Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/443 E. 2019/770 K. 09.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/443 Esas
KARAR NO : 2019/770
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2018
KARAR TARİHİ : 09/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı borçlular tarafından müvekkil şirket tesislerine verilen hasar bilgileri, 06/01/2018 tarihinde … Mahallesi … Caddesi No: … Bağcılar/İSTANBUL adresinde davalı tarafından müvekkil şirkete ait tesislere hasar verdiği, müvekkil şirket personelince arızanın giderilmesi ve enerji verilmesine müteakip hasara maruz kalan tesislerin onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik gibi bedelleri kapsayan hasar bedeli olan 2.050,04 TL hasar verenler aleyhine tahakkuk ettirildiği, davalı borçlular tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlular aleyhine 2.050,04 TL hasar bedeli, 61,16 TL gecikmiş gün faizi olmak üzere toplam 2.111,20 TL’nin tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapıldığı ve borçlulara Örnek No:7 ödeme emri gönderildiği, davalı borçlu … ödeme emrinin tebellüğ ettikten sonra borca ve icra takibine itiraz ettiği, borçlu vekili itirazında icra takibi, hasar bedeli ve faizi olmak üzere borcun tamamına itiraz ettiği, icra takibinin durdurulmasını, davalı borçlu … A.Ş. Ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra borca ve icra takibine itiraz ettiği, davalıların …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve yersiz itirazın iptali ile takibin devamına, davalılar/borçlular aleyhine hükmolunacak meblağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı adına vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının haksız ve yersiz olduğu, davanın reddine, dava konusu olayın yaşanılmasında müvekkil idarenin hiçbir eylem, işlem ve sorumluluğunun söz konusu olmadığı, hizmet kusuru sebebi ile meydana geldiği dünüşüldüğünde de idarelerin hizmet kusurlarından dolayı meydana gelecek hasarlar tam yargı davalarının konusu içerisine girdiği, tam yargı davalarının görüldüğü, çözüme bağlandığı mercinin idare mahkemeleri olduğu, haksız ve yasal dayanaktan yoksun açılan davanın öncelikle görev ve husumetten reddine, aksi durumda davanın tümden reddi ile %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafça … ğı ve … A.Ş.’ye husumet yöneltilmek suretiyle açılan dava, Mahkememizin 2018/939 esas sırasına kaydedilmiş, 12/06/2019 tarihli ön inceleme duruşması 6 nolu ara karar uyarınca Davalı …ğı aleyhine açılan davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiş, anılan tefrik kararı uyarınca …ığı aleyhine açılan dava Mahkememizin 2019/443 esas sırasına kaydedilmiştir.
Dava, … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 06/01/2018 tarihinde … Mah. … Cad. No: … Bağcılar/İstanbul adresinde meydana gelen hasar bedelinin tahsiline ilişkin yapılan takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası celp edilerek, sureti dosyamız arasına alınmıştır.
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklının … A.Ş. Borçluların … ığı ve … A.Ş. olduğu, borcun 2.050,04 TL hasar bedeli ve 61,16 TL işlemiş faiz ile toplam 2.111,20 TL alacağa ilişkin olduğu, takip dayanağının 06/01/2018 tarihinde … Mah. … Cad. No: … Bağcılar/İstanbul adresinde meydana gelen hasar bedelinin tahsiline ilişkin ilamsız takip olduğu, 07/05/2019 takip tarihli ödeme emrinin 15/05/2018 tarihinde borçlu …ğı’na tebliğ edildiği, borçlunun 16/05/2018 tarihinde, süresi içerisinde borca itiraz ettiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
2004 sayılı İİK madde 67 uyarınca; “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde Mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir”.
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklının … A.Ş. Borçluların …ğı ve … A.Ş. olduğu, borcun 2.050,04 TL hasar bedeli ve 61,16 TL işlemiş faiz ile toplam 2.111,20 TL alacağa ilişkin olduğu, takip dayanağının 06/01/2018 tarihinde … Mah. … Cad. No: … Bağcılar/İstanbul adresinde meydana gelen hasar bedelinin tahsiline ilişkin ilamsız takip olduğu, 07/05/2019 takip tarihli ödeme emrinin 15/05/2018 tarihinde borçlu …ğı’na tebliğ edildiği, borçlunun 16/05/2018 tarihinde, süresi içerisinde borca itiraz ettiği görülmüş, itiraz üzerine takibin durdurulmasına dair kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 08/10/2018 tarihinde açıldığı, İİK madde 67’de öngörülen bir yıllık sürenin geçmediği anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesindeki ileri sürülüşe göre davacı, davalı …ğı yönünden hizmet kusuruna dayanarak rücuen talep edeceği tazminat için icra takibi başlatmış, itiraz üzerine de eldeki davayı açmıştır.
Anayasa’nın 125/1.maddesi ile idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açık olduğu; 2577 sayılı İYUK 2-b bendinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan ihlal edilenler tarafından, idari yargı yerinde tam yargı davası açabileceği hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla somut uyuşmazlıkta yargı yolu bakımından idare mahkemeleri görevlidir.
25/08/2017 tarih ve 30165 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 8. maddesi ile 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 42. maddesine eklenen fıkrada; “İdari yargının görev alanına giren konularda ilamsız takip yoluna başvurulamaz” şeklinde; yine aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin 9. maddesi ile 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’na eklenen geçici 13. maddede; “(1) İdari yargının görev alanına giren konularda, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılmış ilamsız icra takipleri hakkında, talep üzerine icra müdürünce 42’nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca dosya üzerinden düşme kararı verilir ve karar alacaklıya resen tebliğ edilir. Alacaklı, düşme kararının tebliğinden itibaren yedi gün içinde şikayet yoluna başvurabilir. Düşme kararının kesinleşmesinden itibaren otuz gün içinde idari yargı merciinde dava açılabilir. Düşme talebinin reddine veya düşme kararı hakkındaki şikayetin kabulüne ilişkin karar kesinleşmeden takibe devam edilemez. (2) Birinci fıkra kapsamındaki ilamsız icra takipleri hakkında açılmış itirazın iptali veya itirazın kaldırılması davalarında talep üzerine, karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Tarafların yaptığı takip ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti üzerlerinde bırakılır. Bu kararın kesinleşmesi üzerine takip dosyası icra müdürlüğüne iade edilir ve takip hakkında birinci fıkra uyarınca işlem yapılır” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Bu durumda Mahkememizce, eldeki uyuşmazlıkla ilgili olarak 15/08/2017 tarih ve 694 sayılı KHK’nın 8. maddesi ile eklenen 2004 sayılı İİK’nın 42/son maddesi ile aynı KHK’nın 9. maddesi ile eklenen İİK’nın geçici 13. maddesi uyarınca açılan dava hakkında esasa ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
Yargılama harç ve giderleri, kural olarak davada haksız çıkan tarafa, eş söyleyişle aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir (HMK m. 326/I). Davayı kazanan taraf, davayı bir vekil aracılığı ile takip etmişse, haksız çıkan taraf, yargılama gideri olarak vekalet ücreti ödemeye de mahkum edilir (HMK m. 323/1-ğ).
Bir tarafın, dava açıldığı andaki mevzuata veya içtihat durumuna göre davasında veya savunmasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun hükmü veya yeni bir içtihadı birleştirme kararı gereğince davada haksız çıkmış olması halinde, yargılama giderlerine mahkum edilemeyeceği kuşkusuzdur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 günlü ve 2009/18-421 E.-2009/526 K. sayılı ilamı).
Somut olayda; gerek takibin yapıldığı 07/05/2018 tarihinde, gerekse davanın açıldığı 08/10/2018 tarihinde yürürlükte olan mevzuata ve içtihat durumuna göre 25/08/2017 tarih ve 30165 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname uyarınca uyuşmazlık idari yargının görev alanına girdiği anlaşılmakla davacı dava açmakta haklı değildir. Davalı, iş bu davanın açılmasına sebebiyet vermemiştir. Dava açıldığı tarihteki yasal düzenleme doğrultusunda mevcut yasal düzenleme nedeniyle, yani baştan itibaren hasıl olan hukuki durum nazara alınarak davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının dava açmakta haksız sayıldığı kabul edilmekle, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davalı yararına maktu vekalet ücretine hükmetmeye karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Açılan dava hakkında ESASA İLİŞKİN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Peşin alınan harç, Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 44,40 TL harcı karşıladığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.725,00TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı ve davalı tarafça yatırılan avanstan artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacı/davalı/vekillerine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/10/2019

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.

“5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır