Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/177 E. 2019/341 K. 11.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/177 Esas
KARAR NO : 2019/341
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/11/2013
KARAR TARİHİ : 11/04/2019

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile taraflar arasında 21.04.2008 tarihinde…/Kandilli-… kumu sahasının işletilmesi ve ürün zenginleştirilmesi işine ait sözleşme bağıtlandığını, bu sözleşme uyarınca vekiledenin … Kurumu’ndan 10 yıl için…kumu üretim faaliyeti ihalesini aldığını,… kumu üretim sahasındaki kum çıkarma işlemini …Kurumu’na karşı tüm hak ve sorumlulukları vekiledenine ait olmak üzere davalı şirkete verdiğini, davalının ilgili bölgeden sözleşme hükümleri çerçevesinde yılda 300.000 ton kuvars kumu üretimi yapmayı ve ürettiği kumun 180.000 tonunu kendisi pazarlamayı, geri kalan 120.000 ton kumu ise sözleşmenin 11.maddesinde düzenlenen “ürün maliyet fiyatlarına tesis amortisman bedelleri, yatırıma ait finans giderleri ve …Kurumu’na ödenecek rödevans tutarları şarj edilemeyecek ve maliyet bedeli 12,00 YTL/tonu geçemeyecektir.” hükmü uyarınca 120.000 ton kumu 12 TL/TON’ dan vekiledenine satmayı taahhüt ettiğini, davalının 13.10.2010 tarihli yazısı ile vekiledenini sözleşme dışı yükümlülükler altına soktuğunu ve sözleşmenin 8.4 maddesinin ”Personel nezaretinde tesisten numune alınması” kaydı getirilerek ihlal edildiğini, ayrıca sözleşmede kararlaştırılan ton birim fiyatı değiştirilerek yine sözleşmenin 8.4 maddesinin ihlal edildiğini, sözleşmenin 8.4 maddesinin 2.cümlesinde aykırı olarak döküm kumu özelliğini taşıyan kumu teslim etmediğini, sözleşme konusu kumun teknik özelliklerinin kararlaştırıldığını ancak sayısal değerlerin belirlenmediğini, davalının vekiledeninin menfaatine uyan ya da en azından vekiledeninin kullanabileceği asgari kalite kumu üretmek zorunda olduğunu, zira vekiledeninin bu sözleşmeyi yapmasındaki saikin kendi fabrikasında kullanacağı kumu temin etmek ve artan kumu pazarlamak olduğunu, bu durumun vekiledeni açısından esaslı bir unsur olduğunu, ancak davalının vekiledeninin ihtiyaç duyduğu kumu üretme kudretine sahip olmasına karşın sırf sözleşmede yer almadığı iddiasıyla kötüniyetli olarak üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, sözleşmenin 14.2 maddesinde işverenin fesih hakkının düzenlediğini, davalının vekiledeninin iznini almadan ve haber vermeden proje değişikliği için tek başına ilgili devlet kurumuna müracaat ettiğini, iş bu müracaatın başlı başına sadakat yükümlülüğüne, basiretli bir tacir olma borcuna aykırı kötüniyetli bir eylem olduğunu, bu sebebin dahi başlı başına sözleşmeyi fesih elmek için yeterli olduğunu, davalı şirketin vekiledeni şirkete hiç ve gereği gibi kum teslimatı yapmadığını, işbu sebeple vekiledeninin sözleşmede kararlaştırılan kumu teslim almadığından ve kuma ihtiyaç duyduğundan, sözleşmede kararlaştırılan fiyat olan 12 TL/TON yerine daha yüksek fiyatla kum satın almak zorunda kaldığını, vekiledeninin 3. kişiden daha yüksek fiyatla aldığı kum ile sözleşme ile kararlaştırılan 12 TL/TON fıyat arasındaki fark kadar ton başına somut olarak maddi zarara uğradığını, vekiledeninin 3.şahıslardan daha pahalıya aldığı kum ile davalının sözleşme fiyatı ile teslim etmesi gereken kum fiyatı arasında toplam 1.232.894,00.- TL fazla ödeme yapılarak zarara uğradığını, ayrıca vekiledeninin kar mahrumiyetine de uğradığını, kar mahrumiyetinden şimdilik fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydı ile 100.000.-TL talep ettiklerini beyanla, fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.332.894,00.-TL’nin davalıdan reeskont faiziyle birlikle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu yanıt dilekçesi ile vekiledeni şirkete ait …/ZONGULDAK tesislerinin 2010 yılı ortalarında faaliyete geçen ve düz cam üretimi yapan grup şirketi …. A.Ş’ne camın hammaddelerinden biri olan kum teminini sağlamak üzere yine aynı tarihlerde faaliyete geçtiğini, vekiledeninin … ve Düzce’de bulunan tesislerinde … için hammadde temin edildiğini, davacının … Kurumundan 800.000 ton üretim garantili ve rödevans karşılığı 10 yıllık süre ile işletme hakkını kiraladığı Kandilli-…ı kum ocaklarının işletilmesi hakkının ürün paylaşımı yolu ile vekiledeni şirkete verdiğini, davacının dava konusu sözleşmeyi yapmasındaki en büyük ticari etkenin,… Kurumu işletmesiyle rödevans karşılığı yapmış olduğu sözleşmenin 10 yıl içinde asgari 800.000 ton üretim garantisi içermesi, bu garanti sebebiyle 1,600,000-TL kesin ödeme taahhüdüne girmiş olması ve sözleşmeye konu ocaklardan çekilen kuvarsitin bir dizi işlemden geçmeden hiçbir ekonomik değerinin olmaması, kuvarsitin ekonomik değer kazanması için kurulması gerekli olan tesislerin maliyetinin ortalama 8-9 milyon TL olması, vekiledeninin cam kumu temin etmek için böyle bir tesis kurma aşamasında olması ve davacının o tarih itibariyle böyle bir tesisin kurulumunu planlamaması olduğunu, davacının dava dilekçesinde söz konusu sahanın, 1.600.000 TL garanti rödevans ödemesi ve 800.000 ton ürün karşılığında işletme hakkının alındığından nedense hiç bahsetmediğini, …Kurumu ile aralarında bağıtlamış olduğu sözleşmeyi delil listelerine dahi koymadığını, vekiledeni şirketin davacı ile imzalamış olduğu sözleşme ile davacının …Kurumu’na karşı üstlenmiş olduğu işbu taahhütleri üstlendiğini, davacının ürün elde etme karşılığında 10 yıl süre ile işletme hakkını elde ettiği ocakları, elde edilen ürünün paylaşımı yolu ile vekiledenine işletilmesi amacıyla verdiğini, vekiledeninin elde edilecek ürünün bir kısmını maliyet bedeli üzerinden davacıya vereceğini, gerek davacının … Kurumu işletmesinden ton başına devlete ödediği rödevans karşılığı işletme hakkını aldığı sözleşmenin, gerekse taraflar arasındaki alt sözleşmenin nitelikleri itibariyle eser sözleşmeleri olmayıp hasılat paylaşımı sözleşmeleri olduğunu, … kum tesislerinin vekiledeninin mülkiyetinde bulunan arazi üzerine kurulduğunu, vekiledeninin kendi finans kaynakları ile kendi arazisi üzerinde kurmuş olduğu tesiste üretim sürecinde davacıya ne gibi bir denetim hakkı vereceğinin davacı tarafından açıklığa kavuşturulması gerektiğini, denetim adı altında vekiledenine ait tesislere girilmesinin yapılan işin mahiyetine uygun olmadığını,…tesislerinin cam üretimine hammadde teminine yönelik olarak kurulduğunu, tesislerde 6 çeşit kumdan biri olan kuvars kumu elde edildiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 8.4 maddesinde davacının talepte bulunacağı döküm kumuna ait hiç bir fiziksel ve kimyasal özelliğin belirtilmediğini, davacının vekiledeninden sözleşme kapsamında bulunmayan niteliklerde ürün talep ettiğini, döküm kumuna ait tek bir çeşidin söz konusu olmadığını, vekiledeninin sözleşmede belirtilen kumları davacıya teslim etme taahhüdünden hiç bir zaman kaçınmadığını, taraflar arasındaki 25.02.2008 tarihli sözleşmenin imzasının akabinde gerekli çed ve orman kullanım izinlerinin alınması … kum tesisinin yapımının 2010 yılı ortalarında tamamlanmasının ardından vekiledeninin … kum ocaklarından sevkiyata başlandığını, vekiledeni şirketin hammadde temin ettiği … camın üretim özelliği nedeniyle yılın 365 günü 24 saat üretim yaptığını, davacıya teslim edilecek kumun tamamının… ocağından karşılanacak olmasının, vekiledeni şirketin…verdiği kumda ise farklı ocaklardan getirilen kumların kullanılması ve bu kumların cam kumu haline getirilmesi için fazladan işlemlere tabi tutulması sebebiyle davacının talep ettiği kumu gününde teslim almaması halinde tesisin… sürekli hammadde sevketmesi nedeniyle bu kumun tekrar silolardan boşaltılarak tekrar kamyonlara yüklenip… kum ocağına geri döküleceğini, görüldüğü üzere bu durumun vekiledeni şirkete ekstra birde nakliye maliyeti yükleyeceğini, taraflar arasında anlaşmazlık konusu olan diğer bir husus ise döküm kumunun fiyatı konusu olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesine kadar hiçbir tarihte, vc hiçbir şekilde vekiledeni şirketten tonu 12 TL’den kum talep edileceğine dair bir istemde bulunmadığını, tüm yazışmalarında maliyet fiyatı üzerinden kum alınacağı bu fiyata anlaşma gereği rodevans bedeli, amortisman ve yatırıma ait finansal giderlerin eklenmeyeceğinin belirtilmediğini, davacı şirket tarafından yapılan yazışmaların hiçbirinde kumun ton fiyatının 12 TL ye sabitlendiği ve bu fiyattan kum verilmesi gerektiğine dair en küçük bir ifade dahi olmadığını, bir ürününün alım fiyatını sabitleyip daha sonra da 10 yıl boyunca bu fiyat üzerinden mal teslimi talebinde bulunmanın bu sözleşmenin ifasını baştan imkansız kıldığını, vekiledeni şirketin piyasa koşullarında içinde bulunulan tarih itibariyle tonu nakliye hariç ortalama 90-100 TL civarında olan bir ürünü 10 yıl boyunca davacı tarafa 12 TL gibi imkansız bir fiyattan vermesi halinde kendisinin ekonomik mahvına sebep olacağını beyanla haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, … esas ve …karar sayılı karar ile davanın reddine karar verilmiş, istinaf başvurus üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesinin 07/03/2019 tarih, …esas ve … karar sayılı ilamı ile “İncelenen dosyada, yukarıda belirtilen Yargıtay kararı gereğince taraflar arasındaki uyuşmazlık hasılat kira ilişkisinden kaynaklanmasına rağmen dava Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmış ve sonuçlandırılmıştır. Mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. ” gerekçesi ile Mahkememiz kararının kaldırılmasına, dosyanın İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmek üzere Mahkememize gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı sonrası dosya, yukarıda belirtilen esas sırasına kaydedilmiştir.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115.madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Yasanın “Sulh Hukuk Mahkemelerinin Görevi” başlığını taşıyan 4.maddesi gereğince Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler.
Somut durumda, istinaf ilamında belirtilen gerekçe ile görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1- Davanın 6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi delaleti ile 115/2.maddesi gereğince görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine,
2- 6100 sayılı Yasanın 20/1 maddesi delaletiyle kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dosyanın görevli Nöbetçi İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile birlikte ihtarına,
3- 6100 sayılı Yasanın 331/2.maddesi gereğince davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına, davaya devam olunmaması halinde Mahkememizce dosya üzerinden durumun tespiti ile davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.11/04/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …