Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/645 E. 2020/669 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/645 Esas
KARAR NO : 2020/669

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 30/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize verdiği 06.02.2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; … adına kayıtlı, … sevk ve idaresindeki,… plakalı aracın 22/01/2013 tarihinde taksi beklemekte olan müvekkiline çarptığını, kaza nedeni ile…Cumhuriyet Başsavcılığının…sayılı soruşturma dosyası sonucunda İstanbul … Sulh Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, kazada müvekkilinin dizkapağının kırılmasına, ve bacağında ödemler oluşmasına neden olduğunu, müvekkilinin hayat fonksiyonlarını ağır derecede etkilediğini, kazaya sebep olan … plakalı aracın davalılardan … Genel sigorta tarafından sigortalı olduğunu, müvekkilinin bu kaza nedeni oluşan efor kaybı, gelir kaybı ve çalışılmayan süreden kaynaklanan zararların tazmini için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 60.000-TL maddi tazminatın, kazanın müvekkiline vermiş olduğu acılar nedeni ile sigorta haricindeki davalılardan 20.000-TL manevi tazminat talep ettiklerini belirtmiş, dilekçinde açıklamalarda bulunarak sonuç olarak, davanın kabulü ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Genel Sigorta vekilinin Mahkememize vermiş olduğu 20.03.2014 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; dava konusu … plakalı aracın 02.11.2012 başlangıç, 02.11.2013 bitiş tarihleri arasında geçerli olmak üzere… numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile …adına, maluliyet için şahıs başına kaza tarihi itibarıyla 250.000,00 -TL ile sınırlı olduğunu, poliçe gereği manevi tazminat talepleri poliçe teminatı kapsamına dahil olmadığını, maddi tazminat yönünden sorumluluklarının ise sigortalının kusuru oranında poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının maluliyet oranının ve araç sürücüsünün kusur oranının Adli Tıp Kurumu tarafından belirlenmesi gerektiğini beyan etmiş, dilekçesinde vs açıklamalarda bulunarak, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının kusuru nedeni ile kazanın oluştuğunu, davacının beyanında olduğu gibi davacının durakta beklemediğini, Unkapanında gece saatlerinde geçilmeyecek bir trafikte, karşı geçmesi sırasında kaza oluştuğunu, öncelikle davacının kusurunun da saptanması gerektiğini, olayda müvekkiline yüklenecek bir kusur bulunmadığını, maddi ve manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu beyan etmiş, dilekçesinde vs açıklamalarda bulunarak sonuç olarak davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasından ibaret olduğu görüldü.
Dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilerek kaza nedeniyle sürücülerin kusur durumunun belirlenmesi istenilmiştir.
Adli Tıp Kurumunun 15.02.2016 tarihli 3 sayfadan ibaret raporunda özetle; “E cetveline göre meslekte % 4,3 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiğini. İyileşme sürecinin 9 aya kadar uzaya bileceği kanaati belirlenmiştir.”
Yine Adli Tıp kurumunun 25.08.2016 tarihli 1 sayfalık raporunda özetle; Olayın oluşumunda gelmesinde davacı yaya…’un % 90 kusuru dışında kalan davalı …’nın % 10 kusurlu olduğu” belirlenmiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri, kaza tutanakları ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak olay tarihi itibarıyla davacının davalıdan tazminat alacağı varsa saptanması için aktuer bilirkişiye verilmiştir.
Dava, İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sırasına kayıtlı iken …Asliye Ticaret Mahkemesinin kapatılması üzerine dosya Mahkememizin … esas sırasına kaydedilmiştir. Mahkememizin… esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında dosya bilirkişiye verilmiş olup; bilirkişinin düzenlediği 20.12.2016 tarihli 6 sayfadan ibaret raporunda özetle; “22.01.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu %4,3 oranında malul kalan davacı …ile davalılar arasındaki uyuşmazlık noktaları yönünden; Davacı…’ un maluliyeti nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararının 5.098,74-TL olduğu, Davalı Sigorta Şirketi yönünden temerrüt tarihinin 25.12.2013 tarihi, diğer davalılar yönünden ise 22.01,2013 kaza tarihi olduğu, Temerrüt faizi nev’inin davalı Sigorta Şirketi yönünden ticari faiz, diğer davalılar yönünden ise yasal faiz nev’inden işleyecek faiz olduğu sonucu” belirlenmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 20.12.2016 tarihli 6 sayfadan ibaret raporunda özetle; “22.01.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu %4,3 oranında malul kalan davacı …ile davalılar arasındaki uyuşmazlık noktaları yönünden; Davacı … un maluliyeti nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararının 5.098,74-TL olduğu, Davalı Sigorta Şirketi yönünden temerrüt tarihinin 25.12.2013 tarihi, diğer davalılar yönünden ise 22.01,2013 kaza tarihi olduğu, Temerrüt faizi nev’inin davalı Sigorta Şirketi yönünden ticari faiz, diğer davalılar yönünden ise yasal faiz nev’inden işleyecek faiz olduğu sonucu” belirlenmiştir.
Mahkememizin … esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde; asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile 5.098,74-Tl nin davalılar…ile …’dan kaza tarihi 22.01.2013 tarihinden, davalı …Sigortadan ise dava tarihi 25.12.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine, 5.000,00-TL manevi tazminatın davalılar…ile …’dan kaza tarihi 22.01.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiş, Mahkememizin …esas … karar sayılı 19/04/2017 tarihli kararı taraf vekillerine tebliğ edilmiş, hükmün davacı vekilinin süresi içerisinde istinaf edilmesi üzerine dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 24/10/2019 tarih 2017/2421 esas 2019/3745 karar sayılı ilamında “…Haksız bir fiil sonucunda, bedensel zarara uğranıldığı iddiasıyla talepte bulunulması halinde, kazanın meydana gelmesinde taraf kusurlarının ne olduğunun belirlenmesi esaslı unsurlardan biridir…Sonuç itibariyle bilirkişi raporları arasındaki kusur durumuna ilişkin çelişki giderilmeden karar verilmesi isabetsizdir. Bu durumda mahkemece; … veya Karayolları Genel Müdürlüğü gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan; kusur dağılımına ilişkin olarak kaza tespit tutanağı, kaza ile ilgili soruşturma evrakları, ceza yargılamasına ilişkin dava dosyası ve ceza yargılaması sırasında temin edilen bilirkişi raporu ile tüm dosyadaki delillerin değerlendirildiği, gerekçeli , denetime elverişli ve çelişkileri giderecek nitelikte rapor alınmadan, yazılı biçim ve şekilde karar verilmiş olması, HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamındaki hali oluşturacağı…” gerekçesiyle davacı vekili ile davalı…vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile kabulu ile Mahkememizin… esas 2017/280 karar sayılı 19/04/2017 tarihli kararının kaldırılmasına karar vermiş, BAM kaldırma ilamı üzerine dosya Mahkememizin 2019/645 esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin … esas sayılı dosyasında; Bam kaldırma ilamı doğrultusunda dosya üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, Bilirkişi heyetinin düzenlediği 30/09/2020 tarihli raporunda özetle; Davacı yaya …’un %90 oranında asli kusurlu olduğunu, davalı sürücü …’nın %10 oranında alt düzeyde tali kusurlu olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı …, …Merkezinde verdiği 22/01/2013 tarihli ifadesinde; “…dün aşırı derecede alkol aldım, bu yüzden hiçbir şey hatırlamıyorum… bana çarpan araç şoföründen davacı ve şikayetçi değilim…” demiş,
Tanık … 22/01/2013 tarihli ifadesinde; Davacının yayaların girişine yasak olan yerden çubukların üstünden atlayarak karşıya geçmeye çalıştığını, yıla atladığını beyan etmiş,
Tanık… (taksici) 22/01/2013 tarihli ifadesinde; yol üzerinde minibüsün ani fren yaptığını ve 100 metre gerisinde de yerde yatan şahsı görüp aracını sağa çektiğini beyan etmiş,
Davacı … 04/02/2013 tarihinde C.Savcılığı huzurunda verdiği ifadesinde; kazanın nasıl olduğunu hatırlamadığını, alkol kullanmadığını, içki içmediğini belirterek kazanın etkisiyle hatırlamayabileceğini beyan etmiş,
İstanbul … SCM’nde alınan Bilirkişi raporunda,…’un sol bacağından yaralanması nedeniyle demir çubuklardan atlayarak karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı ifadesi iyle çeliştiğini ve ifadedeki gibi olsaydı sağ bacağından yaralanacağı belirtilmiş, Murat’ın kaldırıma yakın mesafede yaralandığı tespit edilmiş, ayrıca raporda yer alan fotoğraflarda yolun yaya geçidine kapalı olduğu ve yaya alt geçidinin bulunduğu görülmüştür.
Davalı … İstanbul … SCM’nde verdiği ifadesinde; yolun birinci şeridi ile ikinci şeridi arasında ilerlediğini, sanığın çarpmadan sonra olduğu yerde, aracını sağa çekmeden durduğunu, katılanın (davacının) ise ikinci şeridin içerisinde yatar vaziyette koyu renk bir elbise ile gördüğünü beyan etmiş,
BAM kaldırma ilamı sonrası Mahkememizce alınan bilirkişi raporundaki tespitler de dikkate alınarak;
Davacının…Polis Merkezinde verdiği ifadesiyle C.Savcılığı huzurunda verdiği ifadesinin çelişkili olması, önce alkollü olduğunu ve sonra alkol almadığını belirtmesi ve bu iki ifadesi dahil, Sulh Ceza Mahkemesi ifadesinde de kaza anını hatırlamaması, tanık …’ın, birinci şerit ile ikinci şerit arasında giderken davacıyı ikinci yerit içerisinde gördüğü ve davalının sağa çekmeden olduğu yerde durduğu beyanı, diğer tanıkların ise Ceza Yargılaması sırasındaki beyanlarının yetersiz olduğu, sadece Tanık Erdem’in ifadesinin ayrıntılı beyanlar içerdiği, İstanbul … SCM’nde alınan Bilirkişi raporunda yolun yaya geçidine kapalı olduğu hususundaki tespit dikkate alındığında kazanın araçlara ayrılan kara yolu üzerinde gerekleştiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Kazanın, yaya geçidine kapalı olan ve araçlara ayrılan kara yolu üzerinde gerekleştiği kanaatine varılmakla, BAM kaldırma ilamı öncesi alınan ATK’nın 25/08/2016 tarihli kusur oranı raporu ile BAM kaldırma ilamı sonrası Mahkememizce alınan kusur oranı raporunun aynı doğrultuda olduğu, tanık beyanlarına ile olayın oluş şekline uygun olduğu, kazada davacının %90 oranında kusurlu olduğu, Davalı …’nın ise %10 oranında kusurlu olduğu anlaşılmakla, tarafların kusur durumuna göre aktüer bilirkişi raporu ile davacının talep edebileceği nihai ve gerçek maddi zararının 5.098,74TL olduğu hesaplandığından maddi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulü ile 5.098,74TL maddi tazminatın davalılar … ile … yönünden kaza tarihi olan 22/01/2013 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt tarihi olan 25/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığına ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Bu durumda tazminatın sınırı, amacına göre belirlenmeli, takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Davaya konu olayda davacının yaralanma derecesi; olayın oluş şekli ve kusur durumu gözetilerek maddi tazminata paralel şekilde 5.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar… ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın Kısmen Kabulüne,
Davacının maluliyeti nedeniyle maddi zararı olan 5.098,74TL maddi tazminatın davalılar… ile … yönünden kaza tarihi olan 22/01/2013 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt tarihi olan 25/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine,
5.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar… ile…’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine,
2-Maddi tazminat yönünden; karar tarihi itibariyle alınması gereken 348,29 TL harçtan peşin alınan 204,93-TL’nin mahsubu ile bakiye 143,36-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Manevi tazminat yönünden karar tarihi itibariyle alınması gereken 341,55 -TL harçtan peşin alınan 68,31-TL’nin mahsubu ile bakiye 173,24-TL karar ve ilam harcının davalılar … ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 3.029,00TL ve davalı tarafça yapılan 170,00-TL olmak üzere toplam 3.199,00-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 234,25-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Maddi tazminat yönünden; kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Maddi tazminat yönünden; kendisini vekille temsil ettiren davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/3. maddesi gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Manevi tazminat yönünden; kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10/4.maddesi gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılar …ile…’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Manevi tazminat yönünden; kendisini vekille temsil ettiren davalılar … ile…lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10/2 .maddesi ve 10/4.maddesi gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ile …’ya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/12/2020

Katip
¸e-imzalıdır.

Hakim
¸e-imzalıdır.

¸”5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸
“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”