Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/316 E. 2022/376 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/316 Esas
KARAR NO :2022/376

DAVA:Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/09/2014
KARAR TARİHİ:12/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin davalı şirketle imzaladığı akaryakıt bayiilik sözlemmesi gereği davalı şirketten akaryakıt aldığı, uzun süren sözleşmenin şartlarının davalı şirket tarafından sağlanmaması nedeniyle müvekkil şirket davalının kusurundan dolayı iflasa sürüklendiği ve sürekli zarar ettiği, müvekkil şirkete 19/01/2006 tarihinde … nolu fatura ile 20004 litrelik akaryakıtın kusurlu olmasından dolayı iflasa sürüklendiği, müvekkil şirkete davalı tarafça 19/01/2006 tarihinde gönderilen akaryakıtın kusurlu olmasından dolayı müvekkil şirketin iş hayatının alt üst olduğu, sürekli zarar etmeye başladığı ilgili malın iade tarihinden bu yana müvekki şirketin ana bayiiden alıp dağıttığı bozuk mal ile birlikte iş yerini nbulunduğu … İlçesi gibi küçük bir ilçede olumsuz bir imaj bıraktığı o tarihten sonra bu bozuk akaryakıt olayınu duyan bilen hiçbir ilçe halkının servis arabasının kamu kuruluşunun müvekkil şirketten alışveriş yapmamaya çalıştığı, çünkü müvekkili şirketin ana bayiiden aldığı malı abonelerine ilçe halkına sattıktan sonra bütün araçların kış günü ortada kaldıkları müşterileri ile yolda kalan araçların müvekki şirket yetkililerine saldırdıkları müvekkil şirketin bozulan araçlarının tamirat bedellerini kendilerinin ödediğini bunu tamirat makbuzları ile ispat edebileceklerini ayrıca yine bu bozuk akaryakıt yüzünden araçlarıyla sürekli abone olan akaryakıt alan servislerin alımdan vazgeçtikleri akaryakıtı alan yol açma araçlarının ambulansların yolda kaldığı toptan bu kadar olumsuz bir reklamla karşılaşan şirketin birden işlerinin bozulduğunu imajını düzeltemediğini ve büyük maddi kayıplar yaşadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15000 TL ödemenin müvekkil şirkete tacirler arasındaki en yüksek ticari faiz ile ödenmesine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; HMK 7. Maddesi uyarınca bu davaya bakmaya mahkememizin yetkisiz olduğu yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu, davacı şirketin müvekkil şirkettten 19/01/2006 tarihinde … nolu fatura ile 20.0004 lt. satın aldığı akaryakıtın bozuk olmasındna dolayı iflasa sürüklendiği iddiasının asılsız olduğu bahsi geçen ürünün satıldığı 19/01/2006 tarihinde müvekkil şirketin akaryakıt ürünlerini teslim etmiş olduğu depolama tesisinden davacı şirkette dahil aynı tarihte toplam 11 tane daha başka bayilere 145320 lt motorin satışı gerçekleştirildiği ve bu konuda başkaca hiçbir şikayet ve iade talebinin olmadığı, müvekkil şirket tarafından satışı yapılan motorinin evsafını bozuk olduğu ve standartlara uygun olmadığı hususunun sorumlusunun müvekkil şirket olduğu yönündeki iddialarının yazılı ve kesin delillerle ispatlanması gerektiği, alpetin göstereceği dolum yerini vana ağzından bayinin tankerine ürünün teslimi ile mülkiyeti ve her türlü rizikonun bayiye intikal ettiği, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığı yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, davanın zamanaşımı yönünden reddine, davanın esastan reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; … 4 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E sayılı dosyasına, tanık beyanlarına dayanmışlardır.
… 4 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E sayılı dosyasında; …-… E K sayılı 01/06/2015 tarihli karalar davanın reddine karar verildiği, iş bu kararın 20.05.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşıldı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Ticari Satımdan Kaynaklanan Tazminat istemine ilişkindir.
Dava öncelikle … 5. Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) … Esasında açılmış, mahkemenin …-… E/K sayılı, 14/04/2015 tarihli kararı ile verilen yetkisizlik kararı 17/01/2019 tarihinde kesinleşmiş ve davacı vekilinin 15/05/2019 tarihli talik dilekçesi ile Mahkememizin iş bu esasına kayıt edilmiştir.
Davacı yan; davalı şirketle imzaladığı akaryakıt bayilik sözleşmesi gereği davalı şirketten akaryakıt aldığını, davalıdan 19/01/2006 tarihinde … nolu fatura ile aldığı 20.004 litrelik akaryakıtın bozuk evsafta olmasından dolayı iflasa sürüklendiğini ileri sürerek menfi ve müspet tüm zararları için 15.000,00 TL tutarında kısmi dava açmış, bilahare 30.11.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile davasını 612.447,42 TL olarak, faiz başlangıç tarihini ise zarar tarihi olan 19.01.2006 olarak ıslah etmiş, davalı yan ise; davacının, zarara uğradığını iddia ettiği ürün faturası 19.01.2006 tarihli olup, dava tarihi itibariyle üzerinden 8 yıl geçtiğini, ayıptan sorumlulukta zamanaşımı süresinin TBK. m. 231 hükmüne göre iki yıl olduğunu, TTK’nın Ticari satış ve mal değişimine ilişkin 23.maddesine göre tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanacağını, buna göre davacı yanın ayıba ilişkin ihbar sürelerine riayet etmediğini savunarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Akaryakıt Bayilik Sözleşmesinin 07.07.2005 tarihinde akdedildiği, bilahare bu sözleşmenin revize edilerek 22.12.2006 tarihli, 5 yıl süreli ikinci sözleşmenin akdedildiği, buna göre davacının “Bayii”, davalının ise “Satıcı” olduğu, davacının akaryakıt alım taahhüdünün yerine getirilmediği gerekçesiyle davalı tarafından İstanbul 8. Noterliğinin 13.10.2008 tarih ve 15142 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedildiği, 15.10.2008 tarihinde fesih ihbarının davacı bayie tebliğ edildiği tarafların kabulündedir. Taraflar arasındaki çekişme; 19.01.2006 fatura tarihli, 20.004 ton akaryakıtın ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, davanın zamanaşımı süresi içinde açılıp açılmadığı ve davacının tazminat isteminin yerinde olup olmadığı ve tutarına ilişkindir.
Mahkememizce alının bilirkişi raporuna göre; taraflar arasındaki Sözleşmelerin yürürlükte kaldığı dönemler içinde davacının davalı şirketten alım yaptığı akaryakıt miktarlarına ilişkin olarak davalı şirket kayıtlardan yapılan tespitlere göre, ikinci sözleşme döneminin başlangıcı olan 22.12.2006 tarihinden itibaren 406.804 Lt. Akaryakıt alımı yapıldığı, davacının sözleşmenin ifa edilmeyen dönemi için (593.196 LT x 0.13 TL/LT=) 597.115,48 TL kardan mahrum kaldığı, bozuk motorinden dolayı da davacının 15.331,94 TL zararının olabileceği mütalaa edilmiştir.
Öncelikle davalı yanın ayıp ihbar itirazının değerlendirilmesi gerekmektedir. Türk Ticaret Kanunun, Ticari satış ve mal değişimi başlıklı 23.maddesine göre;
“(1) Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır.

c) Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.”
… 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/383 Esas, … Karar sayılı ilamına göre; Satıcı…’in, Bayinin alım taahhüdünün yerine getirilmemesi nedeniyle sözleşmeyi feshi sonucu cezai şart istemli dava açıldığı, mahkemenin 17.04.2013 tarihli kararı ile sözleşmenin…’in ayıplı akaryakıt satması nedeniyle kusurlu olduğu ve cezai şart isteminin reddine karar verildiği ve bu kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 30.06.2014 tarihli kararı ile onanmasını müteakip 20.05.2015 tarihide kesinleştiği, buna göre; ayıplı akaryakıtın 7.033 Litresinin 01.02.2006 tarihli tutanak ile davalıya iade edildiği, akaryakıtı teslim alanın… yetkilisi olmadığı ileri sürülmüş ise de; mahkemenin ve Yargıtayın kabulüne göre ürün teslim alındıktan sonra herhangi bir işlem yapmayan…’in bu savunmasına itibar edilmediği, kesinleşen bu hüküm kapsamına göre davalının ayıp ihbarının yapılmadığı yönündeki savunmasının mahkememizce de çekişme dışında kaldığı kabul edilmiştir.
Davalı yanın zamanaşımı itirazının değerlendirilmesinde:
Türk Borçlar Kanununun taşınır satışına ilişkin 231. Maddesine göre; “Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz.
Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.”
Yine TBK’nın gözden geçirme ve satıcıya bildirme başlıklı 223. Maddesine göre;
“Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.”
Davanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tespiti için öncelikle alacağı doğuran hukuki sebebin tam ve doğru olarak tespit edilmesi gerekmektedir. Zira; bir davada ileri sürülen olguları kanıtlamak taraflara, bu olgulara dayalı olarak uyuşmazlığı nitelemek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak uygulamak doğrudan hakime ait bir görevidir ( HMK md. 33).
Dava, satın alınan ürünün ayıplı olması nedeniyle tazminat istemine ilişkin olduğuna, ayıplı ürüne ilişkin fatura tarihinin 19.01.2006 tarihini taşıdığına, davacının akaryakıttaki ayıbı öğrenir öğrenmez 01.02.2006 tarihli tutanak ile ayıplı ürünü davalıya iade ettiğine göre somut olayda gizli bir ayıptan söz edilemeyeceği, TTK’nın 23/1. maddesinin yollamasıyla uyuşmazlıkta uygulanması gereken TBK’nın 231. maddesinde düzenlenen 2 yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle gerçekleştiği anlaşıldığından davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-)Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 80,70-TL red ilam harcının başlangıçta peşin alınan 256,20-TL harçtan mahsubu ile bakiye 175,50-TL ‘nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-)Davacı yanca yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalı yanca yapılan 100-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücrete Tarifesi uyarınca 5.100-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
İlişkin davacı şirket yetkilisi ve vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/05/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır