Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/299 E. 2021/51 K. 13.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/299 Esas
KARAR NO : 2021/51

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/06/2015
KARAR TARİHİ : 13/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 17.06.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından davacı aleyhine, 13/02/2015 tarihinde, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 160.000-TL bedelli, 07/01/2015 vadeli bonoya dayanak olarak, tüm tutar üzerinden icra takibi başlatıldığını, halbuki iş bu bono için, müvekkili tarafından davalının hesabına 39.300,00-TL yatırıldığını, ayrıca davalıya önceden ödenen 39.300,00-TL’ye göre hesaplama yapılıp dosyanın kalan bakiyesi 144.000,00-TL nin müvekkili tarafından davalıya ödenmiş olup, icra dosyasında da bu durumun görüldüğünü, alacaklının haksız olduğunu bile bile tüm tutar üzerinden takip başlattığından kötü niyetli olduğunu, tüm bu nedenlerle; davacı müvekkilinin, davalıya 39.300,00-TL borçlu olmadığının tespitine, davalının takip konusu alacağın 39.300,00-TL sinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, davanın kabulü ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 14/10/2015 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalı hakkında 03.02.2015 tarihinde davacı – borçlu hakkında icra takibi başlatıldığını, bu takibin, davacı tarafından itiraz edilmeyerek kesinleştiğini, davacının kesinleşme tarihinden aylar sonra 17.06.2015 tarihinde, takip konusu yapılan senedin 39.300,00-TLsini ödediği iddiasıyla iş bu davayı açtığını, kısmi ödeme ve bu ödemeye ilişkin belge mevcut olduğu halde itiraz edilmemesi, iş bu davanın aylar sonra ikame edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, İkame edilen bu davada, davacının takibe konu borcunun tamamını ödemekten kurtulmak maksadıyla, asılsız, gerçek dışı beyanlar öne sürerek, tamamen kötü niyetle hareket ettiğini, Davacının icra takibine konu senede ilişkin olarak takip öncesinde ödeme yaptığı iddialarının doğru olmadığını, söz konusu senede ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığını, Mahkemeye dava açıldıktan çok sonra ibraz ettikleri 12.01.2015 tarihli banka dekontunun ise, takip konusu senet ile ilgisi olmayan bir ödemeye ilişkin olup, müvekkiline başka bir borç sebebiyle havale edilen bir tutar olduğunu, davaya dayanak yapılan dekont incelendiği takdirde, söz konusu senet ile ilgisinin olmadığı ve dekont içeriğinde senede ilişkin bir açıklama yer almadığı gibi sadece ‘borç geri iade’ açıklaması olduğunu, ademe belgesi olarak sunulan banka havale dekontunda ödemenin takip konusu yapılan senede ilişkin olduğuna dair herhangi bir ibare bulunmadığını bildirmiş, sonuç olarak davanın reddine, davacının dava değerinin %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın davacı yanın davalıya verdiği bononun 39.300.-Tl lik kısmını ödediği iddiası dolayısıyla bu miktar borçlu olmadığının tespitine ilişkin Menfi Tespit davası olduğu anlaşıldı.
Mahkememizin … esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında;
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyası dosyası celp edilmiş, dosyanın infazın kapatıldığı tespit edilmiş, her iki taraf vekilleri müvekkillerinin tacir olmadığını ve Ticari defterlerinin bulunmadığını belirtmiş, davacının delil olarak sunduğu …Beylerbeyi Şubesine 25.05.2015 tarihinde ödenen 144.000.-Tl lik makbuz dosyamız arasına alınmış, bu ödeme ile ilgili taraflar arasında çekişme bulunmadığı tespit edilmiş, yanlar arasındaki çekişmenin 12.01.2015 tarihli … Şubesine yatırılan paranın takibe konu 160.000.-Tl bedelli çekten kaynaklanan borcun ödemesi için gönderilmiş para olduğu iddiasından kaynaklandığı, makbuz incelendiğinde paranın gönderiliş gerekçesinin yazılmadığı anlaşılmış, taraf vekillerinin sunacak başka belgeleri olmadığını beyan ettikleri, davacının takibe konu bonoya mahsuben banka yoluyla ödemeler yapıldığını iddia ettiği, davalıınn ödemeyi kabul etmekle birlikte, söz konusu ödemenin bonoya mahsuben yapılmadığını savunduğu, ancak, takip ve dava konusu bononun tanzim tarihi 07.12.2014 olan 160.000.-Tl lik bononun vade tarihinin 07.01.2015 olduğu, ödeme tarihinin ise 12.01.2015 olduğu, bononun tamamının ödenmediği, ödenen miktarın bu borcu karşılamaya yönelik olmasının mümkün olmadığı kanaatine varılmış ve 09/03/2016 tarihinde kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin … esas … karar sayılı 09/03/2016 tarihli kararının davacı vekilince süresi içerisinde temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine gönderilmiş, Yargıtay 19.HD 15/03/2017 tarih 2016/11865 esas 2017/2091 karar sayılı ilamında; “…Dava konusu bononun vade tarihi 07.01.2015 olup davacı tarafından yapılan ödeme 12.01.2015 tarihlidir. Davalı ödemenin bir başka alacağa ilişkin olduğunu savunmuş olup ispat külfeti davalıya geçmiştir. Bu durumda ödemenin bir başka alacağa ilişkin olduğunu davalı kanıtlamak zorundadır. Mahkemece bu yön gözetilmeden ispat külfetinin tayininde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir…” gerekçesi ile Mahkememizin … esas … karar sayılı 09/03/2016 tarihli kararının bozulmasına karar verilmiş, Yargıtay 19.HD 15/03/2017 tarih 2016/11865 esas 2017/2091 karar sayılı bozma ilamına ilişkin davalı vekilince süresi içerisinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş, Yargıtay 19.HD 04/04/2019 tarih 2017/3574 esas 2019/2300 karar sayılı ilamında davalı vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiş, bunun üzerine dosya Mahkememizin …esas sırasına kaydedilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde; Mahkememizce …esas sayılı dosyada usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilen Yargıtay 19.HD 15/03/2017 tarih 2016/11865 esas 2017/2091 karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, uyulmasına karar verelin bozma ilamı doğrultusunda ispat yükü davalıda olduğundan ödemenin dava konusu bonoya değil, başka bir alacağa ilişkin olduğu savunmasına dair delillerini sunmak üzere 11/12/2019 tarihli celse ara kararı ile davalı vekiline kesin süre verilmiş ve kesin sürenin sonuçları, duruşma sırasında hazır bulunan davalı vekiline ihtar edilmiştir.
Davalı vekili 27/02/2020 tarihli beyan dilekçesi ile davacının dayanak yaptığı belgelere ve beyanlara itibar edilmemesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, ancak davalı vekiline verilen kesin süre içerisinde ödemenin dava konusu bonoya değil, başka bir alacağa ilişkin olduğu savunmasına dair herhangi bir delil veya belge sunulmamıştır. Dava konusu bononun vade tarihinden 5 gün sonra 12.01.2015 tarihinde yapılan ödemenin başka alacağa ilişkin olduğunu savunmasında bulunan ve ispat külfetini üzerine alan davalı, 12/01/2015 tarihinde yapılan ödemenin bir başka alacağa ilişkin olduğuna dair herhangi bir delil veya belge sunmaması nedeniyle ödemenin 07/12/2014 düzenleme tarihli 07/01/2015 vade tarihli 160.000,00-TL tutarlı bonoya ilişkin olduğu değerlendirildiğinden davacının, İstanbul …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takibe konulan 07/12/2014 düzenleme tarihli 07/01/2015 vade tarihli 160.000,00-TL tutarlı bononun 39.300,00-TL tutarındaki kısmından sorumlu olmadığı kanaatine varılmış ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
Davanın Kabulüne,
1-07/12/2014 düzenleme tarihli 07/01/2015 vade tarihli 160.000,00-TL tutarlı bonodan kaynaklanan alacağa ilişkin İstanbul …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında başlatılan takipte, davacının takip konusu alacak miktarının 39.300,00-TL tutarındaki kısmı yönünden davalıya borçlu olunmadığının tespitine, yargılama sırasında takip dosyasına ödeme yapıldığı anlaşıldığından 39.300,00TL’nin 12/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktarın %20’si oranında hesaplanan 7.860,00-TL kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 2.684,58 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 671,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 2013,43 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 206,65-TL tebligat/posta gideri, 27,70-TL Başvurma harcı, 671,15-TL peşin harç, 200,13-TL tamamlama harcı, 29,20-TL temyiz karar harcı, 143,50-TL temyiz yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 1.278,33-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.895,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yatırılan avansın artan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde Temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸”5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸
“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”