Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/330 E. 2020/24 K. 28.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/330 Esas
KARAR NO : 2020/24

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/05/2019
KARAR TARİHİ : 28/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin …numaralı…Sigorta Poliçesi ile sigortalanan sigortalı … A.Ş.’ye ait muhtelif market ürünü emtialarının, İzmir’den Antalya’ya nakliyesi için davalı … ile anlaştığını, emtiaların İzmirden Antalya’ya nakliyesi esnasında emtiaların emniyeti suistimal yoluyla çalındığını ve sigortalının zarara uğradığını, emtiaların nakliye işlemi …’in sorumluluğunda gerçekleştirildiğini, fatura ve yapılan tespitler gereğince sovtaj durumu da dikkate alınarak 103.206,00 TL (asıl alacak) sigortalı zararının, müvekkili şirket tarafından tazmin edilmiş olup TTK ve poliçe hükümleri ile banka ödeme dekontu halefiyet kuralları ve sigortalının temlik talebi gereğince TBK ilgili hükümleri temlik esasına göre sigortalısının haklarını devralan müvekkilinin TTK ve ilgili konvansiyon hükümleri ile davalıya rücu hakkı doğduğunu, davalıya müracaatta bulunulduğunu, akabinde arabuluculuk görüşmesi yapıldığını, ancak sonuç alınamadığını, davalı …’e Yurtiçi Taşıma Sözleşmesi’nin tarafı, Nakliye Faturası ve Taşıma İrsaliyesi ve …Plakalı aracın ruhsat sahibi olarak, fiili taşıyan sıfatıyla dava açıldığını, müvekkili sigortalısına ait emtiaların İzmir’den Antalya’ya nakliyesi için …Plakalı Çekiçi (Ruhsat sahibi …) ve … Plakalı araca yüklenip, şoför…’nun sevk ve idaresi ile yola çıktıktan sonra araç sürücüsüne ulaşıladığını, araç şoför ile birlikte ortadan kaybolup Emniyeti Suistimal yolu ile çalındığını, akabinde Sigortalı tarafından emtiaların hasara uğradığı tespit edilmiş ve ekspertiz çalışması yapıldığını, hasarın Emniyeti suistimal yolu ile çalınmak suretiyle meydana geldiği eksperlerce tespit edildiğini, öncelikle meydana gelen hasar nedeniyle fiili taşıma işlemini gerçekleştiren davalı …’in sorumluluğunun bulunduğunu, dava konusu icra takibinin 08.02.2017 tarihinde başlatılmış olup davalı … 20.02.2017 tarihinde borca itiraz ettiğini, diğer takip borçlularının yetki itirazına müteakip icra dosyası 3 borçlu açısından da sehven Konya … İcra Müdürlüğü… E. Sayılı dosyasına gönderildiğini, Konya … İcra Müdürlüğü 03.07.2018 Tarihinde Takip borçlusu Murat Toplu ve davalı … açısından … 29. İcra Müdürlüğü’ne iadesine karar verdiğini, açıklanan nedenlerle icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, %20’den az olmayan oranda icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olarak açılan davanın reddi gerektiğini, şöyle ki; müvekkilinin ikametgahı ve mernis adresinin “…ı Mh. …Bulvarı No:…Serinhisar / DENİZLİ“ adresi olduğunu, müvekkilinin …’da oturduğunu, taraflar arasında akdedilen yazılı sözleşme de mevcut olmadığını, … mahkemelerinin yetkili olmadığını, yetkili mahkemenin Acıpayam (Serinhisar) mahkemeleri olduğunu, davanın Acıpayam mahkemelerin de açılması gerektiğini, sigortalıya ödeme yapıldıktan uzun bir zaman sonra kanunda belirtilen süreler geçtikten sonra rücu için yasal işlemlere başlanılmış ve zamanaşımı süresinin geçtiğini, itirazın iptali davası da 1 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, zamanaşımı yönünden davanın reddi gerektiğini, açılan davanın ve dava konusu vakıaların; müvekkili ile uzaktan yakından ve hiçbir şekilde ilgi ve alakası olmadığını, müvekkilinin, iddiaların aksine; hiçbir şekilde … Sözleşmesi’nin tarafı olmadığını, dosyada adı geçen hiç bir belgede imzasının olmadığını, davacı … şirketinin, sigortalısına ait emtiaların nakliyesini de müvekkilin veya aracın yapmadığını, müvekkilinin üstlenmediğini, müvekkili, dava konusu vakıa da sadece … plakalı çekicinin ruhsat sahibi olarak gözüktüğünü ancak taşıma ve nakliye işinde de müvekkiline ait … plakalı çekici kullanılmadığını, müvekkilinin; ne sigortalı… A.Ş.’yi ne de şoför olarak adı geçen … isimli şahsı tanımadığını, müvekkiline ait…plakalı çekicinin olay tarihinde müvekkiline ait leblebi fabrikasında Serinhisar’da beklediğini, bu aracın hiçbir şekilde nakliye işi yapmadığını, şoförünün olmadığını, müvekkilinin nakliyeci olmadığını, kendisine ve şirketine ait leblebi imalatı ile ilgilendiğini, müvekkiline ait aracın ruhsat bilgileri ile olayda kullanılan aracın ruhsat bilgileri, şasi ve motor numaralarının tutmadığını olayda kullanılan nakliye ve taşıma irsaliyesinin de sahte olduğunu, müvekkilinin; fatura ve irsaliyelerini Acıpayam matbaalarında bastırdığını tüm bu nedenlerle; öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın Acıpayam Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine, davanın Reddine, davacıdan alınıp davalıya verilmek üzere %20’den aşağı olamamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; rücuen tazminat alacağından kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine açılan İİK. 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Davaya dayanak … İcra Müdürlüğünün…E. sayılı dosyasında; alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 108.766,40 TL rücuen tazminat alacağının tahsili için 08.02.2017 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği ve borçlu tarafından süresinde borca itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde süresinde Mahkememizin yetkisine karşı ilk itirazda bulunulmuştur.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 14.09.2011 tarih, 2011/618 Es. Ve 2011/10767 K. sayılı ilamında”…. İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş olması borca itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraza engel değildir. Somut olayda davalı borçlu , icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiş ise de süresi içinde vekili, mahkemenin yetkisine itiraz ederek dosyanın davalının ikametgahı mahkemesi olan Yenice Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir. Davanın açıldığı Biga Sulh Hukuk Mahkemesi’nin olduğu yer ne davacının ne de davalının ikametgahının bulunduğu yer olmadığı gibi ifa yeri de değildir. O halde davalının ikametgahının bulunduğu Yenice Sulh Hukuk Mahkemesi’nin yetkili olduğu kabul edilerek mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle işin esasına girilip yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir..” şeklinde karar verilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2009/6465 Es. ve 2010/12510 K. sayılı ilamında “… Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın usul yönünden reddine karar verilmiştir. İİK’nun 50 nci maddesi, icra dairelerinin yetkisini düzenlemiştir. İtirazın iptali davası için İİK’nda özel bir yetki kuralı öngörülmemiştir. Bu nedenle, yetkili mahkeme, HUMK’nun 9 ncu ve devamı maddelerinde tanzim edilen yetki kurallarına göre belirlenecektir. Dolayısıyla, itirazın iptali davasının icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde bakılacağı gibi bir zorunluluk söz konusu değildir. Doğal olarak, icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş olması, yalnız takibin yapıldığı yer mahkemesinin yetkili olmasını gerektirmez.” şeklinde karar verilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 07.11.2013 tarih, 2013/13802 Es. Ve 2013/17482 K. sayılı ilamında “… Dava konusu icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş, sadece borca itiraz edilmiştir. İtiraz üzerine açılan iş bu itirazın iptali davasında ise süresinde mahkemenin yetkisine itiraz edilmiştir. Bu durumda mahkemece itirazsız kesinleşen icra dairesinin yetkisi incelenemeyeceğinden mahkemenin yetkisine yönelik yetki itirazı hadise şeklinde incelenip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. “şeklinde karar verilmiştir.
TTK’nın 890/2 maddesi “Fiilî taşıyıcıya karşı açılacak dava, asıl taşıyıcının yerleşim yeri mahkemesinde, asıl taşıyıcıya karşı açılacak dava fiilî taşıyıcının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
HMK’nın 6/1 maddesi “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. “şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda davalı tarafından icra dairesinin yetkisine karşı itirazda bulunulmamış ancak süresinde Mahkememizin yetkisine karşı itirazda bulunulmuştur. İtirazın iptali davası için özel bir yetki kuralı öngörülmemiştir.İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş olması borca itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraza engel değildir. Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde davalıya karşı fiili taşıyan sıfatıyla dava açıldığının belirtildiği, davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde müvekkilinin ikametgahı ve mernis adresinin “…Mh….No:160/1 … / DENİZLİ“ adresi olduğu, müvekkilinin Serinhisar’da oturduğunu, taraflar arasında akdedilen yazılı sözleşme de mevcut olmadığını, … Mahkemelerinin yetkili olmadığını, yetkili mahkemenin Acıpayam (Serinhisar) mahkemeleri olduğunun beyan edildiği, malları asıl taşıyan dava dışı…’nun adresinin Serinhisar / DENİZLİ olduğu anlaşılmakla TTK’nın 890/2 maddesi ve HMK’nın 6/1 maddesi gereğince iş bu davaya bakmaya Mahkememiz yetkili olmadığından Mahkememizin yetkisizliği sebebiyle davanın usulden reddine, HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın Görevli Ve Yetkili Acıpayam Asliye Hukuk Mahkemesine (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) gönderilmesine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)İş bu davaya bakmaya Mahkememiz yetkili olmadığından Mahkememizin YETKİSİZLİĞİ sebebiyle davanın USULDEN REDDİNE,
HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ VE YETKİLİ ACIPAYAM ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE (ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA) GÖNDERİLMESİNE,
2-)H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-)Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde, davalı/vekilinin yokluğunda; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/01/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸