Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/579 E. 2021/137 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/579 Esas
KARAR NO : 2021/137

DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 01/06/2015
KARAR TARİHİ : 17/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil banka ile … arasında 06.06.2014 tarihinde Bireysel Kredi ve Rehin Sözleşmesi imzalanmış ve … Plakalı … marka , 2012 model … tipi aracın kaydına tarafları lehine rehin şerhi işlendiğini, ayrıca kredi borçlusu…’da aracı davalı sigorta şirketine sigorta ettirdiğini, ancak kredi borçlusunun sözleşmenin gereklerini yerine getirmemesi üzerine müvekkili tarafından yasal takip başlatıldığını ve İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından Rehnin Paraya Çevrilmesi Yolu İle takibe geçilmiş ve ödeme emri de gönderildiğini, işlemlerin devamı esnasında aracın trafik ekipleri tarafından bağlanarak yediemin otoparkına çekilmesi ile aracın hasarlı olduğunun anlaşıldığını, araçtaki hasar nedeni ile davalı sigorta şirketi tarafından …numaralı kasko sigorta poliçesi kapsamında kredi borçlusu …’ya yapılması gereken ödemeye muvafakatlerinin olmamakla birlikte söz konusu ödemenin ‘‘dain ve mürtehin’’ sıfatını haiz olmaları sebebiyle öncelikle taraflarına yapılması gerektiğini, müvekkili tarafça konu ile ilgili olarak davalı … Sigorta A.Ş. ‘ ye 30.03.2015 tarihli ihtar mahiyetindeki yazı gönderilerek daini mürtehin sıfatlarından kaynaklanan hasar ödemesi talebinde bulunulduğunu, ancak davalı …Sigorta A.Ş.nin sigorta teminat sorumluluğunu yerine getirmekten kaçındığını beyan etmiş, dilekçesinde vs açıklamalarda bulanarak sonuç olarak, dain ve mürtehin sıfatını haiz olmaları nedeni ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere mahkemece tespit edilecek kasko sigorta teminat bedelinin ihtarname tarihinden itibaren işleyecek ticari (avans) faiziyle birlikte taraflarına ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davanın araçta oluşan maddi hasara ilişkin olup davacı yönüyle belirlenebilir nitelikte olduğunu, açılan belirsiz alacak davasının öncelikle usulden reddine karar verilmesini, dava konusu riziko ve hasarın kasko sigorta poliçesi teminat kapsamı dışında kaldığını, davaya konu edilen sigortalı araç üzerinde meydana gelen riziko değerlendirildiğinde, eylemin icra ediliş şekli itibariyle Emniyeti suistimal yada dolandırıcılık yoluyla gerçekleşen bir hadise olması nedeni ile riziko ve hasar sigorta teminatı dışında kaldığını, yapılan araştırmalar neticesinde meydana gelen rizikonun sigortalının beyan ettiği şekilde meydana gelmediği ve kasko sigortası teminatı dışında kalan bir halden ileri geldiğinin tespit edildiğini, resmi merciler nezdinde verilen ifadeler kapsamında sigorta konusu aracın sigortalı tarafından rıza ve isteği ile üçüncü şahsa teslim edildiği ve bu şekilde teslim edilen aracın üçüncü şahıs tarafından geri iade edilmeyerek kaçırıldığı tartışmasız bir şekilde kanıtlandığını, sigortalı aracı ve anahtarlarını, üçüncü kişiye rıza ve isteği ile verdiği ancak daha sonra bu kişinin aracı geri iade etmeyerek kaçırdığı nazara alındığında, zararı doğuran eylemin icra ediliş şekli itibariyle emniyeti suistimal yada dolandırıcılık yoluyla işlendiğini, davacının ihbar bildirimine dayalı temerrüt faizi isteyebilmesi için, sigorta poliçesi genel ve özel şartlarında belirtilen tazminat miktarının belirlenmesine yarayacak her türlü belge ve bilgiyi de sigortacıya iletmiş olması gerektiğini, ayrıca tazminat ödeme borcu TTK. nun 1427/2 nci maddesi hükmü uyarınca bütün mal sigortalında rizikonun gerçekleşmesinin sonrasında ve sigortacının edimine ilişkin araştırmalar bitince ve her durumda TTK.nun 1446 ncı maddesine göre yapılacak bildirimden kırk beş gün sonra muaccel hale gelidiğini, dolayısıyla işaret edilen düzenlemeler kapsamında, davacının ihtarname tarihinden itibaren faiz taleplerinin her halükarda yasal olmadığını bildirmiş, dilekçesinde vs açıklamalarda bulunarak sonuç olarak Davanın Reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 20.04.2016 tarihli 6 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Dava konusu kazanında bu sırada meydana gelmiş olmasından dolayı kasko poliçesi genel şartlarının 5.6 maddesine göre sigortalı veya fiillerinden sorumlu bulunduğu kimseler tarafından sigortalı aracın kaçırılması nedeniyle meydana gelen zararların teminat dışında bulunduğu tespit edilmiştir. Mahkemece Davalının sorumlu bulunduğuna karar verilmesi halinde ise Davalının sorumluluğu 30.03.2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte 10.000.00,- TL sidir” şeklinde raporunu sunmuştur.
Davanın davacının kredi vererek dava dışı …’nun satın aldığı aracın kredi borçlarının ödenmemesi üzerine aracın hasarlı olduğu saptandığı, daim ve mürtehin olan aracın kredi borunu karşılamak üzere davalıdan sirgorta alacağı davası olduğu anlaşıldı.
Bilirkişinin düzenlediği 20.04.2016 tarihli 6 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Dava konusu kazanında bu sırada meydana gelmiş olmasından dolayı kasko poliçesi genel şartlarının 5.6 maddesine göre sigortalı veya fiillerinden sorumlu bulunduğu kimseler tarafından sigortalı aracın kaçırılması nedeniyle meydana gelen zararların teminat dışında bulunduğu tespit edilmiştir. Mahkemece Davalının sorumlu bulunduğuna karar verilmesi halinde ise Davalının sorumluluğu 30.03.2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte 10.000.00,- TL sidir” şeklinde raporunu sunmuştur.
Mahkememizin … esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde, davanın reddine karar verilmiş, Mahkememizin … esas …karar sayılı 08/06/2016 tarihli kararının davacı vekilince süresi içerisinde temyiz edilmesi üzerine dosya temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
Yargıtay 17.HD 20/12/2018 tarih 2018/2628 esas 2018/12560 karar sayılı ilamında; “…Somut olayda sigortalı araç maliki …’nun 2014/116810 numaralı soruşturma dosyası kapsamında alınan ifadesinde, “… plakalı … marka aracı şüpheli …’ye işlerinde yardımcı olması ve belirttiği işler için kullanması amacıyla geçici olarak verdiğini ancak şüpheli şahsın aracını sonrasında geri vermediğini” beyan etmiştir. İstanbul Anadolu … Asliye Ceza Mahkemesinin … E. sayılı dosya kapsamından, sigortalı …’ın aracı …’ye kendi rızası ile verdiği, ancak daha sonra …’in kendisine olan 7.000,00 TL borcundan dolayı aracı teslim etmediği, aracı … isminde birisine verdiği, kazayı da bu şahsın yaptığı anlaşılmaktadır. Sigortalı Ferhat da dava dışı … hakkında emniyeti suistimalden suç duyurusunda bulunmuş, … güveni kötüye kullanma suçundan dolayı açılan davada beraat etmiş, hüküm 20.11.2017 de istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir.
Dava dışı araç maliki ile Mehmet’in iş arkadaşı olduğu, Mehmet’in aracı Ferhat’ın bilgisi dahilinde kullandığı, daha sonra aralarındaki alacak meselesi yüzünden aracı Ferhat’a teslim etmediği, dava konusu aracın malik Ferhat tarafından rızası ile …’ye verilmesinden sonra kaza ve hasarın meydana geldiği, dolayısı ile meydana gelen hasarın poliçe teminat kapsamında olduğunun kabulü ile esasa girilmesi gerekirken, davanın yanılgılı değerlendirme ile reddine karar verilmesi doğru olmamıştır…” gerekçesi ile Mahkememizin … esas… karar sayılı 01/10/2014 tarihli kararının bozulmasına karar vermiş, bozma üzerine dosya Mahkememizin … esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizce… esas sayılı dosyada usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilen bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Bozma ilamında da belirlendiği üzere dava dışı araç maliki Ferhat, aracı rızası ile …’ye vermiş ve Mehmet aracı Ferhat’ın bilgisi dahilinde kullanmış olup, kaza ve hasar, araç …’ye verildikten sonra gerçekleştiğinden, sigorta süresi içerisinde meydana gelen hasar poliçe kapsamındadır. Bozma öncesi alınan bilirkişi raporunda Mahkememizce yapılan değerlendirmenin aksine, hasarın teminat kapsamında olmadığı görüşü bildirilmişse de mahkemenin aksi kanaate varması halinde davacının talep edebileceği hasar bedeli de hesaplanmış olup, raporda aracın kaza tarihindeki değerinin 35.865,00-TL olduğu, tramer kaydından yapılan sorgulamada aracın pert edildiğinin tespit edildiği, aracın takla atması nedeniyle ağır hasarlı olduğu, açık havada bırakılması nedeniyle kötü bir hal aldığı ve onarımının 10.000,00-TL’ye mümkün olabileceği, bu hususta sigortalıyla mutabakat sağlandığı ve bu tutarın uygun olduğu belirlenmiş olup, davacı ile dava dışı araç maliki arasında imzalanan Taşıt Aracı Rehin Sözleşmesi uyarınca araca 06/06/2014 tarihinde davacı lehine rehin hakkı tanındığı, kazanın ise 06/06/2014 tarihinden sonra 23/11/2014 gerçekleştiği ve davacının rehin hakkı sahibi olarak hasar bedelini talep etme hakkı olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın Kabulüne,
10.000,00-TL’nin temerrüt tarihi olan 30/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 683,10-TL harçtan peşin alınan 170,78-TL harcın mahsubu ile bakiye 512,32-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvurma harcı, 170,78-TL peşin harç, 4,10-TL vekalet harcı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, 215,10-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.417,68-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde Temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
17/02/2021

Katip
¸e-imzalıdır.

Hakim
¸e-imzalıdır.

¸”5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸

“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”