Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/576 E. 2019/938 K. 29.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/576 Esas
KARAR NO : 2019/938
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/10/2014
KARAR TARİHİ : 29/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili 16/10/2014 harç tarihli dava dilekçesi ile, dava dışı …’ın işlettiği işyerinin, Özel İşyeri Paket Sigorta Poliçesi İle müvekkili şirkete sigorta ettirildiğini, 20.12.2013 tarihinde şehir şebekesinde meydana gelen tıkanıklık sonucunda sigortalı işyerini pis suların bastığını ve sigortalı değerlere zarar verdiğini, Eksper tarafından 2.203,00 TL olarak belirlenen hasar bedelinin 03.01.2014 tarihinde sigortalıya ödendiğini, Şehir şebeke su tesisatının davalının sorumluluğunda olması sebebiyle oluşan zarardan davalının sorumlu olduğunu, oluşan bu zararın karşılanması amacıyla davalı aleyhine ilamsız İcra takibi yapıldığını, ancak davalının itirazı sebebiyle takibin durduğunu belirterek, davalının … îcra Müdürlüğü’nün … E. numaralı dosyasına vaki itirazının iptali ile % 20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini bilvekale talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili davaya cevap dilekçesi ile, Dava konusu binaya ait atıksu hattı bağlantısının müvekkili idarenin bilgisi dışında bağlandığını, davacının sigortalısının gerekli izinleri almadan yaptığı bu bağlantılardan müvekkilinin sorumlu tutulmasının mümkün olamayacağını, oluşan zararda müvekkilinin kasıt, hata ve ihmali arasında illiyet bağının kurulmasının mümkün olmadığını, talep edilen bedelin fahiş olduğunu, ödeme tarihinden itibaren faiz istenemeyeceğini belirterek, davanın reddini ile yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; sigorta sözleşmesinden kaynaklanan ödenen tazminatın rücuen tahsili istemiyle yapılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Dava daha önce Mahkememizin … E – … Karar sayılı 26/10/2015 tarihli kararı ile, “…Davanın kabulüne , davalının … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin takip tarihi itibariyle 2.203,00 TL asıl alacak ve 66,27 TL işlemiş faiz miktarı olmak üzere toplam 2.269,27 TL üzerinden devamına, asıl alacak miktarına takip tarihinden ödeme tarihine kadar yasal faiz uygulanmasına ,….” şeklinde hüküm tesis edilmiştir.
Bu Mahkeme kararını davalı vekili temyiz etmiş olup, temyiz incelemesinin görüldüğü Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Esas – … Karar sayılı 17/06/2019 tarihli ilamıyla, “… Davacı … şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre,görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı ilamında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.Somut olaya bakıldığında; davacının sigortalısı olan dava dışı … gerçek kişi olup davalı ile aralarındaki hukuki ilişki de haksız fiilden doğmuştur. Bu durum karşısında, haksız fiilden doğan davada genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu, davacının halefiyete dayalı olarak açtığı rücuen tazminat davasında da Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek, mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası hakkında karar verilmiş olması bozmayı …” şeklinde verilen bozma ilamı doğrultusunda dosya yeniden esas numarasına kaydı yapılıp incelemeye alınmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, tarafların beyanları, Yargıtay Bozma İlamı ve tüm dosya kapsamına göre; Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda, görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-)İş bu davayı görmeye Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, dava dilekçesinin HMK 114/(1)-c 115/(2) Maddeler uyarınca GÖREVSİZLİK nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20 madde uyarınca dosyanın talep halinde ve karar kesinleştiğinde yetkili ve görevli İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE ,
3-H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Dair, Tarafların yokluğunda; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/11/2019

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.