Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/468 E. 2019/935 K. 29.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/468 Esas
KARAR NO : 2019/935
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 14/09/2012
KARAR TARİHİ : 29/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 14/09/2012 harç tarihli dava dilekçesi ile, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında Kartal ilçesi … mahallesinde kain … pafta … ada … parselde kayıtlı gayrimenkulde bulunan akaryakıt satış ve servis istasyonun işletilmesi hususunda 30/04/2007 tarihli bayilik anlaşması akdedildiğini, anılan bayilik anlaşması çerçevesinde davalı tarafından düzenlenen 02/07/2007 tarihli … seri numaralı fatura ile Temmuz 2007 – Temmuz 2012 dönemi için 148.530,65 TL tutarındaki peşin satış teşvik priminin davalıya ödendiğini, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin süresinden önce sona ermesi sebebiyle işlememiş döneme ilişkin ödenen satış teşvik prim bedelinin iadesi için müvekkili tarafından 26/07/2011 tarihli … seri numaralı 31.742,00 USD betelli iade faturası düzenlenerek davalıya tebliğ edildiğini, ancak bedeli müvekkile ödenmediğini belirterek, davanın kabulü ile yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini bilvekale talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davasının gerek dayandığı kira sözleşmesi gerekse satış priminin peşin ödendiği iddiası ile geri istenmesinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafın ihtarnalere inkar çerçevesinde hiçbir cevap vermeyerek sözleşmenin süre dolmadan kendisi tarafından son erdiriliğini bundan dolayı müvekkilinin zarara uğradığını örtülü olarak kabul ettiğini, davada dikkate alınacak bir başka konunun ise dava konusu faturanını müvekkili firma kayıtlarında bulunmaması olduğunu, davacı tarafın satış teşvik primi adı altında bir ödemesi olmadığını, 15 yıllık sözleşme süresi içinde baştan ödenen işleticilik bedelinden dolayı aksine müvekkili firmanın davacıdan alacaklı konumda olduğunu belirterek, davanın reddi ile yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini bilvekale arz ve talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, taraflar arasıdaki bayilik sözleşmesinden kaynaklı davacı tarafça ödendiği belirtilen satış teşvik priminin sözleşmenin sona eren ve uygulanmayan süresine isabet eden kısmının iadesine ilişkin olarak açılan alacak davasıdır.
Dava daha önce Mahkememizin … E – … Karar sayılı 28/09/2015 tarihli kararı ile, “… Davanın kabulüne ,Toplam 57.604,88 TL alacak bedelinin davalıdan dava tarihinden itibaren 3095 SK. Nun 2/2 maddesi uyarınca işleyecek avans faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine …,” şeklinde hüküm tesis edilmiştir.
Bu Mahkeme kararını davalı vekili temyiz etmiş olup, temyiz incelemesinin görüldüğü Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Esas – … Karar sayılı 19/12/2017 tarihli ilamıyla, “….Taraflar arasında akdedilen 13.03.2007 tarihli ilk sözleşmede satış teşvik primi verileceği kararlaştırılmıştır. Ne varki bu sözleşme sona ermeden aynı taraflar 2010 yılında yeniden bir araya gelerek yeni bir bayilik sözleşmesi imzalamışlardır. İlk sözleşme tarafların karşılıklı mutabakatı üzerine sona erdirilmekle bu sözleşmeden dolayı hak talep edebilmek için ikinci sözleşmeye de aynı hükmün konulması ya da ihtirazi kayıt düşülmesi ile mümkün olacağından bu şartların hiç birini taşımayan davacı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken dosya kapsamı ile bağdaşmayan gerekçeye istinaden yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Sonuç:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına bozulmasına …” şeklinde verilen bozma ilamı doğrultusunda dosya yeniden esas numarasına kaydı yapılıp incelemeye alınmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, tarafların beyanları, Yargıtay Bozma İlamı ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında akdedilen 13.03.2007 tarihli ilk sözleşmede satış teşvik primi verileceği kararlaştırılmıştır. Ne varki bu sözleşme sona ermeden aynı taraflar 2010 yılında yeniden bir araya gelerek yeni bir bayilik sözleşmesi imzalamışlardır. İlk sözleşme tarafların karşılıklı mutabakatı üzerine sona erdirilmekle bu sözleşmeden dolayı hak talep edebilmek için ikinci sözleşmeye de aynı hükmün konulması ya da ihtirazi kayıt düşülmesi ile mümkün olacağından bu şartların hiç birini taşımayan davacı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 44,40-TL karar ve ilam harcının başlangıçta alınan 855,45-TL den mahsubu ile 811,05- TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine (Bozma öncesi verilen karar üzerine davalı adına çıkarılan 11/03/2016 tarihli harç tahsil müzekkeresinin infazsız olarak geri istenmesine ),
3-Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 6.686,54-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı ve davalıca yatırılan gider/delil avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı/davalı/vekillerine iadesine,
5-Yapılan tüm yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
Dair, Davacı ve davalı vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren onbeş günlük süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/11/2019

Katip …

Hakim …