Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/259 E. 2020/674 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/259 Esas
KARAR NO : 2020/674
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 30/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 21.08.2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Olay günü olan 04.10.2012 tarihinde, müvekkilinin destecinin sevk ve idaresinde bulunan ve ZMSS poliçesi düzenlenmemiş … plaka savılı aracıyla seyir halindeyken, direksiyon hakimiyetini kaybederek trafik kazası geçirmiş ve hayatını kaybettiğini, işleten ve araç işleticisinin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’ nun, 85. maddesinde düzenlendiğini, motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu, böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan, tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edildiğini, davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarını, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı, dolayısıyla kusurlu araç şoförünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, araç şoförünün desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğini, zamanaşımının söz konusu olmadığını, dava konusu trafik kazasının, 04.10.2012 tarihinde meydana geldiğini, müvekkilinin, maluliyetine sebebiyet veren trafik kazası ile ilgili olarak, … Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/… soruşturma numaralı dosyası üzerinden inceleme yapılmış ve takipsizlik kararı verildiğini bildirmiş olup, dilekçesinde vs açıklamalarda bulunarak sonuç olarak, öncelikle maddi tazminat tutarının belirlenerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 100-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren avans faiziyle müvekkiline ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu 22.09.2014 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; …nın sorumluluğuna gidilebilmesi için, öncelikle trafik kazasına karışan … plaka sayılı aracın kaza tarihini kapsayan trafik poliçesinin bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, davacı taraf dava konusu trafik kazası sonucunda vefat eden tam kusurlu sürücüsünün hak sahibi sıfatı ile destekten yoksunluk tazminatı talebinde bulunduğunu, acak dava konusu taleple ilgili yasal düzenlemeler uyarınca, 6098 sayılı T. Borçlar Kanunun 51/1 maddesinde ‘Hakimin tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlını göz önüne alarak belirleyeceği’ Aynı Kanunun 52/1 maddesinde ‘zarar görenin zararı doğuran fiile razı olması veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olması veya tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırması halinde hakim tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği’, Yine aynı Kanunun 53/3 maddesinde ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıpların’ ölüm halinde uğranılan zararlardan bulunduğunun kabul edildiğini, destekten yoksun kalma tazminatı, ölüm nedeniyle ortaya çıkan, miras hukukundan bağımsız, yansıma yolu ile uğranılan maddi zararın tazmini amacını güden bir talep olduğunu, zarar gören, destek kendisi tazminat talep etme imkanına sahip olsaydı kusuru sebebiyle tazminatta indirim yapılacak ise, destek görenler lehine takdir edilecek tazminatta da indirim yapılması gerektiğini, zarar görenin kusurlu davranışı ile zararın ortaya çıkmasına veya artmasına sebebiyet vermesi halinde tazminat miktarının indirimine sebep olmasının temelinde adil olma kuralı bulunduğunu, kişinin kendi kusurunun sonuçları başkasının sırtına yüklenemeyeceğini, ayrıca … bir sigorta şirketi olmadığı için, dava konusu, destekten yoksunluk tazminatı talebine dayanak olarak gösterilen Yargıtay içtihatlarının … aleyhine uygulanamayacağını, tam kusurlu sürücünün hak sahipleri destekten yoksunluk tazminatı talep edemeyeceğini, davacı tarafın destek taleplerinin hukuki dayanağını ispat etmesi gerektiğini, …ndan Avans faizi talep edilemeyeceğini bildirmiş, dilekçesinde vs açıklamalarda bulunarak sonuç olarak, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın, 04/10/2012 tarihinde gerçekleşen trafik kazasında vefat eden … …’un desteğinden yoksun kalmasına ilişkin tazminat davası olduğu anlaşıldı.
Mahkememizin 2014/841 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında alınan 20/01/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “taraflar arasındaki uyuşmazlık noktalan yönünden ZMMS poliçesi olmayan traktörün sürücüsü … … olayda % 100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, Davacı …’un davalı …’ndan talep edebileceği nihai ve gerçek zararının teminat limitiyle sınırlı ve (225.000,00)Tl olduğu, Davalı … yönünden temerrüt başlangıç tarihinin dava tarihi olan 21,08,2014 tarihi olduğu” kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili 28/01/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile dava talebini 224.900,00-TL arttırmak suretiyle dava değerini 225.000,00 TL’ye ıslah etmiştir.
Mahkememizin 2014/… Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde; 20/04/2016 tarihli 2016/304 karar sayılı kararında; asıl ve ıslahla açılan davanın Kabulü ile 100-TL nin dava tarihinden, 224.900,00-TL nin ise ıslah tarihi olan 29/01/2016 tarihinden itibaren olmak üzere toplam 225.000,00-Tl nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2016/… Esas – 2018/… Karar sayılı 22/03/2018 tarihli ilamında, “…Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat isteminden ibarettir. Davacının talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminat miktarının saptanması bakımından alınan ve mahkeme tarafından da hükme esas alınan 20.01.2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacının rapor tarihindeki yaşı(34) ile 18 yaşından küçük 2 çocuğu bulunduğu gerekçesiyle %7 evlenme ihtimali bulunduğu kabul edilerek, hesaplanan tazminattan bu oranda indirim yapılacağı belirtilmiş fakat anılan indirim oranının uygulanmadığı görülmektedir. Vefat edenin (desteğin) bakımından yararlanan eşin yeniden evlenmesi veya fiili olarak bakım ihtiyacını karşılar biçimde birliktelik yaşaması halinde bakım ihtiyacının sona erdiği ve yitirilmiş destek ediminin yeni bir destek edimiyle karşılanmış olacağı dikkate alınarak hayatta kalan eşin desteklik süresi içerisinde yeniden evlenme ihtimalinin belirlenmesi gerekir. Bu bağlamda, eşin yaşı, 18 yaşından küçük çocuk sayısı, sağlığı, görünümü, ekonomik durumu gibi etkenler değerlendirilerek bu belirlemenin yapılması gerekir. Dairemiz’in yerleşmiş içtihatları gereği; evlenme ihtimali oranları belirlenirken, destek gören eşin zararın doğduğu kaza tarihindeki yaşına göre, AYİM Evlenme İhtimali Tablosu’ndaki belirlemelerin esas alınması gerekmektedir. O halde, her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının rapor tarihi esas alınarak %7 oranında indirim oranı belirlenmiş ise de davacının kaza tarihindeki yaşı (31) ve 18 yaşından küçük 2 çocuğu bulunduğu gözetildiğinde de, %7 evlenme ihtimali oranı belirlenmesi yerinde olup bu indirimin yapılması gerekirken; hatalı biçimde, %7 oranında indirim uygulanmadan yapılan hesaplamaya göre karar verilmesi doğru görülmemiş…” gerekçesi ile Mahkememizin 20/04/2016 tarih 2014/841 esas 2016/304 karar sayılı kararının bozulmasına karar vermiş, davalı vekilinin karar düzeltme isteminde bulunması üzerine Yargıtay 17. HD’nin 09/04/2019 tarihli 2018/3427 esas 2019/4452 karar sayılı ilamında karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmesi üzerine dosya Mahkememizin 2019/259 esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilen Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2016/… Esas – 2018/… Karar sayılı 22/03/2018 tarihli ilamına uyulmasına karar verilmiş, bozma ilamı doğrultusunda ek rapor tanzimi için dosya aktüer bilirkişiye verilmiştir.
Aktüer bilirkişi … 05/02/2020 tarihli ek raporunda özetle; %7 oranında yeniden evlenme şansına ilişkin indirim yapılarak davacının nihai ve gerçek maddi zararının 361.761,82-TL olduğu, kaza tarihi itibariyle ZMMS poliçe limitinin 225.000,00TL olduğu ve davacının gerçek zararının teminat limitini aştığı, davacının davalıdan talep edebileceği maddi tazminatının teminat limiti ile sınırlı olarak 225.000,00TL olduğu, temerrüt başlangıcının dava tarihi olan 21/08/2014, faizin nevinin yasal faiz olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Davacının desteği … …’un ZMMS poliçesi bulunmayan … plaka sayılı aracı ile seyir haindeyken direksiyon hakimiyetini kaybederek trafik kazası geçirdiğini ve kaza sonucu hayatını kaybettiği, … …’un yönetimindeki traktör ile seyri sırasında kontrolünü kaybederek aracın devrilmesine neden olduğu, kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olduğu, davacının … …’un eşi olduğu ve böylece aralarında destek ilişkisi bulunduğu, 05/02/2020 tarihli aktüer bilirkişi raporuna göre müteveffanın desteğinden yoksun kalması nedeniyle davacı …’un nihai ve gerçek maddi zararının 361.761,82-TL olduğu, kazaya karışan … plakalı traktörün davaya konu 04.10.2012 kaza tarihince geçerli ZMSS poliçesi bulunmadığından 5684 sayılı Sigorta Kanununun 14/2/b maddesine ve … Yönetmeliğinin 9/1/b maddesine göre davalı … hesabının kaza tarihi itibariyle Hazine Müsteşarlığınca belirlenmiş olan ZMMS poliçe limiti olan 225.000,00TL ile sınırlı olmak üzere sorumlu olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne, davacının destek zararına ilişkin 225.000,00TL maddi tazminatın dava tarihi olan 21/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne,
Davacının destek zararına ilişkin 225.000,00TL maddi tazminatın dava tarihi olan 21/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı 15.369,75-TL nin peşin alınan 793,20-TL den düşümü ile kalan 14.576,55-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 196,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince hesaplanan 24.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, Davaca vekilinin yüzüne karşı, Davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde Temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

“5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸

“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”