Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/527 E. 2020/8 K. 15.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/527 Esas
KARAR NO : 2020/8
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/12/2014
KARAR TARİHİ : 15/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; ”Davacıların mirasçısı müteveffa …’ın, dava dışı T.C. … Bankası A.Ş. … Şubesinden Konut Kredisi çektiğini, müteveffaya bu esnada Konut Kredilerine Yönelik … Sigortası Poliçesi de imzalatılmış olup böylelikle müteveffanın davalı … A.Ş. ’nin Bireysel Kredi Müşterileri … Sigortası kapsamında 55.000,00-TL bedelle sigortalandığını, sigorta poliçesinin devamı esnasında sigortalı …’ın, 09.02.2014 tarihinde trafik kazası neticesinde vefat etmiş olup, vefatıyla geride davacıları mirasçısı olarak bıraktığını, murisin ölümüyle, davacılar tarafından sigorta bedelinin ödenmesi için davalı Sigorta Şirketi ‘ne talepte bulunulmuş, ancak davalı sigorta şirketi Sigorta Primlerini Tahsil Ettiği Halde haksız ve mesnetsiz olarak sigorta bedelini ödemediğini bildirmiş, tüm bu nedenlerden dolayı, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla sigorta bedeli olan 55.000,00-TL’nin müteveffanın ölüm tarihi olan 09.02.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu 28/01/2015 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; Uyuşmazlık konusu talebin T.C. … Bankası A.Ş ile müvekkili şirket arasında imzalanan … Sigorta Sözleşmesi kapsamında sigortalı olarak kapsama alınmış olan davacılar murisinin sigortasının devam edip etmediğine, yenilenmesi gerekip gerekmediğine ve haksız yere prim tahsilatı yapılıp yapılmadığına dayanmakta olup, gerek Grup Kredi Hayat Sözleşmesi ve gerek Türk Ticaret Kanunu’nun Sigorta Hukukunu düzenleyen hükümleri uyarınca rizikonun konusunu teşkil eden ‘sigortalı’ davacıların, Sigortacı olan Müvekkili Şirkete karşı dava ve talep hakkı bulunmadığını, … Bankası A.Ş ile sigortalı arasında imzalanmış bulunan Bireysel Kredi Sözleşmesinin 16. Maddesi ile de Bankanın gerek görmesi halinde sigorta yaptırılmasını isteme ve yaptırma hakkı düzenlenmiş ve daini Mürtehin olarak da sigorta bedelinin tamamı üzerinde hak sahibi olduğunun kararlaştırıldığını, … Sigorta Sözleşmesinin 9. Maddesi uyarınca da hak sahibi lehtar sıfatı ile Banka olduğunu, dava konusu uyuşmazlıkta, kredi müşterisi sigortalının, Grup Kredi Hayat Sözleşmesi başta olmak üzere banka ile de imzalamış olduğu kredi sözleşmesi de esas alınarak hukuki statüsünün doğru bir şekilde ortaya konulmasının zaruri olduğunu, davacıların murisi …’ın , … Bankası A.Ş … Şubesi ile yapmış olduğu Konut Finansmanı Kredi Sözleşmesi sonrası müvekkili Şirket ile … Bankası A.Ş arasında imzalanmış olan ‘… Sözleşmesi’ kapsamında sigortalandığını, Konut Kredi Sözleşmesi davacılar murisi ile dava dışı banka arasında 04.10.2012 tarihinde imzalanmış olup, bu kredi sözleşmesi ile davacılar murisine kredi tahsisi yapılmıştır ve … Sigorta Sözleşmesi gereğince sigorta kapsamına alındığını, Türk Ticaret Kanunu uyarınca, sigorta akdi sigorta ettiren ile sigorta şirketi arasında düzenlenen sigortalının ise rizikonun konusunu oluşturduğu bir akit olduğunu, sözleşmeden doğan hak ve yükümlülükler sigorta ettiren ile sigorta şirketi arasında belirlendiğini, sigortalının ise bu sözleşmede hayatı üzerine sigorta yapılan kişi olduğunu, Müvekkil Şirket ile dava dışı Banka arasında imzalan Kredi Müşterileri … Sözleşmesi’nin 1. Maddesi ile Sigortanın Konusu ve Kapsamı’ düzenlenmiş olup, Sözleşmenin konusu, ‘BANKA şubelerinden konut, taşıt kredisi ve İBFK kullanan gerçek kişilerin herhangi bir nedenle ölümleri halinde Bankanın kredi riskinin teminat altına alınması amacıyla tazminat ödenmesi olduğunu, 18-85 yaş arasında, konut, taşıt kredisi ve İBFK (İpotekli Bireysel Finansman Kredisi) müşterileri zorunlu olarak hayat sigortası kapsamına alınacaktır.’ hükmü getirildiğini, Ancak, Banka ile müvekkili Şirket arasındaki … Sözleşmesine ilişkin olarak 11.03.2013 Tarihli Düzenleme ile ‘Sözleşmenin Konusu ve Kapsamı’ değiştirilerek, önceki düzenlemede yer alan yaş sınırı 18-85’den 18-70 yaş aralığına indirildiğini, bankanın 70 yaş üzeri kredi kullanan kişiler bakımından sözleşmede yapılan değişiklikler birlikte bu gerekliliğe son verdiğini, bu nedenle bankanın müvekkili şirket ile yaptığı sözleşme kapsamında sigortalı davacının sigortalanması da mümkün olmadığını, sözleşmenin yıllık … Sigorta Sözleşmesi olup, uzun süreli (‘n’ yıllık) bir sözleşme bulunmadığını, sözleşmeye ilişkin tarife ve teknik esaslar bir yıllık olarak belirlendiğini beyan etmiş, dilekçesinde geniş bir biçimde açıklamalarda bulunarak, sonuç olarak, davanın reddine yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; hayat sigortasından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir
Mahkememizce verilen … E. … K. Sayılı dosyasında 04/05/2016 tarihli kararla davanın kabulüne karar verilmiş, işbu karar davalı vekili tarafından temz edilmiş ve Yargıtay … Hukuk Dairesi … E. … K. Sayılı 15/04/2019 tarihli kararı ile”…Dava; hayat sigortasından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır.Taraflar arasında akdi bir ilişki olup, davalının sorumluluğunun kaynağı davacının murisi ile yapılan hayat sigorta sözleşmesine aykırılıktır.Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır.Davalı ile davacılar arasındaki ilişki ise 6502 sayılı Kanunu’nun 3/1. maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle 29.12.2014 tarihinde davacıların açtığı tazminat davasında Tüketici Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle, Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğuna ilişkin görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.Yukarıda bentte açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasına…” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, tarafların beyanları, Yargıtay Bozma İlamı ve tüm dosya kapsamına göre; Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda, görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-)İş bu davayı görmeye Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, dava dilekçesinin HMK 114/(1)-c 115/(2) Maddeler uyarınca GÖREVSİZLİK nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20 madde uyarınca dosyanın talep halinde ve karar kesinleştiğinde yetkili ve görevli İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE ,
3-H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/01/2020

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.