Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/428 E. 2019/872 K. 15.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/428 Esas
KARAR NO : 2019/872
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/07/2019
KARAR TARİHİ : 15/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Taraflar arasında 3,5 yıl süreli reklam yeri ve kullanma sözleşmesi imzalandığını, anlaşmada (Md.3) “Kira başlangıç tarihi Kiracı ‘rıın … ve/veya … Belediyesi Kentsel Tasarım Müdürlüğü ve ilgili diğer resmi kurumlardan ilk izin alma tarihi olup kira süresi 3,5 yıl olduğunu, izinlerin her takvim yılı başında ilgili merciler tarafından ilgili takvim yılı için yıllık verildiğini, her yılbaşında gerekli resmi mercilerden reklam izni alınamaması durumunda bu sözleşme tarafların herhangi bir talebi olmaksızın kendiliğinden münfesih sayılacaktır.” Maddesi bulunduğunu, ayrıca 5. Madde gereği “Bu izinlerin temin edilememesi halinde “Kiracanın herhangi bir sorumluluğu yoktur.” şeklinde kararlaştırıldığı, 6.madde gereği “Belediye ve sair resmi kuruluşlardan biri sözleşmeye konu olan yere reklam asılması, reklam panosunun konulmasının mahsurlu olduğu ve/veya kaldırılmasını yazılı ve sözlü beyan ettiği takdirde ve/veya reklamı indirttiği takdirde ve/veya izin vermediği ve/veya verilmiş izinleri iptal ettiği takdirde veya trafik akışının değişmesi halinde veya reklamın önü kiralayanın kusuru dışında herhangi bir sebeple kapandığı takdirde kiracı işbu sözleşmeyi hiçbir ihtar ve hükme gerek kalmaksızın tek taraflı, tazminatsız olarak feshedebileceğini, bu durumda peşin ödenmiş yıllık kira bedelinden kullanılmamış süreye ilişkin bölümü hesaplanarak geriye kalan kısmı kiracının ihtar üzerine 30 gün içerisinde Kiralayan tarafından Kiracıya iade edilir” şeklinde düzenlendiğini, müvekkili, davalı Kiralayana sözleşmenin imzalanması akabinde Davalı tarafından kesilen 01.08.2017 tarihli 106.200,00-TL meblağlı fatura karşılığında henüz izinlerin çıkmaması sebebiyle 75.000,00-TL avans ödemesini 10.08.2017 tarihinde yaptığını, sözleşmede her ne kadar izinlerin çıkmasını takiben düzenlenecek faturaya istinaden ilk beş gün içinde ödeneceği kararlaştırılmış ise de davalı yanın ısrarları üzerine sözleşmenin 3,5 yıllık olması sebebiyle bir kısım avans ödemesi yapıldığını, davalının inşaat yapımının tamamlanması ve başvuru ile iznin çıkması için beklenerek sözlü görüşmelerde devam etmesine karşın izin alınamadığını, müvekkili ile Davalı yan arasındaki 2017 Haziran tarihli 3,5 yıllık reklam yeri kiralama ve kullanma sözleşmesi sözleşme süresi içinde 10.08.2017 tarihinde avans olarak 75.000,00-TL ödemiş olduğu izin almamamasında kendisinin kusuru bulunmadığından hiç kiralanamayan yerin kullanım süresine oranlanması da mümkün olamadığını, izinlerin temin edilememesi sebebiyle sözleşme münfesih hale geldiğinden davalı tarafa 07.05.2019 tarihli ihtarname keşide edilerek 30 gün içinde ödenmiş olan peşin 75.000-TL avansın sözleşmenin 6. maddesi gereği iadesi talep ettiği, davalı yan izin alınamayan ve reklam kullanımı yapmadığı ,avans ödemesini iade etmekten imtina ettiğini beyan etmiş olmakla iş yapılan ödemenin davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davaya usul ve esas yönünden itiraz ettiklerini, usul yönünden huzurdaki davanın taşınmaz kira bedeline ilişkin olduğunu, bu nedenle davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davanın Sulh Hukuk Mahkemelerinde açılması gerektiğini, esas yönünden ise müvekkili şirketin sözleşmeden kaynaklanan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, TBK 324.Madde uyarınca kira bedelinin tamamına hak kazandığını, sözleşme hükümleri kapsamında resmi kuruluşlardan gerekli izinleri çıkarma yükümlülüğü tamamen davacı tarafa ait olduğunu, müvekkili şirket, dava dilekçesinde yer aldığı şekilde gerekli izinlerin çıkması için inşaatı tamamen bitirme yükümlülüğü altında olmadığını, binanın inşaat halinde olduğu en baştan itibaren davacı tarafın bilgisi dahilinde olduğunu, ancak bu hususta müvekkili şirkete hiçbir şekilde yazılı bildirim yapılmadığını, taraflar arasındaki sözleşme 20.06.2017 tarihinde imzalandığın, davacı tarafa kira bedeli için 01.08.2017 tarihinde 106.200 TL tutarında fatura düzenlendiğini, … Belediyesi tarafından 04.08.2017 tarihinde resmi izinlere ilişkin ret yazısı gelmiş olmasına rağmen; davacı şirket tarafından sözkonusu faturaya itiraz edilmediği gibi 10.08.2017 tarihinde de avans ödemesi gerçekleştirildiğini,dava konusu uyuşmazlıkta akdi ilişki halihazırda davacı tarafından ikrar edilmiş olduğunu, aksi ilişkiye dayanan kira bedeline ilişkin faturaya da itiraz etmediğini, aksine ödeme yaptığını ve davacının, kira bedeline ilişkin fatura içeriğini kabul ettiğini, bu sebeple de kira bedeline hak kazandıklarının açıkça ortada olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ederiz.
GEREKÇE:
Davanın: 21/06/2017 tarihli taraflar arasında imzalanan reklam yeri kiralama ve kullanma sözleşmesine dayalı alacağın tahsiline ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 21/06/2017 tarihli kira sözleşmesi olduğu, sözleşmenin geçersiz olup olmadığının tartışılması, ihtilafın çözümünde görevli mahkemenin HMK 4. Maddesi gereği Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu, HMK 4/a maddesi gereğince “kiralanan taşınmazların İİK’ ye göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere, tüm uyuşmazlıklara konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar Sulh Hukuk Mahkemesinde…” düzenlendiği anlaşılmıştır. (İstanbul BAM 35. Hukuk Dairesi 2017/2010 esas 2018/953 karar)
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 21/06/2017 tarihli kiralama sözleşmesinden doğduğu, bu bakımdan sözleşmenin tarafı olan, davacı ile davalı şirket olduğu, davalı şirket aleyhine davanın ikame edildiği ve kira sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklara bakmaya Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan, 6100 sayılı HMK’nın 4.cü maddesinin 1.ci fıkrasının a bendinin “Kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları,” hükmü uyarınca uyuşmazlığa bakma görevinin İstanbul Sulh Hukuk Mahkemelerinde olduğu anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-İş bu davayı görmeye Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, dava dilekçesinin HMK 114/(1)-c 115/(2) Maddeler uyarınca GÖREVSİZLİK nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20 madde uyarınca dosyanın talep halinde ve karar kesinleştiğinde yetkili ve görevli İSTANBUL SULH HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE ,
3-H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/11/2019

Katip …

Hakim …