Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/354 E. 2022/606 K. 16.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/354 Esas
KARAR NO:2022/606

DAVA:Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:31/05/2019
KARAR TARİHİ:16/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacının dava dilekçesinde özetle: Müvekkili davacının, davalı şirket ile, 05.02.2018 başlangıç ve imza tarihli danışmanlık sözleşmesinin, davalı tarafından, sözleşmenin bir yılını doldurmadan -tek taraflı fesh edilmiş olduğunu, davalı tarafından iki aylık ödemenin hizmet karşılığı davacıya yapıldığı, sözleşmenin davalı tarafından fesih edilmesi sebebi ile, KDV dahil 295.000.-TL Alacak tutarının, işlemiş yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle: davacı şirket ile yapılmış bulunan 05.02.2018 tarihli Danışmanlık Sözleşmesi’nin … 40. Noterliğinin 20.04.2018 tarih, … yevmiye no.lu ihtarnamesi fesih edildiğini, taraflar arasında imzalanan 05.02.2018 tarihli sözleşmenin; Davalı için düzenlenmiş olan Sözleşmenin 6.2 Feshi Maddesinde; Sözleşmenin feshi halinde davacı şirketin herhangi bir hak alacak veya tazminat talebinde bulunmayacağının hüküm altına alındığını, ilgil. Madde de; Fesih halinde Şirket(Davacı, sözleşmede şirket olarak anılmaktadır) tarafından fesih tarihine kadar ifa edilmiş işler ve ödenmiş bedellere konu hizmetler haricinde beklenen kar kaybı vs. herhangi bir hak, alacak veya tazminat talebinde bulunulmayacaktır. Şeklinde yer aldığını, İş bu madde de açıkça ifade edildiği üzere, tacir olan taraflar arasında sözleşmenin feshi halinde, davacının ifa edilmiş bedellerin haricinde beklene kar kaybı vs. hiç bir hak ve alacak talebinde bulunma hakkı olmayacağını, Davacı taraf beyanında yer aldığı üzere, davacının davalıya vermiş olduğu 2 aylık hizmet bedelinin ödendiğini, davacının hiçbir hak ve alacak talep etme hak ve yetkisi bulunmadığını, tazminat talep etmesinin mümkün olmayacağıniın tespiti ve, Sözleşmenin 6.1 Maddesinde iki taraf için yapılan fesih düzenlermesinde; Taraflar iş bu sözleşmeyi 30 gün önceden yapacakları tek taraflı fesih bildirimi ile her zaman tek taraflı ve tazminatsız olarak fesih etme hak ve yetkisine sahiptir. Fesih Halinde fesih tarihine kadar ifa edilmiş işler veya ödenmiş bedellere konu hizmetler haricinde beklenen kar kaybı vs. herhangi bir hak, alacak veya tazminat talebinde bulunulmayacağının hüküm altına alındığını, Sözleşmeyi fesih için taraflara tanınan 30 günlük sürenin Yargıtay kararları uyarınca da makul süre olarak kabul gördüğünü, davacı taraf iddialarının kabulü anlamına gelmemek üzere, tazminat tutarına hükmedilmesi halinde bu tutarın sözleşmenin sonuna kadar değil, en çok 30 günlük süre kadar, davacının net karı üzerinden hesap edilmesi gerektiğini, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin, reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davanın; Tarflar arasında 05/02/2018 tarihli Danışmanlık sözleşmesi imzalandığı, davalı tarafından tek taraflı fesih olunduğu iddiasına dayalı olarak açılan alacak davasından ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmişler, Tüm yazışmalar ve banka kayıtları, Resmi evraklar, Hastane kayıtları, taraflar arasındaki sözleşme, ihtamname, zorunlu arabuluculuk son tutanağı aslı, mütalaa ve içtihatlar, tanıklar,, keşif, yemin ve bilirkişi tetkikatı ve sair yasal deliller ve mukabil deliller
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği 10/02/2020 tarihli bilirkişi heyeti kök raporu özetle; taraflar arasında imzalanan Danışmanlık Sözleşmesi’nin feshe ilişkin 6. maddesinin genel işlem koşulları kapsamında değerlendirilebileceği ve bu kapsamda feshin haksız olduğu, Yargıtay uygulamasına göre sözleşmenin haksız feshi halinde sözleşmenin feshinden sonra aynı veya emsal nitelikte bir işi ikame edebilmesi için gereken makul sürenin tespit edilmesi ve bu süreye karşılık gelen zarar miktarına hükmedilmesi gerekeceği, makul sürenin ne kadar olması gerektiğinin Mahkeme’nin takdirinde olduğu, 08/11/2021 tarihli bilirkişi heyeti ek raporu özetle: dava dosyasına sunulmuş görüş ve kanaatimizi değiştirecek herhangi bir bilgi ve belge sunulmamış olduğundan, kök raporumuzda arz ettiğimiz, taraflar arasındaki sözleşme dönemine ilişkin davalı ve davacı kayıtları ile 05.02.2018 tarihli sözleşme kapsamında yaptığımız 10.02.2020 tarihli kök raporumuzda yaptığımız tespit, değerlendirme görüş ve kanaatimizde herhangi bir değişiklik gerektirecek herhangi husus tespit edilemediği tıbbi yönden; Muayenehane açma sürecini ortalama 3 ay sürebileceği, bu süreçte giderler ile ilgili belge sunulmadığı, yapılan tadilat, dekorasyon ve alınan malzemelerin saptanarak ilgili firma ve meslek kuruluşlarından fiyat araştırması yapılabileceği, bölgesel kira bedelinin ilgili meslek kuruluşu aracılığı ile saptanabileceği, muayenehane açma sürecindeki kazanç kaybının ilgili uzmanlık derneği veya muayeneyi açtıktan sonra aynı süre için kazancı değerlendirilerek kazanç kaybının değerlendirilebileceği, tespit ve rapor edilmiştir.
Tarafın iddia ve savunmaları, bütün dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafından sözleşmenin tek taraflı fesih olunduğu iddiasına dayalı olarak açılan alacak davasından ibaret olduğu, taraflar arasında 05/02/2018 tarihli Danışmanlık sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 3.maddesinde aylık 25.000 -TL + KDV ücret olarak belirlendiği, sözleşmenin 4. Maddesine göre “İşbu sözleşme, imza tarihinden itibaren 1 (bir) yıl sürelidir. Sözleşmenin süresinin bitiminden 15 gün önce taraflarca feshedilmediği sürece sözleşme kendiliğinden ve başkaca hiçbir işleme gerek kalmaksızın 1 (bir) yıllık süreler için uzayacaktır”. Sözleşmenin feshine ilişkin 6. maddede ise tarafların sözleşmeyi 30 (otuz) gün önceden yapacakları tek taraflı bildirim ile her zaman tek taraflı ve tazminatsız olarak feshetme hakkı düzenlenmiştir. Söz konusu sözleşme bakımından genel işlem şartları çerçevesinde bir değerlendirme yapmak mümkündür. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md. 55 hükmünde tacirler arasındaki sözleşmelerde dürüstlük kuralına aykırı işlem şartlarını sınırlamış ve bazı kriterler çerçevesinde haksız rekabet olarak saymıştır. Türk Ticaret Kanunu’na tabi ticari sözleşmelerdeki genel işlem koşulları bakımından öncelikle Türk Ticaret kanunu hükümleri uygulanacak ancak boşluk olması durumunda Türk Borçlar Kanunu hükümleri esas alınacaktır TBK md. 23 hükmüne göre “Genel işlem koşullarında yer alan bir hüküm, açık ve anlaşılır değilse veya birden çok anlama geliyorsa, düzenleyenin aleyhine ve karşı tarafın dehine yorumlanır”. Bu hüküm çerçevesinde sözleşme hükmü yorumlanırken düzenleyen aleyhine ve karşı tarafın lehine olan sonuç benimsenecektir. Söz konusu sözleşme hükmü genel işlem koşulları kapsamında değerlendirilmese dahi, her sözleşmenin düzenleyen taraf aleyhine yorumlanması öğreti ve uygulamada kabul edilmektedir. Taraflar arasındaki danışmanlık sözleşmesinde öncelikle sözleşmenin 1 yıl süreli olduğu kabul edilmiş ve ilerleyen hükümlerde 1 yıllık süreden bağımsız olarak tarafların tek taraflı bir bildirimle sözleşmeyi 30 gün önceden haber vermek koşuluyla feshedebileceği düzenlenmiştir. Sözleşmenin bir yıllık olması karşısında, her zaman keyfi feshedilebilmesi feshe ilişkin sözleşmenin 6. maddesinin genel işlem koşulları kapsamında değerlendirilmesini mümkün kılar. Dolayısıyla TBK md. 23 hükmü çerçevesinde fesih hükmü, düzenleyen aleyhine ve karşı taraf lehine yorumlanmalıdır. O halde davalı hastane tarafından yapılan fesih, haksız fesih olarak kabul edilebilecektir. Yargıtay uygulamasına göre sözleşmenin haksız feshi halinde sözleşmenin feshinden sonra aynı veya emsal nitelikte bir işi ikame edebilmesi için gereken makul sürenin tespit edilmesi ve bu süreye karşılık gelen zarar miktarına hükmedilmesi gerekmektedir (Bkz. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin T. 8.1.2019, E. 2017/755, K. 2019/116 sayılı kararı). Her ne kadar davalı hastane tarafından makul sürenin sözleşmenin 6. maddesinde yer alan 30 günlük süre olacağı ifade edilse de feshe ilişin 6. maddenin genel işlem koşulları kapsamında değerlendirilmesi sonucu bu hükmün uygulanması söz konusu olmayacaktır
Taraflar arasında imzalanan Danışmanlık Sözleşmesi’nin feshe ilişkin 6. maddesinin genel işlem koşulları kapsamında değerlendirilebileceği ve bu kapsamda feshin haksız olduğu, Yargıtay uygulamasına göre sözleşmenin haksız feshi halinde sözleşmenin feshinden sonra aynı veya emsal nitelikte bir işi ikame edebilmesi için gereken makul sürenin tespit edilmesi ve bu süreye karşılık gelen zarar miktarına hükmedilmesi gerekeceği, makul sürenin 3 ay sürebileceği, davacının ücretinin aylık 25.000,00 TL olarak belirlendiği makul süre karşılığı olan 25.000,00 X 3 =75.000,00 TL alacağın tahsilini talep edilebileceği hususu tespit ve rapor edildiği, diğer talepler konusunda davacının davasını ispatlayamadığı hususu gözönüne alındığında denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulü ile karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davacının davasını KISMEN KABULÜ İLE,
-75.000,00 TL’nin 31/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 5.123,25 -TL harçtan peşin alınan 5037,87 -TL mahsubu ile bakiye 85,38-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 5.037,87 -TL peşin harç, 6,40-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 5.088,67-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 11,70-TL davetiye gideri 2.250,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.361,70-TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre 614,04-TL davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, geri kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 12.000,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 33.800,00TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde davacının gider avansından artan bakiyesinin talep halinde iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzene karşı davalı tarafın yokluğunda tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/09/2022

Katip … Hakim …
e-imzalıdır. e-imzalıdır.