Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/481 E. 2020/309 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/481 Esas
KARAR NO:2020/309

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/07/2019
KARAR TARİHİ:15/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı ile vekiledeni arasında 11.03.2018 tarihli Tüccar-Plasiyer sözleşmesi bağıtlandığını, iş bu sözleşme uyarınca davalının vekiledeninden ürün aldığını, sözleşme kapsamında aldığı ve kendisine fatura edilen ürünlerin bedelini ödemediğini, bunun üzerine davalı aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile takibe girişildiğini, davalının kötü niyetli olarak iş bu takibe itiraz ettiğini beyanla, davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı cevap dilekçesinde; Davacının belirttiği miktar kadar borcu olmadığını, getirilmiş olan malların kendisine teslim edilmediğini, taraflar arasında bağıtlanan sözleşmeye ek maddeler eklettirdiğini, davacının kendisine göndereceğini belirttiği malları bir türlü gönderemediklerini, ek madde ile özellikle teminat olarak yatırdığı 6.000 Doları aşacak bir malı asla yollamayın dediğini, buna rağmen kendisinden habersiz bir şekilde çalışanlarına teslim edilmek koşulu ile mal gönderdiklerini, aslında davacıdan kendisinin avans olarak yatırmış olduğu 6.000 Dolar ve alım satım işlemlerinden kaynaklanan 58.000-TL alacağı olduğunu, çünkü 65.000-TL iadesi olduğunu, kendisindeki malların Tekirdağ bayisine gittiğini, bu hususun davacı şirkette şef olduğunu bildiği Ünal isimli kişini bildiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava;Cari hesaptan kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine açılan İİK. 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Davaya dayanak …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasında; alacaklı … tarafından, borçlu … aleyhine; toplam 35.299,59-TL cari hesaptan kaynaklı alacağın tahsili için 13.05.2019 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği ve borçlu tarafından süresinde borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz tarafından … Vergi Dairesi Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davalı …’ün 11/03/2018 tarihinden önce ve sonra mükellefiyet durumunun sorulmasına karar verilmiş olup, karar gereğince istenilen bilgi ve belgelerin Mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup … Vergi Dairesi Müdürlüğü cevaben davacının 03/01/2018 tarihinde Gıda Maddelerinin Bir Ücret Veya Sözleşmeye Dayalı Olarak Toptan Satışını Yapan Aracılar (Aracı Üretici Birlikleri Dahil, Yaş Sebze Ve Meyve Hariç) faaliyetine başladığı 28/12/2018 tarihinde faaliyetini sonlandırdığı bildirmiştir.
Mahkememiz tarafından … Ticaret Ve Sanayi Odası Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davalı …’ün 11/03/2018 tarihinden önce ve sonra gerçek kişi ticari işletme kaydının olup olmadığı sorulmuş olup cevaben davalıya ait işletme kaydının bulunmadığını bildirmiştir.
Görev hususu dava şartı olması nedeniyle Mahkeme görev hususunu yargılamanın her aşamasında re’ sen dikkate alabileceği gibi taraflar da her aşamada ileri sürebilir.
HMK.nun 1. Maddesine göre “…göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” anılan kanunun 114/c maddesinde ise mahkemenin görevi dava şartı olarak gösterilmiş olup aynı kanunun 115.maddesi ile getirilen “Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.” hükmü gereğince re’sen görevsizlik kararı verilebilecektir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
Türk Ticaret Kanunun 3. maddesine göre ise, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” denilmektedir.
Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
YARGITAY 20. Hukuk Dairesi 08.10.2015 tarihli ve 2015/6610 Es., 2015/8894 karar sayılı ilamında “… davalının tacir olmadığı, … … Vergi Dairesi Müdürlüğünün 21.01.2014 tarihli müzekkere cevabı ve tüm dosya kapsamı ile sabit olmakla ve uyuşmazlığın TTK’nın 4/2. maddesinin “a-f” bentlerindeki hususlara ilişkin olmadığı anlaşılmakla görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. ” yönünde karar verilmiştir.
Somut olayda davacı tarafından cari hesaptan kaynaklı alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldı, davalı tarafından süresinde borca itiraz edildiği ve takibin durduğu akabinde davacı tarafından mahkememizde iş bu itirazın iptali davası açıldığı ancak iş bu davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak veya nisbi ticari dava niteliğinde bulunmadığı, davalının tacir olmadığı ve … Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından cevaben davacının 03/01/2018 tarihinde Gıda Maddelerinin Bir Ücret Veya Sözleşmeye Dayalı Olarak Toptan Satışını Yapan Aracılar (Aracı Üretici Birlikleri Dahil, Yaş Sebze Ve Meyve Hariç) faaliyetine başladığı 28/12/2018 tarihinde faaliyetini sonlandırdığının bildirildiği ve … Ticaret Ve Sanayi Odası Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından cevaben davalıya ait işletme kaydının bulunmadığının bildirildiği anlaşılmakla ve yukarıda belirtilen Yargıtay kararında da belirtildiği üzere iş bu davaya bakmaya mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)İş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-)H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-)Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/09/2020

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.