözleşme devam ederken 28.03.2018 tarihinde medyada yer alan haberler ve akabinde dava dışı alacaklı çalışanlarından alman bilgiler aracılığı ile dava dışı alacaklı firmamını kapandığı davalı tarafından harici olarak öğrendiğini, davalı şirket 2018 mart ayı için 29.03.2018 de gerçekleştirilmiş olan ve basın yansıması hedeflendiği davetten bir gün önce dava dışı alacaklı firmanın kapanması ile büyük bir mağduriyet yaşadığını, söz konusu davetin tanıtımı ve davalı şirketin yapmış olduğu büyük masraflara rağmen reklamı yapılmadığını, davalı tarafından gönderilen 2018 mart ayı faturası davalının dava diışı alacaklıdan ilgili fatura döneminde herhangi bir hizmet almaması sebebiyle iade edildiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle davacımın yargılama giderlerini karşılayacak tutarda bir teminat yatırmasına, akabinde davanın reddi ile davacının 90620’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davanın; faturadan kaynaklı alacağa ilişkin …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olduğu görüldü.
…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup, takip dosyası incelendiğinde; alacaklının …. … Trizm ve Ticaret AŞ, borçlunun … AŞ olduğu, takibin 11.033,00-TL asıl alacak ve 1.088,56-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.121,56-TL alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, takip dayanağının 02/01/2018 tarihli 11.033,00-TL tutarlı … nolu fatura olduğu, 03/12/2018 tarihli ödeme emrinin 05/12/2018 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 11/12/2018 tarihinde, süresi içerisinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği görülmüştür.
Mali Müşavir bilirkişi … 07/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava Konusunun; taraflar arasında bulunan ticari ilişkiden kaynaklı davacının 11,033,00 TL tutarlı fatura ve işlemiş faiz alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, Davacı tarafından Cari Hesap Alacağının tahsili amacıyla …. İcera Müdürlüğü’nün … Esas numarası ile dava dışı …. … … Tanıtım Org. Tur. Tic. A.Ş. tarafından 03.12.2018 Tarihinde takibe geçtiği, davalı yan tarafından borca itiraz edildiği ve takibin durduğu, Davacı yan tarafından yapılan itirazın iptali talebi doğrultusunda 09.12.2019 tarihinde huzurdaki davanın ikame edildiğinin belirlendiği, Dava dışı firmanın ve davalı firmanın 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı tarafından dava dışı …. … … Tanıtım Org. Tur. Tic. A.Ş’ne yana düzenlenen 30.11.2018 tarih, … nolu 11.033,00 TL faturanın dava dışı …. İletişim vekili tarafından 12.12.2018 tarihli yazı ile ile itiraz ettiği, taraflar arasında bu fatura haricinde çekişme olmayıp Takdir ve kararın Sayın mahkemeye ait olmak üzere 2 farklı sonuca ulaşıldığı, birincisinin davalının iade faturasının e arşiv portalı üzerinden davacıya teslim edildiği ve davalı tarafından dava dışı … adına tanzim edilen takibe konu faturanın dava dışı …’e teslim edilip edilmediği hususunda ispatın davalıya ait olduğu, ancak davacı tarafından 8 gün içerisinde reddettiğini ispatlanması halinde bu hususun Mahkemece kabul edilmesi halinde davacının davalıdan 11.033,00-TL alacaklı olduğu, ikincisinin ise; davalının dava dışı … adına düzenlenen faturanın …’E teslim edilip edilmediğinin ispatı davalıya ait olup, davalının iade faturasının teslim edildiğinin ispatı halinde davacının davalıdan alacaklı olmadığı tespit ve rapor edilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi … 21/09/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Mahkeme ara kararına göre Dava Konusu olan 30.11.2018 tarih, … nolu 11.033,00 TL tutarlı fatura olduğu, TTK 1530/4 md uyarınca takibe konu alacak için faiz başlangıç tarihinin, faiz oranı ve faiz türü ile işlemiş faiz tutarının hesaplandığı, İcra takibinde Alacaklı (Dava Dışı) …. … … Tanıtım Org. Tur. Tic. A.Ş.vekili vasıtası ile 03.12.2018 tarihinde borçlu (Davalı …aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası ile; Asıl Alacak 11.033,00 TL, işlemiş faiz 1.088,56 TL olmak üzere toplamda 12.121,56 TL alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek faizi ile tahsilini talep ettiği, davaya Esas Fatura tarihi 02.01.2018 Tarihli olduğu Alacaklı (Dava Dışı) …. … … Tanıtım Org. Tur. İşlemiş faiz hesabını 01/03/2018 fatura tarihi alarak faiz hesabı yapıldığının tespit edildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlık davaya konu 30.11.2018 tarihli iade faturası olduğu, bu esasta davaya konu iade faturası ile takip tarihi arasında işlemiş Faiz Hesabı yapıldığı, netice olarak Davacı yanın Takibe konu faturadan dolayı işlemiş faiz alacağının 9,84 TL hesap edildiği, davacının davalıdan 9,84 TL işlemiş faiz alacaklı olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi … 28/12/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davacının icra takip tarihi (03.12.2018) itibariyle davalı yandan 11.033,00 TL asıl alacak, 1.088,56 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 12.121,56 TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığı tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
2004 sayılı İİK madde 67 uyarınca; “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde Mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir”.
…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklının …. … Trizm ve Ticaret AŞ, borçlunun … AŞ olduğu, takibin 11.033,00-TL asıl alacak ve 1.088,56-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.121,56-TL alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, takip dayanağının 02/01/2018 tarihli 11.033,00-TL tutarlı … nolu fatura olduğu, 03/12/2018 tarihli ödeme emrinin 05/12/2018 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 11/12/2018 tarihinde, süresi içerisinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 09/12/2019 tarihinde açıldığı, alacaklı/vekiline itiraz üzerine takibin durdurulması kararının tebliğine dair mazbata, sair bilgi belge de bulunmadığından İİK madde 67’de öngörülen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı gibi itiraz tarihi ile dava tarihi arasında da 1 yıldan az süre bulunduğu görülmekle eldeki itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin iş bu dosyasında davacı alacaklı olmayıp, takip dosyası incelendiğinde takip alacaklısının takip konusu alacağı temlik ettiği, davacının temlik alan alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde; davacı alacaklının takibe konu ettiği alacağının dayanağı olan faturaya ilişkin davalı tarafça bu faturanın iade edildiği savunmasında bulunmuş, bilirkişi raporunda da takibe konu fatura için dava dışı temlik eden ve davalının defterlerinde kayıtlı olduğu, süresi içerisinde BA BS bildiriminin yapıldığı ve davalının iade faturası düzenlediği hususlarında tespitler yapılmışsa da; dosyadaki mevcut bilgi belgeler ile rapor birlikte değerlendirildiğinde; takip talebi incelendiğinde takibe konu faturanın 02/01/2018 tarihli … nolu 11.033,00-TL tutarlı fatura olduğu, faturanın hizmet ifasına ilişkin olduğunun taraflar arasında çekişmesiz olduğu, bu faturanın dava dışı temlik eden şirketin defterlerinde kayıtlı olduğu ve süresi içerisinde BS bildiriminin yapıldığı, bu faturanın davalı defterlerinde de kayıtlı olduğu ve süresi içerisinde BA bildiriminin yapıldığı, aynı zamanda davalı tarafça bu faturaya ilişkin iade faturasının düzenlendiğinin belirtildiği, iade faturasına bilirkişi raporunda da değinildiği ancak bilirkişi raporunda belirtilen ve cevap dilekçesi ekinde sunulan iade faturası incelendiğinde açıklamalar kısmında “326672 nolu faturaya istinaden iade faturası” ifadesinin yer aldığı, bilirkişi raporunun 5. sayfasından anlaşıldığı üzere dava dışı temlik eden şirketin davalı adına 11.033,00-TL tutarında üç farklı fatura düzenlemiş olduğu ve iade faturasının açıklamalar kısmında yazan fatura no “326672” numarasının da yer aldığı, netice olarak davalının iade faturası düzenlediği faturanın takibe konu fatura olmadığı anlaşılmıştır.
Davalının savunmasında belirttiği ve bilirkişi raporunda da yer verilen iade faturası takibe konu olan “…” nolu faturaya değil, “326672” nolu faturaya ilişkin olduğundan bilirkişi raporunda yapılan seçenekli değerlendirmede sonuç 2’ye itibar edilmemiştir.
Bir ihtimal olarak; davalının savunmasında belirttiği iade faturasının takibe konu faturaya ilişkin olsaydı dahi, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2016/4742 Esas, 2018/652 Karar sayılı ilamında; ” Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (TTK 21/2). Süresi içinde itiraz edilmeyerek kesinleşen faturadaki alacakla ilgili olarak, süre geçtikten sonra iade edilmesi veya ticari defterlere kaydedildikten sonra iade faturası düzenlenmesi, borçtan kurtulmayı sağlayan ve alacağı tartışmalı hale getiren geçerli bir araç değildir. İtiraz süresi geçtikten sonra, faturaların doğrudan iade edilmesi veya iade faturası kesilmesi alacağın varlığını ortadan kaldıran bir sonuç doğurmayacaktır. Faturaya itiraz edilmemesi sözleşme ilişkisini kanıtlamaz ise de, sözleşme ilişkisinin kanıtlanması halinde, bu sözleşme gereğince düzenlenmiş olan ve süresinde itiraz edilmeyen faturadaki miktar kesinleşir. ” denildiğinden somut olay bakımından yapılan değerlendirmede; takibe konu fatura dava dışı temlik edin şirketin ve davalının defterlerinde kayıtlı olduğu gibi davalı tarafça BA formunda bildirilmiş, olup, 02/01/2018 tarihli hizmet ifasına ilişkin olan faturanın deftere kaydedilmesinden ve BA bildiriminin yapılmasından aylar sonrasında 30/11/2018 tarihli iade faturası düzenlenmesi de tebliğ edildiği anlaşılan faturaya süresi içerisinde itiraz edilmediği ve itiraz süresi geçtikten sonra iade faturası düzenlendiği anlamına gelecek ki, bu durum da yukarıda anılan emsal Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2016/4742 Esas, 2018/652 Karar sayılı ilamına göre fatura konusu miktarın kesinleştiği anlamına gelecektir.
Netice olarak davacının takibe kon fatura nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu anlaşılmışsa da takip talebinde işlemiş faiz de talip edildiği ve dava dilekçesinde harca esas değerin asıl alacak ve işlemiş faizin toplamı olarak gösterildiği, bilirkişi kök raporunda ise sadece fatura alacağına ilişkin değerlendirme yapıldığı, işlemiş faiz yönünden hesaplama bulunmadığı anlaşılmış, bu nedenle davacının davalıdan talep edebileceği işlemiş faiz bulunup bulunmadığının, varsa faiz başlangıç tarihi, faiz oranı ve talep edebileceği işlemiş faiz tutarının hesaplanması için ek rapor alınması gerekmiştir.
Bilirkişi ek raporunda da davacının takip tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği işlemiş faiz tutarının takipteki talep gibi 1.088,56-KL olduğu belirlenmiştir.
Netice olarak davacının davasında haklı olduğu belirlendiğinden davalının takibe itirazının iptali ile takibin aynı koşullarda devamına karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK madde 67/2.maddesi uyarınca; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” neticeten işbu davada davalı borçlunun itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve faturadan kaynaklanan alacak likit olduğundan hükmolunan meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Mahkememizin 15/02/2023 tarihli celsesinde açıklanan kısa kararının sonuç kısmında karara karşı istinaf kanun yolunun açık olduğu belirtilmişse de karar tarihi itibariyle istinaf incelemesi için kesinlik sınırının 17.830,00-TL olduğu, dava değerinin ise 12.121,56-TL olduğu ve kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşılmakla kısa kararın sonuç kısmında bu hususta açık maddi hata yapıldığı değerlendirilmekle 6100 sayılı HMK’nın 304.maddesi uyarınca gerekçeli karar tebliğ edilmediğinden Mahkememizce resen kararın “Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.” kısmının “Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.” şeklinde tashihine karar verildi.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın Kabulüne,
…. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının iptali ile takibin aynı koşullarla devamına,
2-Alacağın %20’si oranında 2.424,31-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 828,02-TL harçtan peşin alınan 146,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.700,52-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvurma harcı, 146,40-TL peşin harç, 6,40-TL vekalet harcı, 155,50-TL tebligat/ posta gideri, 750,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.102,70-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yatırılan avanstan artan kısmın yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/02/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır