Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/213 E. 2021/277 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/213 Esas
KARAR NO : 2021/277

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 31/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 24/05/2011 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalılardan …A.Ş. diğer davalı sigorta şirketi … Sigorta A.Ş.’nin acentesi olarak, müvekkili adına “… Güvencesi Sigorta Poliçesi” ile 20.04.2010 Tarihinde poliçe tanzim edildiğini, davacının sigortalılık süresi içerisinde 08.10.2010 tarihinde yürütme bandında geçirdiği kaza sonucunda kolundan yaralandığını, davacının …Hastanesinde tedavi gördüğünü, ameliyat olduğunu, …Hastanesi’nden 31.01.2011 tarih ve 269 sayılı heyet raporu ile %15 fonksiyon kaybının tespit edildiğini, davalılardan sürekli sakatlık nedeniyle tazminat talep ettiğini, davalıların verdiği cevapta, maluliyetin 24.12.2009 tarihinde geçirilen kazadan kaynaklandığı, kazanın poliçe tarihi kapsamı dışında olduğu gerekçesi ile talebin red edildiğini, davacının 24.12.2009 tarihinde kaza geçirdiğini, tedavi olup iyileştiğini, bu kaza sonucunda hiçbir maluliyetin oluşmadığını, 14.05.2010 tarihinde merdivenlerden düştüğünü, tedavi görüp iyileştiğini, bu kazalardan sonra herhangi bir maluliyetin oluşmadığını, maluliyetin oluşmasına neden olan kazanın 08.10.2010 tarihindeki yürüme bandı kazası olduğunu beyanla, davanın kabulü ile 10.000,00-TL bedelin 25.05.2013 talep tarihinden başlayacak reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Bank A.Ş. vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın “… Güvencesi Sigorta Poliçesi” ve bu poliçiye ilişkin protokolle acente sıfatıyla taraf olduğunu, bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını, müvekkili bankanın, diğer davalı sigorta şirketinin acentesi olduğunu, davacının muhatabının sigorta şirketi olduğunu, müvekkili bankanın poliçenin satışında sadece acentelik yaptığını, sigorta şirketi ile yapılan Protokolün Poliçe Üretim, Basım, Mutabakat başlıklı 2. Maddesinde acente olarak bankanın, sigorta şirketinin ürünlerinin satışını gerçekleştireceği, buna ilişkin işlemlerin yapılacağının kararlaştırıldığını, yine davalı sigorta şirketi ile 25.06.2009 tarihli Hasar Protokolü’nün Hasar Tazmin Akışı 3. Maddesinde, hasar ihbarının banka yapılacağı, şirkete bildiriminin ise acente tarafından yapılacağını, eksper ve diğer işlemlerin sigorta şirketi tarafından yapılacağının kararlaştırıldığını, davacının sigorta ettirilen tarihten önceki dönemde trafik kazasından maluliyetin meydana geldiğini belirtmiş ve davanın reddini yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. Vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davaya dayanak olan…sayılı “…Güvencesi Sigorta Poliçesi” nin 20.04.2010-20.04.2011 tarihleri arasında teminat verdiğini, sürekli maluliyetin kaynağının 24.12.2009 tarihindeki trafik kazası olduğunu, kaza sonucunda platinlerin 08.10.2010 yürütme bandında geçirdiği kaza sonucunda çıkarılmak durumunda kalındığını, Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlan’nın l. Maddesinde sigorta poliçesi kapsamına giren kaza niteliğinde olaylar olduğunun belirtildiğini, 2. Maddesinde kazadan maksadın ise ani ve harici bir hadisenin tesiri ile sigortalının iradesi dışında Ölmesi veya cismani bir arızaya maruz kalması olduğunun belirtildiğini, 8. Maddesinde de ödeme nispetlerinin tespit edildiğini, sakatlık İçin tedavinin tamamlanması, sakatlığın kesin olarak tespit edilmesi gerektiğini, … Hastanesinden 31.01.2011 tarih ve 269 sayılı heyet rapor ile %15 fonksiyon kaybının tedavi tamamlanmadan yapıldığını, tedavi sürecinin en az 12 ay sürmesi gerektiğini, bu nedenle davacının Adli Tıp Kurumuna sevkinin gerektiğini, Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlarının 8. Maddesinde, sağ dirsek ve dizin tamamen hareket kaybı halinde sigorta bedelinin %20’sinin, tamamen kayıp olmaması durumunda ise cetvelde yazılı nispetlere kıyasen uygulama yapılması gerektiğini, faiz başlangıç tarihinin müphem olduğunu belirtmiş ve davanın reddini istemiştir.
Davanın, Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasından ibaret olduğu anlaşıldı.
Davanın İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne hitaben yazılmış dava dilekçesiyle 24/05/2011 tarihinde açıldığı, dosyanın İstanbul … Tüketici Mahkemesinin… esas sırasına kaydedildiği, İstanbul…Tüketici Mahkemesince yetkili ve görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle … tarihinde… karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiği, kararın taraflarca temyiz edilmeden kesinleşmesi üzerine dosyanın İstanbul …Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi edilerek İstanbul …Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sırasına kaydedildiği, İstanbul …Asliye Hukuk Mahkemesince yetkili ve görevli mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle 08/02/2011 tarihinde … karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiği, kararın taraflarca temyiz edilmeden kesinleşmesi üzerine dosyanın İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilerek İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/462 esas sırasına kaydedildiği, İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin kapatılması üzerine dosya Mahkememizin … esas sırasına kaydedilmiştir.
Davacı vekili 02/10/2012 tarihli ıslah dilekçesinde davayı 40.000,00-TL arttırarak dava değerini 50.000,00-TL ye yükseltmiştir.
Mahkememizin … Esas (Kapatılan … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas) sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında dosya Tazminat ve hesap bilirkişisi…’e tevdi edilmiş olup, bilirkişi Mahkememize sunduğu 10/12/2014 tarihli raporunda; davacının ferdi kaza tazminat alacağının 50.000,00-TL olduğu kanaatini bildirmiştir.
Mahkememizin …Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde; 19/01/2015 tarihli 2015/6 karar sayılı kararında; “Davalılardan … A.Ş. diğer davalı sigorta şirketi …A.Ş.’nin acentesi olarak, davacı adına “… Güvencesi Sigorta Poliçesi” ile 20.04.2010 Tarihinde poliçe tanzim edildiği, davacının sigortalılık süresi içerisinde 08.10.2010 tarihinde yürütme bandında geçirdiği kaza sonucunda kolundan yaralandığı, davacının … Hastanesinde tedavi gördüğü, … Hastanesi’nden 31.01.2011 tarih ve … sayılı heyet raporu ile %15 fonksiyon kaybının tespit edildiği, dosyaya aldırılan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere, davalı… Bank’ın acente olduğu, davalı sigorta şirketinin … Sigorta Poliçesinin düzenlenmesine aracılık ettiği, sigorta şirketi adına hareket eden davalı … Bank’ın açılan davaya ilişkin hasım sıfatının bulunmadığı” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile Davalı … Bank A.Ş yönünden açılan davanın husumet nedeniyle reddine, Davalı …A.Ş yönünden 50.000 -TL tazminat alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı …A.Ş den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 10/12/2018 tarih 2015/17225 Esas 2018/11890 Karar sayılı ilamında, “…Davacının daimi maluliyeti konusunda mahkemece yapılan araştırma yetersizdir.
Açıklanan vakıalar karşısında; davacının sağ kolundaki yaralanması nedeniyle daimi maluliyeti olup olmadığı ile varsa oranı ve bu maluliyetin hangi tarihteki olaydan kaynaklandığı; davaya konu edilen 08.10.2010 tarihindeki yürüme bandı kazasından önce ve sonra gerçekleşen sağ kol yaralanmaları da dikkate alınmak suretiyle, dava konusu kaza ile davacının sağ kolundaki hasar nedeniyle oluştuğu iddia edilen maluliyet arasında uygun illiyet bağı olup olmadığı konularını irdeleyen, açık, denetime elverişli maluliyet raporunun Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’ndan alınması ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
2-Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları’nın 8/B maddesinde daimi maluliyet teminatı “işbu poliçe ile temin edilen bir kaza, sigortalının derhal veya kaza tarihinden itibaren iki sene zarfında daimi surette maluliyetine sebebiyet verdiği takdirde tıbbi tedavinin sona ermesini ve daimi maluliyetin kat’i surette tesbitini müteakip, daimi maluliyet sigorta bedeli aşağıda münderiç nisbetler dahilinde kendisine ödenir” şeklinde düzenlenmiş ve poliçe kapsamına girecek yaralanmalar nedeniyle oluşan maluliyetin derecesine göre sigorta tazminatının miktarının ne kadar olacağı cetvel halinde düzenlenmiştir.
Sigorta kapsamına giren bir kaza sonucu oluşan daimi maluliyet nedeniyle sigortacının tazminat sorumluluğunun doğması için FKSGŞ’nın 8/B maddesindeki cetvelde belirtilen oranlarda bir maluliyet doğması gerekir. Cetvelde yer almayan bir maluliyet ya da yine cetvelde belirlenen oranda olmayan maluliyet halinde ise, sigortacının zarardan sorumlu tutulması mümkün değildir.
Mahkemece hükme esas alınan 10.12.2014 tarihli hesap bilirkişi raporunda; mahkemenin aldığı 14.05.2014 tarihli maluliyet raporu gereği davacının %8 oranında daimi malul kaldığının kabul edildiği belirtilmiş olmasına rağmen, raporun devamında FKSGŞ’nın 8/B maddesi gereği “göğüs kafesinde devamlı şekil bozukluğu yapan kaburga kırığı” için cetvelde öngörülen %10’luk teminata göre hesaplama yapılmıştır. Davacı tarafın davaya konu ettiği zarar talebinin, sağ kolda oluşan arazdan kaynaklanan maluliyet olduğu dikkate alındığında, hesap bilirkişisinin dosya kapsamına ve davacı tarafın talebine uymayan maluliyet için yaptığı hesaba göre karar verilmiş olması da eksik inceleme niteliğindedir.
Bu durum karşısında mahkemece; yukarıdaki (1 nolu) bentte açıklanan biçimde davacının sağ kol arızasına ilişkin daimi maluliyet oranının belirlenmesinden sonra, davaya konu edilen bu maluliyete ilişkin olarak FKSGŞ’nın 8/B maddesindeki cetvelde yer alan esaslara göre (sağ koldaki hareket kısıtlılığının tam olmayıp belli bir oranda olması halinde, gerekli oranlama da yapılmak suretiyle), davacının talep edebileceği tazminat miktarının saptanması için, konusunda uzman başka bir bilirkişiden rapor alınıp karar verilmesi gerekirken, tamamen hatalı tespitleri içeren rapora göre karar verilmesi de bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesi ile Mahkememizin 19/01/2015 tarih …esas … karar sayılı kararının bozulmasına karar vermiş bozma üzerine dosya Mahkememizin 2019/213 esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilen Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/17225 Esas – 2018/11890 Karar sayılı 10/12/2018 tarihli ilamına uyulmasına karar verilmiş, bozma ilamı doğrultusunda rapor tanzimi için dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilmiştir.
Adli Tıp Kurumu 2. Trafik İhtisas Kurulunun 25/11/2019 tarihli raporunda özetle; incelenen kişi hakkında düzenlenen 08.10.2010 tarihli hastane evraklarında kişinin yürüme bandından düşüp yeniden sağ dirsek bölgesinden yaralandığı, müracaat ettiği hastanede bu bölgeye çekilen grafilerde yeni osseoz travmatik lezyon tespit edilmediği ve grafilerin kurulumuzca yapılan radyolojik incelenmesinde de osseoz travmatik patoloji tespit edilmediği cihetle bu kazanın maluliyete etkisinin olmadığı, Salih oğlu 01.07.1977 doğumlu …’ün 24.12.2009 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: Gr1 VII (12Aa…………10) A%14, Gr1 X (1C…………10) A%14, Gr1 XII (31a…………1) A% 5, Balthazard yöntemi ile toplandığında %29.73 E cetveline göre %28 (yüzdeyirmisekiz) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağını, iyileşme (işgöremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği oy birliği ile rapor ve tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Davacı taraf, dava dilekçesinde, davacının 2009 yılında maruz kaldığı trafik kazası ile 14/05/2010 tarihinde merdivenden düşme kazası nedeniyle herhangi bir maluliyetinin oluşmadığı, bu kazalardan bağımsız olarak 08/10/2010 tarihinde geçirdiği ve 08/10/2010 tarihli yürüme bandı kazası neticesinde maluliyetinin oluştuğunu iddiasıyla 08/10/2010 tarihli yürüme bandı kazasına dayalı olarak tazminat talebinde bulunmuş olup, uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda bozma sonrası alınan ATK 2.İhtisas Kurulu’nun 20/11/2019 tarihli raporunda yürüme bandından düşüp sağ dirsek bölgesinden yaralanmasına ilişkin kazanın davacının maluliyetine etkisinin olmadığı tespit edildiğinden,uyulmasına karar verilen bozma ilamı kapsamı da dikkate alındığında davalı … A.Ş yönünden davanın husumetten reddine, davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden davanın esastan reddine olmak üzere davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30-TL harcın, (davanın tüketici mahkemesinde açılmış olması nedeniyle peşin harç alınmadığından) 743,00-TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye kalan 683,70-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kendini vekille temsil ettiren davalı …Sigorta A.Ş. lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜTuyarınca 7.300,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Kendini vekille temsil ettiren davalı … A.Ş lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde Temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/03/2021

Katip
¸e-imzalıdır.

Hakim
¸e-imzalıdır.

¸”5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸

“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”