Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/341 E. 2021/664 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/341 Esas
KARAR NO :2021/664

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:23/03/2010
KARAR TARİHİ:05/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Vekiledeninin maliki olduğu taşınmazı içine düştüğü ekonomik darboğazdan çıkmak için satmaya karar verdiğini, … adlı şahıs ile net 60.000,00.-TL satım bedeli karşılığında anlaşmaya vardığını, …’in bu daireyi Banka kredisi kullanarak alacağını ve paranın banka yoluyla ödeneceğini bildirdiğini, kredi ile ilgili tüm işlemlerin banka görevlisi … tarafından yapıldığını, Banka yetkisi … ile …’in ; kredinin onaylandığını, gerekli tapu devir ve ipotek işlemlerinin akabinde paranın müvekkiline ödeneceğini bildirdiklerini, bu çerçevede vekiledeninin taşınmazını …’e devrettiğini ve … Bankası lehine ipotek tesis edildiğini, bu işlemler yapılmadan … tarafından vekiledeninden … Bankasında hesap açmasınının istendiğini, bunun üzerin vekiledenince aynı bankanın … şubesinde hesap açıldığını, tapu devrinin ve ipoteğin tesis edilmesinden sonra müvekkili ile …’in … Mahallesi şubesine gittiğini, vekiledeni tarafından paranın kendi hesabına aktarılmasını …’den talep ettiğini, …’in hesaba aktarma işleminin aynı gün yetişemeyeceğini, bir sonraki gün hesaba aktarma işleminin yapılacağının bildirdiğini, müvekkili tarafından tapu kaydında daha önceki sırada bulunan başka kişi lehine tesis edilmiş ipoteğin kaldırılması için borç aldığı 9.000,00.-TL ‘nin o gün kendisine ödenmesini istediğini, …’in 15.000,00.-TL çıkartarak 9.000,00.-TL ‘sini müvekkiline , 6.000,00.-TL ‘sini ise …’e ödediğini, vekiledenine kalan 51.000,00.-TL ‘yi bir gün sonra hesabına aktaracağını bildirdiğini, bu 9.000,00.-TL ödeme için herhangi bir makbuz düzenlenmediğini, ertesi gün paranın müvekkiline ödenmediğini, yapmış oldukları araştırmada …’in bu parayı sorunlu olan bazı kredilerin kapatılmasında kullandığını, vekiledenine verilen bilgilere göre paranın 16.500,00.-TL ‘sının … adlı kişinin kredi hesabının kapatılmasında, kalanının ise …, …, … ,… ve …’nın kredi hesaplarının kapatılmasında kullanıldığını, …’in bu işlemleri nedeniyle görev yerinin değiştirildiğini, kredili satışlarda kredi bedelinin alıcıya değil, satıcının hesabına yatırılması gerektiğini, davalı Bankanın bu parayı vekiledenine ödediğini ispatlaması gerektiğini, bu konu ile ilgili olarak suç duyurusunda bulunulduğunu, vekiledenince mağduriyetinin giderilmesi için defalarca yapmış olduğu görüşmelerden bir sonuç alınmadığını beyanla fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 51.000,00.-TL maddi, 5.000,00.-TL manevi olmak üzere toplam 56.000,00.-TL tazminatın 30.10.2009 tarihinden itibaren davalıdan faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı …’in, dava dışı … ile Bankaya gelerek maddi sıkıntıda olduğunu bu nedenle üzerine kayıtlı taşınmazı satacağını bildirdiğini, bu kapsamda taşınmazı satın almak isteyen dava dışı …’e 80.000,00.-TL karşılığında taşınmazı sattığını, Tapu sicil Müdürlüğündeki tescil işleminin ardından dava dışı …’in vekiledeni Bankadan 80.000,00.-TL konut kredisi talebinde bulunduğunu, banka lehine sözkonusu taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildikten sonra 80.000,00.-TL konut kredisi kullandırıldığını, satıma konu taşınmazın …’e devredilirken aynı zamanda Bankanın alacağını teminen 200.000,00.-TL bedeli ipotek tesis edildiğini, bu ipotek tesis edildikten sonra talep edilen kredinin 1.600,00.-TL komisyon ve masraf, 455,89.-TL sigorta primi olmak üzere toplam 2.055,89.-TL kesinti yapıldıktan sonra 77.944,11.-TL ‘nin nakden ve defaten ödendiğini, bu ödemenin …’e ait … bankası … Mahallesi şubesinde açılan …-… nolu hesabına aktarıldığını, bu ödeme ile ilgili 30.10.2009 tarihli bireysel kredi kullandırım makbuzunun dilekçeleri ekinde sunulduğunu, yine ekli olarak sunulan 30.10.2009 tarihli makbuzdan anlaşılacağı üzere bu paranın … ve … tarafından çekildiğini, para çekme makbuzunda her iki şahsın imzalarının bulunduğunu, dava dilekçesinde yer alan 15.000,00.-TL ‘nin havalesi ile ilgili idddiaların gerçek olmadığını, sözkonusu kredi ile ilgili herhangi bir soruşturmanın olmadığını, Banka çalışanı hakkında yapılan suç duyurusu hakkında takipsizlik kararı verildiğini, iddia edildiği gibi 02.11.2009 tarihinde ödenecek ve yatırılacak herhangi bir paranın sözkonusu olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava, dava dışı …’e kullandırılan konut kredisi nedeniyle kredi bedelinin taşınmazın satıcısı olan davacıya ödenmemesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
Toplanan tüm deliller ve Mahkememizce yapılan yargılama sonucu 2010/230-… E. K. sayılı, 16/05/2014 tarihli karar ile :”…Dava konusu konut kredisi işlemlerinde tapu işlemleri sonrasında kullandırılan kredinin blokeli çek olarak satıcıya teslimi ya da kredi müşterisi tarafından verilecek talimat uyarınca konut satış bedelinin satıcının bildireceği hesaba transfer edildiği, somut olayda bu uygulama şekline aykırı davranıldığı, davacıya aldığını kabul ettiği 9.000,00 TL dışında ödeme yapıldığının davalı tarafından ispatlanamadığı, davalı tarafından sunulan dekont üzerinde davacının imzasının bulunmasının davacıya ödeme yapıldığı anlamına gelmediği, banka müfettişlerince yapılan soruşturma neticesinde dava konusu kredinin diğer müşterilerce alınan kredilerin tahsilinde kullanıldığının öğrenildiğini, adam çalıştıran konumundaki davalı bankanın somut olayda sorumluluğunun bulunduğu ancak tapudaki satış işlemleri sırasında parasını tahsil etmediği halde tahsil ettiğine dair beyanda bulunan, para almamasına karşın ödeme dekontunu imzalayan, parasını tahsil edememesine karşın izleyen günlerde itiraz etmeyen davacının da zararın oluşumunda kusurunun bulunduğu, davacının kusur oranın %15 olarak değerlendirildiği, dava tarihi öncesinde davalının temerrüte düşürülmemesi nedeniyle dava tarihinde faize hükmedilmesinin gerektiği, davacının kişilik haklarına saldırıldığı hususunun kanıtlanamaması nedeniyle davacı yararına manevi tazminata hükmedilemeyeceği gerekçesiyle 43.350,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine ” karar verilmiş,
Davacı ve davalı vekilinin temyizi üzerine Mahkememiz kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/17099-2015/1960 E. K. sayılı ilamı ile :”…Somut olayda davacıya ait taşınmazın dava dışı …’e satıldığı, satım işlemi sırasında dava dışı …’in davalı bankadan konut kredisi kullandığı, kullanılan kredi nedeniyle taşınmaz üzerine davalı banka yararına ipotek tesis edildiği hususlarında ihtilaf bulunmamakta olup uyuşmazlık; kredi bedelinin kime ve ne suretle ödendiği veya ödenmesi gerektiği hususlarında toplanmaktadır. Mahkemece; uyuşmazlığın çözümüne yönelik yapılan araştırma ve alınan bilirkişi raporları hüküm kurmaya elverişli nitelikte olmayıp, davalı bankanın kayıtları üzerinde araştırma yapılarak ibraz edilen dekont tarihinde kasadan fiilen çıkışı yapılmış bir paranın bulunup bulunmadığı, kredi bedeli ile üçüncü kişilere ait kredi hesaplarının kapatılıp kapatılmadığı hususları da irdelenerek bu hususlarla birlikte konut kredisi uygulamasında kredi kullananlara ödemenin nasıl yapılacağına dair Merkez Bankası veya Bankalar Birliği’nin bankalara yönelik bir talimatının bulunup bulunmadığı, buna ilişkin bankacılık uygulamasının hangi yönde olduğu, davalı banka tarafından Borçlar Kanunu’nun 99. maddesi hükmünde yazılı olan özen yükümlülüğüne, bankacılık teamüllerine ve kredi sözleşmesi hükümlerine uygun davranılıp davranılmadığı konusunda bilirkişiden ek rapor ya da oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkememiz tarafından bozma ilamı doğrultusunda tekrardan yapılan yargılama sonucu 2015/642-2016/887 E. K. sayılı, 06/12/2016 tarihli karar ile “…. Davanın kısmen kabulüne, davalının sorumluluğu miktarınca 43.350-TL maddi tazminatın 23/03/2010 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine, davacının manevi tazminat taleplerinin tümden reddine,” karar verilmiş,
Davalı vekilinin ve katılma yoluyla davacı vekilinin temyizi üzerine Mahkememiz kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/2065 -2019/1187 E. K. sayılı ilamı ile :”… dava konusu idari soruşturma ve müfettiş raporları tam olarak dosya arasına celp edilip davalı banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yaptırılarak davalı banka tarafından dosyaya ibraz edilen 19 adet ödeme dekontu ile yapılan ödemelerin ne surette kimlere yapıldığı, ödeme tarihlerinde kasadan fiilen çıkışı yapılmış bir paranın bulunup bulunmadığı, kredi bedeli ile üçüncü kişilere ait kredi hesaplarının kapatılıp kapatılmadığı hususlarında değerlendirme yapılıp davacının imzası bulunan dekont bakımından ispat yükü de nazara alınmak suretiyle bozma gereğine uygun, denetime elverişli bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davalı banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılmaksızın dosya üzerinden bilirkişi raporu alınmak suretiyle eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş,” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkememiz tarafından Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davalı … Bankasına müzekkere yazılarak dava konusu idari soruşturma ve müfettiş raporlarını tam olarak dosyaya sunmaları istenilmiş olup … Bankası tarafından cevaben istenilen raporların Mahkememize dosyasına gönderildiği bildirilmiştir.
Mahkememiz tarafından Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davalı tarafından sunulan dava konusu idari soruşturma ve müfettiş raporları da değerlendirilerek davalı bankanın kayıtları üzerinde araştırma yapılarak davalı banka tarafından dosyaya ibraz edilen 19 adet ödeme dekontu ile yapılan ödemelerin ne surette kimlere yapıldığı, ödeme tarihlerinde kasadan fiilen çıkışı yapılmış bir paranın bulunup bulunmadığı, kredi bedeli ile üçüncü kişilere ait kredi hesaplarının kapatılıp kapatılmadığı hususlarında değerlendirilerek davalı banka tarafından 818 sayılı BK’nın 99. maddesi hükmünde yazılı olan özen yükümlülüğüne, bankacılık teamüllerine ve kredi sözleşmesi hükümlerine uygun davranılıp davranılmadığı konusunda önceki bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş ve dosya bilirkişiye verilmiş olup dosya bilirkişide uzun süre kamasına rağmen bilirkişi raporunu hazırlamadan dosyayı mahkememize iade etmiş olup pandemi sebebiyle görevinden affını talep etmiştir.Mahkememiz tarafından da bilirkişinin talebi doğrultusunda görevinden affı ile yerine başka bir bilirkişinin seçilmesine karar verilmiş olup yeni bilirkişi tarafından sunulan raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak “…19 adet dekontun incelenmesi sonucunda, dekontun 1’i Kredinin Hesaba geçirilmesi İşlemi, 1’i Hesaptan Para çekme işlemi, 6’sı para yatırma işlemi, 9’u Mahsup işlemi 2’side dava konusu eylemin gerçekleştiği tarihten sonraki işlemleri ihtiva ettiği, dava konusu eylemin gerçekleştiği 30.10.2009 tarihinde hesaptan çekilen 77.500,00 TL’nın 21.820,00 TL “sının 4 kişiye ait Mevduat hesaplarına yatırıldığı, akabinde de mevduat hesaplarından alınarak kredi hesaplarına mahsup edildiği, dekontlara göre kalan 55.680,00 TL’nın …’in uhdesinde kalmış gibi göründüğü ancak bu konuda net bir kanaate varılamadığı,
Dava konusu eylemin gerçekleştiği tarihten sonraki işlemleri ihtiva eden 2 dekontun 1’inin 20.11.2009 tarihinde Derince Şubesindeki hesabından … hesabından 15.756,75 TL kredi tahsilat işlemi olduğu ancak bu işlemle ilgili dava konusu işlemin gerçekleştiği … Mahallesi Şubesinden yapılmış bir havale işlemi görülemediği; dekontunun 1’inin de 18.03.2011 tarihinde … hesabından 235,94 TL’nin tahsilat işlemi olduğu,
Dava konusu somut olay 818 Sayılı Borçlar Kanunun 99. Maddesine göre değerlendirildiğinde; Güven kuruluşu ve objektif özen yükümlülüğü olan bankaların ekonomik alanda çeşitli imtiyazlara sahip olduğu için hafif kusurlarından dahi sorumlu olduğu ancak, somut olayda davacının sahibi olduğu gayrimenkulü satarken konut bedelinin krediyi kullanan ve konutu satın alan … hesabına saat 15:02;36’da geçirildiği, hesaba geçildikten 15 dakika sonra 15:17;54’te … tarafından çekilerek, saat 17:15;27’ye kadar(Gişe işlemlerinin kapandığı saate kadar) şube içerisinde 4 hesaba para yatırmak için beklediği, konutu satan davacı …’in gayrimenkul bedelini sorgulamak için yeterli süreye sahip olduğu halde bu süreçte (gün içerisinde) itirazının olmamasının ve gayrimenkulü sattığı halde bedelini sorgulamamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, para çekme dekontuna imza atmasının olaya onay verdiği şeklinde yorumlanabileceği, yapılan işlemde kusurlu olan banka görevlisi kural olarak özen yükümlülüğünü ihlal etmekle birlikte davacı …’in yapılan işleme zımni onay verdiği ve itiraz etmediği;” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir. Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunulmuştur. Davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi sunulmuştur.
Toplanan tüm delillere ve dosya kapsamına göre; Mahkememiz tarafından Yargıtay Bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargıma sırasında alınan bilirkişi raporunda 19 adet dekontun incelenmesi sonucunda, dekontun 1’nin Kredinin Hesaba geçirilmesi İşlemi, 1’inin Hesaptan Para çekme işlemi, 6’sının para yatırma işlemi, 9’unun Mahsup işlemi 2’sininde dava konusu eylemin gerçekleştiği tarihten sonraki işlemleri ihtiva ettiği, dava konusu eylemin gerçekleştiği 30.10.2009 tarihinde hesaptan çekilen 77.500,00 TL’nın 21.820,00 TL “sının 4 kişiye ait Mevduat hesaplarına yatırıldığı, akabinde de mevduat hesaplarından alınarak kredi hesaplarına mahsup edildiği, dekontlara göre kalan 55.680,00 TL’nın …’in uhdesinde kalmış gibi göründüğü ancak bu konuda net bir kanaate varılamadığı, davacının sahibi olduğu gayrimenkulü satarken konut bedelinin krediyi kullanan ve konutu satın alan … hesabına saat 15:02;36’da geçirildiği, hesaba geçildikten 15 dakika sonra 15:17;54’te … tarafından çekilerek, saat 17:15;27’ye kadar(Gişe işlemlerinin kapandığı saate kadar) şube içerisinde 4 hesaba para yatırmak için beklediği, konutu satan davacı …’in gayrimenkul bedelini sorgulamak için yeterli süreye sahip olduğu halde bu süreçte (gün içerisinde) itirazının olmamasının ve gayrimenkulü sattığı halde bedelini sorgulamamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, para çekme dekontuna imza atmasının olaya onay verdiği şeklinde yorumlanabileceği, yapılan işlemde kusurlu olan banka görevlisinin kural olarak özen yükümlülüğünü ihlal etmekle birlikte davacı …’in yapılan işleme zımni onay verdiği ve itiraz etmediğinin rapor edildiği ancak paranın fiilen davacıya veya konutu satın alan dava dışı …’nin eline geçtiğine dair herhangi bir görüntünün olmadığı sadece para çekme işleminin olduğuna dair makbuz olduğu ancak banka görevlisi tarafından paranın verilip verilmediğinin belli olmadığı, raporda her ne kadar konut bedelinin krediyi kullanan ve konutu satın alan … hesabına saat 15:02;36’da geçirildiği, hesaba geçildikten 15 dakika sonra 15:17;54’te … tarafından çekilerek, saat 17:15;27’ye kadar(Gişe işlemlerinin kapandığı saate kadar) şube içerisinde 4 hesaba para yatırmak için beklediği belirtilmişse de 19 adet makbuzun incelenmesi neticesinde … tarafından herhangi bir para yatırma işleminin olmadığı, herhangi bir makbuzda imzasının olmadığı sadece para çekme işlemine ait makbuzda imzasının olduğu, dava konusu olayla ilgili olarak davalı … Bankasının Teftiş Kurulu Soruşturma raporunda kullanılan kredinin …’in hesabından daha önce usulsüz olarak … tarafından …, …, …, …, … ve … adına dolaylı olarak kullanılan kredilerin kapatılmasında kullanıldığının tespit edildiğinin belirtildiği, bilirkişi raporunun 19 adet makbuzun incelenmesi başlıklı 2. sayfasında tek tek makbuzların incelendiği ve 19 adet makbuzun 16’sında şube yetkilileri hariç imzanın olmadığının belirtildiği yani para yatırma ve kredi ödeme işlemlerinde parayı yatıranın ve krediyi ödeyenin imzasının olmadığı bu haliyle her ne kadar para çekme işlemine ilişkin makbuzda davacının ve …’nin imzası olsada banka görevlisi ratafından paranın fiilen …’e verilmediği yukarıda belirtilen para yatırma ve kredi kapatma işlemlerinin yapıldığı, bu haliyle somut olayda sadece …’e 77.500,00-TL nakden ödenmiş gibi gözüktüğü, …’e yapılan ödeme dekontunda davacı …’in imzasının olmasının bu şahsa ödeme yapıldığını göstermediği, kaldı ki banka müfettişlerince yapılan soruşturma gereği mevcut kredinin diğer banka müşterisi … tarafından kullanılan dolaylı kredilere ilişkin borçların tahsili için kullanıldığı mevcut olayda haksız fiil nedeniyle doğan bu zararda hukuka aykırı fiil ile zarar arasında doğrudan doğruya illiyet bağının mevcut olduğu, bankanın sorumluluğunun TBK 66 maddede düzenlenen özen sorumluluğu başlığı altında adam çalıştıranın sorumluluğu olduğu, zararın oluşmasında davalı bankanın %85 oranında, ( kusursuz sorumluluk ve adam çalıştıranın sorumluluğu birlikte değerlendirildiğinde ) davacının ise; tapudaki satış işlemleri aşamasında parasını almamasına rağmen imzalamış olduğu satışa ilişkin akit tablosunda parayı aldığını belirtmiş olması, ayrıca yine parayı almamasına rağmen ödeme dekontunu imzalamış olması, yine paranın alınmasını izleyen günlerde itiraz etmeyerek zararın oluşmasında kendisinin de etkili olmasına göre %15 oranında kusurlu olduğu, davalının iş bu davadan evvel temerrüde düşürülmediğin bu nedenle dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiği, davacının manevi tazminat talebi yönünden kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu, kişilik hakları ve kişisel varlıklarına hukuka aykırı şekilde saldırıldığı sabit olmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile; davalının sorumluluğu miktarınca 43.350-TL maddi tazminatın 23/03/2010 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının manevi tazminat talebinin reddine karar vermek yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-)Davalının sorumluluğu miktarınca 43.350-TL maddi tazminatın 23/03/2010 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-) Davacının manevi tazminat talebinin REDDİNE,
3-)Davalı Banka harçdan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
4-)Davacı tarafından yatırılan 831,60-TL peşin harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-)Davacı yanca yapılan 1.602,80-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.240,73-TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-) Davacı kendisini duruşmalarda bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 6.435,50-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-)Davalı yanca yapılan 1.466,00-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre hesaplanan 331,15-TL sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-)Davalı kendisini duruşmalarda bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca maddi tazminat yönünden 4.080,00-TL maktu ve tümden reddedilen manevi tazminat talepleri yönünden 4.080,00-TL makdu olmak üzere toplam 8.160,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-)Karar kesinleştiğinde davacının gider avansından artan bakiyesinin davacıya/vekiline iadesine,
Dair taraf vekillerinin ve davacı asilin yüzünde; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/10/2021

Katip …

Hakim …