Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/429 E. 2021/63 K. 15.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/429 Esas
KARAR NO : 2021/63

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/07/2019
KARAR TARİHİ : 15/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan 17.11.2018 tarihli “… Sözleşmesi” ve “… Esas Sözleşmesine Ek Ticari Sözleşme”leri gereği davalı sözleşme konusu ürünlerin fason üretimi için kendi ticari faaliyet merkezinde bir üretim tesisi kurmayı taahhüt etmiş ve müvekkilden sözleşmede de düzenlenen 120.000 TL ödemeyi avans olarak aldığını, davalı şirketin en geç 01.12.2018 tarihinde tamamlaması gereken üretim tesisi, tüm uyarmalarına rağmen 29/03/2019 tarihinde halen tamamlanmamış olduğundan sözleşmenin tek taraflı olarak Beyoğlu … Noterliğinin aynı tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile feshedildiğini, yaşanan bu gecikme sebebiyle müvekkilinin telafisi güç itibar kaybına ve maddi zarara uğradığını, sözleşmenin 13.ve 22.maddesi çerçevesinde davalı sözleşme hükümlerine aykırı davrandığından, ilgili sözleşmelerin müvekkili tarafından haklı olarak feshedildiğini, “… Esas Sözleşmesine Ek Ticari Sözleşme”nin 19. maddesi gereği olarak ; müvekkili tarafından davalıya ödenen 120.000,00 TL’nin 02.05.2018 tarihinden itibaren … Bankasının uyguladığı kredi faiz tutarı ile beraber davalıdan tahsili ile müvekkile ödenmesi hususunda davalının, fesih tarihi itibari ile ihtar edilmiş olsa da müvekkiline herhangi bir ödeme yapmadığını, “… Üretim Esas Sözleşmesi”nin 13. maddesi ve “… Üretim Esas Sözleşmesine Ek Ticari Sözleşme”nin 22. maddesi gereği olarak; müvekkilin uğradığı güncel zararın karşılığı en az 65.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalı tarafından müvekkile ödenmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıdan tahsilin talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı şirket aleyhine müvekkilinin cari hesaptan doğan alacağı ve davacının haksız olarak icra tehdidi ile müvekkilden tahsil ettiği paranın iadesi için icra takibi yapıldığını ve davacı icra takibine itiraz ettiğini, itirazın iptali için İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi Hâkimliğinin… Esas sayılı dosyasıyla dava açılmış olup dava halen derdest olduğunu Mahkemenin iki dosya arasında fiili ve hukuki irtibat tespit etmesi halinde dosyaların birleştirilmesinin uygun olacağını, davacı her ne kadar davasını 17.11.2018 tarihli Fason Gübre Üretimi konusunda yapılan sözleşmeye dayandırmışsa da taraflar arasında ilk olarak yapılan ve atıf yapılan sözleşmenin neredeyse birebir aynısı olan 26.04.2018 tarihli başka bir sözleşme ve bu sözleşmeye ek ticari sözleşme daha olduğunu, 17.11.2018 tarihli sözleşme kapsamında müvekkiline ödenmiş bir bedel olmadığını, 26.04.2018 tarihli sözleşme kapsamında 02.05.2018 tarihinde “26.04.2018 tarihli sözleşmeye istinaden” açıklamasıyla gönderilen 100.000-TL’ lik bir bedel olduğu ve bu bedelin de davacı tarafından icra takibi yapılarak iade alındığını, 26.04.2018 Tarihli Sözleşme ve Ek Ticari Sözleşmenin 1. Maddesinde davalı şirketin müvekkiline ürün bedeli olarak 100.000-TL. ödeyeceği, bu bedelin yatırıldığı tarihten itibaren beş ay içinde üretim tesisinin faaliyete geçirilerek üretime başlanacağını, üretime başlanamaması halinde paranın faiziyle birlikte iade edileceğinin yazıldığını, aynı maddenin ikinci paragrafında da, müvekkili şirketin borçlu, yetkilisi …’ın da kefil olduğunu 100.000-TL bedelli teminat senedi alınacağı ve anlaşma çerçevesinde gönderilecek 100.000-TL. nin iade edilmemesi halinde senedin işleme konulacağı yazıldığını, düzenleme çerçevesinde davacı müvekkiline 02.05.2018 tarihinde 100.000-TL. göndermiş, müvekkili de davacıya 120.000-TL bedelli teminat senedini verdiğini, dava dilekçesindeki iddianın doğru olmadığını, yargılama sırasında da sübut bulacağı üzere davacı müvekkiline, ne 17.11.2018 tarihli sözleşme kapsamında ne de başka bir ilişki için başka bir zamanda 120.000-tl göndermediğini, dava dilekçesindeki iddia doğru olmadığını, yargılama sırasında da sübut bulacağı üzere davacı müvekkiline, ne 17.11.2018 tarihli sözleşme kapsamında ne de başka bir ilişki için başka bir zamanda 120.000-tl göndermediğini, anılan nedenlerle davacının müvekkiline 17.11.2018 tarihli sözleşme kapsamında 120.000-tl. lik bir ödemesi olmadığını bu nedenle talebinin reddinin gerekeceğini, müvekkili şirketin o dönemde yaşanan ekonomik kriz nedeniyle üretimin yapılacağı fırını yaptıramadığını ve bir kısım ürünlerin üretiminde gecikme olduğunu, ancak taraflar arasında ticaret devam ettiğini, davalı düzenli olarak müvekkilinden ürün aldığını, gecikmelere ilişkin olarak da görüşmeler dostane bir şekilde devam ettiğini, bu süreçte davacı ne 26.04.2018 tarihli sözleşme kapsamında müvekkiline gönderdiği paranın iadesini talep etmediğini ne de sözleşmenin feshi yönünde bir irade bildirmedği, müvekkili de karşılıklı iyi niyet çerçevesinde davacıya sattığı ürünlerin parasını istemediğini davacı carisine borç olarak kaydedip, 02.05.2018 tarihinde aldığı 100.000-TL. avanstan alacaklarını mahsup ettiğini, yaşanan bu süreçten sonra davalı şirket yetkilisi kriz nedeniyle gecikmenin makul olduğunu ancak yeni bir sözleşme yapılmasının daha uygun olacağını ifade ederek 26.04.2018 tarihli sözleşmenin aynısı deyip, önceden hazırlamış olduğu yeni sözleşmeyi müvekkile sunduğunu, başlıkları dahi aynı olan sözleşmeyi müvekkilinin ayrıntılı olarak incelemediğini ve imzaladığını, yine aynen 26.04.2018 tarihli sözleşmede olduğu gibi 120.000-TL. bedelli senedi teminat olarak imzalayıp davacıya vermediğini, bu cümleden hareketle “okumadan imzaladık, sözleşme geçersizdir” şeklinde bir savunma olmadığını, esasen yeni imzalanan bu sözleşmedeki fark davacının asıl niyetini ortaya koyması açısından son derece önemli olduğunu, zira asıl sözleşmede teminat senedi verildiğini ve meblağı sözleşme içeriğinde yazarken, yeni imzalanan 17.11.2018 tarihli sözleşmeye teminat senedi verildiğinin yazılmadığını, 17.11.2018 tarihli sözleşmenin imzasından sonra da davacının müvekkile karşı sözleşmenin feshi ya da avans olarak ödenen bedelin iadesine yönelik hiçbir ihtarı ya da bildirimi olmamışken davacı şirketin teminat olarak aldığı senede ihtiyati haciz kararı aldığını ve müvekkile ait işyerine hacze geldiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Es. sayılı dosyasıyla icra takibine konu yapılan, teminat olan ancak teminat olduğu yazmayan, senet müvekkili tarafından itirazi kayıtla ödendiğini, dolayısıyla davacının davasına konu yaptığı 120.000-tl.nin tahsili talebi bu yönüyle de haksız bir talep olduğunu ve reddi gerektiğini, müvekkiline göndermiş olduğu 02.05.2018 tarihindeki bedele karşılık teminat olarak alınan 120.000-TL’lik senet faiz işletilmek suretiyle tahsil edildiğini, sözleşmeye aykırı davranan, sözleşme hükümlerini ihlal edenin bizzat davacı olduğundan, 65.000,00-TL’lik tazminat talebininde reddinin gerekeceğini beyan ederek, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacıya aidiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Davanın ; taraflar arasında 17/11/2018 tarihli organik gübre fason üretim sözleşmesine istinaden davalının edimlerini yerine getirmemesi iddiasına dayalı olarak davacının sözleşmeyi feshettiği ve davalı şirkete verildiği iddia olunan avans bedeli ve cezai şart alacağına ilişkindir.
İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin… esas sayılı dava dosyasının aslı getirtilip incelenmiş, davanın itirazın iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
HMK. nun 166.(1) maddesi hükmü gereğince; ‘Aynı yargı çevresinde, aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması halinde, davanın her safhasında istek üzerine veya kendiliğinden mahkemece birleştirilebilir.
(4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması yada biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır.’
Davacının istemi üzerine verilecek karar iş bu davadaki davalı şirketin hukukunu etkileyecek olmakla, mahkememize açılan işbu davanın İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan … Esas sayılı dava dosyası ile doğrudan bağlantısı olması sebebiyle, HMK 166. Madde uyarınca birleştirme kararı vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
HÜKÜM:
1-) Mahkememizin işbu dava dosyasının HMK 166 madde uyarınca doğrudan doğruya hukuki ve fiili bağlantı bulunan İstanbul .. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-) Dosyaların İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası üzerinden YÜRÜTÜLMESİNE,
3-) Esasın bu şekilde kapatılmasına,
4-) HMK 331. Maddesi uyarınca, harç, masraf ücreti vekalet tayin ve takdirine asıl davada nihai kararla birlikte karar verilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı ; HMK’nun 168/(1) maddesi uyarınca nihai kararla birlikte, tarafların İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle karar verildi. 15/01/2021
Katip …
e-imzalı.

Hakim …
e-imzalı.