Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/501 E. 2020/594 K. 08.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/501 Esas
KARAR NO : 2020/594

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/07/2019
KARAR TARİHİ : 08/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket yetkilileri ile davalı şirket yetkilileri arasında yapılan yazışmalar çerçevesinde, müvekkili şirketin lansman toplantısının organizasyonun gerçekleştirilmesine ilişkin bir hukuki ilişki kurulduğunu, buna göre organizasyon şirketi olan davalı şirketin, 29/09/2016 tarihinde…Hotel’de müvekkili şirketin lansman toplantısı için bir organizasyon düzenleme borcu ve bu amaçla söz konusu otelde gerçekleştirilecek etkinlik için …Hotel ile sözleşme yapma taahhüdü altına girdiğini, müvekkili şirketin ise buna karşılık peşinat olarak 4.500,00 Euro, ikinci taksit olarak 7.500,00 Euro ve son olarak da 5.995,00 Euro ödeme yapma borcu altına girdiğini, müvekkili şirketin 24/05/2016 tarihinde 15.000,00 TL tutarındaki meblağı açıkça “peşinat” olarak davalı şirkete EFT yoluyla gönderdiğini ve taraflar arasındaki mutabakatta belirlenen borcunu yerine getirdiğini, böylece taraflar arasında bir hukuki ilişki kurulduğunu, davalı şirketçe imzalanan sözleşme taslağının, o güne kadar taraflarar arasında yapılan yazışmaların hiç birinde yer almayan bir “cayma parası” içermesi üzerine, müvekkili şirket yetkililerinin bu sözleşme taslağını imzalamadığını ve davalı şirketten bu taslağı, önceki yazışmalara ve yapılan ödemeye uygun bir şekilde “peşinat” olarak değiştirmesini ve “cayma parası”nın metinden çıkarılmasını istediğini, ancak davalı şirketin tüm taleplere rağmen, içinde “cayma parası” yer almayan bir sözleşme taslağını müvekkili şirkete göndermediğini, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin bir türlü yazılı sözleşmeye bağlanamadığını, böylece taraflar arasındaki hukuki ilişkinin Türk Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerine ve eser sözleşmesi veya vekalet sözleşmesi hükümlerine tabi olarak kurulduğunu beyanla müvekkili şirket ile davalı şirket arasında kurulan hukuki ilişkiye binaen müvekkili şirket tarafından davalı şirkete “peşinat” / “bağlama parası” olarak ödenen 15.000,00 TL bedelin arabuluculuğa başvuru tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte iadesine hükmolunmasına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davanın ticari davalarda zorunlu arabuluculuk esas ve ilkelerine aykırı olarak ikame edildiğini, davacı yanın … Otel’de düzenleyeceği toplantı için aracılık etmesi amacıyla organizasyon şirketi olan müvekkili ile irtibata geçtiğini,yapılan görüşmeler neticesinde tarafların temel konularda uzlaştıklarını, davacı yanın hiçbir gerekçe göstermeden organizasyonu iptal ettiğini, dava dilekçesinde de açıkça belirtildiği üzere davacı yan ile organizasyon şirketi müvekkili arasında bir nevi vekalet sözleşmesi kurulduğunun kabul edildiğini, davacı yanın müvekkiline sözleşme yapma yetkisi hususunda bir sınırlama koymadığını, müvekkilinin dava dışı … Oteli ile gerekli görüşmeyi gerçekleştirdiğini ve davacının istediği tarih için organizasyonu sağladığını ve sözleşmeyi de imzaladığını, müvekkilinin üzerine düşen sorumluluğu eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davacı yanın basiretli bir tacir gibi davranmadığını, planlanan organizasyonu gerçekleştirmediğini, bu nedenle ödenen cezai şartın iadesini isteme hakkı bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında kurulduğu iddia olunan hukuki ilişkiye binaen davacı tarafından davalıya peşinat olarak ödenen bedelin iadesi isteminden ibarettir.
Davacı vekili davada; Müvekkili şirket yetkilileri ile davalı şirket yetkilileri arasında yapılan yazışmalar, davalı şirket yetkilisinin müvekkili şirket yetkilisine gönderdiği ve “peşinat” 4.500,00 Euro karşılığı 15.000.00 TL bedeli istediği 23/05/2016 tarihli e-posta, müvekkili şirket tarafından taraflar arasındaki hukuki ilişki gereği davalı şirkete ödenen “peşinat” olarak ödenen organizasyon bedeline ilişkin 24/05/2016 tarihli dekont, müvekkili şirket yetkilisinin davalı şirket yetkilisinden taraflar arasındaki sözleşme taslağının kendilerine gönderilmesini istediği 19/07/2017 tarihli eposta, 26/07/2017 tarihli sözleşme taslağının yer aldığı 26/07/2017 tarihli e-posta, 26/07/2017 tarihli e-posta eki olan 26/07/2017 tarihli sözleşme taslağı, hukuki ilişki çerçevesinde diğer yazışmalar, … ve…kayıtları, müvekkili şirketin ticari defterleri ve defterlerine dayanak teşkil eden belgeleri, davalı şirketin ticari defterleri ve defterlerine dayanak teşkil eden belgeleri, …Hotel’in ticari defterleri ve defterlerine dayanak teşkil eden belgeleri, gerektiğinde tanık ifadeleri, gerektiğinde bilirkişi incelemesi ve keşif, gerektiğinde yemin ve sair her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı vekili davada herhangi bir delile dayanmamıştır.
… Bölge Adliye Mahkemesi… Hukuk Dairesi …Es. Ve…K. Sayılı dosyasında “…. Taraflar arasında TBK hükümlerine göre taşınır alım satımı konusunda geçerli bir sözleşme kurulmuştur. Davacı taraf kurulan sözleşme kapsamında davalı tarafa 137.200 TL peşinat ödemiştir. Söz konusu peşinat TBK 177. maddesi gereğince bağlanma parasıdır. Gönderilen peşinatın TBK 178. maddesinde belirtilen cayma parası olduğu iddia edilmediği gibi bu husus ispat da edilememiştir. TBK 177. maddesine göre “aksine sözleşme veya yerel adet olmadıkça, bağlanma parası esas alacaktan düşülür.” Somut olayda satıma konu mal teslim edilmeden davacının sözleşmeden caydığı sabittir. Uyuşmazlık sözleşmenin feshi nedeniyle davacı tarafça ödenen bağlanma parasının iadesinin gerekip gerekmediği noktasındadır. TBK 178. maddesinde cayma parasının kararlaştırılmış olması halinde taraflardan her birinin cayma parasını karşı tarafa bırakarak sözleşmeden cayma hakkı olduğu düzenlenmiştir. Bağlanma parası hakkında ise bu yönde açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere bağlanma parasının sözleşmenin feshi halinde iade edilmesi gerekir. (Yargıtay 11. HD. 2014/423-2613 E.K.; 19. HD. 2012/16294 E., 2013/ 2250 K.) Ancak karşı taraf sözleşmenin feshi nedeniyle zarara uğradığını ispat ederse bu zarar miktarı kadar bağlanma parasını iade etmeyebilir. Davada davacı tarafça ödenen bedelin bağlanma parası olduğu, sözleşmenin davacı tarafça geçerli bir neden olmaksızın tek taraflı olarak feshedildiği sabittir. Davalı taraf sözleşmenin feshi nedeniyle zararı olduğundan, bağlanma parasını iade etmediğini ileri sürmüş ise de bu iddiasını ispatlayamadığından ödenen bağlanma parasının iadesi gerekirken, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır.” şeklinde karar verilmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 177’nci maddesi “Sözleşme yapılırken bir kimsenin vermiş olduğu bir miktar para, cayma parası olarak değil sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiş sayılır.
Aksine sözleşme veya yerel âdet olmadıkça, bağlanma parası esas alacaktan düşülür.” Şeklinde düzenlenmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 178’nci maddesi “Cayma parası kararlaştırılmışsa, taraflardan her biri sözleşmeden caymaya yetkili sayılır; bu durumda parayı vermiş olan cayarsa verdiğini bırakır; almış olan cayarsa aldığının iki katını geri verir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Toplanan delillere ve dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalı ile arasında kurulduğu iddia olunan hukuki ilişkiye binaen davalıya peşinat olarak ödenen bedelin iadesi istemli açılan iş bu davada yukarıda belirtilen istinaf kararında da değinildiği üzere davacı taraf davalı ile arasında kurulan sözlü sözleşmeye binayen davalı tarafa 15.000,00 TL peşinat ödemiştir. Söz konusu peşinat TBK 177. maddesi gereğince bağlanma parasıdır. Gönderilen peşinatın TBK 178. maddesinde belirtilen cayma parası olduğu davalı tarafça ispat edilememiştir. TBK 177. maddesine göre “aksine sözleşme veya yerel adet olmadıkça, bağlanma parası esas alacaktan düşülür.” Somut olayda sözleşme metninde “cayma parası” ibaresi içermesi ve davacının talebi üzerine cayma parası ibaresinin peşinat olarak değiştirilmemesi nedeniyle davacının sözleşmeden caydığı sabittir. TBK 178. maddesinde cayma parasının kararlaştırılmış olması halinde taraflardan her birinin cayma parasını karşı tarafa bırakarak sözleşmeden cayma hakkı olduğu düzenlenmiştir. Bağlanma parası hakkında ise bu yönde açık bir düzenleme bulunmamaktadır.Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere bağlanma parasının sözleşmenin feshi halinde iade edilmesi gerekir. (Yargıtay 11. HD. 2014/423-2613 E.K.; 19. HD. 2012/16294 E., 2013/ 2250 K.) Ancak karşı taraf sözleşmenin feshi nedeniyle zarara uğradığını ispat ederse bu zarar miktarı kadar bağlanma parasını iade etmeyebilir. Davada davacı tarafça ödenen bedelin bağlanma parası olduğu, sözleşmenin davacı tarafça geçerli bir neden olmaksızın tek taraflı olarak feshedildiği sabit olup ancak davalı taraf sözleşmenin feshi nedeniyle zararı olduğundan, cezai şart bedeli olarak bağlanma parasını iade etmediğini ileri sürmüş ise de bu iddiasını ispatlayamadığından ödenen bağlanma parasının iadesi gerektiği ve davalının 12.07.2019 tarihinde temerrüte düştüğü anlaşılmakla davanın kabulü ile davalıya peşinat olarak ödenen 15.000,00 TL bedelin 12.07.2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari (avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsili ide davacıya verilmesine karar verilmek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
Davanın KABULÜ İLE;
1-)Davalıya peşinat olarak ödenen 15.000,00 TL bedelin 12.07.2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari (avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsili ide davacıya verilmesine,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 1.024,65-TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 256,17-TL harcın mahsubu ile bakiye 768,48-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 256,17-TL peşin harç, 6,40-TL vekalet harcı, 128,40-TL davetiye gideri olmak üzere toplam 435,37-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde re’sen davacıya / vekiline iadesine,

Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/12/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸