Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/281 E. 2023/31 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/281 Esas
KARAR NO :2023/31

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:01/11/2017
KARAR TARİHİ:19/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının Almanya da şirketini iki ortak ile kurduğunu ve şirketine yatırımcı arayışına giriştiğini, davalının şirkete yatırım yapmak isteyenlere şirketin amacının ve hedefinin yenilenen enerjiye ve solar enerjisine yatırım yapmak olduğunu ifade ettiğini, şikete yatırım yapan yatırımcıların borçlu tarafından kendilerine şirketin kuruluş amacı olarak ifade edilen bu amaca yönelik olması şartı ile yatırımlarını yaptıklarını ancak borçlunun yatırımcıların sermayelerini başka amaçlarla kullandığını, davalının davacıya 5.197,92.Euro tutarında borcunun bulunduğunu, bu borcun kesinleştiğini ve mahkeme iflas dosyasında kayıt altına alındığını, borcun tahsili amacıyla davalı aleyhine 31. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibinde bulunduklarını davalının 01.02.2017 tarihinde asıl alacağa, faize ve ferilerine itirazda bulunup takibin durduğunu, davalının vaki itirazın iptali ile takibin devamına alacağa takip talebi çerçevesinde öngörülen oranlarda asıl alacağa işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle husumet itirazında bulunmakla, davaya konu ticari ilişki de taraf olmayan davalıya karşı husumet yönetilmesinin hukuken mümkün olmadığını ayrıca mahkememizin yetkisiz olduğunu, yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri olan Berlin mahkemeleri olduğunu, alacağın zaman aşamına uğradığını ve davanın da esastan reddine karar verilmesini ayrıca görev itirazında bulunarak davanın ticari alacakdan kaynaklandığından davaya Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından değil Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bakılması ve güzümlenmesi gerektiğini bildirerek görevsizlik talep etmiştir.
DELİLLER
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada;
… Sulh Hukuk Mahkemesi (İflas Mahkemesi) tarafından düzenlenen … esas nolu İflas Tablosu – Sıra Cetveline Kayıt Kararına, … Asliye Ceza Mahkemesi … esas sayılı kararına, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 15.07.2008 tarihli, müflis … hakkında 15.07.2008 tarihinde saat 12.40’da tüketici İflasının açıldığına dair kararına, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 17.02.2014 tarihli ve müflis …’nin malvarlığının iflas tasfiyesine yetmemesi sebebiyle iflas tasfiyenin bitirilmesi kararına, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 06.05.2014 tarihli, müflis …’nin malvarlığının kalmaması sebebiyle iflas tasfiyesinin kapatılması kararına, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 25.08.2014 tarihli, müflis … hakkında bakiye borçtan kurtulma kararına, …’ye ait tapu kaydına, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına, bilirkişi incelemesine, uzman görüşüne ve ikamesi mümkün her türlü yasal delile dayanmışlardır.
Getirtilip incelenen …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında alacaklı … tarafından borçlu …’i aleyhine 8.289,40-Euro alacak talebi ile 20/01/2017 tarihinde ilamsız takibe girişildiği, ödeme emrinin borçluya 25/01/2017 tarihinde tebliğ edildiği, yasal süresi içerisinde borçlu vekili tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davalı …’nin yöneticisi / yetkilisi olduğu … şirketinin; sicil kayıtları, kurucusu, yöneticisi, yetkilisi, ortaklarının kim olduğu, sermaye miktarı ve türü, davacı Alman vatandaşı … ile …’in şirketin ortağı olup olmadığı, ortağı ise hisse payının türü ve miktarına ilişkin ilgili şirket hakkında bilgi verilerek buna ilişkin tüm ticari kayıtların onaylı suretinin Almanya Yetkili Adli Makamından istinabe yoluyla istenilmesine karar verildiği, ara karar gereği istinabe işlemlerinin yapıldığı, istinabeye ilişkin Almanya Yetkili Makamca cevap verildiği ve duruşma ara kararı ile işbu yabancı dildeki evrakların Türkçe çevirisinin yapılarak dosyaya kazandırıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce toplanan delillere, iddia ve savunmaya göre bilirkişi … ve …’dan alınan 28/06/2022 tarihli raporda: “…Sonuç olarak, bilirkişilerin hukuki açıklamalar yapabilecekleri istisnai hallerden biri olan yabancı hukukun uygulanması ile ilgili bu davada, bilirkişi raporuna konu itirazın iptali davasında ispat yükü üzerine düşen takip alacaklısı tarafından sunulan belgelerin alacağı kesin olarak ispatlayan belgelerden olmadığı; özellikle davalı takip borçlusunun Almanya’daki iflas alacaklısı olan davacının, Alman hukukundaki iflas tasfiyenin kapanmasından sonra da halen davalıdan cüz’i icra yoluyla talep edebileceği bir alacağı olduğunu belgeleyemediği kanaatine varılmıştır.
Yine yukarıdaki yapılan açıklamalar neticesinde, davacının talep etmiş olduğu alacağın dosyanın halihazır muhtevasına göre ispata elverişli şekilde belgelenemediği; ispata elverişli şekilde belgelenebildiği takdirde talep edilebileceği kanaatine vardığımızı…”
tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi kurulundan alınan rapora karşı taraf vekillerinin beyan ve itirazlarını yazılı olarak sunduğu, Mahkememizin 15/09/2022 tarihli duruşmasının 1 nolu ara kararı ile davanın şirket yöneticisinin haksız fiilinden kaynaklanan yönetici sorumluluğuna ilişkin olduğu gözden kaçırılmayarak ; davacı yanın itirazları kapsamında değerlendirme yapılması bilhassa olayda uygulanacak hukukun tespiti aynı konuda farklı mahkemelerde açılan dava dosyaları kapsamında tanzim edilen ve dosyaya sunulan bilirkişi raporları da değerlendirilmek suretiyle aradaki çelişkilerin giderilmesi ve terditli olarak işlemiş faizin de hesaplanması için dosyanın yeniden bilirkişi heyetine tevdiine karar verildiği ve işbu kapsamda bilirkişilerden alınan 24/11/2022 tarihli ek raporda “…Dava konusu uyuşmazlıkta terditli olarak işlemiş faizin hesaplanması konusunun, Alman maddi hukuku bağlamında ayrı bir uzmanlık gerektirmesi, başka bir anlatımla uzmanlık alanımızın dışında kalması sebebiyle bilirkişi heyeti olarak bu konuda bir değerlendirme yapılamamıştır.
V. Sonuç
Takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere,
– dava konusu uyuşmazlığın tabi olduğu hukukun Alman Hukuku olduğu;
– dava sırasında ortaya çıkan usul meseleleri bakımından ise Türk Hukuku’nun uygulanacağı;
– bilirkişi raporuna konu itirazın iptali davasında ispat yükü üzerine düşen takip alacaklısı tarafından sunulan belgelerin alacağı kesin olarak ispatlayan belgelerden olmadığı; özellikle davalı takip borçlusunun Almanya’daki iflas alacaklısı olan davacının, Alman hukukundaki iflas tasfiyenin kapanmasından sonra da halen davalıdan cüz’i icra yoluyla talep edebileceği bir alacağı olduğunu belgeleyemediği;
– dosyaya ibraz edilmiş olan belgelerin ve özellikle “iflas tablosu” başlıklı belgenin takdiri delil olarak dikkate alınabileceği…”
tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan ek rapora karşı davacı yanın itiraz davalı yanın ise beyanlarını yazılı olarak sunduğu, Mahkememizin 19/01/2023 tarihli duruşmasının 1 nolu ara kararı ile bilirkişi raporu ile aydınlanabilecek konularda dosyanın yeterince aydınlığa kavuştuğundan bahisle itirazların reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; …m.553 kapsamında şirket yöneticisinin haksız fiil sorumluluğuna dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Somut olayda; davalının yetkilisi olduğu belirtilen Almanya’da kurulu … şirketinin iflası ve bu iflasta şirket yetkilisi davalı …’nin kusurlu olduğundan bahisle ayrıca davalının kişisel iflası ile birlikte davacının uğramış olduğu zararın tazmini amacıyla icra takibi başlatıldığı, davacı tarafın delil olarak temelde … Sulh Hukuk Mahkemesinin iflas mahkemesi sıfatıyla verdiği iflas tablosu/sıra cetveline ve … Asliye Ceza Mahkemesinin dosyasına dayandığı tespit edilmiştir.
O halde uyuşmazlık; yabancılık unsuru içeren eldeki davada uygulanacak hukukun tespiti, davalı yanca sunulan belgelerin alacak iddiasını ispata elverişli olup olmadığı elverişli ise alacak tutarının belirlenmesine ilişkindir.
Türk kanunlar ihtilafı kurallarına göre haksız fiilden doğan borçlar haksız fiilin topraklarında işlendiği devletin hukukuna tabidir (MÖHUK m. 34). Haksız fiil teşkil eden davranışların şirket yöneticisi iken işlenmesi ve davalının yönetici sıfatıyla sorumluluğu ile ilgili olması uygulanacak hukuku değiştirmemektedir. Bu sebeple somut olayda maddi hukuk bakımından dava konusu uyuşmazlığın tabi olduğu hukukun Alman Hukuku olduğu; dava sırasında ortaya çıkan usul meseleleri bakımından ise Türk Hukuku’nun uygulanacağı sonucuma varılmıştır.
İspat kuralına ilişkin …m.6 hükmüne göre: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür”. HMK.m.190/1 hükmüne göre: “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağianan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir”. Bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur. Dolayısıyla anılan hükümler uyarınca davalının, eldeki davada alacağını geçerli delillerle ispat etmesi gerektiği açıktır.
Davacı yanın dayandığı … Asliye Ceza Mahkemesinin 09.04.2013 tarihli ve … (5550) sayılı kararı ile davalı/borçlu … aleyhine dolandırıcılık suçundan 5 yıl süreyle mahkumiyet kararı verildiği, kararın hangi müştekinin ne kadar zarara uğrayarak suçun mağduru olduğunun belli olmadığı gerekçesiyle kanun yolu aşamasında bozulduğu görülmüştür. Alman Asliye Ceza Mahkemesinin ibraz edilen kararının kesinleşmemiş olduğu için esas alınacak bir delil niteliği taşımadığı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan; davacı yanca delil olarak dayanılan … Sulh Hukuk Mahkemesinin iflas mahkemesi sıfatıyla verdiği iflas tablosu/sıra cetvelinin ilam niteliğinde bir belge olmayıp, olsa olsa İİKm.68 kapsamında belge sayılıp sayılmayacağının tartışılması gerektiği, davacı tarafından dava dilekçesinin ekinde ibraz ettiği hukuki görüşe göre iflas tablosunun İİKm.68 kapsamında belge olduğunun kabulü halinde bile bu belgenin icra mahkemesinde itirazın İİK.m.68 gereğince kesin olarak kaldırılması için kullanılabileceği, ancak davamızın genel mahkeme sıfatıyla bakılan itirazın iptali davası olup, ibraz edilen belgenin içeriği itibariyle alacağın varlığı ve talep edilebilirliğini göstermediği, gerekçe ve hüküm içermediği, sadece tablo şeklinde düzenlenmiş bir belge olup, zarar, zarar miktarı ve sorumluluğun ispatına elverişli olmadığı sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan taraf delilleri, hükme elverişli bulunan bilirkişi heyeti kök ve ek raporu kapsamına göre de; dava konusu uyuşmazlığın tabi olduğu hukukun Alman Hukuku olduğu, dava sırasında ortaya çıkan usul meseleleri bakımından ise Türk Hukuku’nun uygulanacağı, itirazın iptali davasında ispat yükü üzerine düşen takip alacaklısı tarafından sunulan belgelerin alacağı kesin olarak ispatlayan belgelerden olmadığı, özellikle davalı takip borçlusunun Almanya’daki iflas alacaklısı olan davacının, Alman hukukundaki iflas tasfiyenin kapanmasından sonra da halen davalıdan cüz’i icra yoluyla talep edebileceği bir alacağı olduğunu belgeleyemediği anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 179,90-TL harcın peşin alınan 620,05-TL harçtan mahsubu ile bakiye 440,15-TL harcın karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
3-)Davacı yanca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-)Karar kesinleştiğinde davacının gider avansından artan bakiyesinin talep halinde iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/01/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır