Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/661 E. 2021/697 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/452 Esas
KARAR NO:2021/691

DAVA:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:03/09/2020
KARAR TARİHİ:11/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili olan …’in yetkilisi olduğu diğer davacı … …Şti.’nin ithalat yapmak için paraya ihtiyacı olması ve ekonomik sıkıntıya düşmesi üzerine piyasadan tanıdığı davalı ile irtibata geçtiğini, şirketin paraya ihtiyacı olduğunu ve kendisine yardımcı olmasını istediğini ve davalı tarafça anlaşmaya varıldığını ve bu anlaşmaya müteakip müvekkilimin babasından kendisine kalan … …’deki evin tapusunu ve alınacak paranın çok üzerinde tarihleri açık 350.000-TL ve 150.000-TL miktarlı teminat senetlerini vermeyi kabul ettiğini, yine davalı şirketçe mal alışverişi yapılmış gibi fatura kesilerek olayın resmileştirilmesini talep etmiş ve çaresizlik içerisinde olan müvekkilin ise bunu kabul ettiğini, karşılığında para alınarak faizi ile birlikte ödenmek üzere anlaştıklarını, alınacak paranın faizi ile birlikte ödenmesinden sonra tapunun iade edileceği haricen kararlaştırıldığını ve davalı yandan bu konuda söz alındığını, arada hiçbir ticari mal alışverişi olmadığı halde şirketler arası faturalar kesildiğini ayrıca müvekkil …’in şahsi hesabına 72.000-TL banka havalesi ile eft yapıldığını, davalı … kendisine devir yapıldıktan belli bir süre sonra paraya sıkıştığı için teminat olarak aldığı Kooperatif hissesini sattığını ve müvekkillere daha fazla yardım edebileceğini söylediğini, müvekkillerin açık tarihli senetleri düşünerek ses çıkaramadığını, ayrıca evin bedelinin de borçtan mahsup edilmediğini, 2010 yılında başlayan çek kırma işi 2018 yılına kadar devam ettiğini, en sonunda müvekkil şirketin dövizdeki anormal yükselmeler sonucu zor durumda kaldığını ve hakkındaki icra takipleri yapıldığını ve bu sebeple davalılara yaptığı ödemelere devam edemediğini, davalılara hiçbir borcu olmadığını bilen müvekkil senetleri iadesini istediğini ancak davalı … hesapları kontrol etmek yerine senetli iade etmek için 300.000-TL gibi yüksek bir bedel talep ettiğini, böyle bir borcun olmadığını söyleyen müvekkil ile davalı anlaşamamış ve akabinde davalı …’ın elindeki senetlerin tarihlerini keyfine göre doldurarak ihtiyati haciz kararı almış ve müvekkilin tüm hesap ve gayrimenkullerine ihtiyati haciz koyduğunu, senet tarihlerinin müvekkilin el yazısı ile yazılmadığından tarihlerin sonradan doldurulduğu açıkça belli olduğunu, müvekkil aleyhine başlatılan takipte teminat olarak kabulü ile haksız ve mesnetsiz kötü niyetli icra takibinin durdurulmasını talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacılar ile davalı … ..ŞTİ arasında hem ticari alışverişten hem de nakdi borç ilişkisinden kaynaklanan alacak-borç ilişkisi doğduğunu ve bu borcun karşılığında borcun ifası amacıyla davacılar tarafından borç senetler düzenlenerek davalı müvekkil şirkete teslim edildiğini, alacak – borç ilişkisine ilişkin kayıt ve belgeler tarafların ticari defter ve diğer resmi kayıtları incelendiğinde ortaya çıkacağını, müvekkil şirketin banka hesaplarından davacı şahıs ve şirketin bana hesaplarına değişik tarih ve tutarlarda borç adı altında para transferleri yapıldığını ve yine keşide edilen faturalar ise ticari defter / kayıtlara işlendiğini, itiraz ve iade edilmeyen faturalar ise TTK hükümleri gereği kabul edilmiş sayıldığını, davacı yan senetlerin dayanağı olan bankadan gönderilen borçları kabul etmiş ve faturalara itiraz etmemiş iken bu borçların ifası amacıyla keşide edilen senetlere ne gerekçe ile itiraz ettiğini anlayamadıklarını, müvekkil şahıs yönünden ise senetteki son hamil davacı yanın asıl iddialarının kendisiyle bir ilgisinin bulunmadığını, davacı yanın asılsız iddialarından herhangibir kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı taraf dilekçelerinde … tarafından …’in şahsi banka hesabına 72.000TL para gönderdiğini beyan etmiş ve fakat bu paranın … tarafından davalı …’in şahsına gönderilmiş olan ve yargılamaya konu senet dışında kaynaklanan farklı bir borç olduğunu beyan edemediğini, dava dilekçesinde ileri sürülen beyan, iddia ve savunmaların tam açık olmadığını, davalı taraf ortada nakit para borcundan kaynaklanan bir alacak borç ilişkisi olduğunu iddia etmekte ise de davalı müvekkilden hangi tarih ya da tarihlerde ne kadar nakit borç para aldıklarını açıkça açıklamaları gerektiğini, eğer ortada bir borç olmadığı iddiasında iselerde bunu açık açık beyan etmeleri ve taraflar arasında nakit paradan kaynaklı herhangibir borç olmadığını beyan etmeleri gerektiğini, ödeme yaptıklarını iddia ettikleri borç miktarı nedir, tam bir açıklama yapılamadığını, ayrıca müvekkil … aleyhine savcılık nezdinde şikayette bulunulduğunu ve işbu soruşturmada da kovuşturmaya yer olmadığına dair takipsizlik kararı verildiğini, davacı yanın belirtmiş olduğu kooperatif hisse tapusunun verilmesi, teminat vs gibi konularında senet alacakları ile bir ilgisinin bulunmadığını ve bunlara tamamen itiraz ettiklerin, taraflar arasında hem ticari hem de elden kaynaklanan nakdi alacak borç ilişkisi ile bunların yasal/ticari faizlerine karşılık ifa amacıyla kambiyo evrakı düzenlendiğini, açıklanan işbu nedenlerde huzurdaki davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; kıymetli evraktan kaynaklanan menfi tespit davasıdır.
Davacı vekili 04/10/2021 tarihli dilekçesi ile; vekiledeni ile davalılar arasında 01.10.2021 tarihli protokol ve ibraname başlığı altında mutabakat sağlandığını bu nedenle yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmaksızın davadan feragat ettiğini beyan etmişlerdir.
Davalılar vekili 04/10/2021 tarihli dilekçesi ile; vekiledeni ile davacı arasında 01.10.2021 tarihli protokol ve ibraname başlığı altında mutabakat sağlandığını bu nedenle davacı vekilinin 04.10.2021 tarihli davadan feragat dilekçesini kabul ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını beyan etmişlerdir.
HMK MADDE 307- (1) Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
MADDE 309- (1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.
(2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
Hükümleri uyarınca davanın feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Açıklandığı Üzere;
1.Davanın feragat sebebiyle HMK 307 ve devamı maddeleri uyarınca REDDİNE,
2.Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 59,30-TL ilam harcının başlangıçta peşin alınan 9.904,95-TL harçtan mahsubu ile bakiye 9.845,65-TL harcın karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
3.HMK.m.331/3 uyarınca davacı yanca yapılan tüm giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5.Davacı yanca yatırılan gider/ avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya/ vekiline iadesine,
Davacı vekili ve davalıların yokluğunda; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle dosya üzerinde oybirliğiyle karar verildi. 11/10/2021

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.