Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/356 E. 2019/958 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/356 Esas
KARAR NO : 2019/958
DAVA : Özel Denetçi Tayini
DAVA TARİHİ : 29/02/2016
KARAR TARİHİ : 05/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali konulu … Esas sayılı dosyadan tefrik ile mahkememizin iş bu esasına kaydedilen özel denetçi tayini talepli davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacıların davalı şirketin kurucularından …’nın mirasçıları ve davalı şirketin sermayesini oluşturan 500.000,00-TL’nin 1/10’ini oluşturan azınlık pay sahipleri olduğunu, davalı şirketin aile ortaklığı ile kurulmuş bir şirket olduğunu, davacıların şirket hisselerini miras edindikleri 2009 yılından bu yana şirketin işleyişine ilişkin hiçbir bilgi alamadıklarını, davalı şirket yetkililerinin verdikleri bilanço ve mizanların ise gerçeği yansıtmadığını, davalı şirketin 01.12.2015 tarihli olağan genel kurul toplantısında aldıkları 5, 6, 7 ve 8 nolu kararların dürüstlük ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu beyanla; ilgili kararların iptaline, dava konusu genel kurul kararlarının icrasının geri bırakılmasına, davalı şirketin tasfiye memuru …’nın azline, davalı şirket tarafından bilgi alma ve inceleme hakkı talepleri reddedildiğinden talep edilen bilgilerin alınması için özel denetçi atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı şirketin 01.12.2015 tarihinde yapılan genel kurul toplantısı gündeminin tasfiye memuru ve şirket yönetim kurulu tarafından belirlenerek tüm ortaklara duyrulduğunu, toplantıya tüm pay sahiplerinin asaleten yada vekaleten katıldıklarını, toplantıda alınan kararların ana sözleşmeye, usule, yasaya ve dürüstlük kurallarına uygun olduğunu, TTK’nun 537. maddesinde öngörülen; tasfiye memurlarının genel kurul tarafından her zaman görevden alınabileceği ve yerine yenisinin atanabileceği düzenlemesi karşısında ve yine TTK 438. maddesi uyarınca davacıların iş bu davada özel denetçi tayini talebinde de bulunmaları nedeniyle genel kurul kararının iptali talebinde hukuki yararları bulunmadığını, huzurdaki davada zaten mahkemeden özel denetçi atanmasını da talep ettiklerini, ancak davacı şirket ortaklarının özel denetçi atanması için zarara uğradıklarını ispat edemediklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Davanın öncelikle mahkememizin … Esas sayılı dosyasında açıldığı, mahkememizce verilen … – … E.K.sayılı 21/09/2017 tarihli karar ile; davanın kısmen kabulüne, 01/02/2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan 5 nolu “… LTD. ŞTİ.’de bulunan davalı şirketin %84 hissesinin paraya çevrilmesi için … LTD. ŞTİ.’nin tasfiye edilmesine” ilişkin kararın geçersiz olduğu gerekçesi ile iptaline, 6, 7, 8 nolu kararlar yönünden talebin reddine ilişkin verilen kararın davacı ve davalı vekillerinin istinaf etmesi üzerine, mahkememiz kararı …Adliyesi …Hukuk Dairesi … -… E.K. sayılı, 30/11/2018 tarihli ilamı ile;
“….Dava dilekçesinde sonuç ve talep bölümünde, davalı şirketin 01.12.2015 tarihli genel kurulunda alınan 5,6,7 ve 8 nolu genel kurul kararlarının iptali ile birlikte Özel denetçi atanması ve tasfiye memurunun azline karar verilmesinin talep edildiği, gerekçeli kararda bir kısım değerlendirmeler yapılmış olsa da tasfiye memuru …’nın azli ve davalı şirkete özel denetçi atanması talepleri yönünden hüküm kurulmadığı, davadaki taleplerden bir kısmı hakkında karar verilmemesi halinde, istinaf mahkemesince denetlenecek bir kararın varlığından söz edilemeyeceği … gerekçesi ile istinafa konu kararın HMK. 355- 353/1.a.6. maddeleri uyarınca kaldırılmasına….” karar verilmiş, dosya mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce İstinaf incelemesi öncesi yapılan yargılama sırasında davacı yanın tefrik talepleri reddedilmiş olmakla, bu kez yeniden yapılan incelemede mahkememizce verilen 16/06/2016 tarihli “özel denetçi tayini talepleri yönünden davanın tefriki taleplerinin reddine” ilişkin ara karardan dönülmesine karar verilmiş ve gerek özel denetçi talepleri, gerek tasfiye memurunun azli talepleri yönünden dosya tefrik edilerek mahkememizin 2019/356 ve … esasına kaydedilmiştir.
Başlangıçta açılan ana dosyada davacılar “… 01/12/2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan;
5 no’lu ” … LTD. ŞTİ.’de bulunan davalı şirketin %84 hissesinin paraya çevrilmesi için … Ltd Şti’ nin tasfiye edilmesine” ilişkin alınan kararın,
6 nolu ” davacıların diğer yavru şirketlerin hesaplarının incelenmesi için özel denetçi atanması yönündeki taleplerinin oy çokluğuyla reddine” ilişkin kararın,
7 nolu ” davacıların mevcut tasfiye memurunun değiştirilmesi talebinin görüşüldüğü, davacılar dışındaki tüm pay sahiplerinin oyları ile tasfiye memuru olarak …’nın seçildiği, davacıların ikinci bîr tasfiye memuru atanması önerisinin ise reddine” ilişkin kararın,
8 nolu “davacıların tasfiye halindeki davalı şirketin hesaplarının özel denetçi marifetiyle incelenmesi için özel denetçi atanması talebinin reddine” ilişkin kararın iptaline karar verilmesini talep etmişler. İstinaf incelemesinden sonra … esas numarası alan dosyada yapılan yargılama sonunda 26/09/2019 tarihli karar ile 01/02/2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan 5 nolu genel kurul kararı yönünden davanın kabulüne, kararın iptaline, diğer 6, 7, 8 nolu kararları yönünden talebin reddine karar verilmiş, kararın henüz kesinleşmediği görülmüştür.
01/12/2015 tarihli genel kurul toplantısında 8. No’lu karar ile; tasfiye halindeki davalı şirketin hesaplarının özel denetçi marifetiyle incelenmesi için özel denetçi atanması talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Tefrik edilen iş bu dava ile davacı yan özel denetçi tayini talebinde bulunmuş olmakla genel kurul toplantısının 8 nolu kararının iptali taleplerinde hukuki yararları yoktur. … esas sayılı davada da 8 nolu kararın iptali istemi bu gerekçe ile reddedilmiştir.
İş bu davada, davacıların özel denetçi tayini talepleri incelendiğinde;
TTK 439 (1) maddede “Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi halinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibari değeri toplamı en az birmilyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye Ticaret Mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilir.
(2) Dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları halinde özel denetçi atanır.” hükmü düzenlenmiştir.
01/12/2015 genel kurul toplantı tarihine göre TTK 439 (1) madde uyarınca davanın 3 aylık süre içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Davacıların talebi genel olarak davalı şirketin hesaplarının incelenmesine ilişkin olup, özel denetçi tayini için yasada öngörülen şartların oluşması aranmalıdır. Bu kapsamda davacıların özel denetim talebi öncesi, bilgi alma ve inceleme haklarını genel kurul toplantısından evvel şirket yönetimine ihtarname göndermek suretiyle belge istemleri ve genel kuruldaki soruları itibariyle kullandıkları kabul edilse dahi, özel denetim talebi genel kurul tarafından reddedilmiş olmakla, kurucuların veya şirket organlarının kanunu veya şirket sözleşmesini ihlal ederek şirketi veya pay sahibi davacıları zarara uğrattıkları ikna edici bir şekilde ortaya konulmalıdır. Sadece bilançonun gerçeği yansıtmadığı hususu soyut olarak ileri sürülmekle şirkete özel denetçi tayin edilemez. Bazı belirli olayların özel denetçi vasıtası ile açıklığa kavuşturmasının pay sahibi haklarının kullanılması için gerekli ve zorunlu olmasıda bir koşul olup, oysa davacıların her genel kurul toplantısı için aynı talepleri soyut olarak yineledikleri, örneğin en son 18/04/2014 tarihli olağan genel kurul toplantısı yönünden de …ATM’nin … esas sayılı dosyasında dava açtıkları anlaşılmaktadır. O halde, özel denetçi tayini talebinin maddi koşulları, yani pay sahipliği haklarını kullanılması için gerekli olması, belirli bazı olayların açıklığa kavuşturulması, şirket organlarının kanun veya esas sözleşmeyi ihlal ederek pay sahiplerini zarara uğrattığını inandırıcı bir şekilde ortaya konulması koşulları oluşmadığından, davacıların özel denetçi tayini istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)Davacıların özel denetçi tayini taleplerinin REDDİNE,
2-)Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-)Davacılar tarafından yapılan tüm giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,
4-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine,
5-)Davacılar/davalı tarafından yatırılan gider/delil avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacılara/ davalıya/ vekillerine iadesine,
Davacılar vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı KESİN olarak oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/12/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …