Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/447 E. 2022/496 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/447 Esas
KARAR NO:2022/496

DAVA:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/07/2018
KARAR TARİHİ:15/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; aleyhine …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takibe konu olan borç ve senetle ilgili hiçbir bilgisi ve imzası bulunmadığını, takipteki adresin ve senette yer alan adresin kendisine ait olmadığını, tebligatın şehir dışında iken muhtara yapıldığını, her ne kadar itiraz etmişse de itirazın kabul olmadığını belirterek borçlu olmadığının tespiti ile davalıya hiçbir borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilince … San ve Dış tic Ltd Şti’ye kredi tahsis edildiğini ve menfi tespit davasına konu olan bonoyu keşide eden davacı …’in kefil sıfatıyla borç altına giren dava dışı … ve lehdar …’in de yöneticisi olduğu kredi borçlusu şirket hakkında verilen kredi mukabilinde tahsil cirosuyla alınan 26/05/2014 keşide tarihli, 10/12/2014 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli bono ile ilgili olarak …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senedine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığını, senet üzerindeki imzaların davacıya ait olduğunu belirterek davanın reddine, imzanın borçluya ait olması halinde alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere inkar tazminatına ve takip konusu alacağın %10 oranında para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; 26.05.2014 tanzim tarihli 10.12.2014 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli bonoya dayalı yapılan takip nedeniyle davacı aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tesbiti talebine ilişkindir.
Mahkememiz tarafından dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilmesine karar verilmiş olup İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Kurulu tarafından sunulan 25/04/2022 tarihli raporda özetle; İnceleme konusu senet ön yüzde ödeyecek bölümünde üst tarafta atılı iki adet imza ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’in eli ürünü olmadığı, tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; İnceleme konusu senette alt tarafta mevcut iki adet imza ile …’in mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği hususlarını bildirir tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Dava menfi tespit davası olup, davacı taraf …. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir. Bahse konu takip dosyası incelendiğinde davacının borçlu olarak gösterildiği ve davacı dışında … ve Gökharmanlar … Ltd Şti de borçlu olarak yer almakta, takip dayanağı 26/05/2014 tanzim ve 10/12/2014 vade tarihli 10.000,00-TL tutarlı bono olup, Mahkememiz aracılığıyla ATK Fizik İhtisas Dairesinden alınan raporda, takibe konu bono üzerinde atılı imzanın davacı eli ürünü olmadığı ve davacının mukayese imzaları ile senet üzerindeki imzalar arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği belirtilmiş, rapor taraflara tebliğ edilmiş, davacı ve davalının rapora itirazı olmamıştır.
Davalı vekili 06/07/2021 tarihli beyan dilekçesinde …’in takibe konu senet borcunu ödemiş olduğunu ve bahse konu senede ilişkin bir alacak talepleri olmadığını, senet bedeli ödenerek dosya borcunun kapandığını davanın müvekkili yönünden konusuz kaldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, …. İcra Dairesine yazılan müzekkerenin 08/02/2022 tarihli cevabında, takip dosyasının 08/04/2021 tarihinde alacaklı vekilinin talebi üzerine haricen tahsil olarak kapatıldığını bildirdiği görülmüştür. Davalı taraf her ne kadar ödemeyi …’in yaptığı ve takibin kapatıldığını bildirmişse de ödeme ve dosyanın haricen kapatılması dava açıldıktan sonra gerçekleştiği gibi imza inkarında bulunan davacının davalıya borçlu olmadığını istemekte her zaman hukuki yararı bulunduğundan davanın konusuz kaldığından söz edilemez.
Dava ve takip konusu 26/05/2014 tanzim ve 10/12/2014 vade tarihli 10.000,00-TL tutarlı bono incelendiğinde davacının keşideci olduğu görülmekle, eldeki dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olup, davalının, davacının da aralarında bulunduğu takibe dayanak bonoda yer alan keşideci, lehtar ve ciranta aleyhine bonoya dayalı takip başlatmış, davacı ise bonodaki keşideci imzasının kendisine ait olmadığını iddia etmiş, davalı ise davanın reddini talep etmiştir.
Bonoda bulunan keşideci imzasının sahte olduğu iddiası mutlak def’ilerden olup hamilin iyi niyetli olup olmadığına bakılmaksızın her hamile karşı ileri sürülebilir.
Mahkememizce alınan ATK Fizik İhtisas Dairesi tarafından sunulan 25/04/2022 tarihli raporunda özetle; İnceleme konusu senet ön yüzde ödeyecek bölümünde üst tarafta atılı iki adet imza ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’in eli ürünü olmadığı, tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; İnceleme konusu senette alt tarafta mevcut iki adet imza ile …’in mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği rapor edilmiş olup, imzanın borçluya ait olduğunun anlaşılması koşulu gerçekleşmediğinden senette yer alan imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti, senedi elinde bulundurup takibe girişen ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya düşeceğinden bu ispat külfetini borçluya yüklemek ve ispat edemediğinden imzaya itirazını reddetmek olanaklı değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 06/02/2008 tarih, 2008/12-77 Esas, 2008/90 Karar sayılı kararı).
Sonuç olarak bonodaki imzanın davacıya ait olmadığı sabit olduğundan, davacının menfi tespit talebinin kabulü ile davacının 26/05/2014 tanzim ve 10/12/2014 vade tarihli 10.000,00-TL tutarlı bono ve dava konusu …. İcra Dairesinin … esas sayılı takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca 6100 sayılı HMK’nun 331/2. maddesi “Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise, talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderleri ödemeye mahkum eder” hükmünü içermektedir.
İstanbul 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018345 esas 2019/98 karar sayılı görevsizlik kararı, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlandıktan sonra ön inceleme tutanağının imzalandığı duruşmada verildiğinden, görevsizlik kararı gereğince de HMK’nun 331/2. maddesi gözetilerek, kendisini bir vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın Kabulüne,
Davacının …. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında takibe konu 26/05/2014 tanzim ve 10/12/2014 vade tarihli 10.000,00-TL tutarlı bonodan dolayı davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 683,10-TL harçtan, peşin alınan 170,78-TL harcın mahsubu ile bakiye 512,32-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 339,75-TL tebligat/ posta gideri, 35,90-TL başvurma harcı, 170,78-TL peşin harç olmak üzere toplam 546,43-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-İstanbul 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018345 esas 2019/98 karar sayılı görevsizlik kararı gereğince de HMK’nun 331/2. maddesi gözetilerek, kendisini bir vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT 7.maddesi gereğince ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra görevsizlik kararı verildiğinden tarifede yazılı ücretin tamamı olan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
15/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır