Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/591 E. 2020/677 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/737 Esas
KARAR NO : 2021/16
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 06/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 14.08.2014 tarihli dava dilekçesinde özetle;.”Müvekkili …’ya ait … plakalı aracın … isimli arkadaşının sevk ve idaresinde iken 06.07.2013 tarihinde … Eczaneler Durağı Mevkiinde kontrolden çıkarak önce bariyerlere ardından da başka araçlara çarpması suretiyle yaralanarak maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonrasında davalı şirkete gerekli bildirimlerde bulunulmuş olup, hasar dosyası açılmış ve müvekkilinden kazada yaralanan şahısla ilgili hastane raporu vs. istenip akabinde ödeme yapılacağı söylenmiş olmasına rağmen herhangi bir hasar ödememesi yapılmadığını, bunun üzerine araçtaki hasarın tespiti için … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/… D. İş dosyası ile delil tespiti yaptırılmış ve davalı şirkete de tebliğe çıkarıldığını, bahse konu tespitte bilirkişi tarafından araç pert olarak değerlendirilip, rayiç değerinin ağırlıklı ortalamasının 79.500,00-TL hurda bedelinin ise en yüksek 19.000,00 -TL olduğunun tespit edildiğini, davalı şirketin ödeme yapmaması hukuken doğru olmayıp, müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan poliçe ve gerekse Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarında meydana gelen zararların teminat kapsamı dahilinde olduğunu, müvekkilinin poliçede ve genel şartlarda belirtilen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, primlerini zamanında yatırdığını, zamanında yapılan bildirime rağmen ve diğer bütün şartları gerçekleşmişken davalının zararın tazmininden imtina etmesi poliçe, Sigorta genel şartları ve kanun hükümlerine aykırı olduğunu bildirmiş, tüm bu nedenlerden dolayı, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 60.500,00 -TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 11/09/2014 havale tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde … No.lu Kasko Sigorta Poliçesi ile 01.04.2014/2015 tarihleri arasında sigortalı bulunan … plakalı aracın, poliçeden iki gün sonrası olan 03.04.2014 tarihinde tek taraflı kaza sonucu hasara uğradığının iddia edildiğini, poliçeden iki gün sonra gerçekleşen kazaya ilişkin olarak davacı sigortalının müvekkili şirkete yapmış olduğu hasar ihbarı araç sürücüsünün kazadan sonra değiştirildiği kuvvetli şüphesiyle reddedildiğini, meydana gelen zarar sigorta genel şartlarında sayılan durumlarla ilişkili ve teminat dışında olduğundan poliçe kapsamında müvekkili şirketin sorumluluğunda bir zarar oluşmadığını, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/… D.İş sayılı dosyası ile tespit ettirdiğini, ancak söz konusu kazaya ilişkin delillerin yok olma ve kaybolma ihtimali bulunmadığı halde müvekkili şirkete tebligat çıkartılmaksızın yokluğunda tespit yaptırılmış olması HMK’ya ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olup bu nedenle yapılan tespitin ve alınan bilirkişi raporunun delil olma özelliğinin bulunmadığını, eksper raporunun incelenmesi ile davacının taleplerinin haksız ve fahiş olduğunun ortaya çıkacağını, bu nedenle davacı tarafından davaya konu edilen araçta meydana geldiği bildirilen maddi hasar miktarı mahkeme tarafından araç üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkili şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini ve dava konusu olaya uygulanması gereken faizin yasal faiz olabileceğini beyan etmiş, dilekçesinde vs. açıklamalarda bulunarak sonuç olarak davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 2014/… esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde; Davacıya ait olan ve sürücüsünün … olduğu … plakalı aracın … Durağında bekleyen … plakalı otomobile çapması neticesinde gerçekleşen dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinden sonra kaza yerinde trafik ekiplerince tutanak düzenlendiği, kazanın oluş şekli beyanı ile kaza arasında uyum bulunduğu, davalı … eksperinin de araç üzerinde yapmış olduğu tespitte tutanak ile hasarların birbirleriyle uyumlu olduğunun raporuna yazıldığı, kazadan sonra Davacıya ait aracın sürücüsünün değiştiğine ilişkin hiçbir belge dosyada bulunmadığı, sadece sigorta eksperinin delile dayanmayan görüşünün bulunduğu, ispat külfetinin Davalı sigortacıda bulunduğu ve davalının bu hususu somut delillerle kanıtlayamadığı ve davacının aracındaki hasarın Davalı Şirketçe düzenlenmiş kasko sigorta poliçesi teminatında olduğu, davacının aracında bu kaza nedeniyle 60.500,00- TL hasar meydana geldiğinin belirlendiği, Davalı Şirketin 29.07.2013 tarihinde temerrüde düştüğü belirtilerek davanın kabulü ile 60.500-TL nin 29/07/2013 temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir. Mahkememizin 2014/… esas 2016/… karar sayılı kararı taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davalı vekilinin temyiz başvurusuyla dosya temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay 17. HD’ne gönderilmiştir.
Yargıtay … HD 20/05/2019 tarih 2016/… esas 2019/… karar sayılı ilamında; “…Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun geçici 73. maddesine göre “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” ifadesi ile tüketici mahkemelerinin görev alanı tüketici işlemleri ile sınırlandırılmıştır. Aynı Yasanın 3/l. maddesinde ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem, tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır.
Somut olayda; davacının tüketici olduğu ve davalı … şirketinden aralarındaki kasko sigorta poliçesine dayalı olarak talepte bulunduğu anlaşılmasına göre davanın açıldığı 14.08.2014 tarihi itibari ile tüketici davası olduğu ve tüketici mahkemesinin görev alanına girdiği konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. 6502 sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin 1. fıkrasına göre “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam eder” ifadesi ile kanunun yürürlüğe girdiği 28.05.2014 tarihinden önce açılmış davaların açıldığı mahkemede yargılamasının yapılacağı, bu tarihten sonra açılan davaların ise tüketici mahkemesinde görüleceği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davanın Tüketici Mahkemesi’ne gönderme kararı ile devri yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir…” gerekçesi ile Mahkememizin 2014/… esas 2016/… karar sayılı kararının kaldırılmasına karar vermiştir.
Yargıtay … HD 20/05/2019 tarih 2016/… esas 2019/… karar sayılı ilamı üzerine dosya Mahkememizin 2019/… esas sırasına kaydedilmiş, Mahkememizce usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilen Yargıtay … HD 20/05/2019 tarih 2016/… esas 2019/… karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamında da belirtildiği üzere davacının tüketici olduğu ve davalı … şirketinden aralarındaki kasko sigorta poliçesine dayalı olarak talepte bulunduğu ve dava tarihi olan 14/08/2014 tarihi itibari ile tüketici davası olduğu ve tüketici mahkemesinin görev alanına girdiği, 6502 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 28/05/2014 tarihinden sonra açılan davaların ise tüketici mahkemesinde görüleceği, Mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla, görevsizlik kararı verilmeksizin, dosyanın devri için; uyulmasına karar verilen Bozma ilamı doğrultusunda dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine dair gönderme kararı verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1- 6502 Sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 28/05/2014 tarihinden sonra 14/08/2014 tarihinde açılan işbu davanın Tüketici Mahkemesinde görüleceği anlaşılmakla, Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dosyanın görevli İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
2-Yargılama gideri, harç ve vekalet ücretlerinin, görevli mahkemece esas hakkında hükümle birlikte değerlendirilmesine,
3-Esasın bu şekilde kapatılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde Temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸”5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸

“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”