Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/631 E. 2021/316 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/736 Esas
KARAR NO : 2021/228
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/07/2015
KARAR TARİHİ : 17/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 09.07.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/… Esas sayılı dosyası kapsamında taraflarına gönderilen ihtarlı davetiye ile iş bu davaya konu çekin çalındığından ve söz konusu çekin davalı ….nin elinde bulunduğundan haberdar olduğunu, iş bu davaya konu çekin ticari ilişkiye istinaden müvekkilinin dava dışı … Dış Tic. Ltd. Şti’den aldığını ve yine ticari ilişkiye istinaden 0771 nolu tahsilat makbuzu karşılığında dava dışı … Oto … …’a ciro yolu ile devrettiğini, çekin … Oto uhdesinde iken hırsızlık olayı sonucu çalındığını, bunun üzerine ise … … tarafından söz konusu çek için çek iptali davası açıldığını ve ödemeden men karan alındığım, akabinde davalı … tarafından çek iptali dosyasına asli müdahale talebinde bulunulduğunu, daha sonra ise … … tarafından çek istirdadı davası açıldığını, çekin hırsızlık olayından sonra sahte kaşe ve cirolar ile … Faktoring’e ciro edildiğini, müvekkili ile kendisinden sonra ciro silsilesinde kaşe ve imzası bulunan … İnşaat arasında hiçbir ticari münasebetin bulunmadığını, bu nedenle müvekkilinin, davalılara karşı herhangi bir borcunun bulunmadığını beyanla neticeten öncelikle HMK 209 kapsamında teminatsız, aksi takdirde İİK 72. madde kapsamında teminat yatırılması karşılığında dava sonuna kadar çekin icra takibine konu edilememesi yönünde ihtiyari tedbir kararı verilmesine, ilgili ihtiyati tedbir kararının çekin muhatap bankaya ibrazı anında devreye sokulması ve çekin arka yüzüne şerh düşmek suretiyle ödeme yapılmaması için muhatap bankaya müzekkere yazılmasına, müvekkilinin davalı cirantalar ve hamile karşı borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesi talebinde bulunduğu görülmektedir.
Davalılardan …. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı … Oto Yedek Parça- … … tarafından başlatılan çek iptali davasında müvekkilinin müdahillik talebine istinaden … Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından red kararı verildiğini, daha sonra ise yine dava dışı bu şirket tarafından müvekkili aleyhine …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/… Esas sayılı İstirdat davası açıldığını, iş bu davanın devam etmekte olduğunu, dava konusu çekin üzerinde davacıya ait herhangi bir ciro bulunmadığını, bu nedenle davacının huzurdaki davayı açmasında hukuki bir yararın olmadığını, iş bu davanın usulen reddinin gerektiğini, 3 numaralı davalı … Ticaret … ile müvekkili arasında 06/12/2013 tarihli bir faktoring sözleşmesi akdedildiğini, iş bu sözleşme kapsamında 3 numaralı davalı … Ticaret …’in cari hesaplarına kayıtlı, faturalı alacaklarının temlik alındığını ve temlik işlemine karşılık olarak huzurdaki davaya konu … Bankası A.Ş. … Şubesi 20/04/2014 keşide tarihli 4.000,00.-TL bedelli çekin müvekkiline teslim edildiğini, sonrasında 21/04/2014 tarihinde çekin ilgili bankaya ibraz edildiğini, ancak ödeme yasağı bulunması sebebiyle çekin tahsil edilemediğini, bu nedenle çekin tahsili için müvekkili tarafından davalı … Ticaret … ile davalı … İnşaat’a ihtarname gönderildiğini, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığım ve işbu davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak sözleşme kapsamında alınan çeklerin çalıntı olduğu şüphesinin vuku bulduğunu ve … Ticaret … aleyhine … Başsavcılığına şikayette bulunulduğunu, fakat …’in 26/09/2014 tarihinde vefat etmesi nedeniyle 05/03/2015 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini ve dosyanın kapatıldığını, akdedilen faktoring sözleşmesi kapsamında müvekkilinin zararının olduğunu, davanın hukuki dayanak yoksunluğu bakımından da reddinin gerektiğini beyanla neticeten davanın usulen reddine, sayın mahkemece iş bu taleplerinin kabul görmemesi halinde davacı aleyhine başlatılan ve yakın zamanda haşlatılacak herhangi bir icra takip işlemi mevcut olmadığından menfi tespit talepli davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talebinde bulunduğu görülmektedir.
Davalılardan … Ticaret- …, 22.12.2015 havale tarihli dilekçesi ile davanın husumet yönünden reddini istemiştir.
Davalılardan … murisi olduğu ifade edilen … 28.04.2016 havale tarihli dilekçesi ile, müteveffa …’in mirasçısı olmadığını, terekenin borca batık olduğunu mirasın tarafından reddedildiğini, red beyanının Kırkağaç Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/95 Esas dosyasında görüldüğünü ifade etmiştir ve bu davanın reddini istemiştir.
Dava, … … nolu 20/04/2014 tarihli 4.000,00-TL bedelli çek nedeniyle davalılara borçlu olunmadığına dair menfi tespit davasıdır.
Bilirkişinin düzenlediği 10.10.2016 tarihli 8 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davalılardan faktoring şirketinin çeki edinmesinin, kendisi İle sözleşme imzalayan … ve onunla ilişkide olan …. Inşaat … firmasının fatura/kambiyo senedi bağı değerlendirildikle, 6361 sayılı yasanın 9/2 ve 9/3 maddesindeki duruma uyumlu olduğu, bu anlamda, salt somut olaydaki çek yönüyle, davalı … şirketinin kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etme iradesi içinde olduğunu söyleme koşullarının görülemediği. Davalı … mirasçısı …’in mirastan kayıtsız şartsız feragat ettiğine dair mahkeme karanm ibraz etmesi halinde, davanın ondan sonra gelen mirasçı varsa ona yöneltilebileneceği, aksi halde husumet meselesi yönünden Mahkemece irdelenerek karara bağlanabileceği, bu meyanda, diğer davalı factoring şirketi dışında kalan iki davalı yönünden onların kendi adlarına davacıdan çek bedelini talep koşullarının olamayacağı, bu kapsamda, eğer huzurdaki davacı, çekişmeli çek hukuken varlığını sürdürür ve bu sebeple, davacı yan faktoring şirketine ödemede bulunursa, davacının, koşulların varlığını sürdürmesi kaydıvla diğer iki davalıya müracaat imkanının teorik olarak mevcut olduğu kanaatine ulaşılmıştır.” gerekçesi ile raporlarını sunmuşlardır.
Mahkememizin 2015/703 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde; davanın reddine karar verilmiş, Mahkememizin 30/11/2016 tarihli 2015/703 esas 2016/865 karar sayılı kararı davacı vekilince istinaf edilmiş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine gönderilmiştir.
İstanbul BAM 16.HD 22/11/2019 tarih 2017/… Esas 2019/ … Karar sayılı ilamında; “…Davaya konu … … Şubesi … nolu çek örneği incelendiğinde keşidecinin dava dışı … … Ltd. Şti olduğu, çekin dava dışı … Dış Tic… Ltd Şti şirketi lehine keşide edildiği, lehdarın bu çeki … Oto Yedek Parçaya ciro ettiği, … Oto tarafından da … Oto … …’a ciro edildiği, … … CİROSU OLMADAN davalı … ‘a tarafından cirolandığı sonrasında … ve davalı … şirketine geçtiği görülmektedir. … … tarafından ciro edilmediğinden çekteki ciro silsilesinin kopukluğu basit bir inceleme ile görülecek durumda olup, mahkemece ve bilirkişilerce bu durumun göz ardı edildiği görülmektedir. Bu nedenle çekteki ciro silsilesinin kopukluğu nazara alınarak taraf iddia ve savunmaları değerlendirilerek, mirasın reddi ile ilgili prosedürün akıbeti araştırılarak ve birleştirme talep edilen dosyanın da celbi ile bekletici mesele veya birleştirme hususundaki talep incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirmeler içeren rapora ve diğer davalılar ile ilgili eksik incelemeye dayalı karar verildiği…” gerekçesiyle Mahkememizin 07/10/2015 tarihli 2014/ … Esas – 2015/ … Karar sayılı kararının bozulmasına karar verilmiş, bozma üzerine dosya Mahkememizin 2019/736 esas sırasına kaydedilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Öncelikle birleştirilmesi istenen ancak karar verilmiş olan …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/… esas sayılı dosyası incelendiğinde; …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/… esas sayılı dosyasında davacı … …’un, Mahkememiz 2019/ … esas sayılı dosyasındaki davacının, dava konusu yaptığı çeki ciro ederek teslim ettiği kişidir, yani bizim davacımızdan sonra gelen cirantadır ve …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/… esas sayılı dosyasında … …, ciro silsilesinde kopukluk olduğundan bahisle, davalının meşru hamil olmaması nedeniyle çekin kendisine iadesini talep etmektedir. Her iki dava arasında bağlantı bulunmakla birlikte, aşamaları aynı olmadığından birleştirme koşulları bulunmamaktadır. Bekletici mesele talebine gelince; her iki dava arasında bağlantı bulunmakta ve aralarındaki bağlantı nedeniyle bekletici mesele yapılması mümkün olsa da Mahkememiz dosyasında … BAM …HD’nin ilamında ciro silsilesinde kopukluk olduğu hususu belirlenmiş olup, her iki davanın niteliği ve muhtemel sonuçları göz önüne alındığında bekletici mesele yapılmasında hukuki bir yarar bulunmadığı kanaatine varıldığından bekletici mesele yapılmasına gerek görülmemiştir.
Mahkememiz dosyasındaki davalılardan … 26/09/2014 tarihinde vefat ettiği, dava tarihinin 09/07/2015 olduğu ve dava tarihinden önce vefat ettiği anlaşılmıştır. …’in mirasçılık belgesi dosyada mevcut olup, geriye mirasçı olarak …’in kaldığı ve …’in Mahkememize kaldırma ilamı öncesi sunduğu 06/05/2016 tarihli beyan dilekçesinde ve kaldırma ilamı sonrası sunduğu 06/01/2020 tarihli beyan dilekçesinde mirası reddettiğini belirtmiş, Mahkememizce … Asliye Hukuk Mahkemesine yazı yazılarak 2016/ … esas 2016/ … karar sayılı kararı ve kesinleşme şerhinin gönderilmesini istenmiş olup, 16/02/2021 tarihli müzekkere cevabında; …’in mirasının kayıtsız şartsız reddedildiğinin tespit ve tesciline dair gerekçeli kararın ve kesinleşme şerhinin gönderildiği ve kararın 24/01/2017 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Bu durumda mirası reddeden mirasçıya husumet yöneltilemeyeceğinden davalı mirasçı … yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava konusu çek davacı tarafından dava dışı … Oto … …’a ciro edilmiş, ancak … …’un cirosu olmadan davalı … ‘a tarafından cirolandığı, sonrasında … ve davalı … şirketine geçtiği, … …’un cirosu olmaması nedeniyle ciro silsilesinde kopukluk bulunduğu anlaşılmış olup, ciro silsilesindeki bu kopukluk senet metninden açıkça anlaşılacak bir durumdur.
Her ne kadar ciro kopukluğundan sonraki cirantalar yönünden imzaların istiklali prensibi olarak ifade edilen ve TTK’nun 677’ncu maddesinde ifadesini bulan ilke, ancak ciro zincirinin şeklen tam olarak gözüktüğü, fakat bu imzalardan birinin veya bir kaçının sahte imza ve/veya ehliyetsiz kimselerin imzasının taşıması ve bu hususların hamil tarafından bilinmemesi hallerinde uygulanması mümkün olup, ciro silsilesindeki kopukluğun açıkça senet metninden anlaşılması halinde, imzaların istiklali prensibinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı … şirketinin çekte meşru hamil olduğu söylenemeyeceğinden davacının dava konusu çek nedeniyle davalılar …. ve …-…’e borçlu olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın Kısmen Kabulüne,
Davalılar …. ve …-… yönünden davacının … Bankası A.Ş. … Şubesine ait … no’lu 20/04/2014 tarihli, 4.000TL bedelli çek yönünden adı geçen davalılara borçlu olmadığının tespitine,
Davalı mirasçı … yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 273,24-TL harçtan peşin alınan 68,31-TL harcın mahsubu ile bakiye 204,93-TL karar ve ilam harcının davalılar …. ve …-…’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 626,30-TL tebligat/posta gideri, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.826,30-TL’nin kabul-red oranına göre 608,77-TL’si ile 27,70-TL başvurma harcı, 68,31-TL peşin harç olmak üzere toplam 704,78-TL yargılama giderinin davalılar …. ve …-…’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 4.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar …. ve …-…’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar/vekillerinin yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulüne uygun anlatıldı. 17/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸”5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸

“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”