Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/333 E. 2021/676 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/333 Esas
KARAR NO:2021/676

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :27/01/2017
KARAR TARİHİ:06/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı … tarafından müvekkili şirkete 16.01.2017 tanzim tarihli … sayılı ödeme emrini düzeltme yazısı şeklinde yeniden ödeme emri tebliğ ettirdiği, ancak bu ödeme emri 02.09.2015 tanzim tarihli …/…-…/… sayılı …- E İcra takip nolu dosyanın devamı ve düzeltilerek yeni ödeme emri olduğu anlaşıldığı, şirketimiz tarafından … takip nolu … sayılı ödeme emrine… İş Mahkemesinin … E sayılı dosyası ile ödeme emrine itiraz davası açılmış olup, davanın derdest olduğunu, bu nedenle … tarafından aynı icra takibi dosyasından aynı alacaklar için yeniden ödeme emri düzeltme yazısı gönderilmesinin hatalı olduğunu, gönderilen 16.01.2017 tarihli … sayılı yazının iptalinin gerektiğini, … tarafından söz konusu borç talebi 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü hakkındaki kanun hükümlerine dayandırılarak tanzim edildiğini, dava ve ödeme emri konusu borç amme alacağı olarak değerlendirilemeyeceğini, karayolları Trafik Kanununu 89 maddesinde yapılan değişiklik ile trafik kazalarından kaynaklanan sağlık hizmet bedelleri … tarafından karşılanacağının belirtildiğini, yine aynı maddenin 2,3,4 fıkralarında sigorta şirketlerince yazılan primlerin ve … Hesabınca tahsil edilen katkı paylarının % 15’ini aşmamak üzere, münhasıran bu teminatın karşılığı olarak Hazine Müsteşarlığınca sigortacılık ilkeleri çerçevesinde maktu veya nispi olarak belirlenen tutarın tamamı sigorta şirketleri ve 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14 üncü maddesinde düzenlenen durumlar için … Hesabı tarafından … Kurumuna aktarılacağı belirtildiğini, davalı … ‘nın ödeme emrine konu olan kurum alacağının kaynağı Karayolları Trafik Kanunun 98 maddesinde belirtilen sigorta poliçe primlerinden aktarılması gereken tutarlar olduğunu, ancak İlgili kanun hükümleri ve hem … mevzuatı hem de 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü hakkındaki kanun hükümlerine göre, sözkonusu aktarılması gereken tutarın Amme alacağı olacağına yönelik hüküm bulunmadığını, dolayısıyla davalı …’nın talep etmiş olduğu ödeme emri konusu alacaklar Amme alacağı olarak değerlendirilemeyeceğini, davalı …’nın ödeme emrini düzelttiğini belirtilerek 67.146.334,12 TL lik alacak aslı sonucuna ulaştığını, 67.146,334,12 TL tutara nasıl ulaştığı hususunda bir açıklama yapmadığını, müvekkili şirketin daha önceden yapmış olduğu ödemelerin mahsup edilip edilmediğini açıklanmadığını ödeme emrine belirtilen tutarın kabul edilemeyeceğini, dava konusu … tarafından talep edilen tutarlar yargılamayı gerektirdiğini, … ile yapılmış bir hesap mutabakatının söz konusu olmadığını, … tarafından müvekkili şirket aleyhine aylık olarak tahakkuk ettirilen borç tutarlarının kaynakları ve katkı paylarının hangi poliçelerden kaynaklandığı açık olmadığını, … ile müvekkil şirket arasında hesap mutabakatı yapılmadığını, kesinleşmiş bir alacak nedeniyle müvekkile ödeme emri gönderilmediğini, talep edilen tutarın kesin olmadığını, yukarıda izah edilen Resen nazara alınacak nedenlerden ötürü, öncelikle Yürütmeyi Durdurma Talebimizin kabulü ile, davalı tarafından müvekkili şirkete tebliğ edilen 16.01.2017 tarihli … nolu ödeme emri düzeltme emrinin iptaline, karar verilmesini, faiz avukatlık ücretleri ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle;- Bilindiği üzere 25/2/2011 tarihli ve … birinci mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’ un 59. maddesi ile 2918 sayılı Kanunun 98. maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirildiğini, “Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi: MADDE 98- Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın … tarafından karşılanır. trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda; sigorta şirketlerince yazılan primlerin ve … Hesabınca tahsil edilen katkı paylarının % 15’ini aşmamak üzere, münhasıran bu teminatın karşılığı olarak Hazine Müsteşarlığınca sigortacılık ilkeleri çerçevesinde maktu veya nispi olarak belirlenen tutarın tamamı sigorta şirketleri ve 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14 üncü maddesinde düzenlenen durumlar için … Hesabı tarafından … Kurumuna aktarılır. Söz konusu tutar, ilgili sigorta şirketleri için sigortacılık ilkelerine göre ayrı ayrı belirlenebildiğini, aktarım ile sigorta şirketlerinin ve … Hesabının bu teminat kapsamındaki yükümlülükleri sona erer. Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu söz konusu tutarı % 50’sine kadar artırmaya veya azaltmaya yetkili olduğunu, davacı vekili takip konusu alacağın amme alacağı olmadığını belirttiğini, bu iddiayı kabul etmediklerini, kurumumuz tarafından … Sigorta A.Ş hakkında 6183 sayılı yasaya göre başlatılan ve sonrasında şirket yönetim kurulu üyeleri hakkında da devam eden takibe konu alacağımızın amme alacağı niteliğinde olduğunu, imtiyazlı alacak olduğunun açık olduğu, kurumumuzca ödeme emri ile bildirilen borcun nasıl hesaplandığının belli olmadığını ve daha önce yapılan ödemelerin mahsup edilip edilmediğinin belli olmadığını bildirilen tutarların kabul edilemeyeceğini, ayrıca …İş Mahkemesinin … E.sayılı dava dosyasında açılan dava derdest olduğunu aynı alacaklar için tekrar ödeme emri düzeltme yazısı gönderilmesinin hatalı belirtilmiş olduğunu, kurumumuzca yapılan hesaplama yasa ve mevzuat hükümlerine uygun olduğundan hesaplama ve mükerrerlik iddiasının reddinin gerektiğini, dosyaya sunduğumuz süre uzatım dilekçemizde belirtmiş olduğumuz sebeplerle; yürütmenin durdurulması ve ihtiyati tedbir talebinin de reddini, yukarıda açıkladığımız cevaplarımızın kabulüne (ek cevap hakkımız saklı kalmak üzere) hukuki dayanaktan yoksun davanın esas yönünden reddine, yürütmenin ve icranın yargılama sonuna kadar durdurulması talebinin de reddine, takip konusu alacağımızın %10 fazlasıyla davacıdan tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 02/09/2015 tanzim tarihli … E takip nolu ödeme emrinin iptali ve borçlu olunmadığının tespiti talebine ilişkindir.
İş Mahkemesine hitaben yazılan dava dilekçesi ile 27/01/2017 tarihinde açılan dava, ….İş Mahkemesinin … esas sırasına kaydedilmiş, ….İş Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında verilen görevsizlik kararı ile dosya ….İş Mahkemesine tevzi edilerek … esas sırasına kaydedilmiş, ….İş Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında verilen görevsizlik kararının davalı kurum vekilince istinaf edilmesi üzerine İstanbul BAM 33.HD 07/12/2018 tarihli kararı ile davalının istinaf isteminin reddine karar verilmiş, 11/02/2019 tarihli ara karar ile kesinlik sınırı nedeniyle temyiz başvuru dilekçesinin reddine karar verilmiş, Yargıtay 21.HD 30/04/2019 tarihli kararı ile İstanbul BAM 33.HD’nin 11/02/2019 tarihli ek kararının onanmasına karar verilerek görevsizlik kararının kesinleşmiş, görevsizlik kararının kesinleşmesi ile dosya Mahkememizin 2019/333 esas sırasına kaydedilmiştir.
HMK. nun 166.(1) maddesi hükmü gereğince; “Aynı yargı çevresinde, aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması halinde, davanın her safhasında istek üzerine veya kendiliğinden mahkemece birleştirilebilir…
…(4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması yada biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır.”
Davacı vekili iş bu davanın ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep etmiş olup; talep edilen ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası getirtilip incelendiğinde;
….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyanın tarafları ile Mahkememizin 2019/333 esas sayılı dosyasının taraflarının aynı olduğu,
….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında dava tarihi 09/09/2015 olduğu, ….İş Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında verilen görevsizlik kararının Yargıtay 10.HD 01/03/2018 tarihli onama kararı ile 01/03/2018 tarihinde kesinleştiği ve görevsizlik kararı verilmesi üzerine ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sırasına kaydedildiği, davanın konusunun ise 02/09/2015 tanzim tarihli … E takip nolu ödeme emrinin iptali ve borçlu olmadığının tespiti talebine ilişin olduğu görülmüş,
Mahkememiz 2019/333 esas sayılı dosyasında dava tarihinin 27/01/2017 olduğu, ….İş Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında verilen görevsizlik kararı ile dosyanın ….İş Mahkemesinin … esas sırasına kaydedildiği, ….İş Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında verilen görevsizlik kararının İstanbul BAM 33.HD 07/12/2018 tarihli kararında istinaf isteminin reddine karar verildiği, 11/02/2019 tarihli ara karar ile kesinlik sınırı nedeniyle temyiz başvuru dilekçesinin reddine karar verildiği, Yargıtay 21.HD 30/04/2019 tarihli kararı ile İstanbul BAM 33.HD’nin 11/02/2019 tarihli ek kararının onanmasına karar verildiği ve böylece görevsizlik kararının kesinleşmesi ile dosyanın Mahkememizin 2019/333 esas sırasına kaydedildiği, davanın konusunun ise 02/09/2015 tanzim tarihli … E takip nolu ödeme emrinin iptali ve borçlu olmadığının tespiti talebine ilişin olduğu görülmüştür.
Yukarıda belirtildiği üzere davanın tarafları ve konusunun aynı olduğu ve ….ATM … esas sayılı dosyasında dava tarihinin 09/09/2015, Mahkememiz dosyasında dava tarihinin ise 27/01/2017 olduğu görülmekle, her iki dosyada da aynı ödeme emrini iptali talebine ilişkin olması nedeniyle dosyalar arasında bağlantı bulunduğu ve usul ekonomisi yönünden davaların birleştirilmesinde yarar bulunduğu anlaşılmakla, Mahkememiz dosyasının, ilk davanın açıldığı ….ATM’nin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Mahkememizin işbu dava dosyasının HMK 166.madde uyarınca doğrudan doğruya hukuki ve fiili bağlantı bulunan ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Dosyaların …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası üzerinden YÜRÜTÜLMESİNE,
3-Esasın bu şekilde kapatılmasına,
4-HMK 331. Maddesi uyarınca, harç, masraf ücreti vekalet tayin ve takdirine asıl davada nihai kararla birlikte karar verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK’nun 168/(1) maddesi uyarınca nihai kararla birlikte, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle karar verildi. 06/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır