Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/217 E. 2019/344 K. 15.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/217 Esas
KARAR NO : 2019/344

DAVA : Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ : 11/04/2019
KARAR TARİHİ : 15/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile, Davacı vekili vermiş olduğu 11/04/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait… Ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin “Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi” ile davacı … vekili… tarafından, müvekkiline ait 500 payı müvekkilinin kardeşi …’e devretmesi gerekirken, kardeşinin talimatı ile arkadaşı … isimli kişiye 50,000-TL bedelle devredildiğini, vekilinin hisse sözleşmesi devir nedeniyle müvekkiline hiçbir ödeme yapmadığını ve bu satışın pay defterine kaydedilmediğini, buna rağmen Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan yapıldığını, vekaletin kötüye kullanılarak müvekkilinin mağdur edildiğini beyanla, davanın kabulü ile yönetimsiz kalan şirket için yargılama sonuna kadar firmaya işlerin takibi için ihtiyati tedbir ile Kayyum atanmasına, …’un şirketin esas sermaye gerçek değerinin çok altında 250.00-TL bedelle müvekkilinin rakibine satışına hazırlık yaptığını, bu nedenle tedbir kararının Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne bildirilmesine, vekaletin kötüye kullanılması ve hile nedeniyle iptaline ve devir konusu payların bila bedel müvekkili davacı adına pay defterine yeniden hükmen tesciline, bu talebin reddi halinde şimdilik 50.000’nin devir tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
6100 sayılı Yasanın 115.maddesi gereğince Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Aynı yasanın 137 ve devam maddeleri gereğince dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir. Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. Yasanın 138.maddesi gerekçesinde de belirtildiği üzere yargılamada usule ilişkin iddia ve savunma sebeplerinin hallinden sonra işin esasına girilerek uyuşmazlık çözümlenir. Usule ilişkin hususlar ya dava şartıdır ya ilk itiraz niteliğindedir. Usule ilişkin hususlar şekli nitelik taşıdığından yargılamanın başında dosya üzerinden de incelenerek karar bağlanabilir. Ancak Mahkeme kararını vermek için tarafların dinlenmesine ihtiyaç duyuyorsa bunu da tahkikat aşamasında değil ön inceleme oturumunda yapacaktır. Aynı husus Yasanın 140/1.maddesinde de belirtilmiş olup ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar verebilmek için hakimin gerekli gördüğü takdirde tarafları dinleyebileceği hükme bağlanmıştır.
19.12.2018 tarihli 30630 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7155 sayılı 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A maddesi uyarınca bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı yasanın 18/A maddesi uyarınca da ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Somut durumda, davacı vekaletin kötüye kullanılması ve hile nedeniyle iptaline ve devir konusu payların bila bedel müvekkili davacı adına pay defterine yeniden hükmen tesciline, bu talebin reddi halinde şimdilik 50.000’nin devir tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacının aynı davalıya karşı birden fazla talebini aralarında aslilik fer’ilik ilişkisi kurmak sureti ile aynı dava dilekçesinde ileri sürebildiği terditli davalarda isal veya fer’i taleplerden sadece birisinin konusunun bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebi içeren ticari dava olması yeterli olup bu durumda terditli olarak açılan işbu davada, dava açmazdan evvel arabulucuya başvurulması dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanır. (Ticari Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Arabuluculuk , Arabuluculuk Daire Başkanlığı, sayfa 69)
Somut durumda, davacı vekilinin, terditli olarak açtığı davada, taleplerinden biri bir miktar paranın tahsiline ilişkin olduğu halde, dava açmazdan evvel dava şartını yerine getirmediği anlaşılmakla, davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine,
2- Alınması gerekli 44,40 TL harcın peşin alınan harçtan mahsubu ile bakiye kısmın 492 sayılı Yasanın 31.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı yana iadesine,
3-Davacı tarafından karşılanan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere karar verildi. 15/04/2019

Katip …

Hakim …