Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/423 E. 2021/566 K. 14.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/987 Esas
KARAR NO:2021/370

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:26/02/2016
KARAR TARİHİ:28/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili borçlu …’a 12.139,14 TL tutarında mal sattığını, taraflar arasında buna ilişkin irsaliye fatura düzenlendiğini, … E. icra takibine başlanıldığını, borçlunun 11.08.2015 tarihinde takibe borca ve yetkiye itiraz ettiğni takibin durdurduğunu, borçlunun … adında şahıs şirketi olduğunu, su şirketi adına müvekkilinden mal satın aldığını ve bu mallardan faydalandığını borçlunun malları teslim almasına karşın malların bedeli ödemediğini, borçlunun kötü niyetli itirazının iptaline, yetkili icra müdürlüğündeki takibin devamına, kötü niyetli davalının alacağın H100 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalı tarafa usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş olup davalı süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
Dava, faturadan kaynaklanan alacağa ilişkin …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında yürütülen takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
…. İcra Dairesinin … Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 12.139,14 Tl asıl alacağa % 9 yasal faizi tutarı 1.169,32 Tl ile birlikte toplam 13.308,46 Tl için takip yapıldığı, ödeme emrinin 05.08.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 11.08.2015 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 2016/203 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde, 14/12/2016 tarihli … karar sayılı kararında; …. İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyasında borçlunun … 3. İcra Müdürlüğüne verdiği itiraz dilekçesinde icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ederek ikametgahlarının bulunduğu, İcra müdürlüğünün yetkili olduğu gerekçesi ile de itirazda bulunduğu, taraflar arasında yetki sözleşmesi bulunmadığı, ancak dava dilekçesinde dahi davalının adresinin … olarak verildiği, HMK 6. maddesinde davalının ikanmetgahının bulunduğu yer icra daireleri ile mahkemelerinin yetkili olduğunun belirlendiği, bu nedenle davalının ikametgahının bulunduğu icra dairesinin yetkili olduğu … İcra dairesinde değil yetkisiz yer olan … İcra Müdürlüklerinde takip yapıldığı, takibin davalının ikametgahı sayılan … İcra Dairesinde yapılması gerektiği, … İcra Daireleri ile mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkili icra dairesinde usulüne uygun yapılmış bir icra takibi bulunmadığından dava dilekçesinin reddine karar verilmiş, verilen kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16.Hukuk Dairesinin 2017/2517 Esas – 2018/2125 Karar sayılı 12/10/2018 tarihli ilamında, “…Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. Davalı, icra takibine itirazında hem borca hem yetkiye itiraz etmiştir. Ancak davalı yetki yönünden itirazla ilgili olarak “takip yetkisiz icra dairesinde başlatılmış olup bu nedenle yetkiye de itiraz ediyorum” demiştir. HMK’nın 19.maddesi uyarınca hangi icra dairesinin yetkili olduğunun açıkça gösterilmesi gerekir. Somut olayda davalı hangi yer icra dairesinin yetkili olduğunu göstermediğinden yetki itirazı geçerli değildir. Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır…” gerekçesi ile Mahkememizin 14/12/2016 tarih 2016/203 esas 2016/925 karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmiş, kesin olarak verilen BAM kaldırma ilamı üzerine dosya Mahkememizin 2018/987 esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin 2018/987 esas sayılı dosyasında alınan … tarafından imzalı 29/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı işletmenin Davaya konu dönemlerdeki sigortalı çalışanları SGK’dan sorularak dosyaya celb edilmesini, davacının da kargo alındılarını dosyaya sunması gerektiğini, gelecek olan bu bilgi ve belgelere göre ek inceleme yapılara ek rapor sunulması gerektiğini, davacı tarafından talep edilen takipte işlemiş faizin hesaplanmaması gerektiğini, gelecek olan bu bilgi ve belgelere göre ek inceleme yapılmasını ek rapor sunulması gerektiği tespit ve rapor edilmiştir.
… tarafından imzalı 25/07/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Taraflar arasında dosyaya sunulu yazılı bir sözleşme bulunmadığını, davacının incelemeye sunulan 2013 takvim yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde ve usulüne uygun olarak yetkili notere yaptırıldığını, davacının ticari defter kayıtlarının ilgili mevzuat hükümlerindeki usul ve esaslara uygun olarak süresinde yapıldığını, davalı şirket kayıtları ile bu kayıtların dayandığı defter ve belgeleri incelenemediğinden söz konusu incelemenin sadece dosya içeriği ile davacı şirket tarafın defter kayıtları ile bu kayıtların yasal dayanağı olan ticari belgelerin incelemesi sonucu raporlandığını, davacının 2012 takvim yılından 20.821,43 TL tutarında alacağı göründüğünü, davacının davalıya 07.01.2013 tarihinden 05.11.2013 tarihine kadar KDV dâhil 41.686,92 TL tutarlı fatura düzenlendiğini, bu faturaların içinde icra takibine konu ve tarafımızca incelenen 9 adet ve 19.661,55 TL tutarlı faturalarında bulunmakta olduğunu, alacak toplamının (41.686,92+20.821,43=) 62.508,35 TL olduğunu yardımcı hesap toplamından geriye teslim edilen iki adet çek düşüldüğünde 62.508,35 TL olduğunu, davalının davacıya 11.03.2013 tarih ve 00239 sayılı 669,21 TL tutarlı Toptan Satış İade faturası düzenleyerek bu tutarda malı iade ettiğini, davalı takip borçlusunun bu yılda davacıya takip alacaklısına 76.469,21 TL toplam bir adedi banka havalesi olmak üzere çeklerle ödemesinin göründüğü ancak 26.100,00 TL’lik çekin geriye iade edildiğini dolayısı ile davalının davacıya (76.469,21 – 26.100,00=) 50.369,21 TL ödemesinin bulunduğunun görülmekte olduğunu, davalının davacıya iade edilen bir adet fatura ile birlikte toplam ödemelerinin (669,21- 50.369,21=) 51.038,42 TL olduğunu, bu borç ve alacak kayıtlan mahsup edildiğinde davacının davalıdan (62.508,35 – 50.369,21=) 12.139,14 TL alacağının göründüğünü bu alacağın icra takibinde asıl alacak miktarına eşit olduğunu, davacının davalıya düzenlediği faturalarının tümüne malın sevk edildiğine ilişkin karine olan sevk irsaliyesi düzenlenmesi davaya konu 9 faturadan 3’ünün davalı tarafından imzalanarak teslim alınması 9 faturadan 4’nin kargo ile gönderildiğine ilişkin şerh bulunması ve bunun aksinin davalı tarafından ispatlan(a)maması, davalının birden çok çek ve banka havalesiyle davacıya ödemelerini bulunmasını, davacının kayıtların 12.139,14 TL alacağının şüpheli alacak karşılığı ayırmasını, davalının dosyaya davaya ödeme belgesi ile davalının açık ve gizli ayıp bildiriminde bulunup- bulunmadığı ile ilgili belge sunmaması tespit edildiğini, davalının itiraz ettiği faturalarda belirtilen malların teslim ettiğini ispat edilebildiği, ancak, ödeme yapıldığı hususunun ispat edilmediğini, taraflar arasındaki ticari iş ve işlemleri gösterir tablo incelendiğinde davalının kısmi ödemelerinin bulunduğunu fakat davalı tarafından yapılan ara ödemeler ve ödeme tarihleri nazara alınmadığından takipte işlemiş faizin hesaplanmaması gerektiğini …. İcra Dairesinin … E. sayılı itirazın iptali davasına konu borç alacak durumunun davacı takıp alacalısı lehine takip tarihi itibariyle, asıl alacak yönünden 12.139,14 TL olarak hesaplanması gerektiğini tespit ve rapor edilmiştir.
… tarafından imzalı 02/02/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davacı tarafından süreside işlemiş faiz hesaplanarak davalıdan fatura düzenlenerek talep ve tebliğ edilmeyen ve de varsayımlara dayalı olarak takipteki işlemiş faizin hesaplanması mümkün olmadığını, …. İcra Dairesinin … esas sayılı itirazın iptali davasına konu borç alacak durumunun davacı takip alacaklısı lehine takip tarihi itibariyle asıl alacak yönünden 12.139,14 TL olarak hesaplanması gerektiği tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
2004 sayılı İİK madde 67 uyarınca; “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde Mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir”.
….İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası sureti celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup, takip dosyası incelendiğinde; alacaklının … A.Ş, borçlunun …-… olduğu, takibin 12.139,14-TL asıl alacak, 1.169,32-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.308,46- alacağa ilişkin olduğu, takibin cari hesap alacağından kaynaklanan ilamsız takip olduğu, 19/11/2014 tarihli ödeme emrinin 05/08/2015 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 11/08/2015 tarihinde, süresi içerisinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği görülmüştür. İtiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 26/02/2016 tarihinde açıldığı, alacaklı/vekiline itiraz üzerine takibin durdurulması kararının tebliğine dair mazbata, sair bilgi belge de bulunmadığından İİK madde 67’de öngörülen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı görülmekle eldeki itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmayıp, bilirkişi incelemesi neticesinde davacının ticari defterlerinin açılış/kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde usule uygun yapıldığı, böylece davacının ticari defterlerinin delil niteliğini haiz olduğu, davacı defterlerine göre davalı ile ticari ilişkisinin bulunduğunun tespit edildiği, takibe dayanak faturaların davacının 2013 yılı kayıtlarında yer aldığı, davacının defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalıdan takipte yer alan asıl alacak tutarında alacaklı olduğu, takibe konu edilen ve davacı tarafından davalı adına düzenlenen 9 adet faturanın açık fatura oldukları, 9. sıradaki hariç tümünün mal satımına ilişkin olduğu ve her birine sevk irsaliyesi düzenlendiği, sevk irsaliyelerinin Mehmet Taş ve … tarafından imzalandığı, SGK yazı cevabına göre Mehmet Taş’ın davalı çalışanı olmadığı, 9 faturadan 4’üne ilişkin kargo gönderimine dair şerh bulunduğu, davalının faturalara TTK 21/2.maddesi gereğince itiraz ettiğine veya ayıp bildiriminde bulunduğuna dair belge bulunmadığı anlaşıldığından davacının davalıdan 12.139,14-TL bakiye alacağı bulunduğu, ancak işlemiş faiz talebine ilişkin ise davacı tarafından davalı adına bu hususta fatura düzenlenerek davalıya tebliğ edildiğine dair belge bulunmadığından davanın kısmen kabulü ile takibe itirazın asıl alacak yönünden iptaline, işlemiş faiz talebi yönünden ise fazlaya dair talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK madde 67/2.maddesi uyarınca; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” neticeten işbu davada davalı borçlunun itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve faturadan kaynaklanan alacak likit olduğundan, hükmolunan meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın Kısmen Kabulüne,
…. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının 12.139,14-TL asıl alacak üzerinden iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %9 yasal faiz işletilmek suretiyle takibin devamına,
Fazlaya dair talebin reddine,
2-Alacağın %20’si oranında 2.427,83-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 829,22-TL harctan peşin alınan 227,28-TL den mahsubu ile bakiye 601,94-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 342,09-TL tebligat/posta gideri, 1.300,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere 1.642,09-TL’nin kabul red oranına göre 1.497,75-TL tutarındaki kısmı ile başvurma harcı 29,20-TL, peşin harç 227,28-TL olmak üzere toplam 1.754,23-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kendini vekille temsil ettiren davalı lehine reddedilen kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 1.169,32-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Yatırılan avanstan artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
8-….İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/04/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.