Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/15 E. 2021/31 K. 06.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/15 Esas
KARAR NO:2021/31

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:16/09/2014
KARAR TARİHİ:06/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 18.11.2008 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin anneannesi … tarafından, …adına … hesap numarası ile 05.12.1978 tarihinde hesap açıldığını ve bu hesaba birçok kez para yatırıldığını, müvekkilinin açılan hesaptan ve yatırılan paradan 01.11.2008 tarihinde haberdar olduğunu belirterek, müvekkilinin banka hesabında bulunan ve haksız olarak iade edilmeyen 6.500.00-TL’nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla hesabın açılışından itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 11.03.2009 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Hesabın açıldığı tarihin 1977 olarak beyan edildiğini, hesap cüzdanına göre son hareket tarihinin 05.12.1977 olduğunu, BK’nun 125.maddesine göre dava konusu edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkili bankanın kayıtlarında yapılan incelemede, davacının sahibi olduğunu iddia ettiği … numaralı hesaba ilişkin herhangi bir bilgi ve belgeye ulaşılamadığını, müvekkili nezdinde böyle bir hesap olmadığını beyanla, davanın zamanaşımı ve esas yönlerinden reddini talep etmiştir.
Dava; bankada unutulduğu iddia olunan mevduat hesabındaki paranın ödenmesine ilişkin alacak davasıdır.
TCMB İdare Merkezinin 04.08.2009 tarih, … sayılı cevabi yazısıyla, Bankanın … Şubesinin 1985-2001 yılları kayıtlarında yapılan araştırma sonucunda, dava konusu hesaba ilişkin herhangi bir kayda rastlanılmadığı, 01 Ocak 2001 tarihinden itibaren Bankaların zamanaşımına uğrayan mevduatı Bankaları nezdindeki … hesabına yatırdığını, bu tutarla ilgili bilgileri içeren listeleri ise BDDK’nun …’ye gönderdiği bildirilmiş, … Finansman Daire Başkanlığının 29.07.2009 tarih ve 2772 sayılı cevabi yazısıyla ise, Fona devredilerek gelir kaydedilen her türlü mevduat, katılım fona, emanet ve alacakların hak sahiplerine iadesinin mümkün olmadığı, TTK gereğince 10 yıl süreyle saklanması gerekli belgelerin imha edilmesi nedeniyle 1999 yılından önceki kayıtlar ile ilgili detaylı bir araştırma yapmamın mümkün olmadığı bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından, Mahkememiz kararı gereğince ibraz olunan Nüfus Aile Kayıt Tablosunun incelenmesinden, davacı …’in anneannesinin isminin … olduğu ve dava konusu hesabın açıldığı iddia olunan tarihten yaklaşık 35 yıl önce, 02.01.1943 tarihinde öldüğü anlaşılmıştır.
Ümraniye Nüfus Müdürlüğünce düzenlenen resmi kayıtlardan da anlaşıldığı gibi, davacının anneannesinin adı … değildir. Başka bir anlatım biçimiyle,sunulan hesap cüzdanında adı yazılı kişi davacının anneannesi değildir.Ayrıca,Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kayıtlarında yapılan incelemede de,iddia edilen hesapla ilgili bir bilgiye rastlanılmamıştır.
Dava, 18/11/2008 tarihinde ….Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmıştır. … Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada neticesinde 10/12/2009 tarihli … karar sayılı kararı ile; Ümraniye Nüfus Müdürlüğünce düzenlenen resmi kayıtlardan da anlaşıldığı gibi, davacının anneannesinin adı … olmadığı, başka bir anlatım biçimiyle, sunulan hesap cüzdanında adı yazılı kişinin davacının anneannesi olmadığı, ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kayıtlarında yapılan incelemede de, iddia edilen hesapla ilgili bir bilgiye rastlanılmadığı,gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
….Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/12/2009 tarihli … Esas … karar sayılı kararının davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay ilgili hukuk dairesine gönderilmiş, Yargıtay 11.HD 12.12.2011 tarih 2010/6614 esas 2011/16842 karar sayılı ilamında; “…Davacı vekili, müvekkilinin anneannesi olan … tarafından müvekkili adına davalı banka nezdinde vadeli mevduat hesabı açıldığını ileri sürerek işbu davayı açmış, mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının anneannesinin 1943 yılında öldüğü, … ve Merkez Bankası’na yazılara verilen cevapta davacı adına açılmış ve tasfiye edilmiş bir hesaba rastlanmadığının bildirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, dosya içeriğinden davacı adına, davalı banka nezdinde açılmış olan bir hesabın bulunduğu ve davacı tarafın buna ilişkin olarak banka hesap cüzdanı ibraz ettiği anlaşılmaktadır. Öte yandan ibraz edilen banka mevduat hesap cüzdanı örneğinden, hesabı açan kişinin … isimli şahıs olduğu görülmekle, bu kişinin davacının anneannesi olup olmamasının da sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Bu durumda, söz konusu hesabın kapatıldığı ya da tasfiye edildiği yönündeki ispat külfetinin davalı bankaya ait olduğu göz önüne alınarak yapılacak değerlendirme sonunda sonuca gidilmesi gerekirken yukarıda değinilen gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle ….Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/12/2009 tarihli … Esas … karar sayılı kararının bozulmasına karar verilmiş, davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş, Yargıtay 11.HD 24/04/2012 tarih … esas … karar sayılı ilamında; “…Karar düzeltme istemine konu miktar (6.500 TL) 9.350 TL’sının altında olup, davalı vekilinin karar düzeltme dilekçesinin miktar yönünden reddi gerekmiştir…” gerekçesiyle davalı vekilinin karar düzeltme dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Yargıtay 11.HD 12.12.2011 tarih 2010/6614 esas 2011/16842 karar sayılı bozma ilamı ve 24/04/2012 tarih … esas … karar sayılı karar düzeltme dilekçesinin reddi kararı üzerine dosya ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sırasına kaydedilmiş, ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında; HSYK’nın 10/12/2011 tarihli kararı gereğince dosyanın …. Asliye Ticaret Mahkemesine aktarılmasına karar verilerek …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sırasına kaydedilmiş, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin kapatılması üzerine dosya Mahkememizin 2014/390 esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak talep tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiş, Bilirkişi … tarafından düzenlenen 05/05/2014 tarihli raporda; 19/11/1979 tarihi baz alınarak, uyarlamaya esas alınan İto-Ücretliler Geçinme Endeksi, Cumhuriyet Altını, Amerikan Doları, … Eşya Endeksi ve Enflasyon artış oranlarına göre 17/11/2008 dava tarihindeki reel alım gücünün ortalama olarak 73.174,75 kat artış gösterdiğini buna göre 611,32 TL’nin 611,32×73.174,75=44.733.188,17 TL’ye (Eski TL) 1 Ocak 2005 tarihinde paradan 6 sıfır atıldığından 000.000 eskiği ile 44,73 TL’Ye ulaşılmış olabileceğinin hesap edildiği tespit ve rapor edilmiştir.
Rapora yapılan itirazın değerlendirilmesi için dosya yeniden aynı bilirkişiye ek rapor düzenlenmek üzere verilmiş, Bilirkişinin sunmuş olduğu 11/12/2014 tarihli ek raporunda özetle; Hesap cüzdanı üzerinde yazılı olan Vadeli Mevduat hesabının vade sonundaki faiz işlemiş hesap bakiyesinin esas alınması gereken tüm kriterler baz alınmak suretiyle hesaplama yapıldığını, yapılan hesaplamada baz alınan kriterler kök raporunda belirtildiği gibi uzantısı verilen TCMB internet adresinden alındığını ve hesaplamalar hem hesap makinesi ile hem de Excel tablosunda gösterildiği gibi yapıldığını, kök raporundaki hesaplamayı değiştirecek başka bir husus rastlanılmadığını tespit ve rapor etmiştir.
Mahkememizin 2014/390 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde; 09/09/2015 tarih 2015/582 karar sayılı kararında; dosya içeriğinden davacı adına, davalı banka nezdinde açılmış olan bir hesabın bulunduğu ve davacı tarafın buna ilişkin olarak banka hesap cüzdanı ibraz ettiğinin anlaşıldığı, ibraz edilen banka mevduat hesap cüzdanı örneğinden, hesabı açan kişinin … isimli şahıs olduğunun görüldüğü, bu kişinin davacının anneannesi olup olmamasının sonuca bir etkisi bulunmadığı, söz konusu hesabın kapatıldığı ya da tasfiye edildiği yönündeki ispat külfetinin davalı bankaya ait olduğu, yaptırılan bilirkişi incelemesinde de davacının anneannesine ait hesabın 44.73-TL olduğunun belirlendiği, netice olarak dava konusu hesabı açan kişinin davacının anneannesi olmadığının resmi nüfus kayıtlarıyla anlaşılması ve TCMB ve … kayıtlarında dava konusu hesapla ilgili bulunan kayıtlar doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile 44,73-TL nin davalı bankadan alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiş, kararın davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
Yargıtay 11.HD 18/09/2018 tarih 2016/14029 esas 2018/5414 karar sayılı ilamında; “…Dava, davalı banka nezdinde bulunan vadeli mevduat hesabındaki paranın tahsili istemine ilişkindir. Dava dosyasında yer alan ve davacı tarafından sunulan hesap cüzdanındaki verilere göre, davacıya ait hesabın bir yıllık vadeli mevduat hesabı olduğu açık olup, vade bitiminde de aynı süreyle ve o tarihteki cari faiz işletilmek suretiyle yenilendiği ve hesabın bu şekilde işbu dava tarihine değin tevali etmiş olduğu kabul edilmelidir. Davacının dava tarihi itibariyle davalı bankadan isteyebileceği tutarın çoğun içinde azı da vardır ilkesi gözetilerek, davalı bankanın yıllık mevduat hesaplarına uyguladığı cari mevduat faiz oranları ile dava tarihi itibariyle vadeyi bozan bir durum söz konusu ise bu hususun davalı banka uygulaması da gözetilerek belirlenmesi, anapara ve akdi faiz toplanarak bulunacak miktara dava tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilmesi yolunda hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı gerekçelerle karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle Mahkememizin … esas … karar sayılı 18/09/2018 tarihli kararının bozulmasına karar verilmiş, bozma üzerine dosya Mahkememizin 2019/15 esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay 11.HD 18/09/2018 tarih 2016/14029 esas 2018/5414 karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, 08/05/2019 tarihli celse 6100 sayılı Yasanın 266.maddesi gereğince; Yargıtay bozma ilamında belirtildiği şekilde hesap yapılması için dosyanın, resen seçilen bilirkişiye tevdii ile rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş, ara kararda bilirkişiye takdir edilen ücret belirlenmiş, bilirkişi ücreti ile rapor tebliğ giderlerinin ve diğer giderlerin davacı delil avansından karşılanmasına; eksiklik bulunması halinde tamamlanması için davacı yana 6100 sayılı Yasanın 324.maddesi gereğince 2 haftalık kesin süre verilmesine, aksi durumda bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtarına karar verilmiş, davacı vekilinin 08/05/2019 tarihli celse sırasında hazır bulunmaması nedeniyle 08/05/2019 tarihli duruşma zaptı davacı vekiline e-tebligatla tebliğ edilmiş, verilen kesin süre içerisinde ve sonrasında davacı vekilince eksik delil avansı yatırılmamış olup, verilen kesin sürenin sonuçları da ihtar edildiğinden davacı taraf bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmıştır. İhtara rağmen davacı vekili tarafından bilirkişi ücretinin yatırılmadığı, bozma ilamı doğrultusunda teknik inceleme yapılamadığı için davacının talepleri ile ilgili bozma kararında işaret edilen hususlarla ilgili herhangi bir sonuca varılamadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-İspatlanamayan davanın reddine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 54,90-TL harcın, peşin alınan 87,80-TL den mahsubu ile bakiye 32,90-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde Temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/01/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.