Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/117 E. 2021/138 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/117 Esas
KARAR NO : 2021/138

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/06/2018
KARAR TARİHİ : 17/02/2021

İzmir. 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/695 Esas, 2018/1063 Karar sayılı 07/12/2018 tarihli Yetkisizlik kararı ile Mahkememize tevzi edilen dosyanın mahkememizin 2019/117 esas sırasına kaydı yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin …A.Ş …Şubesinin … hesap numarasının mudisi olduğu, müvekkil şirkete ait mezkur hesaptan 06/04/2018 tarihinde müvekkilin bir kredi talebi ya da bir limit tahsis söz konusu olmadığı halde limit tahsis ücreti adı altında 2.625,00 TL tahsil edildiği, bu hususta herhangi bir gerekçe gösterilmediği, söz konusu miktara ilişkin olarak davalı yana İzmir … Noterliği’nin … yevmiyeli numaralı ve 18/05/2018 tarihli müvekkil şirket hesabından haksız olarak tahsil edilen bedelin iadesine dair ihtarname keşide edildiği, 21/05/2018 tarihinde ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiği, ihtarnameye herhangi bir şekilde cevap verilmediği belirtilen bedelin müvekkilin şirket hesabına iade edilmediğini, müvekkil şirket ile davalı taraf arasında 24/09/2013 tarihinde genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmede tahsil edilen bedele ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığını, bununla birlikte müvekkil şirket tarafından sözleşmeden doğan tüm edim ve yükümlülüklerin eksiksiz olarak yerine getirildiğini, tahsil edilen bedelin ticari veya hukuki olarak gerekçesi bulunmayıp haksız olarak tahsil edildiğini, açıklanan nedenlerle davalı tarafça gerçekleştirilen tahsilatın sebepsiz zenginleşme teşkil etmesi nedeniyle şimdilik 2.625,00 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; her iki tarafın tacir olduğu Genel Kredi Sözleşmesinin yetkili mahkeme 11.11 maddesinde açıkça belirtilen müvekkil bankanın Genel Müdürlüğünün de bulunduğu İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi gerektiği, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiği, davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ikame edilmesinin mümkün olmadığı, açıklanan nedenlerle yetki itirazının kabulü ile davanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi gerektiği, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak bedelinin faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi… Esas… karar sayılı 07/12/2018 tarihli kararında; “…Her ne kadar davacı tarafça taraflar arasında imza altına alınan Genel Kredi Sözleşmesindeki edimlerin davalı tarafça yerine getirilmediğinden bahisle oluşan davacı zararının giderilmesine yönelik olarak mahkememize dava açılmış ise de, taraflar arasında imza altına alınan 24/09/2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin 11.11 maddesinde “taraflar bu sözleşme ve ekleri ile bağlantılı olarak ortaya çıkacak anlaşmazlıkda İstanbul Merkez Mahkemelerin ve icra dairelerinin yetkili olacağını kabul eder” düzenlemesinin bulunduğu, HMK.nun 17.maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilirler, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirtilen bu mahkemelerde açılır” düzenlemesinin bulunduğu, tarafların tacir oldukları ve aralarında yapmış oldukları sözleşme ile yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret mahkemeleri olduğunu belirledikleri, yapılan sözleşmelerdeki yetki düzenlemesinin HMK’ nun 18. maddesi gereğince geçerli olduğu, HMK 17.md gereğince taraflarca aksi kararlaştırılmadığından davanın yalnızca sözleşme ile belirlenen mahkemede açılmasının gerektiği, mahkememizin yetkili mahkeme konumunda bulunmadığı, davacının, davayı yetkili mahkemede açmadığı, davalı tarafça yasal süresi içinde yetki ilk itirazının yapıldığı ve yetkili mahkemenin doğru olarak gösterildiği incelenen tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış,(mahkememizce sehven 07/12/2018 tarihli duruşmada, kısa kararda yetkili mahkeme İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olarak yazılmı, sehven yapılan bu maddi hata gerekçeli kararda İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olarak düzeltilmiştir) mahkememizin yetkisizliğine karar vermek gerekmiştir…” gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiş olup, yetkisizlik kararının kesinleşmesine üzerine dosya Mahkememize tevzi edilerek Mahkememizin 2019/117 esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin 2019/117 esas sayılı dosyasında tensiben resen seçilen 5 Bankaya müzekkere yazılarak 06/04/2018 tarihi itibariyle Bankacılık Hizmet Sözleşmesi ve Genel Kredi Sözleşmesi nedeniyle limit tesis ücreti tahsilatı yapılıp yapılmadığı, bu yönde bir uygulama olup olmadığı, varsa miktarının bildirilmesi istenmiş olup, …,…, …, …, …Bankası’ndan gelen yazı cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
Emsal uygulama için Bankalardan yazı cevapları geldikten sonra dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, mali Müşavir …’ın hazırlamış olduğu 13/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı bankanın, davacıdan 06/04/2018 tarihinde Limit Tahsis Ücreti açıklaması ile hesabına borç yazdığı 2.625,00,-TL’nin, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin Komisyon ve ücretler bölüm başlıklı 2.8. maddesinde hüküm altına alınmış olması nedeniyle yetkili olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Mali Müşavir …’ın hazırlamış olduğu 06/07/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Önceki bilirkişi raporundan ayrılmayı gerektirecek bir durum olmadığı ancak bu konudaki takdirin Mahkeme takdirinde olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı taraf dava dilekçesinde, davalı bankadan bir kredi talebi ya da bir limit tahsis talebi olmadığı halde limit tahsis ücreti adı altında 2.625,00-TL kesinti yapıldığını iddia etmiş olup, davalı taraf cevap dilekçesinde, kesintinin Temel Bankacılık Hizmet Sözleşmesi ve Genel Kredi Sözleşmesi hükümleri uyarınca cari hesap limitinde kullanabileceği kredi limitine ilişkin tahsil edilen bedel olduğu savunmasında bulunmuştur.
Davacı ile davalı Banka arasında 29/04/2013 tarihli 1.500.000,00-TL tutarlı Temel Bankacılık Hizmet Sözleşmesi ve Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, 06/04/2018 tarihinde davalı banka tarafından davacının hesabından limit tahsis ücreti açıklaması ile 2.625,00-TL düşüldüğü, tahsil edilen tutarın bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere kredi kullanımına ilişkin olmadığı, limit/kredi tahsis sürecine ilişkin olduğu ve 2018 yılı itibariyle emsal Banka uygulamaları için yazılan müzekkere cevapları incelendiğinde 1.500.000,00-TL cari hesap limiti dikkate alındığında makul düzeyde olduğunun anlaşıldığı, TTK’nın 20.maddesi gereği ticari bir iş sebebiyle iş görmüş olan bankanın uygun bir ücret isteme hakkının bulunduğu, ayrıca Rekabet Kurulunun 01/08/2002 tarih ve 02-46/563-229 sayılı kararında da her Bankanın Bankacılık hizmet bedellerini serbestçe tayin edebileceğinin belirtildiği ve yapılan kesintinin taraflar arasında akdedilen 29/04/2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin Miktar ve Kredi Koşulları başlıklı 2.8.maddesinde dayanağının bulunduğu anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca 6100 sayılı HMK’nun 331/2. maddesi “Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise, talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderleri ödemeye mahkum eder” hükmünü içermektedir.
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin…esas … karar sayılı yetkisizlik kararı gereğince de HMK’nun 331/2. maddesi gözetilerek, kendisini bir vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30 TL harcın, peşin alınan 44,83 TL harçtan mahsubu ile bakiye 14,47-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 2.625,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ,
5-İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin… esas … karar sayılı yetkisizlik kararı gereğince de HMK’nun 331/2. maddesi gözetilerek, kendisini bir vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT 7.maddesi gereğince ön inceleme tutanağı imzalanmadan yetkisizlik kararı verildiğinden tarifede yazılı ücretin yarısı olan 1.090,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatıralan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸”5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸

“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”