Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/442 E. 2023/687 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/442 Esas
KARAR NO:2023/687

DAVA:Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:05/07/2019
KARAR TARİHİ:17/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili 05.07.2019 tarihinde açtığı dava dilekçesinde; Müvekkili ile davalı arasında 01.03.2018 tarihinde yürürlüğe girmek üzere işbu tarihte 12 maddelik sözleşme akdedildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca müvekkili şirket ve davalı şirketin karşılıklı bazı edimleri yerine getirmeyi taahhüt ettiğini ancak haksız ve hukuka aykırı şekilde sözleşmede taahhüt edilen yükümlülüklerin davalı tarafından yerine getirilmediğini, Müvekkili şirket adına taraflarınca, …. Noterliği … yevmiye numaralı 10.04.2019 tarihli ihtarnameyle, sözleşmede bulunan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi sebebiyle sözleşmeye uygun olarak cezai şart tutarının ödenmesi için 7 günlük süre verildiğini ödenmemesi halinde hukuki yollara başvurulacağının belirtildiğini, devamında davalı şirketin 17.04.2019 tarihli …. Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnameyle sözleşmenin yükümlülüklerini yerine getirmediğini açıkça kabul ve beyan ettiğini, Arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, 01.03.2018 tarihli sözleşme uyarınca davalı şirketin yıllık mal alım miktarının altında alım yaptığı takdirde eksik aldığı miktarın bedeli kadar ücreti ödeyeceğini taahhüt ettiğini, Asgari alım taahhütlü sözleşmelerde cezai şartın ödenmesi gerektiğinin Yargıtay yerleşik içtihatları ile de kabul edildiğini, sözleşmeye uygun davranmadığını davalı şirketin 17.04.2019 tarihli ihtarname ile kabul ettiğini, sözleşme uyarınca belirlenen cezai şartın ödenmesi hususunda huzurdaki davayı açma zarureti doğduğunu belirterek,Müvekkili davacı ile davalı arasında akdedilen sözleşmenin davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı gerekçelerle yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi nedeniyle davanın kabulü ile şimdilik 120.074,00 TL cezai şart bedelinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilmesine, yargılama gideri, vekalet ücreti ve sair masrafların davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili 09.09.2019 tarihli davaya cevap dilekçesinde; Davacı tarafından 01.03.2018 tarihli sözleşme uyarınca yıllık mal alım miktarının altında alım yapıldığı ve bu kapsamda eksik alınan miktar kadar cezai şart ödenmesi gerektiğinin belirtilirek, yıllık asgari 20 ton mal sözleşme hükümlerine uygun olarak tam ve noksansız bir şekilde teslim edilmesi gerektiğinin de ikrar edildiğini, Müvekkili şirketin davacı taraf ile yapmış olduğu sözleşmeyi, kendisinden … madeni yağ talebinde bulunan … Mak. San. Tic. Ltd. Şti ünvanlı firmanın gereksinimini karşılamak üzere yaptığını, dava dışı … isimli firma ile müvekkili davalı şirket arasında yapılan sözleşmenin, birim fiyat dışında birebir aynı olduğunu, … firması ile müvekkilinin … sitesinde komşu olduğunu, müvekkili şirketin esas çalışma alanının inşaat malzemeleri satımı yani nalburiye olduğunu, … firmasının müvekkilinin bağlantılarını iyi bildiğini bunun üzerine müvekkili şirketin davacı şirket ile aynı ürünün … firmasının talep ettiği miktarda alımı için sözleşme yapıldığını, Müvekkili şirketin davacıdan alacağı ürünlerin üzerine bir miktar kar ekleyerek dava dışı … şirketine satmak üzere her iki şirketle de aynı sözleşmeyi ikame ettiğini, Sözleşmenin 6.1 maddesinde görüleceği üzere, Ürünlerin müvekkili şirkete her defasında 3 ton olacak şekilde yıllık toplam 20 ton olarak teslim edilecek ve müvekkilinde teslim gününde düzenlenecek faturaya İstinaden ilgili tutarı 60 gün içerisinde çek veya nakit olarak karşı tarafa ödeyecek olduğunu, Taraflar arasındaki sözleşmeden de anlaşılacağı üzere söz konusu ürünlerin ticaretinin herhangi bir talebe istinaden değil direkt olarak satıcının söz konusu malı, alıcının iş yerine teslim etmesi ve bu teslim sırasında da fatura kesmesi şeklinde yapılacak olduğunu, Davacı tarafından sözleşmeye uygun mal teslimatı yapılmadığını, müvekkili şirketin … firmasına mal tedarik edemediğini, bu nedenle ticari kayıplara uğradığını,sözleşmeye uygun mal teslim edilmediğinden ödeme yapma gereği de duymadığını, müvekkiline ulaşmış bir fatura da bulunmadığını, müvekkilinin kendi üzerinde herhangi bir yükümlülük olmamasına rağmen mal teslimatını ve güncel kurları şifai olarak defalarca istediği ancak karşı taraftan dönüş olmadığını,sonucunda da sözleşmenin atıl duruma geldiğinin düşünüldüğünü, Müvekkilinin anlaşmış olduğu dava dışı şirketin de müvekkili şirketten daha sonra bir talebi olmaması üzerine sözleşmenin atıl duruma geldiğini, müvekkili şirketinde davacının mal teslim etmemesini sorun etmeyerek ticari kayıplarını göz ardı ettiğini, cezai şart veya en azından ticari kayıplarını talep edebilecekken iyi niyetli davranarak davacı şirketten hukuki bir talepte bulunmadığını, Taraflar arasındaki sözlü olarak yapılan görüşmelerde davacı şirketin sözleşme konusu malt belirtilen fiyatlardan tedarik edemeyeceğini müvekkili şirkete belirtildiğini, buna Karşılık 5.3. maddesinde belirtilen fiyat artışı bildirim de yapılmadığını, daha sonra davacı şirketin söz konusu malların satışının dahi yapılmadığını öğrendiğini,bu nedenle ürünlerin hiç teslim edemediğini, bu bağlamda yağ toptancısı olarak çalışmakta olan davacı şirketin ilgili seneye dair kayıtları araştırılarak söz konusu malları kendi bünyesinde hiç satın alıp almadığının araştırılması gerektiğini, malları satabilecek durumda olsa idi bildirimlerin sözleşmeye uygun müvekkili şirkete yapmalı ve müvekkili şirketin ancak o durumda kabulüne istinaden ürünleri müvekkili şirkete teslim etmesi gerektiğini, Davacının sözleşmeye göre kendisine yüklenen edimlerini yerine getirmediğini, Davacının hiçbir Fiyat değişikliği bildirimi yapılmadığını, malların teslim edilmediğini dolayısıyla ortada kesilmiş bir fatura da bulunmadığını, aradan geçen aylardan sonra bir yıllık süre dolar dolmaz müvekkiline bir ihtarname gönderilerek cezai şart talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Bir an için müvekkili şirketin bu yaşananlardan sorumlu olduğu düşünülse dahi hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmemiş ve bir defa olsun mal teslimi yapmamış davacının tam 1 yıllık cezai şart(istenebilecek en yüksek meblağ) talep etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek, Öncelikle ticari defterler üzerinde inceleme yapılarak … marka yağların davacı şirket envanterine girip girmediğinin tespitine, … marka yağın ana tedarikçisi veya üreticisinden söz konusu ürünün talebe konu 1 yıllık süre boyunca TL cinsinden yaşadığı fiyat değişikliklerinin celp edilmesini talep ettiklerini ve diğer hususları bildirerek , haksız ve hukuka aykırı olarak ikame edilen davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında akdedilen sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği iddiasına dayalı cezai şart bedelinin davalıdan tahsili isteminden ibarettir.
Davacı vekili davada; Taraflar arasında akdedilmiş 01.03.2018 tarihli Sözleşme, …. Noterliği … yevmiye numaralı 10.04.2019 tarihli ihtarname, …. Noterliği … yevmiye numaralı 17.04.2019 tarihli ihtarname, 24.06.2019 tarihli Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı, Müvekkil şirkete ait her türlü ticari defter ve kayıtlar, fatura ve cari hesaplar, Tanık, Yemin ve her türlü yasal delile dayanmışlardır.
Bilirkişi heyetinin 20/09/2021 tarihli raporunda; “…a) Davacı tarafın 2018,2019 yılı ticari defterlerinin 6102 SY 64.md.sinin 3.fıkrası son cümlesi kapsamında 06 Haziran 2013 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 28669 ile yapılan değişikliğin 15/a md.si kapsamında tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığı,
b) Davalı tarafından incelemeye ticari defter sunulmadığı,
c) Davacı tarafından davalı şirkete ilişkin sunulan 120.01.018 … Nal.Ltd. (…) hesabında davacı tarafından 26.03.2018 tarihinde tanzim edilen 2.643,20 TL tutarındaki faturanın davalı borcu olarak kaydedildiği, davalının 17.04.2018 tarihinde tanzim ettiği 2.643,20 TL tutarındaki iade faturasının davalı alacağı olarak kaydedilmesi neticesinde borç / alacak bakiye olmadığı tespit edildiği,
Yine davacı tarafından Dava Dışı … Ticaret / … (K021) hesabı da sunulmuş olup, sunulan hesap incelendiğinde, … Ticaret tarafından tanzim edilen faturalar ve davacı ödemeleri ile birlikte 18.04.2018 tarihinde ,(davalının isteği üzerine şahıs firmasına tanzim edildiği bildirilen) 2.643,20 TL tutarında faturanın tanzim edilerek bu hesaba borç kaydedildiği, 2019 yıl sonunda borç / alacak bulunmadığı,
e)Davacının … firmasından 2017,2018 ve 2019 tarihlerinde toplam 16.402 kg mal alımı olduğu,
f)Davacı ve davalı arasındaki 01.03.2018 sözleşme tarihinden sonraki mal alımının ise 11.333 kg olduğu,
g)Dosyada davalının davacıya sipariş verdiği halde davacının elinde sipariş konusu ürünün bulunmadığı veyahut tedarik edemediğine yönelik davalı iddialarının dayanakları dosyada tespit edilemediği,
h)Hesaplanan 120.074 TL cezai şart bedelinin davalının iktisaden mahvına sebep olup olmayacağı hususunda davalı tarafından kayıt sunulmadığından bir inceleme yapılamadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu…”
Bilirkişi heyetinin 11/07/2023 tarihli ek raporunda; “…Dosyaya gelen davalı şirkete ait … Vergi Dairesi Müdürlüğünün 03.03.2022 tarihli Müzekkereye cevap yazısına ekli davalı şirkete ilişkin 2019 yılı önceki dönem dahil Kurumlar Vergisi Beyannamesinde mevcut Mali tabloları uyarınca, Şirketin 2018 yılı dönem karının 20.145,46 TL olduğu ve 2019 yılı dönem karının 29.190,34 TL olduğu ve talep edilen cezai şart miktarının şirket sermayesinin % 16 ‘sına tekabül ettiği de dikkate alındığında, davacının talep ettiği 120.074,00 TL cezai şart tutarının davalının iktisaden mahvına sebebiyet vereceği , tenkisi konusunda takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu..” tespit ve rapor edilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak yükümlülüklerini yerine getirmediği iddiasına dayalı cezai şart bedelinin davalıdan tahsili istemiyle açılan alacak davası olduğu ,
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, aldırılan bilirkiş kök ve ek raporları bir arada değerlendirildiğinde ; mahkememizce yapılan yargılamada aldırılan bilirkişi raporunda ; davacı tarafın 2018,2019 yılı ticari defterlerinin 6102 sayılı Ticaret Kanunun 64.md.sinin 3.fıkrası son cümlesi kapsamında 06 Haziran 2013 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 28669 ile yapılan değişikliğin 15/a md.si kapsamında tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığı, HMK 222/2 maddesi kapsamındaki koşulları taşıdığı, davacı tarafından … nolu ürünlerin dava dışı ….Yağ.San.ve Tic.A.Ş. firmasından alındığına ilişkin girişlere ait stoklu malzeme dökümü ve dava dışı … firmasının tanzim ettiği fatura suretlerinin sunulmuş olduğu, davalı tarafından bildirilen sözleşme konusu ürünlerin davacı tarafta bulunmadığına ilişkin hususta davacının alım faturaları yukarıda incelendiği, ürüne ilişkin stok girişlerinin davacıda mevcut olduğu hususları belirtilmiştir. Dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelerde, davalının davacıya sipariş verdiği halde davacının elinde sipariş konusu ürünün bulunmadığı veyahut tedarik edemediğine yönelik davalı iddialarının tespit edilemediği , taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 12.maddesinde , alıcının tedarikçiden yılda asgari 20 ton mal ve malzeme almayı taahhüt ettiği, belirlenen asgari tutardan eksik miktarda mal alınması halinde ise alıcının cezai şart bedelini ödeyeceği akdedilmiştir. Yani, asgari alım taahhüdünün gerçekleşmemesinin yaptırımı olarak cezai şartın ödeneceği belirlenmiştir.
İspat kuralına ilişkin TMK. m. 6 hükmüne göre: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür”. HMK. m. 190/1 hükmüne göre: “İspat Yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir”.Bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur . davalının davacıya sipariş verdiği halde davacının elinde sipariş konusu ürünün bulunmadığı veyahut tedarik edemediğine yönelik davalı iddialarının ispat edilemediği , buna göre taraflar arası sözleşme hükümleri nazara alındığında belirtilen dönem için taahhüt edilenden daha az akaryakıt alımından kaynaklı davacının talep edebileceği cezai şart bedeli 120.074,00- TL olmaktadır. Bu toplam cezai şart tutarından davalı şirketin ekonomik durumu, alınan ek raporda şirketin 2018 yılı dönem karının 20.145,46 TL olduğu ve 2019 yılı dönem karının 29.190,34 TL olduğu ve talep edilen cezai şart miktarının şirket sermayesinin % 16 ‘sına tekabül ettiği de dikkate alındığında, davacının talep ettiği 120.074,00 TL cezai şart tutarının davalının iktisaden mahvına sebebiyet vereceği nazara alındığında davalı şirketin ekonomik olarak mahvına neden olabileceği kanaatine varıldığından takdiren % 50 indirim yapılarak 60.037,00 TL cezai şart miktarına hükmedilmiş, takdiri indirim uygulanan kalan kısım için davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM:
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-)1/2 indirimle 60.037,00- TL cezai şart alacağının 18/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 4.101,12-TL harçtan peşin alınan 2.050,57 -TL harcın mahsubu ile bakiye 2.050,55 -TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 44,40 -TL başvurma harcı, 2.050,57 -TL peşin harç, 6,40 -TL vekalet harcı, 258,70 -TL tebligat/ posta gideri, 2.700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.060,07-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Cezai şart tutarında takdiri indirim yapılarak hüküm kurulduğu bu nedenle takdiri indirim uygulanan kalan kısım yönünden davalı lehine vekalet ücreti/yargılama gideri takdirine yer olmadığına,
7-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının / vekilinin yokluğunda; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır