Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/189 E. 2021/226 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/189 Esas
KARAR NO : 2021/226
DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2019
KARAR TARİHİ : 17/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’nün, borçlu …’den aralarındaki ilişkiye dayanarak 31.03.2017 tarihli … numaralı 4.500,00 -TL tutarındaki çeki aldığını, davalının çekin vade tarihi 31.03.2017 olmasına rağmen müvekkilimize ödeme yapmadığını, bu sebeple müvekkilinin yasal haklarına dayanarak Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yolu ile takip yapmak istediklerini, Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yolu ile Takip talebi ….İcra Müdürlüğü tarafından söz konusu çek için “karşılıksızdır” kaşesi vurulması gerektiği sebebiyle kambiyo senedine dayanan takip başlatılamadığını, söz konusu çekin muhatabı olan … Bankası A.Ş. ( …), FETÖ/PYD ile bağlantısı olması sebebiyle Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun 22.07.2016 tarihli ve 6947 sayılı kararı ile faaliyet izni kaldırıldığını, müvekkilinin elinde bulundurduğu çek için “karşılıksızdır” kaşesi almak istese de çekin bankanın faaliyet izni kaldırıldığı için bankaya ibrazı imkansız hale geldiğini, muhatap bankaya çekin ibrazının imkansız olduğu ilgili icra müdürlüğüne bildirilmesine rağmen, kambiyo senedine dayalı takip talebimiz reddedildiğini, davalının müvekkile ödemesi gereken 4.500-TL tutarındaki alacağının vade tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiz ile birlikte ödenmesi gerektiğini, taraflar arasındaki ilişki sebebiyle borçlunun imzasını taşımasına rağmen vade tarihinde ödenmemiş olan ve kambiyo vasfını kaybeden çeke dayalı alacağın en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınması amacıyla işbu davanın açılması zorunlu olduğunu, davanın kabulüne, … numaralı 4.500,00-TL tutarındaki çek bedelinin çek vade tarihi olan 31.03.2017 tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkilimize verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
Dava, … numaralı 4.500,00-TL tutarındaki çek bedelinin tahsiline ilişkin alacak davasıdır.
Dosya içeriği ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun ” Muacceliyet” başlıklı 795. Maddesinde; “Çek, görüldüğünde ödenir. Buna aykırı herhangi bir kayıt yazılmamış hükmündedir. Düzenleme günü olarak gösterilen günden önce ödenmek için ibraz olunan çek, ibraz günü ödenir.” 796. maddesinde de ” Ödeme İçin İbraz” başlığı altında; ” Bir çek, düzenlendiği yerde ödenecekse on gün; düzenlendiği yerden başka bir yerde ödenecekse bir ay içinde muhataba ibraz edilmelidir. Ödeneceği memleketten başka bir memlekette keşide edilen çek, düzenleme yeri ile ödeme yeri aynı kıtada ise bir ay ve ayrı ayrı kıtalarda ise üç ay içinde muhataba ibraz edilmelidir.
Bu bakımdan, bir Avrupa memleketinde çekilip ve Akdeniz’de sahili bulunan bir memlekette ödenecek olan ve bilmukabele Akdeniz’de sahili olan bir memlekette çekilip bir Avrupa memleketinde ödenmesi lazımgelen çekler aynı kıtada keşide edilmiş ve ödenmesi şart kılınmış sayılır.
Yukarıda yazılı müddetler, çekte yazılı olan düzenleme tarihinin ertesi günü başlar.” hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanun’un “Çekten Cayma” başlıklı 799. maddesi uyarınca; “Çekten cayma, ancak ibraz müddeti geçtikten sonra hüküm ifade eder. Çekten cayılmamışsa, muhatap, ibraz süresinin geçmesinden sonra da çeki ödeyebilir..”, “Ödememe”, “Hamilin Başvurma Hakları” başlıklı 808. maddesi ise; “Zamanında ibraz edilmiş olan çekin ödenmemiş olduğu ve ödememe hali:
1.Resmi bir belge ile (Protesto);
2.Muhatap tarafından, ibraz günü de gösterilmek suretiyle, çekin üzerine yazılmış olan tarihli bir beyanla;
3.Bir takas odasının, çek vaktinde teslim edildiği halde ödenmediğini tespit eden tarihli bir beyanı ile; sabit bulunduğu takdirde hamil; cirantalar, keşideci ve diğer çek borçlularına karşı müracaat haklarını kullanabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Yasal düzenlemeler göstermektedir ki, çekin ibrazı ve ibraz tarihinin varlığı yasal hakların kullanılması bakımından önem taşımaktadır. Zira, süresinde ibraz edilmeyen bir çekin varlığı halinde, hamil müracaat hakkını kaybeder.
Çekin süresinde muhatap bankaya, muhatap banka dışında bir bankaya veya takas odasına ibrazı mümkündür. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2014/19-774 Esas sayılı kararında da belirtildiği üzere çekin takas odasına ibrazının geçerli olabilmesi için takas odası tarafından çekin ibraz tarihi, karşılığının bulunup bulunmadığı hususlarının çekin arkasına yazılarak kaşelenip imzalanması gerekir.
Somut olayda muhatap banka … Bankası A.Ş’nin faaliyetinin durdurulması, çekin ibraz süresi içerisinde muhatap banka dışında başka bankaya veya takas odasına ibrazına engel değildir. Dava konusu çek sureti incelendiğinde son cironun davacı …’ye ait olduğu, ancak çekin muhatap bankaya, başka bir bankaya veya takas odasına ibraz edildiğine dair herhangi bir şerhin bulunmadığı, çek hamilinin alternatif ibraz yollarına da başvurmadığı, çekin yasal süre içinde ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
Çekin süresinde ibraz edilmemesi halinde hamil, ciranta ve keşideciye karşı kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını kaybeder. Yani süresinde ibraz edilmeyen çek nedeniyle kambiyo hukukundan kaynaklı haklar yitirilmiş olur. Bu durumda çeke dayalı müracaat hakkını kaybeden hamil alacağına kavuşabilmesi için iki yola başvurabilir. Hamil; ya aralarındaki temel ilişkiye dayanarak çeki devraldığı ciranta veya lehtara başvurarak ve süresinde ibraz edilmeyen çeki yazılı delil başlangıcı olarak göstermek suretiyle, alacağını diğer her türlü delille ispat edebilir, ya da TTK’nın 732. maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayanarak ve sadece keşideciden alacağını talep edebilir.
Somut olayda davacı hamil alacak davası açma yolunu seçmiş olup, davacı hamilin alacak talebinde bulunabilmesi için keşideci ile arasındaki temel ilişkinin varlığını ispatlaması gerekmektedir. Davacı vekili dava dilekçesinde Müvekkili …’nün, borçlu …’den aralarındaki ilişkiye dayanarak 31.03.2017 tarihli … numaralı 4.500,00 -TL tutarındaki çeki aldığını belirtmişse de 20/11/2019 tarihinde yapılan ve davacı vekilinin hazır olduğu ön inceleme duruşmasında 6100 sayılı yasanın 140/5.maddesi gereğince taraflara dilekçelerinde gösterdikleri ancak henüz mahkememize sunmadıkları belgeleri sunmaları, başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacı ile gereken açıklamayı yapmaları için 2 hafta kesin süre verilmiş, davacı vekilince verilen kesin süre içerisinde dosyaya herhangi bir belge sunulmadığı gibi başka yerden getirtilmesi istenen belgelere ilişkin açıklama yapılmamış ve 22/01/2021 tarihinde incelemenin yapılamadığına dair tutanak tutulmuş, tutanakta Davacı vekilinin hazır olduğu ve davacının defterlerinin olmadığının bildirildiği hususları imza altına alınmıştır. Dosya kapsamı bütün olarak değerlendirildiğinde davacı hamil davalı keşideci ile aralarındaki ilişkiye dair herhangi bir delil veya belge bulunmadığından davacının keşideci ile arasındaki temel ilişkinin varlığını ispatlayamadığı, çekin arkasındaki son cironun davalı alacaklıya ait olduğu, ancak, çekin bankaya veya takas odasına ibraz edildiğine ilişkin herhangi bir şerhin bulunmadığı, çekin yasal süresinde ibraz edilmemesi nedeniyle alacaklının müracat hakkını kaybettiği anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 59,30-TL’nin harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 76,85-TL harçtan mahsubu ile bakiye 17,55 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸”5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”