Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/515 E. 2020/614 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/515 Esas
KARAR NO : 2020/614

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/07/2019
KARAR TARİHİ : 10/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Vekiledeni …A.Ş.’nin yıllar önce ortaklıktan ayrılan eski ortağı…’nun davalı …’na 500.000-TL tutarlı bonodan kaynaklı borcu nedeni ile başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün 2016/602 talimat sayılı dosyası ile vekiledeni şirkete ait fabrikada haciz tatbik edilerek vekiledeni şirketin malları ve makinelerinin haczedildiğini, söz konusu haksız haciz işlemine karşı davacı şirket tarafından İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile mahcuz mala istihkak davası açıldığını, davanın kısmen kabul kısmen reddedildiğini, bu kez muhafaza işlemi için 19/6/2018 tarihinde yanlarında söküm ekibi olduğu halde fabrikanın üretiminde kullanılan makinelerin sökümü için gelindiğini, muhafaza tehdidi altında kalan vekiledeninin davalı yan ile protokol ve senetleri imzalamak zorunda kaldığını, vekiledeni şirket ve şirket yetkilisi haciz baskısı ile bu takibe yönelik verilen İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesi kararına yönelik temyiz ve istinaf hakları saklı kalarak muhafaza tarihinin aynı günü olan 19/06/2018 günü “Protokol” başlıklı belge ve bu belgeye ekli 30/07/2018 tarihinden başlamak üzere her ayın 15. günü olmak üzere ve her biri 15.000-TL bedelli 22 adet senetleri imzaladığını, icra tehdidi altında imzalanan senetlerden 11 adedi olan 165.000-TL alacaklısı/davalı vekilinin banka hesabına ödenerek ödenen senetlerde iade alındığını, elinen aşamada İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasında verilen hatalı kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin kararı ile kaldırıldığını ve davanın tümden kabulüne karar verilerek şirketie ait haciz edilen tüm malların borçlu ile hiçbir ilgisi bulunmaması nedeni ile davalı tarafından konulan hacizlerin kaldırılmasına ve malların şirkete ait olduğuna karar verildiğini, davalı yana, hiçbir ilgisi ve borcu olmadığı halde vekiledeninden tahsil edilen her bir bononun ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile 3 gün içerisinde şirkete iadesi ile halen aynı gerekçe ile yedlerinde bulundurdukları ve vadesi gelmeyen bonoların hiçbir surette işlem yapılmadan 3 gün içerisinde iadesi ihtarının keşide edildiğini, davalının ise ihtara cevaben bu talebi reddettiklerini, …Asliye Hukuk Mahkemesinin… D.iş sayılı dosyası ile söz konusu iade edilmeyen senetler üzerine ödenmenin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulduğunu beyanla, vekiledenlerinden haksız yere haciz ve muhafaza baskısı ile tahsil edilen 165.000-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili ile taraflarına ödenmesine, halen davalı uhdesinde bulunan bonoların vekiledenimden tahsili halinde ödenen tutarların davalıdan avans faizi ile birlikte istirdatına, söz konusu bonolar nedeni ile verilen ihtiyati tedbirin devamına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Hakdüşürücü süre itirazında bulunduklarını, davacı yanın 19/06/2018 tarihinde yapılan protokolün borca katılma sözleşmesini muhafaza baskısı altında imzalandığını söylediğini, dolayısıyla iddiaya göre davanın tabii olduğu hak düşürücü sürenin iş bu dava bakımından dolduğunu, öncelikle süre yönünden davanın reddini talep ettiklerini, hernekadar davacı taraflar istihkak dosyasında davacı şirket ile dava dışı takip borçlusu …arasında borçlunun eski ortak olması dışında hiçbir organik bağın olmadığı, hiçbir alışveriş bağlantısı olmadığının tespit edildiği iddia etmiş ise de bu iddianın gerçeğe uygun olmadığını, henüz borçlu ile davacılar arasında organik bağ olmadığına ilişkin verilmiş ve kesinleşmiş bir hüküm olmadığını, ilgili istihkak davasının halen Yargıtay incelemesinde derdest olduğunu, kaldıki dava konusu senetler davacılar ile vekiledeni arasında takip borçlusu …’nun borcuna ilişkin imzalanan “Borca Katılma Sözleşmesi” gereğince verilmiş olduğunu söz konusu istihkak davasından bağımsız olduğunu, nitekim ilgili sözleşmede davacı şirketin borçlunun yanında yer aldığını ve borcu ödemeyi açıkça üstlendiğini, davcı ile vekiledeni arasında imzalanan 19/06/2018 tarihli protokol ve senetlerin hukuken geçerli olduğunu, haciz tehdidi altında imzalandığına ilişkin beyanların mesnetsiz ve kabul edilemez olduğunu, davacının bu belgelerden kaynaklı olarak menfi tesipt ve istirdat davası açmasının tamamen kötü niyetli olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına, Çorlu …İcra Dairesinin … Talimat sayılı dosyasından düzenlenmiş 19.06.2018 tarihli Haciz Tutanağı ve dosya kapsamına, Haciz ve Muhafaza işlem tarihi olan 19.06.2018 tarihinde düzenlenen protokol başlıklı belgeye, İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile verilen karar ve dosya kapsamına, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin …Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı kararı, … Noterliğinin 21.06.2019 tarih ve… yevmiye numaralı ihtarnamesi ve cevabi Bakırköy …Noterliğinin 04.07.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesine, ödemelere ilişkin dekontlar, ödenen bonolara, bilirkişi incelemesine, … Asliye Hukuk Mahkemesinin … D.iş Esas…Karar sayılı dosyasına dayanmışlardır.
Davaya dayanak İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında; alacaklı… tarafından borçlu… aleyhine 500.000-TL asıl alacak, 53.671,23-TL geçmiş gün faizi, 77,40-TL ihtiyati haciz masrafı, 1.500-TL komisyon, 300-TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 555.548,63-TL alacağın tahsili için 16.10.2015 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe girişildiği, Çorlu … İcra Dairesi’nin … Talimat sayılı dosyası ile haciz uygulandığı anlaşılmaktadır.
UYAP üzerinden getirtilip incelenen … 1 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… D.iş sayılı dosyasında; İhtiyati tedbir talep edenler … A.Ş, … tarafından davalı … aleyhine açılmış olan HMK 397 madde uyarınca ihtiyati tedbir talebi verilmesi talebinden ibaret olduğu, Mahkemece …-… D.iş K sayılı, 16.07.2019 tarihli karar ile ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İİK.m.72 uyarınca açılan menfi tespit/istirdat davasıdır.
Dava dışı takip borçlusu …’nun davacı şirketteki hisselerini 03.11.2011 tarihinde devrederek ortaklıktan ayrıldığı, daha sonra …’nun 15.04.2015 tanzim, 15.10.2015 vade tarihli, 500.000,00 TL. tutarlı bonoyu davalı (takip alacaklısı) …’a verdiği, davalının dava dışı … aleyhine icra takibi başlatarak vaki hisse devrinin muvazalı olduğu iddiasıyla davacı şirkete ait fabrikada haciz işlemi yaptığı, haciz işlemi esnasında davacı şirketin haciz tehdidi altında davaya konu 19/06/2018 tarihli protokol ile senet borçlusu eski ortağı ibra ettiği ve yine takibe konu senetleri düzenleyerek davalı alacaklıya verdiği, davacı …’nun ise aval verdiği, daha sonra haczedilen mallar ile ilgili davacı şirketin açmış olduğu istihkak davası sonucu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin kesinleşen kararı istihkak iddiası kabul edilerek haczin kaldırılmasına karar verildiği hususlarında taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf haciz tehdidi altında düzenlenen ibra protokolü ve buna dayalı bonolardan doğan borcun ifasından davacıların sorumlu olup olmadıkları, haciz tehdidinin …m.39’a göre yanılma ve aldatma hallerinden olup olmayacağı ve hak düşürücü sürenin gerçekleşip gerçekleşmediği noktalarında toplanmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay Hukuk Dairelerinin yerleşik içtihatlarına göre, haciz tehdidi altında yapılan ödemelerin iradi ödeme olarak kabul edilmesi söz konusu değil ise de, …m.39 hükmüne göre; “Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır.” Burada belirtilen süre hak düşürücü süre olup, mahkemece resen gözeltilmesi gerekmektedir.
Somut olayın ve bu hukuksal durumun birlikte değerlendirilmesi sonucunda, haczin ve davaya konu protokolün 19/06/2018 tarihinde gerçekleştiği, bu tarih itibariyle korkutmanın etkisinin ortadan kalktığının kabulü gerektiği, davacıların ise 12.07.2019 tarihinde arabuluculuk sürecini başlattıkları ve 31.07.2019 tarihinde dava açtıkları, davanın bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı anlaşıldığından davanın reddine karar verirmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 54,40-TL maktu red harcının peşin alınan 5.635,58-TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.581,18-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine ,
3-)Davacı yanca yapılan tüm yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalı duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 31.550,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-) Davacı/davalı tarafından yatırılan gider /delil avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı/davalı/vekillerine iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/12/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır