Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/23 E. 2021/487 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/23 Esas
KARAR NO:2021/487

DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:31/12/2018
KARAR TARİHİ:23/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … 233 Sayılı K.H.K. hükümlerine göre kurulduğunu, iktisadi ve ticari esaslara göre faaliyet gösteren ve sermayesinin tamamı devlete ait bir kamu kurumu olduğunu, ülkemizin en önemli stratejik madenlerinden olan … madenlerinin aranmasını, çıkarılmasını, işlenmesini ve pazarlanmasını yürüttüklerini, vekil eden Genel Müdürlükçe davacı yüklenici firmalar ile İstanbul Misafirhanesine ilişkin Hizmet Alım Sözleşmeleri imzalandığını, sözleşme sona erdikten sonra davacı firmalar bünyesinde çalışan bir takım işçilerin vekil eden Genel Müdürlüğe başvurarak çalıştıkları döneme ilişkin kazanmış oldukları işçilik alacaklarının kendilerine ödenmesi talebinde bulunduklarını, bunun üzerine vekil eden Genel Müdürlükçe, çalışanların hak etmiş olduğu işçilik alacaklarının hesaplandığını ve ilgililerin talebi üzerine …, …, …, … ve …’a davalılar tarafından ödenmesi gereken toplam 184.530,5 TL kıdem tazminatları ödendiğini, ödenmek zorunda kalınan bu miktardan 154.519,7 TL firmalardan tahsil edildiğini bakiye kalan 29.848.48 TL için işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, çalışanlara ödenmek zorunda kalınan işçilik alacaklarından kıdem ve ihbar tazminatlarına karşılık gelen miktarların (29.848,48) davacı firmalardan sorumlulukları oranında talep edildiğini ancak davacı … firması talebimini reddettiğini, … firması yazımıza cevap vermediğini, diğer firmalara ise ulaşılamadığını, işten ayrılarak vekil eden Genel Müdürlükten işçilik alacaklarını isteyen işçilere ödenen tazminat miktarından davalı firmaların sorumlu olduğunun açık olduğunu yerleşik Yargıtay kararlarına ve davalılar ile vekil eden arasında akdedilen Hizmet Alım Sözleşmesi hükümlerine uygun olup işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, yüklenici firma personelleri olan ; …, …, …, …, …’un Genel Müdürlüğünce dilekçeyle başvurarak kendilerine kıdem tazminatlarının ödenmesini talep ettiklerini, vekil edence firma personellerine gerekli ödemeler yapıldığını ilgili banka dekontlarının dosya ekinde mevcut olduğunu, yüklenici firma çalışanlarına tahakkuk ettirilen ödemelerin tahsili yoluna gidildiğini, tahsil edilemeyen davalı …, …, …, …, … ve … firmalarına dava açma zorunluluğu doğduğunu, öncelikle 29.848,48 TL’nin yasal faiziyle birlikte davalılardan sorumlulukları oranında müştereken tahsiline karar verilerek davamızın kabulüne, her türlü yargılama gideri ve vekalet ücretini davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti. & …. Şti. İş Ortaklığı Vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; …. Ltd. Şti. & … …. Ltd. Şti. İş Ortaklığı (Müvekkil İş Ortaklığı) ile … (Davacı) arasında 13.12.2016 tarihli “10 (On) Kişi ile 4 (Dört) Ay Süreli Muhtelif Hizmeti Alımına Ait Sözleşme” akdedildiğini, bu sözleşme kapsamında dava dilekçesinde belirtilen …, …, …, … ve … toplam 4 ay Müvekkil İş Ortaklığı bünyesinde çalıştığını, Taraflar arasındaki sözleşmenin, “Anlaşmazlıkların Çözümü” başlıklı 37’nci maddesinde, “Bu sözleşme ve eklerinin uygulanmasından doğabilecek her türlü anlaşmazlığın çözümünde Ankara mahkemeleri ve icra daireleri yetkilidir.” şeklindeki hüküm bulunduğunu, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 17’nci maddesi, “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” şeklindeki hükmü içerdiğini, tacir ve kamu tüzel kişisi olan Davacı ile Müvekkil İş Ortaklığı arasındaki yetki şartı geçerli olduğunu, sözleşmede aksi kararlaştırılmadığı için davanın sadece Ankara Mahkemelerinde açılması mümkün olduğunu, bahis konusu hüküm uyarınca yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunu ve dava yetkisiz Mahkemede açıldığını, müvekkil şirketin diğer davalılar ile herhangi bir ilişkisi bulunmadığını, davacı ile davalılar arasındaki ilişki ayrı sözleşmelerden kaynaklandığını, yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmadığını, bütün bu sebeplerle Müvekkil İş Ortaklığı açısından yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, somut olayda işçilerin müvekkil iş ortaklığı bünyesinde toplam 4 ay çalıştığını, 4 aya düşen kıdem tazminatının 4.147,50-TL olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla ödenen bedelin müvekkil iş ortaklığına rücu edilebileceği düşünülse dahi, müvekkil iş ortaklığının sorumlu olduğu dönemin 4 ay, sorumlu olduğu bedelin ise 4.147,50-TL ile sınırlı olduğunu, öncelikle yetki itirazı çerçevesinde yetkisizlik kararı verilmesini, aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini, her iki halde de yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa aidiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar …, … Şirketi, …, … Limited Şirketi, …’ne usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadıkları görülmüştür.
Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi uyarınca, dava dışı işçilere ödenen alacakların rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Eldeki dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi uyarınca dava dışı işçilere ödenen alacakların rücuen tahsili istemine ilişkin olup TTK’da düzenlenen mutlak ticari dava niteliği taşımadığı gibi Davacı taraf tacir olmadığından nispi ticari dava olarak kabulü için gereken her iki tarafın tacir olması ve ticari işletmeleri ile ilgili bulunması koşulunun olayda mevcut olmadığı anlaşılmıştır.
Emsal nitelikteki Bursa BAM 7.HD’nin 27/06/2018 tarih 2018/414 esas 2018/625 karar sayılı ilamında kararı incelenen ilk derece mahkemesi olan …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/248 esas sayılı dosyasında da uyuşmazlık taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi uyarınca, dava dışı işçilere ödenen alacakların rücuen tahsili istemine ilişkin ve davacı … olup, davalı vekili Asliye Ticaret mahkemelerinin görev olduğuna dair görev itirazında bulunmuşsa da uyuşmazlık Asliye Hukuk Mahkemesince karara bağlanmış, Bölge Adliye Mahkemesince de bu hususta bir hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
Neticeten, taraflar arasındaki uyuşmazlık kapsamında, eldeki dava gerek mutlak ticari dava gerekse nispi ticari dava koşullarını taşımadığından Mahkememizin görevli olmadığı, özel hukuk hükümlerine tabi uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla HMK ‘nun 114/(1)-c ile 115/(2) madde uyarınca Mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-İş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ VE YETKİLİ … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/06/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.