Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/326 E. 2019/879 K. 15.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/326 Esas
KARAR NO : 2019/879
DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 24/02/2014
KARAR TARİHİ : 15/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 24/02/2014 harç tarihli dava dilekçesi ile, 02/11/2013 tarihinde sürücü …nın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç tek taraflı maddi hasarlı ve ölümlü trafik kazası geçirdiğini, söz konusu araçta yolcu olarak bulunan … …ın kaldırıldığı hastanede vefat ettiğini, müteveffanın davacı müvekkilinin oğlu olduğunu ve müvekkilinin bu nedenle maddi destekten yoksun kaldığını, davalının müvekkiline bu nedenle hiçbir ödeme yapmadığını ve bilirkişi marifetiyle belirlenecek tazminatın müvekkiline ödenmesi amacıyla işbu davayı açtığını belirterek, davanın kabulü ile bilirkişi marifetiyle belirlenecek maddi destekten yoksun kalma tazminatının yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini bilvekale talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 27/03/2014 havale tarihli davaya cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin sigortalısının kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını ispat edilmesi halinde sigortalısı araç sürücüsünün kusuru oranında müvekkili şirketin sorumluluğunun söz konusu olduğunu, dava öncesinde davacının müvekkili şirkete başvurusu bulunmadığını bu nednele müvekkili şirketin temerrütte düşmediğini ve davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, adli tıp kurumundan kusur raporu aldırılmasına müteakip dosyanın aktüerya bilirkişisine tevdi edilerek tazminat tutarının hesaplanmasını, müvekkili şirketten olay tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceğini, davacının kusurunun tazminattan düşülmesi gerektiğini belirterek, davanın reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini bilvekale arz ve talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, sigorta sözleşmesinden kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin olarak açılmış tazminat davasıdır.
Dava daha önce Mahkememizin … E – … Karar sayılı 23/12/2014 tarihli kararı ile, ” …38.681,66 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan 24/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine,…” şeklinde hüküm tesis edilmiştir.
Mahkememizin kararını davalı vekili temyiz etmiş olup, temyiz incelemesinin görüldüğü Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Esas -… Karar sayılı 22/02/2018 tarihli ilamıyla “…Davalı sigorta şirketi vekili yargılama aşamasındaki savunmalarında, yaralanan davacıların kazaya karışan araçta hatır için taşındığını ileri sürerek belirlenecek zarardan indirim yapılması gerektiğini bildirmiştir. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK.’nun 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hâkim, tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. O halde mahkemece, bu savunma üzerinde durularak, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları göz önüne alınarak araştırma ve inceleme yapılması gerekmektedir. Somut olayda, davalı sigorta şirketine trafik sigortalı sürücü …’nın ceza yargılaması sırasında alınan ifadesinde müteveffanın arkadaşı ve köylüsü olduğunu, olay günü müteveffa ile Sındırgı’ya gezmek amaçlı gittiklerini, işlerini hallettikten sonra köylerine döndüklerini beyan etmiştir. Bu durumda, destek yolcunun davalı sigorta şirketine trafik sigortalı araçta hatır için taşındığı sabittir. Davalının savunmasına itibar edilmeyerek, olay günü dava dışı …’nın kullandığı araç ile müteveffanın birlikte bazı işlerini yapmak için Sındırgı ilçesine geldikleri, orada işlerini bitirdikten sonra köyleri olan Küçükbükü köyüne dönüşte yolda tek taraflı trafik kazası yaptıkları, taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından sözedilemeyeceği, buna göre müteveffanın ve aracı kullananın bazı işlerini halletmek amacıyla Sındırgı ilçesine gittikleri, yani aracı kullananın da kullanmada menfaatinin bulunduğu, bu nedenle hatır taşımasından söz edilemeyeceği gerekçesiyle hatır taşıması nedeniyle %20 oranında indirim yapılmaksızın hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.)6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesine (818 sayılı BK 44) göre zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Davalı vekili davacının desteğinin sürücüsünün alkollü olduğunu bildiği araca binmesi nedeniyle müterafik kusurlu olduğunu savunmuştur. Mahkemece, müteveffanın sürücünün alkol aldığını bilmekle beraber sürücünün alkol oranının 0,99 promil olduğu, alkol oranın yüksek olmadığı ve araç kullanmasına engel olabilecek değerde bulunmadığı, bu nedenle sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca binmenin de tazminattan indirim nedeni olmadığı gerekçesiyle indirim uygulanmamıştır. Somut olayda, davalı sigorta şirketine trafik sigortalı sürücü …’nın ceza yargılaması sırasında alınan ifadesinde müteveffanın arkadaşı ve köylüsü olduğunu, olay günü müteveffa ile Sındırgı’ya gezmek amaçlı gittiklerini, işlerini hallettikten sonra köylerine döndüklerini, 8 bira aldıklarını, ikisini kendisinin ikisini arkadaşının, kalan dördünün de köyde içmeyi düşündüklerini beyan etmiş, sürücünün 0,99 promil alkolü olduğu dosya kapsamından sabit olup, davacının desteğinin sürücüsünün alkollü olduğunu bildiği araca bindiği mahkemenin de kabulündedir. Alkollü sürücünün aracına bilerek binmek zararın doğmasına veya artmasına sebebiyet vermektedir.Bu durumda mahkemece, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesi (818 sayılı BK 44) gereğince destek yolcunun müterafik kusuru nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerekirken %20 oranında indirim yapılmaksızın hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA,…”şeklinde verilen bozma ilamı doğrultusunda dosya yeniden esas numarasına kaydı yapılıp incelemeye alınmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, tarafların beyanları, Yargıtay Bozma İlamı ve tüm dosya kapsamına göre; Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda destekten yoksun kalma tazminatı yönünden hatır taşıması nedeniyle %20 oranında indirim ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesi (818 sayılı BK 44) gereğince destek yolcunun müterafik kusuru nedeniyle %20 oranında tazminattan indirim yapılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Toplam 23.209,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan 24/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince davalıdan alınması gereken 1.585,40- TL karar harcının davacıdan peşin alınan 170,80 TL harcı ve 98,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.316,60- TL karar harcının davalıdan alınmasına( Bozma öncesi verilen karar üzerine davalı adına çıkarılan 06/03/2015 tarihli harç tahsil müzekkeresinin infazsız olarak geri istenmesine, )
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 2.785,08-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, )
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca hesaplanan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ilk gider 199,80 TL, 98,00 TL ıslah harcı 400,00 TL bilirkişi ücreti, 141,00 TL tebligat ile bozma sonrası yapılan 105 TL posta gideri olmak üzere toplam 943,80-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre 566,28-TL davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan masrafın karar kesinleştiğinde talep halinde ve başkaca masraf yapılmadığı takdirde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne davalı tarafın yokluğunda ilamın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay İlgili Hukuk Dairesine temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/11/2019

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.