Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/687 E. 2021/906 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/687 Esas
KARAR NO :2021/906

DAVA:Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:04/12/2019
KARAR TARİHİ:09/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin … isimli e-ticaret platformu üzerinden tedarikçilerinden temin etmiş olduğu ürünlerin tüketicilere satışını gerçekleştiren elektronik ticaret şirketi olduğunu, davalı ile müvekkil arasında 14.04.2017 tarihli ”… Sistem ve Paketleme Makinası Satınalma, Servis, Bakım ve Onarım Sözleşmesi” bağıtlandığını ve iş bu sözleşme ile müvekkil şirketin … adresinde ürün ve lojistik deposu olarak kullanılan iş yerinde, sözleşme ekinde teknik çizimlerine de yer verilen ”… sistemi ve paketleme modülünün yapılması, kurulumu, montajı, çalıştırılması, servisi, onarım, bakım ve garanti hizmetinin verilmesi hususunda mutabakata varıldığını, ancak sözleşmenin yürürlüğe girdiği 14.04.2017 tarihinden itibaren davalı tarafından taahhüt edilen performans, iş ve hizmetler tam olarak karşılanmamış, makine ve ekipmanlar üzerinde sürekli arızalar oluştuğunu ve ayrıca çalıştığı kısa dönemlerde ise taahhüt edilen ve olağan performansın çok çok altında bir oranda çalışma tespit edildiğini, 07.01.2019 tarihinde paketleme modülünün tamamen kullanılmaz hale geldiğini, sözleşme konusu borçların ifası dolayısı ile davalı şirkete … 58. Noterliği’nin … yevmiye nolu 11.10.2017 tarihli ihtarnamesi gönderildiğini ve davalı şirket tarafından ise kurulum ve teslimin 30.11.2017 tarihinde gerçekleştiğini, 07.01.2019 tarihinde sistemin arızalanarak tamamen kullanılmaz halde gelmiş ve buna istinaden … 16. Noterliği’nin 01.03.2019 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderilerek ayıba ilişkin bildirim ve seçimlik hakların kullanıldığı ihbar edilmiş ve hatta davalı şirkete ayıba ilişkin taleplerin yerine getirilmesi için 3 (üç) iş günü süre verildiğini, müvekkil tarafından satın alınan Paketleme Makinesinin ayıplı olması, davalının taahhüt ettiği akdi yükümlülükleri yerine getirmemesi sebebiyle, fazlaya ilişkin talep ve haklar saklı tutularak; 1.310.000,00-TL ürün bedelinin müvekkil şirket tarafından yapılan ödeme tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ticari faizi ile birlikte iadesine, davalının akde muhalefet oluşturan davranışları nedeniyle taraflar arasında düzenlenmiş olan akdi cezai şartın fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 5.000-USD’lik kısmının ödenmesinin hüküm altına alınmasına, iş bu davanın ikame edilmesinden önce müvekkil şirketçe yapılan 2.366,77-TL masrafın ödenmesine ve masrafı davalılara ait olmak üzere ayıplı makinelerin müvekkil şirketten sökülerek davalı tarafından iade alınmasına karar verilmesini talep ve dava ettikleri anlaşıldı.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle usule ilişkin olarak; ticari satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak 2 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağını, iş bu davada davacı şirket 2 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra davasını ikame ettiğinden davanın usulden reddi gerektiğini, iş bu davanın belirsiz alacak davası olarak açılması hukuken mümkün olmayıp, hukuki yarar yokluğu sebebi ile davacıya herhangibir süre verilmeksizin usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak; müvekkil şirket dava konusu sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, dava açısından belirtilmesi gereken en önemli husus ortada kanunun öngördüğü anlamda bir ayıp bulunmamasına rağmen, davacı ayıp ihbarını TTK’da öngörüldüğü şekilde 2 veya 8 gün içerisinde yapmamış ve hatta 2 yıldan uzun bir süre geçtikten sonra iş bu davayı ikame ettiğini, dolayısı ile davacı şirketin kanuni zorunluluklara uymadığından talep ve dava haklarının bulunmadığının kabulü gerekmekte olduğunu, … 1 Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporu haksız ve taraflı olduğunu, hem ilgili dosyanın hemde ilgili bilirkişi raporunun iş bu dosyada dikkate alınmasının mümkün olmadığını, zira bilirkişi raporu, tespit isteyen davacı tarafın etki ve yönlendirmesi ile düzenlendiğini, süresi içinde sistemleri teslime hazır olan müvekkil şirketin davacı şirketin sistemleri teslime hazır olmaması sebebiyle teslimat gerçekleştirilemediğini, davacı şirketin teslimata hazır olduğu zamanda, müvekkil şirket sistemlerin kurulumunu tamamlanmış olup, tam ve eksiksiz bir şekilde çalışır halde davacı şirkete teslim ettiğini, davacının cezai şart haketmiş olduğu iddiası asılsız, kötü niyetli ve zenginleşme amacına yönelik olduğunu, taraflar arasında imzalanan 14.04.2017 tarihli sözleşmede yer alan sözleşmenin süresi başlıklı 4.1 maddesi incelendiğinde söz konusu cezai şartın dava konusu olayda gerçekleşmemiş olduğu açıkça anlaşılmakta olduğunu, öncelikle davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise özellikle ayıba ilişkin muayene ve ihbar külfetini süresinde yerine getirmeyen davacının haksız ve mesnetsiz davasındaki tüm taleplerin reddine karar verilmesini talep ettikleri anlaşıldı.
DELİLLER
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; 14/04/2017 tarihinde … Sistem ve Paketleme Makinası Satınalma, Servis, Bakım ve Onarım sözleşmesi ve ekleri, sözleşme konusu modül ve sistemlerin çalışma durumuna ilişkin raporlar, elektronik posta yazışmaları ve whatsapp yazışmaları, … 58. Noterliğinin … yevmiye nolu 11/10/2017 tarihli ihtarnamesi, … 16. Noterliğinin 01/03/2019 tarih 2695 yevmiye nolu ihtarnamesi, … 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.iş numaralı dosya kapsamına yapılan bilirkişi incelemesi raporu, ödemeye ilişkin dekontlar, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/605 D.iş sayılı dosyası, … 1. Sulh Hukuk Mahkemesi … D.iş sayılı dosyası, bilirkişi incelemesi, yemin ve keşif deliline dayanmışlardır.
UYAP sistemi üzerinden getirtilip incelenen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/605 D.iş sayılı dosyanın incelenmesinde davacı yanca davalı aleyhine açılan delil tespiti davasında mahkemece 09/04/2019 tarihinde yetkisizlik kararı verildiği, dosyanın kesinleştiği ve dosyanın yetkili … Sulh Hukuk Mahkemelerine gönderildiği anlaşıldı.
UYAP sistemi üzerinden getirtilip incelenen … 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyanın incelenmesinde davacı yanca davalı aleyhine delil tespiti talebinde bulunulduğu, mahkemece verilen görev gereği bilirkişilerce rapor tanzim edildiği, raporun taraflara tebliğ edildiği, mahkemece verilen 09/04/2019 tarihli hüküm, delil tespiti isteyen vekiline 29/04/2019 tarihinde, karşı tarafa ise 07/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, taraflarca İstinaf kanun yoluna başvurulmadığı için kararın 22/05/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşıldı.
Mahkememizce toplanan delillere, iddia ve savunmaya göre … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazıldığı, talimat mahkemesince alınan 25/05/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda ”…Dava konusu Paketleme Makinesinin gizli ayıp’lı olduğu, davanın zamanaşımı süresi içinde açıldığı kabul edildiği takdirde; İş sahibinin, (eseri kullanmasına imkan vermeyecek şekilde arızaları ve kapasite düşüklüğü tespit edilen) gizli ayıplı paketleme modülünü iade ederek bunun için ödenmiş olduğu 1.310.000,00 TL yi geri isteme hakkı bulunduğu, İş bu bedel yönünden … 18.Noterliğinden gönderilen 01.03.2019 tarih ve … nolu ihtarnamesi ile verilen 3 iş günlük süre sonundan itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereğince avans faizi istenebileceği, Sözleşmedeki cezai şartın ifaya eklenen cezai şart niteliğinde bulunduğu, davacının da sözleşmeden döndüğü anlaşılmakla taraflar birbirlerinden aldıklarını geri vereceği ve asıl borç geçmişe etkili olarak ortadan kalkacağı için cezai şart da ortadan kalkkacağından cezai şart talebinin yerinde olmadığı …” tespit ve rapor edilmiştir.
Talimat mahkemesince aldırılan bilirkişi raporuna karşı davacı vekilinin beyan, davalı vekilinin ise itiraz dilekçesi sunduğu, 21/10/2021 tarihli duruşmanın 1 nolu ara kararı ile bilirkişi raporu kanaat verici nitelikte bulunduğundan itirazların reddine karar verildiği anlaşıldı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan edimin ayıplı ifası nedeniyle ürün için ödenen ücretin, cezai şart bedelinin ve yapılan masrafların tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 14/04/2017 tarihli “… Sistem Ve Paketleme Makinası Satın Alma, Bakım Onarım Sözleşmesi” akdedildiği çekişmesiz olup, davacı yan; ‘… sistemi ve paketleme modülünün yapılması, kurulumu, montajı, çalıştırılması, servisi, onarım, bakım ve garanti hizmetinin verilmesi hususunda sözleşme imzalandığını, ancak satın alınan Paketleme Makinesinin ayıplı olması, davalının taahhüt ettiği akdi yükümlülükleri yerine getirmemesi sebebiyle ürün bedeli, cezai şart ve yapılan masrafları talep etmiş, davalı yan ise; davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise özellikle ayıba ilişkin muayene ve ihbar külfetini süresinde yerine getirmeyen davacının haksız ve mesnetsiz davasındaki tüm taleplerin reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
O halde çekişme; söleşmenin netiliği, sözleşmeye konu makinenin ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı ve davacının taleplerinin yerinde olup olmadığı ve tutarlarına ilişkindir.
Satım sözleşmesi, satıcı ile sözleşmenin kurulduğu anda, bir başkasının meydana getirdiği, o an hazır olan ve devir ve mülk edinmeye uygun olan bir şeyi alıcıya devir ve teslim edilmesini kapsamaktadır (YAVUZ, Nihat; Borçlar Hukuku El Kitabı, ikinci basım, sh.595).
Eser sözleşmesinde ise, yüklenici bir eser meydana getirmek, yani sözleşmenin kurulması aşamasında hazır olmayan nesneyi bir çalışma ve emek sonucu meydana getirmek ve teslim etmek borcu altına girmektedir ( (YAVUZ, Nihat; Borçlar Hukuku El Kitabı, ikinci basım, sh.1247).
Yukarıdaki izah edilen açıklamalar doğrultusunda taraflar arasında akdedilen sözleşmenin satım sözleşmesi olmadığı, eser sözleşmesi olduğu sonucuna varılmıştır.
TBK m. 478’e göre, “Yüklenici ayıplı bir eser meydana getirmişse, bu sebeple açılacak davalar, teslim tarihinden başlayarak, taşınmaz yapılar dışındaki eserlerde iki yılın; taşınmaz yapılarda beş yılın ve yüklenicinin ağır kusuru varsa, ayıplı eserin niteliğine bakılmaksızın yirmi yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.”
Davacı ihtarnamesinde teslim ve kurulumun 30.11.2017 tarihinde gerçekleştirildiğini kabul etmiştir. Buna göre her ne kadar dava, zamanaşımı süresinin dolduğu tarihten sonra 14.12.2019 tarihinde açılmışsa da, dava şartı olan arabuluculuk müessesesine başvuru tarihi 24.09.2019 olup zamanaşımı süresi içindedir. Bu çerçevede davanın zamanaşımı süresi içinde açıldığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin cezai şartı düzenleyen 4.1. Maddesinde; “… sistemi İş bu sözleşmenin yürürlük tarihinden itibaren … sistemi 90 günün sonunda kurulumu tamamlanıp tam, eksiksiz bir şekilde çalışır halde teslim edilecektir. Paketleme modülü ise sözleşmenin yürürlülük tarihinden itibaren 120 gün sonunda kurulumu tamamlanıp tam, eksiksiz bir şekilde çalışır halde teslim edilecektir. …, … Sistemi ve Paketleme modülü için işbu maddede belirtilen süreler sonunda ayrı ayrı teslime hazır olduğunu ŞİRKET’e yazılı olarak bildirecektir. Bunun Üzerine ŞİRKET yetkilileri … ile birlikte yapılan işleri inceleyerek işlerin kabule hazır olup olmadığını tespit edecekler. İşlerin fen ve sanat kaidelerine, keşif ve işbu sözleşme, sözleşme eklerine göre kusursuz olarak tamamlandığı tespit edildiğinde … sistemi ve paketleme modülü için ayrı ayrı düzenlenecek iki tutanakla işlerin kabulü yapılacaktır. Eksik ve kusurlar var ise tutanakta belirtilerek tamamlanması için …’a, ŞİRKET süre verebilir. … işbu madde hükmünde öngörülen süre tamamlandıktan sonra gecikilen her gün için ŞİRKET’in 500 (beşyüz) USD+KDV oranında ceza kesme hakkı bulunduğu beyan, kabul ve taahhüt eder.” hükmünün kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Cezai şartın düzenlendiği ve “Cezanın Sözleşmenin İfası İle İlişkisi” başlığını taşıyan TBK m.179; “1.Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir.
2.Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.
3.Borçlunun, kararlaştırılan cezayı ifa ederek sözleşmeyi, dönme veya fesih suretiyle sona erdirmeye yetkili olduğunu ispat etme hakkı saklıdır.” hükümlerini içermekte olup, bu düzenlemeye göre davaya konu sözleşmedeki cezai şartın ifaya eklenen cezai şart niteliğinde bulunduğu, davacının ise ifayı istemeyip sözleşmeden döndüğü anlaşılmakla taraflar birbirlerinden aldıklarını geri vereceğinden ve asıl borç geçmişe etkili olarak ortadan kalkacağından cezai şart talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce talimat yolu ile alınan bilirkişi heyeti raporuna göre; dava konusu Paketleme Makinesinin gizli ayıplı olduğu, iş sahibinin, (eseri kullanmasına imkan vermeyecek şekilde arızaları ve kapasite düşüklüğü tespit edilen) gizli ayıplı paketleme modülünü iade ederek bunun için ödenmiş olduğu 1.310.000,00 TL yi geri isteme hakkı bulunduğu, iş bu bedel yönünden … 18.Noterliğinden gönderilen 01.03.2019 tarih ve 2695 nolu ihtarnamesi ile verilen 3 iş günlük süre sonundan itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereğince avans faizi istenebileceği kanaatine varıldığı mütalaa edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan taraf delilleri, hükme elverişli bulunan bilirkişi heyeti raporu, yukarıda değinilen hukuksal durum ve somut olayın değerlendirilmesi sonucunda; dava konusu Paketleme Makinesinin iş sahibinin eseri kullanmasına imkan vermeyecek şekilde arızalı olduğu, ayrıca sözleşmede belirlenen kapasitenin altında üretim yaptığı, davacı iş sahibinin gizli ayıplı paketleme modülünü iade ederek bunun için ödenmiş olduğu 1.310.000,00 TL.yi geri isteme hakkı bulunduğu, iş bu bedel yönünden … 18.Noterliğinden gönderilen 01.03.2019 tarih ve 2695 nolu ihtarnamesinin 06.03.2019 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarname ile verilen 3 iş günü sürenin 09.03.2019 tarihinde dolduğu, makine bedeline bu tarihten itibaren, 2.032,77-TL delil tespit giderine ise dava tarihinden itibaren avans faizi istenebileceği, sözleşmedeki cezai şartın ifaya eklenen cezai şart niteliğinde bulunduğu, davacının sözleşmeden dönmesi nedeniyle taraflar birbirlerinden aldıklarını geri vereceklerinden ve asıl borç geçmişe etkili olarak ortadan kalkacağından cezai şart talebinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, 1.312.032,77-TL’nin 1.310.000,00-TL’sine 09.03.2019 tarihinden, kalan tutara ise dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının cezai şart talebinin reddine, dava konusu paketleme modülünün davalıya aynen iadesine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla;
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KISMEN KABULÜNE, 1.312.032,77-TL’nin 1.310.000,00-TL’sine 09.03.2019 tarihinden, kalan tutara ise dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-)Davacının cezai şart talebinin REDDİNE,
3-)Dava konusu paketleme modülünün davalıya aynen iadesine,
4-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 89.624,95-TL harçtan peşin alınan 22.902,93-TL harcın mahsubu ile bakiye 66.722,02-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 680,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 22.902,93-TL peşin harç, 6,40-TL vekalet harcı 22.953,73-TL ‘nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)4.345,00-TL bilirkişi ve davetiye / posta giderinin red ve kabul oranına göre 4.250,77-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 78.721,15-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,

9-)Karar kesinleştiğinde tarafların gider avansından artan bakiyesinin talep halinde iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/12/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır