Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/185 E. 2021/868 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/185 Esas
KARAR NO:2021/868

DAVA:Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ:28/03/2019
KARAR TARİHİ :01/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili icra takibine konu olarak cari hesap ekstresi ile bu ekstrede yer alan promosyon hizmeti açıklaması olan faturayı gösterdiği, davalı; cari hesap ekstresinde (hesap bakiyesi) geçen ve davacı müvekkillerinin ticari defterlerinde mevcut bulunan maaş ödemesinin gerçekleşmesi sonucunda davalı bankaca ödenecek olan promosyon hizmeti açıklamalı faturayı ödemediği için 65.000,00 TL asıl alacak (takip tarihinden itibaren işleyecek faizle birlikte) üzerinden kendisi aleyhine icra takibine girişildiği, davaya konu edilen icra takibinin hukuki temelini, taraflar arasında akdedilen maaş ödeme protokolü oluşturduğu, davacı müvekkilleri işbu protokol gereklerini yerine getirdiği, tüm çalışanların adına davalı bankada hesap açtırdığı ve 3-4 ay süresince maaş ödemeleri de davalı bankadan gerçekleştirildiği, akabinde karşılıklı anlaşılan bu hükümler çerçevesinde mutabık kalınan promosyon bedeli davalı bankadan talep edildiği, davalı bankanın … şubesi ticari bankacılık yönetmeni …, davacı şirket muhasebe müdürü …’a gönderdiği 08.06.2018 tarihli e-mailde: “maaş ödemeleri karşılığında bilginiz dahilinde 3 yıllık promosyon verilecek 65.000,00 TL bunun için bu tutarda kesmeniz gerekli dün … Bey ile de görüştük size yönlendirmişti yardımınızı rica edebilirmiyim” şeklinde fatura kesilmesi karşılığında ödemenin yapılacağı taahhüt edildiği, yukarıda belirtilen email üzerine 10.06.2018 tarihli toplam 76.700,00 TL bedeli (65.000,00 4 KDV) fatura keşide edilerek davalıya gönderildiği, bu faturayı alan davalı banka şube yönetmeni 11.06.2018 tarihli e-mail ile: “kdv dahil 65.000,00 TL olarak düzenlenmesini rica ederim.” Şeklindeki beyanda bulunduğu, bunun üzerine 10.06.2018 tarihli toplam 76.700,00 TL bedelli fatura iade alındığı, iptal edildiği; yerine davalı bankanın talep ettiği 18.06.2018 tarihli ve toplam 65.000,00 TL bedelli fatura keşide edilerek davalı bankaya gönderildiği, davalı banka bu faturaya itiraz etmediği ve kayıtlarına aldığı, bu gelişmelerin ve yazışmaların akabinde davacı müvekkili defalarca fatura bedelinin ödenmesini talep ettiği, ancak davalı banka yetkilileri her defasında başka bahanelerle “ödemenin yapılacağını, fakat biraz zaman alacağını” beyan ettiklerini, yukarıda ayrıntılı şekilde izah ettikleri üzere; davalı banka promosyon bedelini kabul ettiği, müvekkile fatura düzenlettiği, bu faturayı ticari defterlerine kaydederek itiraz etmediklerini, ancak fatura bedeli ödeyeceğini taahhüt etmesine rağmen ödemeyi gerçekleştirmediği, davalı bankanın edimini yerine getirmemesi üzerine de davacı müvekkili 3-4 ay kadar sonra davalı bankadan maaş ödeme sistemine son verdiği, hatta davalı banka yukarıda belirtilen irade açıklamaları üzerine gerek taraflarca imzalanan maaş ödeme protokolü gerekse de 6098 sayılı t.b.k.’ndan kaynaklanan sorumluluklarından kurtulabilmek adına, işbu dilekçelerinin ekinde sunulan ihtarnameyi müvekkillerine gönderdiği, davalı tarafından 12.09.2018 tarihinde gönderilen ihtarname ile taraflar arasından 23.05.2018 tarihinde imzalanan maaş ödeme protokolünün maddelerinde herhangi bir illiyet bağı bulunmadığından taraflarınca cevap verilmeye gerek dahi görülmediği, davalı borcu; 10.09.2018 tarihli dilekçe ile borca itiraz ettiği ve bu itiraz üzerine takip durduğu, davalı itiraz dilekçesinde kısa olarak; “davacı müvekkiline borcu olmadığını.” iddia ettiği, oysa ki davalı borçluya; taraflar arasında imzalanan maaş ödeme protokolü gereğince müvekkili tarafından işçilerine ödenmek üzere davalı banka hesabına 3-4 ay süresince ödemeler yapıldığı, lakin davalı banka müvekkili şirket tarafından yapılan maaş ödemleri karşılığında müvekkilleri ödenecek olan Promosyon hizmeti bedelini hiçbir şekilde ödemediği, bu somut vakalar; faturayla, ticari defterlerle, e-mail yazışmalarıyla ve ihtarnamelerle sabit olduğu, davalı borçlunun borca itiraz dilekçesindeki “böyle bir borçları olmadığı yönündeki” iddiaları gerçekleri yansıtmadığı gibi hukuki dayanağı olmayan mesnetsiz iddialar olduğu, davalı birçok defa yapılan görüşmelere rağmen promosyon hizmet bedelinden kaynaklı borcunu ödememekle ısrar etmekte ve her seferinde farklı bahane ileri sürdüğü, davalı (borçlu) tarafından takibe yapılan itiraz haksız ve mesnetsiz olduğu, bu nedenle borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile haksız ve kötüniyetli itiraz nedeniyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini teminen işbu davayı açma zorunluluğu doğduğu, yukarıda arz ve izahına çalışılan nedenlerle; haksız ve kötüniyetli itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine, alacağın 9620’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini” talep etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı işbu davayı açmadan evvel; herhangi bir hukuki dayanağı olmaksızın tek taraflı olarak düzenlediği bir faturayı müvekkil banka’ya göndererek bedelini tahsil etmek istediği, akabinde davacı …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile müvekkil banka aleyhinde ilamsız icra takibi yaparak 65.000 TL’lik anaparanın faiziyle birlikte tahsili için müvekkil banka’ya ödeme emri gönderdiği, söz konusu haksız icra takibine yasal süresi içinde müvekkil bankaca itiraz edilerek takip durdurulduğu, bunun üzerine davacı dava şartı olan arabulucuya başvurduğu, müvekkilinden haksız talep edilen bedel için davacı taraf ile herhangi bir anlaşma yapılmadığı, akabinde davacı işbu davayı ikame ederek müvekkilinin bankaya gönderdiği dava dilekçesinde, yukarıda belirtilen takibin devamı ile müvekkil banka aleyhine 9620 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiği, davacının taleplerinin maddi ve hukuki dayanağı bulunmamakta olup reddi gerektiği, müvekkil banka ile davalı arasında 23.05.2018 tarihinde akdedilen maaş ödeme protokolü çerçevesinde davacı tarafa promosyon ödemesi yapılması taahhüt edilmemiş olup davacı sözleşme hükümlerine aykırı davrandığı, müvekkili ile davacı arasında yazılı şekilde imzalanan tek anlaşma maaş ödem protokolü olup bu protokol gereğince davacı tarafa ödenmesi taahhüt edilen herhangi bir sponsorluk ücreti bulunmadığı, taraflar sponsorluk ücretine ilişkin yazılı bir anlaşma akdetmedikleri gibi aşağıda detayları ile açıklanacağı üzere davacı taraf sözleşme hükümlerine aykırı davranmış olduğundan müvekkili 12.09.2018 tarihinde davacıya göndermiş olduğu fesih ihtarnamesi ile de sözleşmeyi tek taraflı olarak sona erdirdiği, davacı taraf dilekçesinde 18.06.2018 tarihli toplam 65.000 TL bedelli bir faturayı müvekkiline gönderdiğini ve faturaya itiraz edilmediğini belirttiği, fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu, bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılacağı, fatura düzenleyen bir tacirin Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2. Maddesinde belirtilen karineden yaralanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına 21/2. Maddesinde belirtilen karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişkin bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerektiği, fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına dair olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin varlığı şart olduğu, bu sebeple faturaların TTK’nın 21. Maddesi gereğince kesinleşmiş ve tarafları bağlayıcı olduğunun kabul edilebilmesi için, fatura konusu işle ilgili taraflar arasında sözleşme yapıldığının yasal kesin delillerle kanıtlanması ve bedeli uyuşmazlık konusu işin de kabul edilebilir yeterlilikte iş sahibine teslim edildiğinin yüklenici tarafından kanıtlanmış olması zorunlu olduğu, sadece faturanın karşı tarafa tebliğ edildiği ve itiraz edilmemiş olması taraflar arasında akdi ilişki kurulmuş ve iş bedelinin istenebilir olduğunu kanıtlayamacağı, davacı ilgili faturanın tarafları bağlayabilmesi için gerekli olan yasal delilleri sayın mahkemeye sunamadığı, ayrıca davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği gibi müvekkili ile imzaladıkları sözleşme hükümlerine uygun davranış olduğu iddiası da doğru olmadığı, davacı taraf ilgili sözleşmede belirtilen yükümlülüklerine aykırı davrandığı ve müvekkili ile aralarında şifahen bahsedilen sponsorluk ücretine hak kazandığı yanılgısına düştüğü, davacının dava dilekçesinde yer verdiği e-mail yazışmaları tarafları bağlayıcı olmayan kesin delil niteliği taşımayan karşılıklı müzakere amacına yönelik ifade olduğu, fakat yine de bu ifadeler dikkatlice okunduğunda ilgili sponsorluk ücretinin ancak davacının maaş ödemelerini müvekkili ile akdettiği maaş ödeme protokolü’ne uygun şekilde 3 yıl boyunca gerçekleştirdiği takdirde gündeme getirilmesinin bahsedildiği anlaşılacağı, davacı dava dilekçesinde yer alan ve bağlayıcı olmayan e-mail yazışmaları dışında herhangi bir yazılı kanıt veya belge sunamadığı, biran için e-mail yazışmalarının akdi bir ilişki oluşturduğu düşünülse dahi borçlu temerrüdünün oluşumu için geçerli olarak doğduğu ve ifası mümkün olan borcun muaccel olması gerekli olduğu, burada muaccel bir borçtan bahsedilmesi mümkün olmadığı zira borcun doğması için müzakere edilen koşullar yerine getirilmediği, davacının iddia ettiği bir sponsorluk ücreti olsaydı dahi bu ücretin ancak 3 yıl boyunca maaş ödemelerini müvekkili banka aracılığıyla sözleşme hükümlerine uygun olarak gerçekleşmesi koşulları ile kendisine verilmesi müzakere edilirken aşağıda detayları ile açıklayacakları üzere aralarında yazılı olarak akdettikleri sözleşme hükümlerine aykırı davranan davacının böyle bir alacağı olmadığı ve hukuki anlamda böyle bir borç zaten hiçbir zaman var olmadığı, tarafların aralarında akdettikleri sözleşme hükümleri gereği “Bay … Otel” ve “…” çalışanlarının maaş ödemelerinin maaş ödemelerinin müvekkil banka aracılığı ile yapılması gerekirken … çalışanlarının maaş ödemeleri geçerli bir sebeb göstermeksizin tek taraflı olarak sözleşme hükümlerine aykırı şekilde durdurulduğu, ayrıca yine sözleşme’nin 5. Maddesi uyarınca ödeme gününden en az 2 işgünü önce yapılması gereken maaş ödemeleri zamanında yapılmadığı, 2 adet otel çalışanlarının maaş ödemelerinin yapılacağına ve davacının sözleşme hükümlerine riayet etmediğini gösterir hareketleri işbu dilekçeleri ekinde sayın mahkemeye sunulduğu, yukarıda izah edildiği üzere taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca müvekkili bankanın böyle bir sponsorluk ücreti ödeme yükümlülüğü olmadığı gibi söz konusu sponsorluk ücretine hak kazandığını iddia eden davacının bu iddiasını ispatlaması gerekmekte olduğu, burada ispat yükü davacıda olduğu, herhangi somut bir delil sunamayan davacının iddialarını içerir haksız ve mesnetsiz işbu davanın sayın mahkemece reddi gerektiği, davacının talebine konu alacak çekişmeli olduğundan icra inkar tazminatı talebi de reddedilmesi gerektiği, davacı dava dilekçesinde müvekkil banka aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiği, oysa bu davada icra inkar tazminatı söz konusu olamayacağı, likit bir alacaktan söz edebilmek için miktarı ve varlığını tespite yarayacak hususların yargılama gerektirmemesi, borçlu tarafından bilinebiliyor olmaları gerektiği, davacı vekilinin iddiasının aksine müvekkili banka tarafından bilinebiliyor olması gerektiği, davacı vekilinin iddiasının aksine müvekkili banka tarafından varlığı ve tutarı belirlenebilir bir borç Mevcut olmadığı, yerleşik yargıtay içtihatları uyarınca dava konusu alacağın varlığı ve çözümü yargılamayı gerektirdiğinden dava konusu alacak likit alacak olarak kabul edilemeyeceği ve bu nedenle icra iflas kanunu’nun 67/2 maddesine göre icra inkar tazminatı talebine konu edilemeyeceği, yukarıda belirtilen ve re’sen nazara alınacak nedenlerle işbu davanın; esasına girilmeksizin usulden reddine, esasına girilecek olursa da yukarıda açıklanan nedenlerle esastan reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini, ” talep edilmiştir.
Davanın; 65.000,00-TL tutarlı Cari hesap ekstresinden kaynaklanan alacağa ilişkin …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olduğu görüldü.
…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup takip dosyası incelendiğinde; alacaklının … Şirketi, borçlunun … A.Ş olduğu, takibin 65.000,00-TL tutarlı cari hesap alacağına ilişkin ilamsız takip olduğu, 29/08/2018 tarihli ödeme emrinin borçluya 05/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 10/09/2018 tarihinde süresi içerisinde takip konusu alacağa ve tüm ferilerine itiraz ettiği görülmüştür.
Bankacılık alanında uzman bilirkişi … ve Mali Müşavir bilirkişi … tarafından müşterek imzalı 22/03/2021 tarihli heyet raporunda özetle; Dava dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi, nihayetinde bilirkişiye verilen görev ile sınırlı olmak üzere, yukarıda anlatılan görüş ve gerekçelerle, nihai takdir ve değerlendirme yüce mahkemeye ait olmak üzere, davacı… Ticaret A.Ş. firması ile Alternatif Bank … Şubesi arasında 3 yıl süreli olarak 23.05.2018 tarihinde “Maaş Ödeme Protokolü” imzalanmıştır. Taraflar arasında bu konuda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasında akdedilen “maaş Ödeme Protokolü” 23.05.2018 tarihinde imzalanmış olup,23.05.2018 tarihi itibariyle yürürlüğe girdiğiveya gireceği taraf beyanlarından anlaşılmaktadır. Davacı firma, sözleşme gereği Personel maaş karşılıklarını 07.06.2018 tarihinden itibaren davalı Banka nezdindeki “Maaş” hesabına mahsup/veya EFT yaptığı görülmektedir. Taraflar arasında düzenlenen “Maaş Ödeme Protokolünün incelenmesinde; Söz konusu Protokolde: Davalı tarafın iddia ettiği gibi, 65.000,00 TL Promosyon ödeneceğine dair bir rakamsal veri bulunmadığı gibi, maaş ödenecek personel sayısının belli
olmadığı, maaş ve diğer ödentilerin takvimsel olarak tarihlerinin belirlenmediği görülmektedir. Yine davalı tarafın iddia ettiği gibi söz konusu protokolde “Bay … Otel” ve “…” çalışanlarının olup olmadığı, varsa … çalışanlarının maaş ödemelerinin durdurulma sebebi, maaşların 2 iş günü önceden bankaya yatırılıp yatırılmadığı konusunda bir açıklık bulunmamaktadır. Ancak Davacı tarafın, taraflar arasında düzenlenen Protokol kapsamında sorumluluğunu yerine getirdiği (tablo:3’de de görüleceği üzere) anlaşılmaktadır. Taraflar arasında akdedilen Protokolde “promosyon” ödeneceğine dair bir ifade bulunmamakla birlikte, davacı Firma yetkilileri ile davalı Banka … Şubesi yetkilileri arasındaki e-mail mesajlardan, davalı Banka tarafında, davacı tarafa 65.000,00 TL ödeneceği konusunda bir taahhütte bulunulduğu kanaati oluşmaktadır. Firma Yetkilisi ile banka yetkilisi arasında yapılan; (Banka Yetkilisi …) “Konu hakkında sizden önce ben her gün Genel Müdürlüğümüz ile görüşme halindeyim. Fakat anlattığım üzere Banka çerisinde promosyon ödeme sistemi İlk kez sizin firmanızda olduğu için alt yapı kuruluyor ve sürekli geliştirmesi yapılmakta konu şubemizde olan bir durum değil. Bu yüzden gerekli birimlerden haber almadan bende sizlere bir şey diyemiyorum. Tekrar bir görüşme yapıp tarafınıza bilgi veriyor olalım” (Banka Yetkilisi …) “… hanim Merhaba. (Firma yetkilisi) Maaş ödemeleri karşılığında bilginiz dahilinde 3 yıllık promosyon verilecek 65.000,00 TL bunun için bu tutarda fatura kesmeniz gerekli. Dün … Bey ile görüştük size yönlendirmişti yardımınızı rica edebilir miyim”,* (Banka Yetkilisi …)”KDV dahil 65.000,00 TL olarak düzenlenmesini rica ederim “ Şeklindeki yazışmaların mevcut olduğu, davalı banka tarafından bu mesajların delil niteliğinde olmadığı beyan edilmiş olmakla birlikte, Taraflar arasında düzenlenen Protokolde, Taraflar iş bu Sözleşmesinde belirtilen faks numaralarına veya zaman zaman tarafların yazılı olarak birbirlerine bildirecekleri faks numaralarına gönderilen ve gönderilecek iletilerin, talimatların ve her türlü yazının 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 193 ve 199. Maddeleri uyarınca kesin delil teşkil edeceklerini beyan ve kabul ederler.” Şeklinde hüküm bulunduğu, Dosya kapsamında bulunan tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı firma ile davalı Banka arasında Sözleşmeden doğan ticari bir ilişkinin mevcut olduğu, 29.08.2018 takip tarihi itibariyle 65.000,00 TL’nin yasal faizi ile talep edebileceği tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
2004 sayılı İİK madde 67 uyarınca; “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde Mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir”.
…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklının … Şirketi, borçlunun … A.Ş olduğu, takibin 65.000,00-TL tutarlı cari hesap alacağına ilişkin ilamsız takip olduğu, 29/08/2018 tarihli ödeme emrinin borçluya 05/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 10/09/2018 tarihinde süresi içerisinde takip konusu alacağa ve tüm ferilerine itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 28/03/2019 tarihinde açıldığı, alacaklı/vekiline itiraz üzerine takibin durdurulması kararının tebliğine dair mazbata, sair bilgi belge de bulunmadığından İİK madde 67’de öngörülen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı gibi takip tarihi ile dava tarihi arasında da 1 yıldan az süre bulunduğu görülmekle eldeki itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Alınan bilirkişi raporunda; Davacı ile davalı bankanın … Şubesi arasında 3 yıl süreli 23.05.2018 tarihinde “Maaş Ödeme Protokolü” imzalanmış olup, Davacının, sözleşme gereği Personel maaş karşılıklarını 07.06.2018 tarihinden itibaren davalı Banka nezdindeki “Maaş” hesabına mahsup/veya EFT yaptığı, taraflar arasında düzenlenen Protokolde promosyon ödeneceği veya tutarı, maaş ödenecek personel sayısı, ödeme tarihleri ile ilgili açık düzenleme bulunmamakla birlikte Banka Yetkilisi … ile davacı şirket yetkilisi arasındaki yazışmalardan davacıya 65.000,00-TL tutarında 3 yıllık promosyon ödeneceğinin taahhüt edildiği, bunun için davacıdan fatura düzenlemesinin istendiği ve davacının 10/06/2018 tarihinde 65.000,00-TL tutarında promosyon hizmeti açıklaması ile fatura düzenlediği, taraflar arasında düzenlenen Protokolde, tarafların yazılı olarak birbirlerine bildirecekleri faks numaralarına gönderilen ve gönderilecek iletilerin, talimatların ve her türlü yazının 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 193 ve 199. Maddeleri uyarınca kesin delil teşkil edeceklerini beyan ve kabul ettikleri hususları dikkate alındığında davalı tarafça davacıya 65.000,00-TL promosyon ödemesinin taahhüt edildiği ve bunun için davacıdan istenen fatura düzenleme koşulunun davacı tarafından yerine getirildiği ancak davalının taahhüt edilen promosyon ödemesini yapmadığı anlaşılmakla davanın kabulü ile 65.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK madde 67/2.maddesi uyarınca; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” neticeten işbu davada davalı borçlunun itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve cari hesaptan kaynaklanan alacak likit olduğundan hükmolunan meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın Kabulüne,
…. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının 65.000,00-TL alacak üzerinden iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %9 yasal faiz işletilmek suretiyle takibin devamına,
2-Alacağın %20’si oranında 13.000,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 4.440,15-TL harçtan peşin alınan 785,04-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.655,11-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 1.400,00-TL bilirkişi ücreti, 184,40-TL tebligat/posta masrafı, 44,40-TL başvurma harcı, 785,04-TL peşin harç ve 6,40-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 2.420,24-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.250,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yatırılan avanstan artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır