Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/559 E. 2020/190 K. 04.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/559 Esas
KARAR NO : 2020/190

DAVA : Sözleşmenin Uyarlanması
DAVA TARİHİ : 27/08/2019
KARAR TARİHİ : 04/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin Uyarlanması davasının dosya üzerinde yapılan incelenmesi sonunda,
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafça 2018/203381 ihale kayıt numarası ile ilan edilen ihalenin müvekkili şirket tarafından kazanıldığını, ihale sonucunda müvekkilli ile davalı arasında 28/06/2018 tarihli Ferah Mahallesi … Yapımı İşi Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre sözleşme konusu yerin en geç 08/07/2018 tarihine kadar müvekkili şirkete teslim edilmesi gerekmekte iken 29/06/2018 tarihinde müvekkili ile davalı arasında imzalanan tutanak ile “inşaat içerisinde idare tarafından yapılan iksa çalışmalarının devam etmesi nedeni ile işe başlanılamadığı” şeklindeki şerh ile sözleşme konusu yerin teslim edilmediğini, davalı tarafça yapılan iksa çalışmalarının tamamlanması üzerine sözleşme konusu yerin 03/04/2019 tarihinde müvekkili şirkete teslim edildiğini, davalı tarafın kendisinden kaynaklanan bu gecikmeden dolayı süre uzatımı verdiğini, Sözleşme konusu yerin müvekkili şirkete geç teslim edilmesi nedeni ile müvekkilin sözleşmenin imzalanması tarihinde verdiği tüm siparişleri iptal etmek zorunda kaldığını, sözleşmenin ifası için anlaştığı alt taşeronlarla yapılan sözleşmeleri feshettiğini, sözleşme konusu yerde yapılacak olan imalat ve imalat detaylarının tüm maliyetinin (malzeme , işçilik , taşeron sözleşme bedelleri ve diğer tüm giderler) sözleşmenin imzalandığı tarih ile fiili yer teslimi yapılan tarih arasında en az 5.000.000,00.TL tutarında arttığını, 12/04/2019 tarihli talep dilekçesi ile davalıdan fiyat farkı verilmesini talep ettiğini fakat müvekkilinin bu talebinin kabul edilmediğini beyanla taraflar arasında imzalanan 28/06/2018 tarihli Ferah Mahallesi …İşi Sözleşmesinde kararlaştırılan götürü bedel sözleşme tutarının B.K 138 ve 480/2. maddeleri uyarınca 5.000.000,00TL miktarında artırılarak 25.240.000,00.TL olarak tespit ve uyarlanmasını talep etmiştir.
CEVAP;
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yan ile 2018/203381 ihale kayıt numaralı Ferah Mahallesi…yapım işi … ve …sayılı kanunlara göre anahtar teslimi götürü bedel teklif alınmak suretiyle 23/05/2018 tarihinde ihale edildiğini, yaklaşık değerin 18.830.641,20-TL olarak hesaplandığını, ihale komisyonu tarafından sınır değerin 15.404.530,56-TL olarak hesaplandığını, imza altına alınan sözleşmeye göre işin bitim tarihinin 25/12/2018 olarak belirlendiğini, sözleşmenin 29/06/2019 tarihinde imza altına alındığını, iş yeri tesliminin 29/06/2018 tarihinde yapıldığını ancak alanda iksa çalışmalarının devam etmesi nedeniyle fiilen işe başlanamadığını, iksa çalışmalarının tamamlanmasıyla fiili işyeri teslim tutanağının 03/04/2019 tarihinde imzalandığını, yeni iş bitim tarihinin 30/12/2019 olarak belirlendiğini, bu süre zarfında yüklenici firmanın 03/05/2019 tarih ve 147 sayılı dilekçe ile fiyat farkı verilmesi talebinde bulunduğunu, iş bu davada Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olmaması, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olması nedeniyle görev itirazlarının bulunduğunu, özel kanun olan …, … …sayılı yasalarda fiyat farkı verilemeyeceğine dair açık hükümlerin bulunması nedeniyle yasada boşluk olmaması, genel kanun olan TBK 138 ve 480/2 hükümlerinin uygulanmasına, somut olaya uygulanacak olan …, …. … sayılı yasalar ile Ferah Mahallesi…yapım işine ait sözleşme ve İdari Şartname hükümleri, kurumun olumsuz görüşü gereği fiyat farkı verilmemesini, davacının TTK 18/2 uyarınca basiretli tacir olması gerektiği, sözleşmenin ve işyeri teslim tutanağının aynı gün imzalanması, iksa çalışması ile ilgili ihalenin başka bir firmada olması ve iksa çalışmalarının devam etmesinde belediyenini kusurunun bulunmaması, yükleniciye Başkanlık Olur’u ile toplam 370 gün süre uzatım verilmesi ve sözleşme iş bitim tarihinin bir yıl uzatılmasının edimin ifasında yüklenici lehine olduğunu, edimin ifasının güçleşmediği aksine kolaylaştırıldığı nedenleriyle TBK 138 Aşırı ifa güçlüğü şartlarının bulunmaması, davacı talebinin TMK 2. ve 3. maddesine aykırı olaması ve hakkın kötüye kullanılmasını içermesi nedenleriyle davanın reddine yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; Taraflar arasında akdedilen 28/06/2018 tarihli Ferah Mahallesi …Yapımı İşi Sözleşmesinde kararlaştırılan götürü bedel sözleşme tutarının B.K 138 ve 480/2. maddeleri uyarınca 5.000.000,00TL miktarında artırılarak 25.240.000,00.TL olarak tespit ve uyarlanması talebinden ibarettir.
Yine davalı tarafından süresinde verilen cevap dilekçesinde görev ve yetki itirazında bulunulmuş olup görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri, yetkili mahkemenin de İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilmiştir. Davacı tarafından da süresinde verilen cevaba cevap dilekçesinde davalının görev ve yetki itirazını kabul ettiklerini beyanla dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmişlerdir.
Görev hususu dava şartı olması nedeniyle Mahkeme görev hususunu yargılamanın her aşamasında re’ sen dikkate alabileceği gibi taraflar da her aşamada ileri sürebilir.
HMK.nun 1. Maddesine göre “…….göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” anılan kanunun 114/c maddesinde ise mahkemenin görevi dava şartı olarak gösterilmiş olup aynı kanunun 115.maddesi ile getirilen “Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.” aynı kanunun 138. Maddesinde “Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir;…” hükümleri gereğince dosya üzerinden re’sen görevsizlik kararı verilebilecektir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
6102 sayılı TTK. 16/2 maddesi; “Devlet, il Özel İdaresi, Belediye ve Köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi, ister doğrudan doğruya, ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletilsinler, kendileri tacir sayılmazlar” şeklindedir.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/481 Es. ve 2020/2959 K. sayılı ilamında “Somut uyuşmazlıkta, davalı Sarıyer Belediye Başkanlığının tacir sayılmadığı ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın yasa kapsamında ticari dava konusunu oluşturmadığı anlaşılmaktadır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. O halde mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esası incelenerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” yönünde karar verilmiştir.

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi … Es. ve … K. sayılı ilamında “Davacı şirketin uyuşmazlık konusunu oluşturan eser sözleşmesini (parke taşı imali işi) ticari işletmesi ile ilgili olarak yaptığında tereddüt bulunmamaktadır. Buna karşılık, belediye olan davalının tacir olarak kabulü mümkün değildir.
Yukarıda açıklandığı üzere, davalı … olup, tacir niteliği taşımadığından, dava konusu da kanunda özel olarak düzenlenen hallere girmediğinden 6102 sayılı TTK’nın 4/1 maddesi hükmünce, davayı ticari dava saymak ve Asliye Ticaret Mahkemesini görevli kabul etmek mümkün değildir. Görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan mahkemece davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekmektedir.” yönünde karar verilmiştir.
Somut olayda davacı tarafından davalı ile aralarında akdedilen sözleşmede kararlaştırılan götürü bedel tutarının B.K 138 ve 480/2. maddeleri uyarınca tespit ve uyarlanması talebinde bulunulduğu görülmekle davacı şirket tacir olmakla birlikte davalı belediyenin tacir olmadığı yukarıdaki açıklamalar ve yargıtay ile istinaf kararında da belirtildiği üzere taraflar arasındaki uyuşmazlığın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak veya nisbi ticari dava niteliğinde bulunmadığı anlaşılmakla eldeki davaya bakma görevi, Mahkememize değil, genel mahkeme sıfatı ile Asliye Hukuk Mahkemelerine aittir.Yetki itirazı her ne kadar görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesi gerekmekte ise de davacının cevaba cevap dilekçesinde davalının yetki itirazını kabul beyanı doğrultusunda usul ekonomisi de gözetilerek Mahkememizin görevsizliği ve yetkisizliği nedeni ile davanın görev ve yetki yönünden reddine dosyanın talep halinde görevli ve yetkili İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

Bu itibarla:
HÜKÜM:
1-İş bu davayı görmeye Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE ve YETKİSİZLİĞİNE, dava dilekçesinin HMK 114/(1)-c 115/(2) Maddeler uyarınca GÖREVSİZLİK VE YETKİSİZLİK nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20 madde uyarınca dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli İSTANBUL ANADOLU NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE ,
2-)H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-)Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda taraf vekillerinin yokluğunda, taraf vekillerine gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren; iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle karar verildi.04/06/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …