Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/369 E. 2020/648 K. 29.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/369 Esas
KARAR NO : 2020/648
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/06/2019
KARAR TARİHİ : 29/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde özetle; 03/05/2018 tarihinde Avcılar İşletme Müdürlüğü hizmet sahasında bulunan … Mahallesi, … Sokak, No: … /İSTAIMBUL adresinde davalı … Genel Müdürlüğü tarafından yapılan çalışma sırasında müvekkilİ şirkete ait tesislere hasar verildiği, davalı/borçlu … Genel Müdürlüğü tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine 2,267,10-TL hasar bedeli 73,79-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 2.340,89-TL’nin tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğünün 2018/…E. sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapıldığı, davalı borçlunun borca ve icra takibine itiraz ettiğini, takibin durduğunu beyanla davalının …. icra Müdürlüğü’nün 2018/…E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve yersiz itirazının iptali ile takibin devamına, davalı/borçlu aleyhine hükmolunacak meblağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görev itirazında bulunduklarını, işbu davada adlî yargı/idari yargı yolu uyuşmazlığı söz konusu olup. tam yargı davası niteliği olan davalarda yargı yolunun idare mahkemeler olduğu, ayrıca. yargı yolu itirazımızın yanısıra adli yargı yolu acısından da görev ve işbölümü itirazında bulunduklarını, yetki itirazında bulunduklarını, zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, arabulucuya başvurulmadan dava açıldığını, husumet itirazında bulunduklarını, işbu davanın konusu olan hasarlarla ilişkili olarak müvekkili idarenin ilgili birimleriyle yapmış oldukları yazışmalarda … tarafından bahsi geçen yer ve tarihte bir çalışma yapılmadığının anlaşıldığını, bu nedenle öncelikle dava konusu hasara müvekkili idarenin sebebiyet verdiğini kabul etmediklerini, dava dilekçesinde davalı idare yüklenicisi tarafından zarar verildiği iddiası tamamen yersiz ve dayanaksız kaldığını, müvekkili idarenin mütahiti olduğu iddia edilen firmanın adı bile bilinmiyorken husumetin taraflarına yöneltilmesinin kabul edilemez nitelik olduğunu, zararı veren çalışmayı yapan firmanın müvekkili idarenin mütahiti olmadığını, açılan ış bu davada müvekkili idareye hiç bir sorumluluk ve kusur atfedilemeyeceğinden davanın esas yönünden de reddedilmesi gerektiğini, haksız fiilden kaynaklanan davalarda ise ancak yasal faiz istenilebileceğini beyanla haksız davanın, usul ve esastan reddine, yargılama masrafının ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava;03.05.2018 tarihinde … Mahellesi … Sk. No: … Esenyurt/İstanbul adresinde davalı tarafça davacı şirkete ait tesislere hasar verildiği iddiasından kaynaklı hasar bedeli alacağı tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine açılan İİK. 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili davada; … İcra dairesinin 2018/… E. sayılı takip dosyası, ödeme emri, hasar tespit tutanakları, hasar keşif tutanakları, sair müvekkili şirket kayıtları, tanık, bilirkişi incelemesi ve sair her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı vekili davada;idari yazışmalar, emsal içtihatlar, uyuşmazlık mahkemesi kararı, keşif, tanık, bilirkişi incelemesi diğer idari yazışmalar vs. yasal delile dayanmıştır.
Davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde tanık deliline dayanılmasına rağmen verilen kesin süre içerisinde tanıkları bildirilmemiştir.
Mahkememiz tarafından … Müdürlüğüne müzekkere yazılarak, hasarın meydana geldiği 03.05.2018 tarihinde … Mahellesi … Sk. No: … /İstanbul adresinde herhangi bir kazı çalışmasının yapılıp yapılmadığı hususu sorulmuş ve kazı çalışması yapıldı ise kim tarafından yapıldığı ve buna ilişkin evrakların Mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup … Alt Yapı Koordinasyon Müdürlüğü tarafından cevaben müdürlükleri kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde söz konusu adreste belirtilen tarihte herhangi bir kurum veya şahsa kazı izni verilmediği bildirilmiştir.
Mahkememiz tarafından …’ye müzekkere yazılarak, hasarın meydana geldiği 03.05.2018 tarihinde … Mahellesi … Sk. No: … Esenyurt/İstanbul adresinde herhangi bir kazı çalışmasının yapılıp yapılmadığı hususu sorulmuş ve kazı çalışması yapıldı ise kim tarafından yapıldığı ve buna ilişkin evrakların Mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup … tarafından cevaben ilgi yazıya istinaden yapılan incelemelerde Başkanlıkları ve yüklenici firmalarının belirtilen tarih ve adreste çalışması olmadığının tespit edildiği bildirilmiştir.
Davaya dayanak … İcra dairesinin 2018/… E. sayılı dosyasında; alacaklı … Anonim Şirketi tarafından borçlu … Müdürlüğüne 2,267,10-TL hasar bedeli 73,79-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 2.340,89-TL haksız fiilden kaynaklı alacağın tahsili için 12.09.2018 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği ve borçlu tarafından süresinde borca itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde yargı yolunun caiz olmadığı yönünde itirazda bulunulmuştur.
YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2017/… Es. ve 2017/… K. Sayılı ilamında “…. TTK’nın 3, 11, 16/1. maddeleri ve 2560 sayılı Kanun hükümleri uyarınca davalı … ‘nin tacir, davacının iddia ettiği olayın ise haksız fiil niteliğinde olduğu ve tacirin haksız fiilinden kaynaklanan tazminat davasının adli yargıda bakılması gerektiği nazara alınarak işin esasına girilip sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” yönünde karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da, 2560 sayılı Kanuna tabi olan …’nin gördüğü hizmetin kamu hizmeti olmasına rağmen, faaliyetini özel hukuk kuralları altında yapması itibariyle TTK’nın 16/I. maddesi anlamında tacir sayılacağını ve tacir olan davalı ile davacı arasındaki haksız fiilden kaynaklanan (TTK’nın 3. maddesi) davaya bakma görevinin adli yargının görevine girdiğini 21.09.1983 gün ve Esas 1980/II – 2721 Karar, 1983/323 sayılı kararında benimsemiştir. Bu doğrultuda Mahkememiz tarafından davalı vekilinin yargı yolunun caiz olmadığı yönündeki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı … vekili tarafından cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunulmuştur.
TBK’nın 72/1 maddesinde “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
Zamanaşımı süresi işlemeye başladıktan sonra, borçlunun veya alacaklının bazı eylem ve işlemleri zamanaşımı süresinin işlemesini haklı olmaktan çıkarabilir ya da yeniden bu sürenin başlaması sonucunu doğurabilir. İşte bu hallerde zamanaşımının durması ve kesilmesinden söz edilebilir.
Zamanaşımını kesen sebepler TBK. m.154-157 maddelerinde düzenlenmiş olup, TBK. 154/2 maddesi uyarınca borçlu aleyhine dava açılması halinde, zamanaşımı süresi kesilir.
Somut olayda; dava konusu hasar 03.05.2018 tarihinde meydana geldiği ve 2 yıllık zamanaşımı dolmadan davacı tarafından davalı aleyhine 12.09.2018 tarihinde davalı aleyhine icra takibi başlatıldığıve TBK. 154/2 maddesi uyarınca zamanaşımının kesildiği, 12.06.2019 tarihinde Mahkememizde de iş bu davanın açıldığı ve TBK. 154/2 maddesi uyarınca zamanaşımının kesildiği, icra takip ve dava tarihi itibariyle 2 yıllık zamanaşımının dolmadığı mahkememiz tarafından tespit edilmiş ve davalı vekilinin zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde görev itirazında bulunulmuş olup Mahkememizin iş bu davaya bakmaya görevli olması nedeniyle Mahkememiz tarafından davalı … vekilinin görev itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından icra dairesine sunulan itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine karşı Mahkememize sunulan cevap dilekçesinde Mahkememizin yetkisine karşı itirazda bulunulmuştur.
HMK’nın 16. maddesi “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Davacının şirket merkezi Şişli/İstanbul olmakla birlikte mahkememizin yargı çevresi içerisinde bulunmaktadır. HMK’nın 16. maddesinde belirtildiği üzere haksız fiilden kaynaklanan davalarda zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili olacağından mahkememiz tarafından davalı vekilinin icra dairesinin ve mahkememizin yetkisine yönelik itirazının HMK 16. maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı yönünde itirazda bulunulmuştur.
1 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı İİK.67.maddesine göre itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğden itibaren başlayacak olup icra dosyasının incelenmesinden itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edilmediği ve 1 yıllık hak düşücü sürenin başlamadığı anlaşılmakla Mahkememiz tarafından davalı vekilinin davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı yönündeki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde zorunlu dava şartı arabuluculuğun yerine getirilmediği yönünde itirazda bulunulmuştur.
Dava açılmadan önce davacı tarafından dava şartı zorunlu arabuluculuk kapsamında arabuluculuğa başvurulduğu görülmekle Mahkememiz tarafından davalı vekilinin arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği itirazının reddine karar verilmiştir.
29.12.2020 tarihli duruşmada dinlenen davacı tanığı … beyanında davacı kurumda arıza onarım bakım biriminde çalıştığını, 2013 yılından beridir davacı kurumda çalışıyor olduğunu, Alo 186’da oluşturulan kayıt doğrultusunda olay yerine gittiklerini, bildiren kişilerin kendilerine kabloya ( hatta ) zarar verdiklerini söylediklerini, çalışma yapan genelde hasar ihbarında bulunan olduğunu, yapılan hasarı resimlediklerini, hasarı kim verdiyse onun levhası hasarın bulunduğu yerde bulunduğunu, hasarı meydana getirenlerin dışında çevredeki vatandaşlar tarafından da hasar ihbarında bulunulduğunu, eğer binaya gider kablolarda hasar var ise, veya sokağa giden kablolarda hasar var ise vatandaşların ihbarda bulunduğunu, … çalışma yaptığında hangi güzergahta kurumlarına ait kabloların bulunduğunu gösteren bir ekiplerinin … aradığında yardımcı olduklarını beyan etmiştir.
Toplanan tüm delillere ve dosya kapsamına göre; 03.05.2018 tarihinde … Mahellesi … Sk. No: … /İstanbul adresinde davalı tarafça davacı şirkete ait tesislere hasar verildiği iddiasından kaynaklı davacı tarafından 2.267,10-TL hasar bedeli 73,79-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 2.340,89-TL alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı ancak davalı tarafça borca itiraz edildiği, davacı tarafından mahkememizde iş bu itirazın iptali davası açıldığı ve davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde husumet itirazında bulunulduğu, mahkememiz tarafından … Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevaben müdürlükleri kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde söz konusu adreste belirtilen tarihte herhangi bir kurum veya şahsa kazı izni verilmediğinin bildirildiği, …’ye yazılan müzekkere cevaben ilgi yazıya istinaden yapılan incelemelerde Başkanlıkları ve yüklenici firmalarının belirtilen tarih vc adreste çalışması olmadığının tespit edildiğinin bildirildiği ve 29.12.2020 tarihli duruşmada dinlenen davacı tanığı … beyanında yapılan hasarı resimlediklerini, hasarı kim verdiyse onun levhası hasarın bulunduğu yerde bulunduğunu, hasarı meydana getirenlerin dışında çevredeki vatandaşlar tarafından da hasar ihbarında bulunulduğunun beyan edildiği ancak davacı tarafından dosyaya sunulan hasar tespit tutanağının ve fotoğraf suretlerinin incelenmesi neticesinde hasar tespit tutanağı veya fotoğraf suretlerinden hasarın davalı tarafından meydana getirildiği yönünde herhangi bir bilgi olmadığı anlaşılmakla pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)Pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 54,40-TL maktu red harcından başlangıçta peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-)Davacı yanca yapılan giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 ve 13/2 maddesi uyarınca 2.340,89-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatıralan gider avansından artan bakiyenin re’sen davacıya iadesine,
6-)Davalı tarafından yatıralan gider avansının re’sen davalıya iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/12/2020

Katip …
(E-imzalı)

Hakim …
(E-imzalı)