Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/201 E. 2021/782 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/201 Esas
KARAR NO:2021/782

DAVA:İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/06/2018
KARAR TARİHİ:09/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı bankanın müvekkili bakkında…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Dİş sayılı dosyasından aldığı ihtiyati haciz kararına dayanarak …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dasyasından haciz yolu ile takip başlattığını, ödeme emrinin müvekkili ile ilgisi olmayan adreslere tebliği sonrasında icra takibinin kesinleştiğini, kesinleşen icra takibi nedeniyle müvekkilinin bankaya borcu olmayan 202.467.29 TL ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin ödemeyi fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 16.05.2018 tarihli ibraname imzaladığını, imzalanan ibranamede kredi borçlusu …Ltd, Şti.’nin 29.04.2010 tarih, 500.000,00 TL, 12.02.2013 tarih 500.000,00 TI, 08.02.2017 tarih ve 2.000.000,00 TL bedelli kredi sözleşmelerine istinaden …. İcra Müdürlüğü’nün … esas ve ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyalarına konu kredi borçlarına ilişkin toplamda 202.467,29 TL’nin talep edildiğini, müvekkilinin …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında taraf bile olmadığını ancak bu dosya borcunu da …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından yapılan icra baskısı altında ödemek zorunda kaldığını, …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından takibe dayanak yapılan belgelere nazaran müvekkilinin herhangi bir borcunun olmadığını, 29.04.2010 tarih, 500.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesinde müvekkilinin imzasının bulunduğunu, ancak bü sözleşmedeki kefaletin şekil koşullarına uygun olarak düzenlenmediği için geçersiz olduğunu, öte yandan icra takibine dayanak yapılan belgeler arasında bu kredi sözleşmesinin yer almadığını, 12.02.2013 tarih 500.000,00 TL, 08.02.2017 tarih ve 2.000.000,00 TL limitli kredi sözleşmelerinde müvekkilinin kefalet imzasının olmadığını, icra takibine konu edilmiş kredi borçlusu …Ltd. Şti.’nin kredilerinin müvekkilinin imzasının olmadığı kredi sözleşmelerine istinaden kullandırıldığını, müvekkilinin icra takibine konu edilen kredilerin kullandırılmasına dayanak yapılan kredi sözleşmelerinde kefalet imzasının olmaması nedeniyle herhangi bir borcunun olmadığını, icra tehdidi altında ödemek zorunda olduğu 212.647.336 TL’nin İİK.72. Maddesi uyarınca istirdadını istediklerini, davalarının kabulüne, 212.647,36 TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte İİK.72. maddesine göre istirdadına. yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Görevli mahkemelerin Asliye Ticaret Mahkemeleri olacağını, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini, müvekkili banka ile dava dışı …Td. Şti. arasında imzalanmış olan 29.04.2010 tarih, 500.000,00 TL. 12.02.2013 tarih 500.000,00 TL, 08.02.2017 tarih ve 2.000.000,00 TL bedelli kredi sözleşmeleri çerçevesinde kredi borçlusuna krediler kullandırıldığını, 29.04.2010 tarih, 500.000.00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesini davacı …’in müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, 29.04.2010 tarihinde imzalanan sözleşmedeki kefalete ilişkin düzenlemelerin imza tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunun 484. Maddesi hükümlerine uygun ve geçerli olduğunu, kredi sözleşmesindeki kefalete ilişkin düzenlemenin 18. maddesinde, kefaletin bu ve bundan sonra imzalanacak sözleşmelerden doğacak kredi borçlarını da kapsadığının düzenlendiğini, öte yandan 16.05.2018 tarihinde imzalanan belge ile davacının …Ltd. Şti.’ne kullandırılan kredilerden müteselsil kefil olarak sorumlu olduğunu kabul ve taahhüt ederek bankayı ibra ettiğini, ödemenin icra tehdidi altında yapıldığının kabul edilemeyeceğini, …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında taraf olmadığını beyanla davanın reddi ile lehlerine tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; …. İcra Müdürlğünün … E. Sayılı dosyasına ve …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile işbu dosyalara ödenen 212.647,36-TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte istirdadı talebinden ibarettir.
Dava öncelikle … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmiş, mahkemenin … E. … K. Sayılı 11/02/2019 tarihli görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine Mahkememize tevzi edilmiş ve yukarıda belirtilen esasa kaydı yapılmıştır.
Davacı vekili davada;16/05/2018 tarihli ibraname, …. İcra Müdürlüğü’nün … e. sayılı dosya, …. İcra Müdürlüğü’nün … e. sayılı dosya, 13.01.2018 tarihli tutanak, 16.06.2018 tarihli fatura, 27.06.2018 tarihli tahsil harcı makbuzu, 29/04/2010 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi, 12/02/2013 tarihli Kredi Çerçeve Sözleşmesi, 18/05/2018 tarihli Hesap Kat İhtarnamesi, 08/02/2017 tarihli Kredi Çerçeve Sözleşmesi, keşif, bilirkişi İncelemesi, ticari defter kayıtları, yemin, tanık delillerine dayanmıştır.
Davalı vekili davada; …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası, ihtarname, 29.04.2010, 12.02.2013 ve 08.02.2017 tarihli kredi sözleşmeleri, Banka defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi delillerine dayanmıştır.
Davaya dayanak …. İcra Müdürlğünün … E. sayılı dosyasında; alacaklı … tarafından borçlular …Tic. Ltd. Şti. Ve … aleyhine 7.348,18 TL asıl alacak ve 2.389,26 TL faizi olmak üzere toplam 9.737,44 TL ….Noterliğinin 20.07.2017 tarih ve 14756 yevmiye nolu ihtarnamesine konu alacağın tahsili için 01.08.2017 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği anlaşılmaktadır.
Davaya dayanak …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında; alacaklı … tarafından borçlular …Tic. Ltd. Şti., … ve … aleyhine 166.683,02-TL asıl alacak, 6.795,76-TL faizi, 339,79-TL BSMV’si ve 440,00-TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 174.258,57 TL… ATM’nin … D.İş sayılı kararına dayanak alacağın tahsili için 24.07.2017 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği anlaşılmaktadır.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasının incelenmesi neticesinde değişik işe konu alacağın dayanağını … 47.Noterliğinin 18.05.2017 tarih ve … yevmiye nolu hesap kat ihtarnamesinin oluşturduğu, mahkemeye sunulan sözleşmeler içerisinde davacının da imzasının bulunduğu 29/04/2010 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde olduğu, davalı alacaklı banka … 47. Noterliğinden 18.05.2017 tarih ve 6067 yevmiye numarası ile kredi borçlusu …Ticaret Limited Şirketi ile müteselsil kefil olarak adlandırdığı … ve …’e borcun ödenmesi ihtarını gönderdiği, ihtarnamede: …Ticaret Limited Şirketi ‘ne … ve …’in müteselsil kefaleti ile kredi kullandırıldığı, kredi hesaplarının 17.05.2017 tarihi itibariyle kat edildiği, 17.05.2017 tarihi itibariyle 176.397,44 TL’nin %72 temerrüt faizi ile birlikte ödenmesinin istendiği, ihtarname ekinde kullandırılan kredilere ilişkin hesap özetinin yer aldığı, gönderilen ihtarnamenin …Ticaret Limited Şirketi ile … ve …’e 23.05.2017 tarihinde tebliğ edildiği tespit edilmiştir.
Mahkememiz tarafından … … Şubesine müzekkere yazılarak şubeleri ile …Tic. Ltd. Şti. arasında düzenlenen … müşteri nolu, 29/04/2010 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi, 12/02/2013 tarihli Kredi Çerçeve Sözleşmesi ve 08/02/2017 tarihli Kredi Çerçeve Sözleşmesi asıllarının veya aslı gibidir onaylı suretlerinin ve 18/05/2018 tarihli Hesap Kat İhtarnamesi aslının veya onaylı suretinin incelenmek üzere Mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup … … Şubesi tarafından cevaben sözleşme asıllarının Mahkememize gönderildiği bildirilmiştir.
Mahkememiz tarafından …. İcra Dairesine müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosyasında davacı tarafından yapılan ödemelerin ve dosyanın akıbeti hususunda Mahkememize bilgi verilmesi istenilmiş olup …. İcra Dairesi tarafından cevaben ödeme bilgilerinin Mahkememize gönderildiği bildirilmiştir.
Mahkememiz tarafından …. İcra Dairesine müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosyasında davacı tarafından yapılan ödemelerin ve dosyanın akıbeti hususunda Mahkememize bilgi verilmesi istenilmiş olup …. İcra Dairesi tarafından cevaben dosyalarına borçlu tarafından yapılan herhangi bir ödeme bulunmadığı, alacaklı vekilinin dosyaya haricen tahsil bildirimi göndermiş olup, dosyanın tahsil harci yatırılmadığından halen derdest olduğu bildirilmiştir.
Mahkememiz tarafından iddida, savunma taraflar arasında akdedilen sözleşme ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı tarafından …. İcra dairesinin … ve …. İcra dairesinin … E. Saylıı dosyalarına ödenen paraların, istirdadını isteme koşullarının oluşup oluşmadığının tespiti için dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiş olup bilirkişi tarafından sunulan 08.06.2020 tarihli raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak “… Kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 818 Sayılı B.K.’nın 484. maddesine göre kefalet sözleşmesinin geçerliliği için sözleşmenin yazılı olması ve kefil olunan miktarın belirli veya belirlenebilir olması yeterlidir.
20.04.2010 tarihli, 500.000.00 TL Timitli kredi sözleşmesinde kredi sözleşmesinde miktar belirtildiğinden ve miktarın yazılı olduğu sözleşmenin 1. sayfası müteselsil kefiller tarafından da imzalandığından kefalet sözleşmesinde miktar belirlenebilir durumda ve kefalet sözleşmesinin geçerli olduğu,
Kredi borçlusu şirketin kredi kullanımlarında bankaya verdiği talimatlarda, kredinin hangi kredi sözleşmesi kapsamında kullanılacağı açıkça belirtilmediği,
Davacı …, … … Şubesi’ne hitaben yazdığı ve “Müşterek Borçlu-Müteselsil Kefil” ibaresi ile imzaladığı 16.05.2018 tarihli “İbraname” başlıklı belgede de tüm kredi sözleşmelerini belirterek, bu sözleşmeler çerçevesinde kullandırılan kredilerden müteselsil kefil olarak sorumlu olduğunu beyan ederek, faiz indirimi sonunda taraflarca kabul edilen toplamı borç tutarı 202.467,29 TL’yi ödeme suretiyle borcun ifa edildiğinin belirttiği,
Bu belgeden de davacı …’in sadece 29.04.2010 tarihli kredi sözleşmesine dayanılarak kullandırılan kredilere değil, 12.02.2013 ve 08,02.2017 tarihli kredi sözleşmeleri çerçevesinde kullandırılan krediler içinde kefaletinin devam ettiğini beyan ve kabul ettiğinin kabul ettiği,
Bu belirlemelere nazaran, hesap kat ihtarına konu edilmiş kredilerin 29.04.2010 tarihli 500.000,00 TL limitli kredi sözleşmesinde düzenlenen kefalet sınırları içerisinde olduğu,
Somut olayımızda Davacı …’in icra takiplerinin kesinleştiği tarihten çok sonra … … Şubesi’ne hitaben yazdığı ve “Müşterek Borçlu- Müteselsil Kefil” ibaresi ile 16.05.2018 tarihli “İbraname” başlıklı belgeyi imzaladığı,
…’in icra takiplerinin kesinleşmesinden sonra ayrıca düzenledikleri bir belge ile borcu kabul edip, kabul ettikleri 212.647,36 TL borcu ödedikleri,
Bu belgeye nazaran, davacı … …. İcra Müdürlüğü’nün … esas ve …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyalarına konu borçlarını …Ticaret Limited Şirketi’ne olan müteselsil kefaleti kapsamında ödenmiş olduğu ifade edilerek banka ibra edilmiş olmakla …’in Bankadan bu icra dosyaları borçları için yaptığı 212.647.346 TL’nin istirdatını isteyemeyeceği,” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir. Davalı vekili tarafından rapora karşı beyan dilekçesi sunulmuştur. Davacı vekili tarafından rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuş olup dosyanın yeni bir bilirkişiye verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz tarafından davacı vekilinin dosyanın yeni bir bilirkişiye verilmesi talebinin kabulü ile iddida, savunma, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı tarafından …. İcra dairesinin … ve … İcra dairesinin … E. Saylıı dosyalarına ödenen paraların istirdadını isteme koşullarının oluşup oluşmadığının tespiti için dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiş olup bilirkişi tarafından sunulan 13.12.2020 tarihli raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak “…. Davalı/alacaklı banka ile dava dışı kredi lehtarı …Ltd. Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmeleri akdedildiği, bahse konu 29.04.2020 tarihli sözleşmeyi davacı/kefilinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, ancak daha sonra 12.03.2013 ve 08.02.2017 tarihli sözleşmeler kapsamında kullandırılan kredilerin kararlaştırılan süre içerisinde ödenmemiş olduğu nazara alındığında, kullandırılan kredi borçlarından (… card kredisi dahil) bu yöndeki Yargıtay’ın yerleşik içtihatları karşısında borcun tamamından davacı/ketilin sorumlu olmadığı kanaati edinildiği,
Davacı İcra baskısı altında ödemeleri yaptıklarını ve ibranameyi imzalamak durumunda kaldıklarını iddia etmektedir. Davacı/kefilin bir yandan kefaleten kredi borcunun tamamını kabul edip ödemesi, diğer yandan ibraname ile tüm kredi borçlarından kefaleten sorumlu olduğunu beyan ve kabul etmesi karşısında, yapılan ödemelerin istirdadının talep edilmiş olması ilk bakışta yerinde olmadığı söylenebilinir. İşin esasına girildiğinde sözleşmesel bağlamda davacı/kefilin kefalet imzası bulunmayan diğer iki adet sözleşme kapsamında kullanılan kredi borçlarından sorumlu tutulması da hakkaniyet kurallarına uygun düşmeyebilecektir.
Davacı/kefilin ibranameyi düzenleyip davalı bankaya sunarken, bu durumun gabin, müzayaka vb. hukuki olgular karşısında değerlendirilmesi sayın mahkemenin takdirlerindedir. Şayet davacı/kefilin ibraname ile tüm kredi borcunu üstlendiğinin kabul edilmesi halinde, istirdat talebinin yerinde olmayabileceği, Sayın mahkemece hukuki anlamda aksine bir kanaate varılması halinde ise davacı/kefilin ödediği 202.467,29 TL’nı ödeme tarihinden itibaren yillik %9 ve değişen oranlarda basit usülde işleyecek niteliksiz yasal faizi ile birlikte talep edebileceği,” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.Davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunulmuş olup iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosyanın 3’lü bilirkişi heyetine tevdii ile yeni bir rapor aldırılmasını talep etmiştir. Mahkememiz tarafından davalı vekilinin talebinin kabulü ile raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosyanın 3’lü bilirkişi heyetine tevdii ile iddida, savunma, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı tarafından …. İcra dairesinin … ve …. İcra dairesinin … E. Saylıı dosyalarına ödenen paraların istirdadını isteme koşullarının oluşup oluşmadığının tespiti ve dosya içerisindeki raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosyanın bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş olup bilirkişi heyeti tarafında sunulan 25.03.2021 tarihli raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak “… Davalı Banka tarafından Dava dışı …Tic. Ltd. Şti.ne kullandırılacak krediler için düzenlenen Genel Kredi sözleşmesine 29.04.2010 tarihinde davacı …’in 500.000,00 TL ‘lık kefalet imzası alındığı, ancak daha sonra davacı …’in kefalet imzasının olmadığı 12.02.2013 tarihli 500.000,00 TL ‘lık 08.02.2017 tarihli 2.000.000,00 TL ‘lık Genel Kredi sözleşmelerinin de akdedildiği,
Dava konusu sözleşmenin düzenlendiği tarihte geçerli olan eski 818 Sayılı Borçlar Kanuna göre geçerli bir Kefalet sözleşmesi olduğu,
Davacı tarafından imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinden sonra yeni GKS düzenlenmesinin davacının sorumluluğunda hukuki bir değişiklik yaratmayacağı, sadece birbirini izleyen sözleşmeler kompleksinin ortaya çıkmasına neden olacağı, Genel kredi sözleşmelerinin münferit kredi türlerine göre akdedilmediği için davacının kredi borcundan dolayı sorumlu olacağı,
Genel kredi sözleşmesindeki davacı kefilin sorumluluğu aksine bir hüküm bulunmadığı için münferit bir krediyi değil, tüm olarak bir borç ilişkisini kapsadığı, davacının kefil olarak imzaladığı Genel kredi sözleşmesi belirsiz süreli çerçeve sözleşmesi niteliğinde olduğu için sözleşme tarihinden sonra çekilen krediden dolayı davacının sorumlu olduğu, alacaklı bankanın asıl borcun tamamı ödeninceye kadar kefile sorumlu olduğu limiti aşmamak üzere başvurabilme hakkına sahip olduğu,
Sözleşmede açık olarak belirtilmedikçe kefil münferit bir kredinin değil Genel Kredi Sözleşmesinin kefili olduğu için kullandırılan tüm kredilerden dolayı kefalet limiti dahilinde sorumlu olduğu, kullandırılan kredilerden birinin kapatılmasının kefilin sorumluluğunu sona erdirmeyeceği,
Davacı … borcu kabul ederek 16.05.2018 tarihinde müteselsil kefil olarak sorumlu olduğunu beyan etmek suretiyle ibraname imzalayarak borcu 202.467,29 TL olarak ödediği (Tahsil harcı ve Yeddiemin ücreti hariç) ve bankayı kredi sözleşmeleri kapsamında yaptığı icra takiplerinden dolayı ibra ettiği, ” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi heyet raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.Davalı vekili tarafından bilirkişi heyet raporuna karşı beyan dilekçesi sunulmuştur. Davacı vekili tarafından bilirkişi heyet raporuna karşı itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Toplanan tüm delillere ve dosya kapsamına göre; Davacı tarafından …. İcra Müdürlğünün … E. Sayılı dosyasına ve …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti ile işbu dosyalara ödenen 212.647,36-TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdadı istemiyle davalı aleyhine Mahkememizde açılan iş bu davada yapılan yargılama sırasında alınan 25.03.2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda davalı banka tarafından dava dışı …Tic. Ltd. Şti.ne kullandırılacak krediler için düzenlenen Genel Kredi sözleşmesine 29.04.2010 tarihinde davacı …’in 500.000,00 TL ‘lık kefalet imzası alındığı, ancak daha sonra davacı …’in kefalet imzasının olmadığı 12.02.2013 tarihli 500.000,00 TL ‘lık 08.02.2017 tarihli 2.000.000,00 TL ‘lık Genel Kredi sözleşmelerinin de akdedildiği, davacı tarafından imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinden sonra yeni GKS düzenlenmesinin davacının sorumluluğunda hukuki bir değişiklik yaratmayacağı, sadece birbirini izleyen sözleşmeler kompleksinin ortaya çıkmasına neden olacağı, Genel kredi sözleşmelerinin münferit kredi türlerine göre akdedilmediği için davacının kredi borcundan dolayı sorumlu olacağı, genel kredi sözleşmesindeki davacı kefilin sorumluluğu aksine bir hüküm bulunmadığı için münferit bir krediyi değil, tüm olarak bir borç ilişkisini kapsadığı, davacının kefil olarak imzaladığı Genel kredi sözleşmesi belirsiz süreli çerçeve sözleşmesi niteliğinde olduğu için sözleşme tarihinden sonra çekilen krediden dolayı davacının sorumlu olduğu, alacaklı bankanın asıl borcun tamamı ödeninceye kadar kefile sorumlu olduğu limiti aşmamak üzere başvurabilme hakkına sahip olduğu, sözleşmede açık olarak belirtilmedikçe kefil münferit bir kredinin değil Genel Kredi Sözleşmesinin kefili olduğu için kullandırılan tüm kredilerden dolayı kefalet limiti dahilinde sorumlu olduğu, kullandırılan kredilerden birinin kapatılmasının kefilin sorumluluğunu sona erdirmeyeceği, davacı …’in borcu kabul ederek 16.05.2018 tarihinde müteselsil kefil olarak sorumlu olduğunu beyan etmek suretiyle ibraname imzalayarak borcu 202.467,29 TL olarak ödediği ve bankayı kredi sözleşmeleri kapsamında yaptığı icra takiplerinden dolayı ibra ettiğinin tespit edildiği, davalı tarafından sunulan genel kredi sözleşmelerinin l. ve 2. Maddelerinde de tayin edilen kredi limiti dahilinde bankanın bu krediyi bir veya birden fazla kredi hesabı açarak kullandırılabileceğinin belirtildiği Genel Kredi Sözleşmesinde öngörülen limitin, daha sonra taraflar arasında yapılacak bir veya birden fazla genel kredi sözleşmeleriyle artırılmasına, bir başka deyimle kredi müşterisine yeni ve daha yüksek limitler tanmmasına bir engel olmadığı, bu gibi durumlarda banka ile kredi alan arasındaki kredi ilişkisinin, birbirini izleyen kredi sözleşmelerinin oluşturduğu bir sözleşmeler kompleksi olarak ortaya çıkacağı somut olayda 20.04.2010 tarihli. 500.000,00 TL Timitli Genel Kredi Sözleşmesi, 12.12.2013 tarihli 500.000.00 TL limitli Kredi Çerçeve Sözleşmesi 08.02.2617 tarihli 2.000.000.00 TL limitli Kredi Çerçeve Sözleşmesi imzalandığı, genel kredi sözleşmesine o sözleşmede yazılı kredi limiti dahilinde ve T.B.K. 583.Maddesi (818 Sayılı Borçlar Kanunu 484. Madde) hükmü gereğince kendi azami sorumluluk miktarını göstererek kefil olan kimse, gerçekte münferit bir borca değil, tüm olarak bir borç ilişkisine kefil olduğu, uygulamada da genellikle kefilin kredi sözleşmesini imzaladığı sırada genel kredi sözleşmesi gereği kredi alana fiilen bir kredi verilmiş olmadığı, yani, kredi ilişkisinden banka lehine münferit bir alacak henüz doğmadığı, alacaklı bankanın, kefilin de imzasını taşıyan genel kredi sözleşmelerinden sonra, kredi limitlerini arttırmak üzere kefilin imzasını taşımaksızın sadece kredi alan ile başka kredi sözleşmeleri de akdedebileceği, kefilin imzaladığı sözleşmelerde öngörülmüş toplam kefalet limiti ile sınırlı olmak üzere, asıl kredi borçlusu ile banka arasında akdedilmiş yeni kredi sözleşmeleri nedeniyle doğan borçtanda sorumlu olacağı anlaşılmakla davanın reddine, koşulları oluşmadığından davalının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Davalının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-)Başlangıçta peşin alınan 3.631,49 TL’den harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 59,30-TL red ilam harcının mahsubu ile bakiye 3.572,19-TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-)Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 23.335,32-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-)Davalı tarafından yapılan toplam 2.100,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-)Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde re’sen davacıya/vekiline iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2021

Katip …

Hakim …